hesabın var mı? giriş yap

  • çökerse 9gag de çöker. durum ciddi olm, birbirinize ehoeheoeh bak 9gag ne gomik ehoeheoe diye mesaj atamayacaksınız.

    hatta düşündüm de 9gag'i geç; buzzfeed, huffington post, mashable, onedio, listeli misteli bilimum site, haber portalları, milliyet, hürriyet falan... sitelerin %90'ı falan orijinal içerik yaratmak yerine reddit'e çöküyor. piii internet çöker valla, işsiz kalır bunlar hep.

  • ben, sana uçağı evde yaparım, hem daha ucuz olur hem de içine hangi teknolojiyi koyduğumuzu biliriz. yabancı ülkeler kim bilir içine neler koyuyor.

  • iran o işi kendi halletti. durumun ciddiyetinin farkına varıp zarrab'ın ortağı zencani'yi kendisi yargıladı hapse attı. hatta onunla işbirliği yapan dönemin başkan yardımcısı da içerde.
    sen ne yaptın, ucu sana dokunacak diye bunları yargıdan korudun. al işte adam kendi ayağıyla gidip şimdi orada seni satıyor.

  • kocam tam 3 yıl işsiz kaldı. çocuğum sümük kadardı. çocuğumun 40'ı çıktı, haftasına işe başladım. kayınvaldem te anasının şamından geldi, bize yerleşti, çocuğa baktı. ben çalıştım, yeri geldi iş çıkışı 2.işe gittim. eve baktım. o yemini ederken size iyi günde kötü günde diye soruyorlar ya, hah bu tam da o işte.

    bu yemini ederken lütfen ciddiye alın.

    ben bu süreçte allah şahit kocama bir gık demedim, bir gün olsun bu yüzden surat asmadım, yüz çevirmedim. aynı konumda ben de olabilirdim.

    ben o yemini ağzımla değil, gönlümle ettim. bir gün bile pişman olmadım. umarım ileride de olmam, hayat uzun.
    tekrar ediyorum. evlilik kolay bir şey değil. ettiğiniz/edeceğiniz yemini ciddiye alın.

    üzerine çok varsayım dönmüş editi: kocam gerçekten o süreç boyunca çok çabaladı. ben buna şahidim. evden yapabileceği bir kaç iş aldı, ulan adamlar battı, söz verip ödemeyi bin yıl sonra yaptı vbg. fizik gücüyle çalışmasına engel ciddi sağlık sıkıntıları mevcut . herhalde elinde kumanda oturup beni beklemedi arkadaşlar.

    bakın ben 40 yaşına gelmişim. unumun yarısından fazlasını elemişim, o kötü günler geçmiş. eşim de ben de çalışıyoruz, bebe 5 yaşına gelmiş, bir sahil kasabasına taşınmışız. fıtı fıtı orta yaşlılığı yaşıyor, birbirimizin "tellik" sesini seviyoruz.

    burada anlatmak istediğim nokta adama da kadına da türlü haller olabilir. varsayın allah muhafaza kötü hastalık oldu. kapıya mı koyacaksınız. 3 ay bekler boşarım falan diyen arkadaşlar lütfen, lütfen evlenmeyin. hadi evlendiniz teriniz soğumadan çocuk yapmayın. naçizane bir abla nasihati. tutmak size kalmış.

    son edit: tellik : terlik (bizim ailelerin dili dönmeyen yaşlıları tellik diyor da )

  • krizin daha da büyüyeceğinin habercisidir. artık ülkeler isteseler de anlaşamayacaklar.

  • ilginç bir hikayesi var. kitaplaştırılan, belgeseli ve filmi çekilen bir hayat örgüsü. güneydoğu afrika'daki ülkesi malawi'de, kasabasına elektrik getirmek için bilimi kullandığında sadece 14 yaşında olan bir çocuktan söz ediyoruz. hem kendi ailesinin, hem de komşularının kaderini değiştiren bir çocuk. kamkwamba'yı bu kadar özel yapan şey ise her şeyi kendi başına yapmadı, köydeki herkesin ona karşı olmasına rağmen hatta annesinin bile onun çılgın olduğunu düşünmesine rağmen vazgeçmedi.

    kamkwamba 5 ağustos 1987'de malawi'de dünyaya açıyor gözlerini. yedi kardeş, anne ve babası wimbe isimli bir köyde yaşıyorlar. babası bir mısır çiftçisi. 2001'de ilkokulu bitirdikten sonra malawi'de büyük bir kıtlık yaşanıyor. o yıl düzensiz yağmurlar neticesinde mısır yerel halkı doyurabilecek kadar çok yetişmiyor ve o sene 500-1000 kişi arasında kişi açlıktan hayata gözlerini yumuyor.
    kamkwamba'nın ailesi de bu açlıktan etkilenenler arasındaydı. mısır mahsulü yeteri kadar yetişmemiş ve günde sadece bir öğün yemek yiyerek hayatta kalmaya çalışılan bir hayat mücadelesi. kamkwamba o günleri "neredeyse yok olacaktık" diyerek hatırlıyor. baba kamkwamba'nın satacak mısırı olmadığı için, okul masraflarını karşılayamıyor ve okuldan ayrılmak zorunda kalıyor william.

