ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran fıkralar
-
bir amerikali, bir ingiliz ve bir iraklı barda oturmuş içki
içiyorlarmış.
amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş, silahını çıkarıp
bardağa ateş edip parçalamış:
"bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz amerika'da aynı bardakla iki
kere içki içmeyiz" demiş.
ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
ateş ederek bardağı parçalamış:
"bizim ingiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş.
bunun üzerine iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip amerikali ve ingilizi
vurup öldürmüş:
"bağdat'ta bu ingiliz ve amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı
adamlarla iki kere içki içmeyiz"
duş almam gerek stresi
-
ertelendikçe artan , arttıkça ertelenen kısır döngüye ramak kalmışken duşa sokan strestir.
lakin duşa girdikten sonra enteresan bir şekilde anlamsızlaşır ,bu muydu dedirtir.
kendini duştan çıkınca üşüme stresine bırakır.
hayvanlar konuşabilse onları yiyebilir miydin
-
(bkz: önce ikna ederdim)
8 nisan 2015 tarihli leman kapağı
-
hakkını arayan bir camiaya değil; silah ile 50 kişinin canına kast eden denyolara verilen ayardır.
(bkz: sakin ol şampiyon)
beraber euro'duk biz bu yollarda
-
yeni romanımın adı. müthiş betimlemelerim var yollar, bakmayanlar, bakanlar, kutular, beddualar...
romanımı lütfen alın, çoluk çocuk perişan oluruz yosa
holodomor
-
1932-1933 yıllarında ukrayna'da meydana gelen kıtlığa verilen ad... "aç bırakarak öldürme" diye türkçe'ye de çevrilebilir. ukrayna başta olmak üzere bazı devletler**** bu olayı soykırım olarak nitelendirmektedirler.
sovyet yönetiminin* o zamanlardaki politikası köylülerin elindeki kendilerine ait toprakları alıp kollektif kooperatifler kurmaktı. fakat bu özellikle ukrayna'daki köylüler arasında huzursuzluk yarattı; sovyet memurlarının gelip ürünlerini almalarını beklemektense onları yakmayı tercih ettiler. netice olarak bahsi geçen bu iki yılda akıl almaz bir açlık vuku buldu. tahminlere göre 5-10 milyon arası insan can verdi. bu o zamanki ukrayna nüfusunun dörtte birini meydana getiriyordu.
sovyetlerin açlığa göz yumduğu hatta teşvik ettiği iddia edilir. örneğin, açlığın meydana geldiğ kırsal kesimlerden başka yerlere* gitmek yasaklanmıştı.
rusya olayın soykırım olarak tanınmasına karşı çıkıyor.
herkesin oruçlu olduğu ofiste yemek yiyen tip
-
ailesinde "dindar", "sofu", "hacı"; annanneleri, babanneleri olanlar bilirler. bu güzel ninelerimiz yılın üçte ikisini oruçlu geçirirler. haberimiz bile olmaz oruçlu olduklarından. o gün öğle çayı için muhteşem şeyler hazırlamışızdır.
"nene gel hadi, zeytinyağlı kuru patlıcan dolması yaptık", deriz.
"oruçluyum ben evladım, siz yiyin. kalırsa akşama yerim ben" der.
"valla kalmaz akşama" deriz. nafile oruç sonuçta. bozsa yerine 1 oruç tutacak sonraki gün. yine de kıyamaz orucuna. "olsun evladım, sonra yine yaparsınız" der.
o tespihini çeker biz de zıkkımlanırız bi güzel. ne gizli saklı yeriz, ne de o başka bir yere gider.
"akşama kalmaz" dendiğine de bakmayın, illa ki ayrılır ona bir tabak, akşam iftar ettiğinde yesin diye.
anlayan anladı. anlamayana da... babannemin bi lafı var da... kalsın.
10 km uzaktan selektör yapan bmw'li
-
çift şeritli yolda karşıdan gelirken yapıyorsa radar var demek isteyen bmw'lidir. büyük ihtimalle tüp de taktırmıştır arabaya.