hesabın var mı? giriş yap

  • lisede ve üniversitede cuma namazı kaçırmazdım. ta ki hutbede ak parti siyaseti ile paralel cümleler ve gündemle ilgili hutbeler dinleyene kadar. o gün bugündür gitmiyorum belki 7-8 sene oldu gitmeyeli belki daha fazla. unuttum bile en son ne zaman gittiğimi

    edit: ne kadar 10 iq lu insan var şu hayatta. birsürü özelden hakaret eden insan var. size ne olm size ne? isteyen gider isteyen gitmez

  • ülkemizde, kangalların boğduğu kurtlar genellikle oldukça küçük, zayıf, hasta, yaşlı veya yaralı kurtlardır. ayrıca zaten anadolu havzasında yaşayan kurtlar genelde ufak ve zayıf yapıda olurlar. bunlara çayır kurdu da denir. kangallar ise bu çayır kurtlarına nazaran çok daha iri ve besili olmanın yanında, çoğunlukla tek değil iki veya daha fazla kangal ile beraber kurtlara hücum ederler. bu yüzden kangalların bu kurtlar karşısında üstün gelmesi olağandır.

    ayrıca köpekleri yetiştirmek de zahmetli bir iştir. hiçbir hayvan sahibi, hayvanının boş yere ölmesini yahut yaralanmasını istemez. bu yüzden bu köpeklerin boyunlarına çivili tasma geçirilir. hatta vücut bölgesini koruyan zırh yaptıranlar dahi vardır. böyle bir beşeri avantaj karşısında kurdun şansı yoktur.

    ancak gerçek bir bozkurt karşısında, bire bir mücadelede bir kangalın başarılı olacağını düşünmüyorum. kurtların ne kadar dayanıklı, kuvvetli ve olağanüstü savaşçı, inatçı bir yapıda olduklarını bilenler bilir. çok güçlü çeneleri ve oldukça sivri dişleri ile, birkaç hamlede bile rakiplerinde ölümcül yaralar açabilirler. köpekler ise böyle değildir. ölümcül yaralar için oldukça ciddi mücadele vermeleri gerekir. kurt, tabiri caiz ise tek ısırışta dişlerini kemiğe kadar saplarken, köpek sadece ete zarar verebilmektedir. ayrıca kurtların, bilhassa kışın kalın kürklere sahip olduklarını unutmamak gerekir. çok hızlı hareket edebilmesi de bir başka avantajdır.

    kangalın ise kurt karşısında tek artısı iri cüssesi gibi duruyor. gerçekten de iri gövdesi ile kurda vuruşlar yapabilir. ama kurdun çok daha atik hamleleri karşısında çok dayanacağını zannetmiyorum. kangal, ancak ani bir hareket ile, boyundan tutar ve bırakmaz ise bir şansı olabilir.

  • merhaba,

    erişim engeli konusunda yine bir karar olduğunu gördük ancak ayrıntısı hakkında bilgi sahibi değiliz. henüz tarafımıza tebliğ edilmiş bir kararın bulunmadığını bilmenizi isteriz.

    bir önceki engelleme sürecinde yaşadığımız gibi, yine sözlük'te algı çalışması yapan bir grup kullanıcıya yaptırım uygulamamızı takiben sözlük'e erişim engeli getirildi.

    ekşi sözlük'ün etkisi içeriklerin ve gündemin her fikirden kullanıcılar tarafından organik olarak oluşturulmasından gelmekte. bu etkiyi algı çalışmalarına malzeme ederek kötüye kullanmaya çalışan organize ekiplere her zaman müdahalede bulunuyoruz.

    tüm bu hukuksuz engellemelere rağmen, kendi düşüncesini paylaşmak ve başka düşünceleri okumak isteyen tüm kullanıcılarına alan sağlamaya devam edeceğiz.

  • bir fil ile at kıyası olduğunda atın,
    iki fil ile iki atın kıyasında ise iki filin daha değerli olduğu ile açıklanabilecek sorunsal...

    debe edit: böyle yoğun ve üzücü bir gündemde böyle bir entry'nin debe'ye girmesi aslında beni şaşırtmadı.
    efsaneye göre vaktiyle eşit güçte görünen ordular birbirlerine çok zarar vermesin, insanlar yaralanıp ölmesin diye, düşman güçlerin komutanları kendi aralarında satranç oynar, oyunu kazanan taraf savaşı da kazandı sayılırmış ve kimsenin burnu kanamadan savaş son bulurmuş. her gün acıların katlanarak çoğaldığı bir günde satrançla ilgili basit bir bilgi içeren entry'nin debe olması da, bizlerin efsanedeki insanların genlerini taşıdığımızı gösteriyor belki. umarım kan ve göz yaşından dersler alır, sorunları savaşlar yerine aynı satrançtaki gibi felsefe, zeka, bilgi, teknik, matematik, sanat ve mutlulukla çözeriz; kimsenin kılına zarar gelmeden.

  • 200 lira civarına satışa koyduğum parfüm için arayan birisi "hocam amerikada bunun fiyatı 100 lira civarı, 100 liraya veriyorsan senden alayım" demişti mesela. 100 liraya bulduysan bana da bi tane al dedim kendisine, sonra kapattık. 1-2 saat sonra gene aradı "bak hocam şu an amerikadan sipariş veriyorum 50 küsür dolara, satmıyor musun emin misin" diyor.

    adamın şantajına bak. elimdeki parfümü amerikadan daha ucuza almakla tehdit ediyor beni. al abicim amerikadan, hasta mısın dedim. "alıyorum bak kardeş, sen kazansaydın elin amerikalısına kazandırıyosun" falan diyor. suçlu olduk bi de ayaküstü.

    yakında bi telefon daha bekliyorum "kardeş parfüm amerikadan geldi" deyip telefonun ahizesine fıslatacak.

  • (biri tanışma heveslisi, diğeri işbirlikçisi olmak üzere iki kişi konuşmaktadır, hedef konuşmaları duyabilecek şekilde konuşlanmıştır)

    1- yok abi o değil diyorum..
    2- o ya.. baksana kaş, göz. aynı. kesin eminim o.
    1- ya hayır o daha uzun boyluydu sanki

    (bu noktada dişi kişi kıllanır, bir iki bakış atar ama pek aldırış etmez)

    2- ya her iddiasına varım o. gidip sorucam.

    (2 dişinin yanına gider)

    2- ya afedersin. sen şu starın güzellik yarışmasında 2. olan kız değil misin?
    dişi- (kızarır, utanır, şımarır) hihi..yok hayır, benzettiniz sanırım..(smileyler havada uçuşur)
    2- evet, düşündüm de sen daha güzelsin zaten (ve akabinde akşam yemeği)

    [başarı yüzdesi : %86.25]

  • 15 temmuz gibi sıcak bir yaz gecesinde kalın deri montuyla...
    fotoşop yaptınız bari tshirt lü yapın dedirtmiştir.