hesabın var mı? giriş yap

  • ukrayna*'da yaşarken kız kaldırmaya türkiye'ye gelmiş bir gerizekalının feryadı. evladım mal mısın sen?

  • olaya pazarlama yönetimi adına yaklaşayım da tam olsun o zaman:

    bu duruma aslen marka kaybı denmektedir. yani; firmanın imajıyla ürünün ve markanın imajı,pazarlamanın ve tutundurmanın* başarısı ve ürünün kalitesi sayesinde marka ile ürün iç içe geçer.

    bu durum iyi gibi gözükmekle beraber firma markasını kaybetme durumuyla da karşı karşıya gelir.
    bu durumda marka,jenerik eşya ismi haline dönüşür.

    çok sayıda örneği vardır*: jilet(gilette),uhu, webolit, frijder, kalebodur, nescafe, pinoteks(dyo'nun vernik markası), klorak, sana, duşakabin, fiberglas, kot(eski bir türk jean üreticisinin soyadıdır kot), asprin, naylon, aygaz, selofan, kola, bankamatik(iş bankasının atmlere verdiği isim), permatik, kerosen, linolyum vs vs...

    aslında pazarlama ve markalama yönetimini baz alırsak ekşi sözlük de bir jenerik marka olma ve marka kaybı ihtimali ile karşı karşıya..
    ekşi sözlük'ten sonra çıkan ve lideri izleme ve asalak marka stratejilerini izleyen birçok ekşi sözlük benzeri site var, ve bunlar da başındaki "ekşi" 'yi atıp sonundaki "sözlük" ibaresini aynen kullanıyorlar. yani aynı coca cola'nın diğer kola markalarına karşı "cola" ibaresini kaybetmesi gibi ekşi sözlük de "sözlük" ibaresini kaybetmiş durumda. ama şöyle de bir durum var ki ekşi sözlük coca cola durumunda ama rakipler-en azından şimdilik-en fazla kristal kola kıvamında. yani korkacak ya da sevinecek bir durum yok ekşi sözlük adına..

  • öncelikle tüm forumcu arkadaşlarımın kurban bayramını kutlarım.

    buradan sıraya giriliyor herhalde.

    pirzola alıcam ben de. paket olsun evde yiyecem.

  • var böyle kız. enfes birşey. tanıdım, yaşadım onunla biliyorum. bu sadece bir restaurant ya da barda hesaba ortak olmasıyla ilgili bişey değil.

    bakın şöyle birşeydir;

    erkek: eve geçerken şurdan iki pizza alsak mı ki?
    kız: almayalım
    e: aç değil misin?
    k: açım ama gerek yok. iki pizza için ne kadar para vereceksin?
    e: 20-25 falan heralde.
    k: ver o parayı bana o zaman...

    (kız bir markete geçer çocuk kapıda sigara içiyordur. kız elinde poşetlerle çıkar)

    k: makarna ve yoğurt aldım, sana güzel bir makarna yaparım 15 dakikada. fazladan bir paket aldım evde bulunsun. kola da aldım. bu arada peynir zeytin falan bir kaç şey daha aldım. tavuk alacaktım da para yetmedi. kahve de bitmişti sizin evde biraz kahve aldım.yemekten sonra içeriz. onu da sen yaparsın artık...
    e: bir ömür kahve yaparım sana ben...

    edit: evlendim onunla.

  • bu sabah minibüste en arkada oturan iki arkadaştan duyduğum diyalogtur.

    -yağmur yağıyor
    +yağsın banane amk.

    2 dakika sonra..

    -işe geç kaldık
    +kalalım sanki çok önemli insanlarız amk.

  • geçen gün iş yerimize bi abi geldi, ben de karşılamak için yanına gittim. baktım arabasında 3 demet çiçek var.

    - abi hayırdır 3 demet çiçeği ne yapacaksın dedim?

    - bugün benim hanımın doğum günü ona çiçek alırken 2 kızıma da çiçek aldım, her zaman böyle yaparım dedi. (adamın 2 kızı bir oğlu var).

    - neden dedim?

    - kızlar çiçeğe alışsınlar, doysunlar böyle şeylere. yarın hıyarın biri kızlarımı basit bir çiçek alarak etkileyip kandırmasın, üzmesin dedi.

    benim de tecrübelerime göre it kopuğun, ailesinden ilgi görmemiş kızları etkileyip kandırması çok kolay. anne babasından ilgi ve sevgi görmemiş kız, belki bir çiçeğe boş beleş bir oğlana aşık olup kendini kaptırabiliyor. ama iyi ailede yetişmiş, iyi babaların görmüş geçirmiş kızlarını kötü erkekler kandıramıyorlar. iyi aile kızları eş seçiminde daha rasyonel tercih yapıyorlar.

    adamın bu görüşü çok hoşuma gitti, inşallah ileride evlenirim ve allah bana da bir kız çocuğu nasip eder. ben de kızıma çiçek alırım.

  • 12 yıllık olanın tadı bana konyak gibi gelen viski markası.

    içerken bildiğin üzüm tadı aldım bol bol. oldukça tatlı, şekerli bir lezzete sahip gibi geldi bana. damak tadıma çok uygun değil özetle.

    edit: diğer viski yorumlarım için (bkz: #60703155)

  • köprünün adını mimar sinan koy ve o köprü göçsün. öbür tarafta yakanıza yapışır ismimi lekelediniz diye.

  • havaların soğuduğunu arif' in maça boğazlı kazakla çıkmaya başlamasından anlayabilirsiniz.
    ayrıca ben hakem olsam maça çıkarken direkt sarı kart gösteririm kartı da cebine koyarım o şekilde oynasın uğraştırmasın beni..