hesabın var mı? giriş yap

  • annenin cep telefonu- sdhkjsdhkahlksdhakl
    lae- anne bisi mi demek istiyorsun?
    annenin cep telefonu- ben baban, nasil annen taklidi yapiyorum ama hahahahah
    lae- ?!?!?!?!

  • 1964 yılında bir devlet dairesinde işe girdim. ilk işim, taksitle grundig marka tk19 model
    bir makaralı teyp almak oldu. o yıllarda çok pahalı bir aletti. maaşım 395 lira 20 kuruştu.bu alete 10 ayda 2.150 lira ödedim. aylığımın yarısından fazlası bu alete gitti.
    ödemem bitti, 6 ay sonra işten istifa ettim.

  • japonlar bundan sonra okullarda penaltı atmayı bütün çocuklara öğretir , 20-30 yıla dünyada en iyi penaltı atan ülke olurlar.

  • birebir çalışmış bir insan olarak diyorum ki nurgül yeşilçay haklıdır. bilen bilir onu kupası hep doludur, bir şeyler içer. bazen çok neşeli olur sağı solu öper bazen kızgın olur yoldan geçene saldırır. sabahtan akşama öküz gibi çalışırsın bir de bu tipi beklersin. geldiğinde hep kıpkırmızıdır ve bir ton pudra mudra bir şeyler gerekir.

  • edit: favori viskim olduğunu tekrar belirtmek istiyorum.

    zor viski. sevmek için emek gerekiyor. nasıl emek derseniz; gidip ilk viskinizi bu marka almayın kusarsınız hatta nefret edersiniz. önce daha içimi kolay daha az is kokulu hatta is kokusuz viskiler ile damağınızı viski sever hale getirin.

    bu markayı çok pahalı parfümler gibi düşünün. gider bir merakla sıkarsınız denemek için ama çok ağır gelir hiç beğenmezsiniz. sonra gider basit hoş bir parfüm alırsınız ve evinize gidersiniz. ama o da ne saatler sonra muhteşem bir koku sizi kendisine sürükler. arar düşünür bulamazsınız. en sonunda hatırlarsınız işte o nefret ettiğiniz parfümdür o.

    lagavulin bana bunu hissettiriyor. sert olmasına rağmen alkol tadı baskın değil ama o kendine has is kokusunun baskınlığı her şeyi örtüyor zaten. daha içmenize gerek kalmadan kokusu ile bunu yapıyor. dürüstçe söylemek gerekirse bu kısım sevmesi ve atlatması en zor kısım olacaktır ilk içenler açısından. daha bu noktada bir daha bu markayı içmek istemeyecek çok kişi de olacaktır. ama çok çok sonra hatta belki bir saat sonra o berbat is kokusu daha hoş bir hatıraya dönüşüyor. aynı o pahalı parfüm gibi, yıkansanız bile koklayabildiğiniz kadar kalıcı olan o parfüm gibi. size iyi bir viski içtiğinizi uzun süre hatırlatıp yanınızdan ayrılmayacak hatırası devam edecek. deniz kokusu gibi gelecek aldığınız nefes, doğa ile kaynaşıp harika bir kamp yemeği yemişsiniz gibi tad olacak dilinizde. kokular hafızada güçlü izler bırakır ya kolay unutulmaz bu markanın tadı da öyle bence. sevmeseniz bile zor unutulur.
    daha pek çok şey yazılabilir hakkında ama denemeden yazılanları anlamanız imkansız gibi bence.

    ama işte tüm bu baskın ilk etapta itici is kokuları arasından bu aşamaya gelmek gerçekten emek istiyor, sevmek için çabalamak gerekiyor. buna değer mi içip siz karar verin.

    diğer viski yorumları için : (bkz: #60703155)

    edit: harf

  • yurtdışında böyle bir zorlama olmadığından girişe menü ve fiyatlar yazılır, herkes hesabını yapar ona göre oturur. özgüven denilen şark kurnazlığına mahkum olmamak.

