hesabın var mı? giriş yap

  • bu devirde, kadının doğum sırasındaki acısını dindirmek ile ilgili bir takım ilerlemeler kaydedilmiştir. lakin bunlar hayata geçirilememiştir, zira kraliçe viktorya kadının kutsal kitaba göre acı çekmesi gerektiğini (var böyle bir şey, havva ademi baştan çıkardı o yüzden acılar içinde çocuk doğuracak minvalinde bir şey, çok kutsal) söylemiş ve 'çarpılırsınız mendeburlar kadın dediğin acı çekerek doğuracak sonrada kıçını kırıp evinde oturacak' diyerek bu tıbbi gelişmeyi veto etmiştir.

  • eğer olay doğru ise bu ekçiciler o kızı yıkar, ömrü billah sosyal medyaya tövbe ettirir.

    kendisine geçmiş olsun diliyor, ilerleyen yıllarda hayatını paylaşacağı 3310 ile mutluluklar diliyorum.

  • hiç konuşmadan birlikte saatlerce vakit geçirecek kadar ve hatta bundan tarifi zor bir haz duyacak kadar yakın olmak, benim için herhangi bir insan ilişkisinde ulaşılabilecek en son noktadır.

    tanıdığım onca insan içinde karşılıklı olarak bu kadar içten bir sevgi bağı kurduğum birkaç kişi var yalnızca. örneğin kendi kardeşlerimden bile sadece biriyle bu ölçüde derin bir ilişki kurabildim.

    bu durumun ne kadar özel bir lütuf olduğunu dün akşam daha bir iyi anladım. favori kardeşimle haliç'teki teknelerden birine binip kalabalık şehirden biraz uzakta, karanlık denizin içinde sessizce yol aldık bir süre. ilk o fark etti, anın tadını çıkarmak ve iletişim kurmak için konuşmak zorunda değildik. hatta bu sükunetin içinde sanki daha da iyi anlıyorduk birbirimizi. huzur tam da böyle bir şey demekti. sevdiğin ve seni sevdiğinden emin olduğun can dostunla yan yana oturup kelimeler olmadan anlaşmak...

  • almanya da 20 bin euroya sifir araba var. bizim ulkemizde degil 20 bin lirayi yine 20 bin euroya araba yok. adamlarin 20 bin euroya aldigi arabayi biz 350 bin liraya aliyoruz.

    böyle böyle milleti uyuttular. ama artik papaz yemiyor.

  • bakın ülke olarak çok büyük bir fırsatı kaçırmak üzereyiz. açın cami kapılarını hacı dayılar doyasıya yapsın ibadetini.

  • uzay asansörü dünya ile yörüngeyi birbirine bağlayacak bir asansör projesi. bu fikri ilk ortaya atan kişi konstantin tsiolkovski. tsiolkovsky aynı zamanda roket fırlatmalarına dair ilk denklemleri derleyen kişi. 1895 yılında, eyfel kulesi'nden ilham alarak, 35.800 kilometre uzunluğunda bir kule inşa edilip yörüngeye bir asansörle erişilebileceğini düşündü. neden asansörle çıkmaya ihtiyaç duyduğumuzu ve bu büyük mesafeyi anlamak için yörüngelerin nasıl işlediğini gözümüzün önüne almamız gerekiyor.

    /
    aslında gökyüzü ve merdiven eşleşmesi bizim kültürümüze çok ama çok eskiden beri işleyen bir durum.
    (bkz: göğe merdiven dayamak)
    (bkz: gökte düğün var deseler kadınlar merdiven kurar)
    gibi atasözü ve deyimlerin, hatta şiirlerin dilimize ve kültürümüze işlemiş olduğunu görüyoruz.
    /

    uzay araçları fırlatıldıklarında atmosferi geçip uzayda süzülmeye başlamıyorlar. atmosferi geçmek işin görece kolay kısmı çünkü uzay sınırı 100 kilometrede başlıyor. yörüngeye erişmek için bir araç yeterli yatay hıza ulaşmış olmalı (saniyede yaklaşık 8 kilometre). yörüngedeki araçlar bu sayede dengede kalabiliyorlar aksi takdirde dünya'ya doğru düşmeye başlarlar. yörünge ne kadar yüksekse uzay aracı da o kadar hızlı kareket etmeli. 35.800 kilometre ise yer sabit yörüngenin (ysy) yüksekliği. ysy'de bulunan uzay araçları 23 saat 56 dakikada bir yörünge tamamlıyor (dünya'nın kendi ekseni etrafında dönme süresi ile aynı) ve böylece aynı noktanın üzerinde kalabiliyorlar. bu uydu türleri genel olarak iletişim ve haberleşme için kullanılıyor.