    tüm bu yaşananlar onu yıldırmak yerine kamçılıyor aslında. bir kütüphane buluyor ve bilim kitaplarına merak salıyor. "enerjiyi kullanmak" adlı bir kitabı eline almasıyla her şey değişiyor. bu kitapta rüzgar enerjisi ile elektrik üreten dinamo adında bir cihazdan söz ediliyor. kamkwamba'ların evinde elektrik yok tabi. yağ lambası yakarak aydınlanıyorlar ve bunun maliyeti aşırı fazla geliyordu. bu sebepten elektrik üretmek için bir yel değirmeni kurmaya karar veriyor. her ne kadar ingilizcesi zayıf olsa da yel değirmeninin parçalarının isimlerini öğreniyor.
    yel değirmeni inşa etmek için gerekli parçaları bulmak kolay değildi, bu yüzden kamkwamba'nın kaynakları çok iyi kullanması gerekiyordu. aradığı şeyleri bir hurdalıkta buluyor. bunlar ise şöyle:
    kırık bir bisiklet, bir traktör motorunun pervanesi, eski borular ve hareket enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren bir dinamo.

    kamkwamba birçok deneme yanılmadan sonra bir lamba için yeterli miktarda elektrik üretebilecek beş metrelik bir yeldeğirmeni kurmayı başardı. akabinde yeldeğirmenini büyütmüş ve bir evi aydınlatacak kadar enerji elde etmeyi başardı. cesaretlenen mamkwamba, üçüncü bir değirmen kurdu ve su pompasını çalıştırabilecek kadar çok enerji üretmeyi başardı. bu pompa köye hayat getirecekti adeta. kurak tarlalar sulanabilecek ve daha çok ürün yetiştirilebilecekti.

    kamkwamba'nın başarısı kısa zaman içerisinde çevre köylerde de duyuldu. malawi'deki gazetelerde hakkında haber çıktı ve daha sonra ünü tüm dünyaya yayıldı. abd'de bir üniversiteden davet aldı ve 2009'da rüzgarı dizginleyen çocuk isimli kitabı yazıyor. 2019'da hayatını anlatan bir film yapıldı. güncel olarak dünyanın dört bir yanında temiz su, güneş enerjisi ve aydınlatma projeleri üzerinde çalışıyor. cümlelerini ise, ne olursa olsun, pes etmeyin diye bitiriyor kamkwamba.

  • efsane trabzonspor kadrosunun (hatta kadrolarının) unutulmaz kaptanı. dozer cemil de derlerdi. aralarında türkiye lig şampiyonluğu kupaları da olmak üzere bir çok kupa kaldırmıştır. o yılların efsane ötesi takımı liverpool'u trabzon'da 1-0 yenerlerken galibiyet golü onun adını taşımaktaydı. 2003 senesinde yolda yürürken kalp krizi geçirip öldüğünde cebinden sadece 5 milyon lira çıkmıştı. aşağıda kendisiyle alakalı olarak gökhan uzunoğlu adlı bir taraftarın yazısından alıntı var:

    cemil usta

    yüreğini sahaya koymanın ustasıydı o... cemil usta yazıyordu nüfus kağıdında... gönüllerin kağıdında ise; dozer cemil, kaptan cemil, takoz cemil yazılıydı... ellerinin üstünde sayısız kupa havaya kalktı. ama onun insanlığı ve alçakgönüllüğü hiç havalanmadı. trabzonspor sevdasıyla sahaya çıkar, avni aker’in çukurlarını bile ezbere bilen bir dozer gibi mücadele ederdi sahada...

    1969-70 sezonunda kadroya alınmış 1978-79 sezonunda veda etmişti trabzonspordaki kaptanlığına. efsane kadronun ilk şampiyonluk mücadelesinde ter dökmüş, yokluk çekmişti... hayatını kaybettiği 15/03/2003 tarihinde, mahallesindeki bir cadde üzerinde yere yıkılırken, sanki hala o dönemlerin yokluğuna dair izler vardı.... cebinden çıkan 5 milyon 750 bin lira, yıkılmaz denen cemil’in yıkılışına şahitlik ediyordu sessizce. trabzonspor tarihinde 2 şampiyonluk yaşayan ve yaşatan dozer cemil, “yapayalnız ölmekten korkuyorum” demişti yöresel gazetelerin birine verdiği röportajda. o çok sevdiği trabzonspor maçlarına gidememesinin sebebini ise “kuyruklarda beklemek ağırıma gidiyor” diye yanıtlıyordu!

    büyük kaptana vefa gösterilemedi hayattayken. halbuki o, liverpool’un “pulini” alırken clamence’yi ters köşeye yatıran penaltı vuruşu ile ingilizlerin bile dikkatini çekmişti. trabzonspordaki yönetimler ve taraftarlar, usta’ya dikkat etmedi. bu küçük yazı, dozer cemil’in trabzonspor tarihine bıraktıklarının yanında hiçbir anlam ifade etmese de, bordoyüreklerin minnet ve vefa borcu olarak bu sayfada yer alması bakımından önemli. 52 yaşında hayata gözlerini kapayan yıkılmaz dozer’in anısına... ruhu şad mekanı cennet olsun...

    ----

    maziyi yaratanlar sağolsun!!!

  • binaları ayakta tutan tuğlalar değil, temel ve kirişlerdir. ne kadar hafif olurlarsa o kadar sağlam olurlar. yalıtım ise duvarın dışına yapılır.
    hobisi kepçe ve inşaat izlemek olan ülkenin vatandaşı böyle sorular sormamalıdır.
    çocukluğu inşaatın 2. katından kum tepesine atlamak, aylarca bekleyen rutubetli su varillerinden kurbağa yakalamak olan bir varoş çocuğu olarak biraz kassam ev yaparım.
    he bugüne kadar ne inşa ettin dersen sadece köpek ve güvercin kulübesi..
    bir de yetişkinliğimde yaptığım bir kuş kafesi var ki ustalık eserim olarak londra'da sergileniyor. bu londra işi ciddi bu arada.