  • ürün tavsiyesiyle başlayayım: derma e markasının spf 30 güneş kremlerinden memnunum. zinc oxide bazlı, parabensiz, parfümsüz, vegan, göz etrafında bile rahatça kullanılıyor. yüz için olanı yağsız, kuru ciltler için uygun olmayabilir yani, gerçi altına bir yağ/nemlendirici sürerseniz oladabilir. tatile gideceksem ya da güneş altında fazla kalacaksam spf 50 tercih ediyorum ama şu an genelde kapalı mekanlarda olduğum için spf 30.

    güneş kremleri hakkında bilmemiz gerekenler ingilizce şurada güzel ve basitçe anlatılmış: sunscreen guide burada yazanlar ve kendi bildiklerimle özet olarak geçmek gerekirse...

    - uvb cilt kanserine neden olan başlıca ışın, uva da kansere neden olabiliyor ama cildi erken yaşlandıran daha çok uva, sağlığa zararlı olan daha çok uvb.

    - koruma faktörü olarak spf 2 uvb ışınlarından %50, spf 15 %93, spf 30 %97, spf 50 %98, spf 100 % 99 koruyor. hiçbir güneş kremi 100% korumuyor, güneş kremine güvenip saatlerce güneş altında kalmayınız.

    - uva ışınları pencereden giriyor efendim. evde/ofiste genelde pencerenin yakınında oturuyorsanız ve erken kırışıklıklar edinmek istemiyorsanız kapalı alanda da güneş kremi kullanmanızda fayda var.

    - zinc oxide ve titanium dioxide bazlı güneş kremleri mineral/fiziki koruyucular olarak geçiyor, zinc titanium'dan biraz daha iyi koruyor. ikisi de beyaz bir tabaka olarak güneş ışınlarını cildinizden yansıtıyor, etkisi sürdüğünüz anda başlıyor. beyaz bir tabaka bıraktığı için koyu tenli olanlarda biraz görüntü sıkıntısı yaratabilir. diğer güneşten koruyucular güneşin zararlı etkisinden cildinizin üzerinde kimyasal olarak koruyor, etkisi sürdükten yaklaşık 20 dakika sonra başlıyor. kimyasal güneşten koruyucular ciltte sivilce gibi problemlere neden olabilir, göz etrafı için de uygun değildir. zinc oxide ve titanium dioxide olanları göz etrafı dahil vücudun her tarafında kullanabilirsiniz.

    - mineral güneş kremlerini sudan çıktıktan sonra, ya da çok terlerseniz terledikten sonra tekrar sürmeniz lazım. kimyasal kremleri her sudan çıktıktan sonra, suya girmeseniz bile her 2-3 saatte bir. (eğer güneş altındaysanız.)

    - sık güneş kremi kullanımı d vitamini eksiklikliğine yol açabilir, ama güneşin zararları daha kötü. güneş kremi kullanırken yediklerinizden yeterli d vitamini aldığınızdan emin olmanız lazım. beyaz tenli birinin günde 10-15 dakika direkt güneş teması d vitamini için yeterli, işi biraz riske atmaya kararlıysanız 10-15 dakika güneş kremi sürmeden güneş altında durun sonra kremi sürün. yaz mevsiminde güneş altında kaldığınız zaman 10:00-16:00 saatleri arasında olmasın.

    - güneş sadece cildi yaşlandırmak ve cilt kanseri riski yaratmakla kalmıyor, güneş lekeleri, ciltte ten rengi ton farkı, kılcal damar çatlakları, cildi inceltmek, cildi kurutmak..vb gibi başka zararlar da verebilir.

    - koruma faktörlü nemlendiriciler güneş kremleri kadar iyi korumuyor. nemlendirme istiyorsanız ve güneş kremi yetmiyorsa, önce normal bir nemlendirici sürün, onun üstüne güneş kremi sürün.

  • yazım kurallarını iyi bilmezseniz, "ulan dürzü, karı mı sattım..." yazacağınıza " ulan dürzü karımı sattım..." yazabilirsiniz.