    bir uzay asansöründe ysy'ye ulaşana kadar hem hızınız hem yüksekliğiniz artıyor. bu sayede şiddetli fırlatmalara gerek kalmadan bir elektrik motoru sizi birkaç gün içerisinde uzaya taşıyor. bu, dünya'nın %90'ını dolaşan bir trene binmekle aynı şey. ancak maalesef böyle bir kule inşa etmemizin bir yolu yok çünkü hçibir kule bu kadar yüksek olup kendi ağırlığını taşıyamaz. ancak 1959 yılında rus bilim insanı yuri artsutanov böyle bir yapının bir kule yerine gergin bir kablo ile yapılabileceğini öngördü. böyle bir durumda, ysy'ye yerleştirilen bir uydu üzerinden bir halat aşağı doğru iletilirken başka bir halat da denge ağırlığı ile uydudan öteye doğru gönderilebilir. sonuç olarak ilk halat yere ulaştığında buraya demirlenebilir.

    bu konsept uzun yıllar bilim-kurgu olarak değerlendirildi çünkü böyle bir şeyi destekleyecek mukavemete sahip bir malzeme bulunmuyordu. 1990'larda karbon nanotüplerin icadıyla bu değişti. 2000 yılında yapılan bir nasa çalışması, 20 tonluk bir nanotüp halatın fırlatılarak ysy'ye yerleştirilmesini önerdi. bu halat yörüngedeki bir platforma yerleştirilebilir ve küçük robotik araçlarla daha fazla madde eklenebilirdi. böylece bir metre genişliğinde, uzunluğuna göre kağıttan ince bir halat oluşturulabilirdi.

    maalesef kimse 50 santimetreden daha uzun nanotüp üretmedi. ancak uzay asansörleri üzerine çalışanlar var. abd bazlı liftport group firması ticari karbon nantüpler geliştiriyor. firma mevcut materyallerle ay'a kadar ulaşan bir uzay asansörü yapmayı hedefliyor. eğer her şey beklendiği gibi giderse, içinde bulunduğumuz yüzyıl bitmeden uzaya giden trenler bile görebiliriz.

  • eser yenerler espri algoritması: biri eser’e bir cümle kurar, eser de bu cümleyi soru cümlesi haline getirip espri yaptığı sanar.
    örnek:
    x: abi yakıyorsun
    eser:yakıyor muyum?hahaha
    komik olmayan zatın showu.

  • kendisi su aciklamayi iletti:

    "merhaba, keşke herkes o kiloları ile dalga geçtikleri kadın kadar hayata tutku ile bağlı ve özgüveni olan kişiler olsa idi!keşke yorum yazanlar izleyici olmaktan ziyade izlenen olmayı hayatta ilke seçip koyun misali yaşamasalar ve tepkilerini verebilselerdi.klavye kralı değil hayatlarının kralı olabilselerdi!patetik düşünceli sapkın fikirli tüm insanların üzerinden yağlarım tonlarca geçsin yağlarımın altında kalsınlar!in şal lah...planking felsefesini bile anlamaktan özürlü beyinlere o hareketi yiyorsa bi tarafın gel sende yap demek istiyorum!ekşisözlük ekibine de ayrıca teşekkür ediyorum her ne kadar anlamasalarda o anki eylemimi anlayabilecek türkiye'de tek onlar olacağının güvencesi ile ben oradaydım!yazılan yorumlar ailemi üzdü!beni de üzdü ailemi üzdüğü için.yaptığım hiçbirşeyden dolayı ailem zarar görsün istemem ama bende buyum işte! konunun bir ekstrem spordan bir aktivasyondan bir performanstan ne farkı var! tek farkı orada yatan kadının 90-60-90 olmaması! o ölçülerde bir kadın yatsa orada eminim patetik sapkın düşünceli bir çok yazarımsı yaratık klavyesine dokunurken başka taraflarının güdüleri ile methiyeler yazardı!bu yorumumu umarım yazarsınız sayfanızda!hayatı anlamak yerine fiziksel meta olarak insanları görmekten öteye gidememiş beyinlere bir nebze soğuk su etkisi yaratır!ailemi çok üzdünüz dilerim o fil-balina-sapkın düşünce yazanların hepsine duam şu ki hayatınızdaki tüm kadınlar katmer katmer yağ olsun o yağlarda boğulun inşallah!"

  • kac yildir feto yuzunden cocuklarinin hayatlarini bitirenler turkler degil mi? pkk doguda guneyde yukselirken 2013-2018 arasinda bolge kontrolunun tamamini kck'ya veren akp degil miydi? yuzlerce komutani albayi hatta org generali bile hapse atan feto-akp degil miydi?
    sana diyecegim birader, bu millet embesil gibi kendisini soyan ona buna satan bir partiye oy verince diger milletler seni siklemez hale gelir. ve eger ulkenin batmamasi gerekiyor ama batiyorsa da hemen diger devletler karsi politikalar baslatir ve bu olay 2 turlu sonuclanir. ya venezuella gibi oluruz ya da imf'nin kamcisinda dolasiriz arjantin gibi. bizim milletin 20 yildir salakligi ve beles para kazanma isteginden dolayi buraya geldigimizi de unutma derim. ona buna uzerimizde oyun oynuyorlar diyecegine bu dis politikada dislanma sorununu once turklerde araman lazim.