hesabın var mı? giriş yap

  • dün bindiğim otobüsün çok dolu gelmesinden dolayı orta kapıdan bindim, yanımda iki japon turist duruyordu akbilimi öne uzatmaları için onlara verdim ancak akbilimi ellerine aldıklarında donup kaldılar. ben de elimle akbili öne uzatın gibi bir işaret yaptım. bizimki akbili biraz uzattı ve hooop bizim vatandaşlardan biri kaptı akbili, akbil elden ele gitmeye başladı. bu uygulamayı gören japonlar önce birbirlerine sonra da bana doğru bakıp mutlu mutlu sırıtmaya başladılar. ve yolculuk boyunca uzatılan bütün akbilleri elden ele gönderdiler.

    aynı otobüste bir teyzenin kendisine yer vermek isteyen gençlere "siz oturun ben birazdan vapura bincem orda uzun uzun otururum" demesi. aynı teyzenin kapı her açıldığında "düşme yavrum" diye kolumdan tutması.

  • 1. filmlerinde mutlaka dramatik ve "yalin" bir yasam oykusu anlatir, her sey oldugu gibidir. oyuncularin "rol yapmamasi" da bir nevi "rol"dur, bu haliyle empresyonist, yani izlenimci bir profil cizer. (bu akim asghar farhadi ve pawel pawlikowski ile son 10-15 senede bir nevi "trend" oldu, ama ceylan bunun temellerini kasaba ve uzak ile atmisti. mesela ulas inan inac'in 2005 yilindaki "turev"i de buna benzer bir ornektir)

    2. hikayede sizi gulumsetecek unsurlar yoktur, pesimizm had safhadadir. filmde mutlaka bir trajedi vardir ve olay orgusu bu trajedi ustune kuruludur (bknz: uc maymun, bir zamanlar anadolu'da) eger trajedi bir olay etrafinda sekillenmiyorsa (cinayet vb.) karakterin ic hesaplasmasi uzerinde sekillenir. (bknz; kasaba, kis uykusu, ahlat agaci)

    3. hemen her karakterinin temel ozelliklerinden biri "yalnizlik"dir. hikayenin ana kahramani bir sekilde bulundugu yere ait degildir ve cevresiyle hastalikli, eklemlenememis iliskileri vardir. (bknz; uzak, kis uykusu, ahlat agaci)

    4. filmlerindeki karakterlerin bir diger ozelligi ruhsal acilarina cevap aramalaridir, bu arayis, aslinda ruh acilarini dindirmeleri icin de bir firsattir. filmlerinde karakter irdelemelerinde pek "gizli-kapakli" anlatim yer almaz. insani ve insanla alakali her olayi anlatir. kahramanin dis gorunusu yalin, ic dunyasi karmasiktir.

    5. bilindigi uzere tarkovski'den etkilenmistir ve sinemasinda ondan izler tasir. basit, sade ve siirsel (bknz: zerkalo) bir anlatim tercih eder. yapitlarinda sagduyulu metaforu, ritmik tekrarlari (bknz: stalker) cokca goruruz . monokrom renk paletini, en başta üç maymun olmak üzere, cok iyi kullanmistir. (bir ihtimal "iklimler" istisna olabilir, ancak iklimler de bergman'i kiskandiracak olcude introspektif bir filmdir o da ayri bir konu)

    6. filmlerinde donem donem, goruntu/sinematografi , hikayeden one cikar. "uzak" filminin kar ve kışı, "bir zamanlar anadolu'da" nin çorak ic anadolu bozkirlarini hatirlatmasi lirizm'in sembolik yanini kullanmada ne denli basarili oldugunu da gosterir.

    7. filmlerinde yapayliga yer yoktur, bu nedenle yakin plan cekime sıkca basvurur. yakin plan cekimin bir baska ozelligi de, diyalogun onemini belirgin olcude azaltmasidir.

    8. ana karakterler, genelde, hayalleri olan ama henuz gerceklesmemis erkeklerden olusur.

    9. kadin karakterlerin cekimleri kisa sureli ve durgundur. bu anlatim bicimiyle, psikolojik cozumlemeyi seyirciye birakir, bu yonuyle de kadinlarin toplumda konumlandirilmasi izleyicinin inisiyatifine birakilmistir.

    10. "kis uykusu" ve "bir zamanlar anadolu'da" da anton cehov'un kisa oykulerinden esinlenmistir. bir diger yandan, filmlerinde dostoyevksi ve henrik ibsen'in eserlerinden de izler bulunur.

  • "evin içinde balta kayboldu!!! kol düğmesi, kolye ucu değil bak, balta yav. çorap mı ki makineye sıkışsın? bozuk para mı kabanın astarına kaçsın? kolum kadar, bayağı, bildiğin balta kayboldu. birisi aldıysa getirsin diyeceğim, kitap değil ki bu, balta ya... bir de balta nasıl benden habersiz alınır, ben versem nasıl hatırlanmaz? balta yav. birine hediye mi ettim gereksiz neşeliyken? kalem değil ki, balta la bu! bir balta bir evde ne kadar aranabilir, daha nereye bakılır ki balta ararken? garajım,atölyem, ardiyem yok ki... burası bildiğin ev, o da bildiğin balta...
    not: yine de yerini bilen varsa söylesin bak. kızmayacağım... lazım kardeşim!"

    hoca lan bu adam, üniversitede çocuklara ders anlatıyo bu :/

  • normal olandır. aynı yunanistan 17 ağustos depreminde de ilk yardıma koşan ülkelerden biri olmuştu. orada olan afetlerde de biz yardım etmişizdir. çoluk çocuk bilmeyebilir...

  • işten gelen ev arkadaşına "günün nasıl geçti" diye sorulmaz.

    bi kere sormuştum "sevgilin miyim lan ben" demişti. sonra bi aydınlanma falan,bu da bir antlaşma maddesi heralde diyerek olaysız dağılmıştım.

  • sevgili esmer kız! saçlarını sarıya boyatınca maalesef marilyn monroe'ya değil, trabzonsporlu ibrahim yattara'ya benziyorsun.