hesabın var mı? giriş yap

  • finlandiya'ya gittiğimde ofiste ilk gün türkiye'nin hangi şehrinden olduğum sorulmuştu. sadece finler değil, almanlar ve amerikalılar da sormuştu. tipik insan merakını sadece türklere özgüymüş gibi düşünen ve bunun üzerinden milletini aşağılayan salaklara ne desem az. memleket nere diyen insan seni merak ediyordur. senle iyi veya kötü bir bağ kurma arayışındadır.

    debe editi: duygularıma tercüman olmuşsunuz diye bir sürü arkadaş yazdı. hepsini buradan ricalarımı iletiyorum. eskiden osmanlı sarayındaki devşirme tipler türkleri aşağılarmış, senelerdir de ab ve abd'den fonlanan batı köpekleri yapıyor bunu. kendinize, emeğinize, ülkenize sahip çıkmanız dileğiyle.

  • duman'ın değil tgb'nin halt yemesidir. adamlar fiyatlarını söylemiş senin işine gelmezse cagirmazsin. sanki zorla aldilar parayi. yine tgb'nin bok edip suçu başkasına attigi bir başka olay. bir işiniz düzgün olsun arkadaş ya.

    edit:olay hiç tgb'nin anlattigi gibi degilmis. adamlar soma kazasindan önce planlayip anlasmis dumanla. zaten tgb'den de bu beklenirdi. bu adamlara inanip gaza gelmeyin amk işleri güçleri dezenformasyon.
    (bkz: #44945415)

  • fransa'nın tamamını bilmem ama paris öyle bir metro ağı ile donatılmıştır ki özellikle yaşlı ya da hasta değilseniz taksiye binmek aklınızın köşesinden geçmez. her yere metro ile inanılmaz kolay ve hızlı şekilde ulaşabilirsiniz. buna istanbullular için şöyle örnek verebilirim:

    sabah tuzla'daki evinizden çıkıp beylikdüzü'ndeki işinize gidip öğle yemeği'nizi istiklal caddesi'nde yiyip, işe geri dönüp, akşam iş çıkışı kanlıca'da yemek sonrası kahve için bebek'e uğrayıp geç kalmadan tekrar tuzla'daki evinizde olabilirsiniz. bunların üstüne yorulmuş da olmazsınız.

  • bir tarafta trafik kurallarına uymayan, yolcuları zerre önemsemeyen, keyfine göre yolcu almayıp müşteri seçen, muayenesi olmayan enkaz gibi araçlarla trafikte terör estiren, neredeyse bütün işlemleri kayıt dışı olduğundan en alt seviyede vergi ödeyen taksi sürücüleri ve plaka sahipleri varken; diğer tarafta temiz kaliteli düzgün ulaşım hizmeti sağlayan ve bunu kayıtlı ve şeffaf bir şekilde yaptığından vergisini düzenli ödemek zorunda olan uber var. ve trafik polis teşkilatımız en sıkı şekilde kimi denetleyip ceza kesme peşinde? uber'in ve uber yolcularının. neden? çünkü toplumu değil, taksi plaka sahiplerini ve o taksileri süren çomarları korumak ve kollamak bunu gerektirir. çünkü sizin güvenliğiniz, trafik kurallarına uyulması, özetle toplumun faydası için çalışmak trafik polislerimizin zerre umrunda değil.

  • şaka maka dünyanın en çok kullanılan arabalarından biri olan bu araba nasıl ortaya çıktı şöyle bir bakalım.

    jackass'in bile vazgeçilmezi olan bu araç 20. yüzyılın en başarılı pazarlama icatlarından biridir. tarihler 1936'yı gösterdiğinde sylvan goldman ofisinde tek başınaydı ve müşterin nasıl daha fazla alış veriş yapacağını düşünmekteydi. bir anda gözleri parladı. (tabii ki bizim ekonomi bakanı gibi değil)

    etrafına bakındı, tahta bir katlanır sandalye buldu ve koltuğa bir sepet koydu ve ayaklarına da tekerlekler ekledi. daha sonra goldman, çalışanlarından biri olan , fred young adlı elemanını çağırarak bu düşündüğü şeyi yaratmasını istedi. sonuç bir kaç parça tel daha eklenerek ilk alışveriş arabasını yarattı. katlanır sandalyeden ilham aldıkları için goldman, yarattıkları bu ürüne katlanır sepet taşıyıcıları adını verdi.

    daha sonra bu fikri beğenen goldman, başka bir tamirci olan arthur kosted adlı bir tamirci sayesinde bu fikrini biraz daha geliştirip tel bir kafe gibi yaparak hızlı çoğaltmaya başladı. zaman 9 nisan 1940' ı gösterdiğinde katlanır taşıma sepeti adlı isimle patent ödülü aldı. fakat bu ürün istenildiği etkiyi yaratmadı, çünkü erkekler için bebek arabasını anımsattığı için erkekler kendilerini efemine olarak gördüler. bunun üzerine goldman, günlerini nasıl bu ürünü insanlara kullandırabilirim düşüncesi sardı ve market etrafında araba iterek geçiren erkek ve kadın modelleri işe aldı.

    daha sonra popüler hale gelen arabalar için yer sıkıntısı yaşanmaya başladı. bunun üzerine büyük yenilik 1946'da orla watson12 tarafından yapıldı. arabaların depolama için kolayca bir araya getirilmesine izin veren menteşeli bir arka panele sahip bir tasarım buldu. iç içe giren bu bu arabaları 1949'da patentini aldı.

    bugün çoğu araba için model olan bu araba 1954'te, yeni yürümeye başlayan çocuklar için katlanabilir bir koltuğunda eklenmesiyle daha da geliştirildi, bu sayede ebeveynler raflara daha da odaklanarak yaratıcılığını dibine vuruldu.

    günümüzde artan mağaza sayısı ve boyutları göz önüne alındığında çeşitli boyutlarda ve şekillerde hala üretilmektedir.

    kaynak:12

  • ya şimdi bu tezgah değil de nedir kardeşim, kapakları niye sayıyorsunuz amk biz ev hanımları gibi bunları bilmek zorunda mıyız?

    insan gibi 4 adet tencere x fiyat yazsanıza, nereden baksan dolandırıcılık, saplarını falan da ekleyin 46 parça olarak satın oldu olacak, lego mu alıyoruz tencere mi... bunu öğrendiğimden beri tadım kaçtı, evet az önce öğrendim.

    bu tip bilmediğimiz başka küçük silkeleme operasyonları varsa birileri bizi uyandırsın.