hesabın var mı? giriş yap

  • işten çıkmış, minibüse binmişim ve burnumdan soluyorum. minibüs kalabalık, ayakta ve ön taraftayım. cebimden bir milyon çıkarıp şoföre bir kişi alır mısın deyip para üstü olan 250 binlirayı bekliyorum. bu arada para uzatanlara kıl kıl bakıp, verilen paraları hiç konuşmadan şoförün önüne atıyorum.

    bu sırada soför 10 milyonun üstü deyip elime paraları tutuşturuyor. tüm kıllığımla “on milyonun üstü” diye ünleyerek ve kafamı bile çevirmeden parayı arkaya uzatıyorum. parayı kimse elimden almıyor. biraz daha yüksek bir tonla “on milyonun üstü” diye bağırıyorum, yanıt yok. “hey allam ya” deyip şoföre parayı geri uzatıyorum ve “al abicim, istemiyorlar demek ki para üstünü” diyorum. soför parayı şaşkınca alıyor ve aynadan yolculara göz gezdirip bir kez de o soruyor "on milyonu kim vermişti” diye.

    bu sırada gözümün önüne dört beş görüntü aniden flashback ler halinde çakıyor. işten çıkış, bakkalda 10 milyonu bozmayan amca, bu yüzden dergi alamayış, başka paranın olmadığını hatırlama...
    evet, o 10 milyonu ben vermiştim.. ben...ben...en.nn...

    o kıl sert halimden nasıl yavşak moduna geçtiğimi de anlatmıyor, sözlükçülerin hayal gücüne bırakıyorum. oy oy oy oyy...

  • yakın tarihin en yoğun şehir savaşının yaşandığı ülke. bu savaşta, çoğunluğunu eski sovyet ordusu mensuplarının oluşturduğu çeçen milisler, rus birliklerine karşı önemli başarılar kazanmışlardır. aralık 1994'te başlayan i. çeçenistan savaşı'nın ilk ayında rus kuvvetleri 225 tank ve zırhlı araç kaybetmişlerdir. bu kayıp, rusya'nın harekatta kullandığı zırhlı araç sayısının %10'una tekabül etmektedir.

    bu savaşta ruslara karşı savaşan çeçenlerin hemen hemen tamamı eski sscb ordusunda görevli personelden oluşmaktaydı ve kullandıkları silah ve teçhizat rus yapımı idi. genel olarak çeçenler 15-20 kişilik savaş gruplarından oluşmuş bir askeri yapıda mücadele ettiler. bu savaş grupları, rpg-7 veya rpg-18 kullanan bir anti-tankçı, bir makineli tüfekçi ve bir keskin nişancı* içeren, 3-4 kişilik hücrelere bölünmüştü. ayrıca ek olarak cephane taşıyan personel de bu hücrelere eklenmekteydi. bu hücrelerin öncelikli görevi tank ve zırhlı araçların imhası idi. keskin nişancı ve makineli tüfekçinin görevi zırhlı araçlara eşlik eden askerlerin etkisizleştirilmesiyken, eşgüdümlü hareket eden roketçiler araçlara saldırıyordu. genelde 5-6 hücre (ya da anti-tank timi) eşgüdümlü olarak hareket ediyordu. saldırılar yer seviyesi, apartmanların zemin, birinci ve ikinci katlarından gerçekleştirilmekteydi. roketle yapılan saldırılarda araçların üst ve arka kısımları özellikle hedef alındı ayrıca bol miktarda molotof kokteyli de kullanıldı. saldırıların ilk aşamasında öncelikle konvoyların ilk ve son sıralarındaki araçlar hedef alındı (arada kalan araçları hareketsiz kılmak için).

    çeçenlerin bu savaşta uyguladıkları anti-tank taktikleri şu şekilde sınıflandırılabilir:

    1) anti-tank personelini koruyacak makineli tüfekçi ve keskin nişancıdan oluşan anti-tank timleri oluşturulması.

    2) binaların zırhlı araç manevrasını kısıtladığı bölgelerde pusu noktaları belirlenmesi.

    3) belirlenen bölgelerde, zırhlı araçları tuzağa sürecek şekilde pusu tertiplenmesi.

    4) eşgüdümlü çalışacak timlerin zeminde ve bina katlarında mevzilenmesi.

    5) tank ve zırhlı araçların özellikle arka ve üst bölgelerinin hedeflenmesi. ön taraftan yapılacak saldırılar, sadece saldıranın yerinin açığa çıkması sonucu doğurmuştur.

    6) konvoya eşlik eden uçaksavar topçusunun ilk başta safdışı bırakılması.

    rusların ilk etapta verdiği kayıpların hemen hemen tamamı ilave zırh koruması taşımayan, uygun taktiklerle hareket etmeyen ve savaşa hazırlık seviyesi düşük araçlardan oluşmaktadır. buna ilaveten rus askeri personelinin düşmanı küçümsemesi de kayıpların yüksek olmasında etkili olmuştur. savaşın ilk ayından sonra ruslar zırhlı konvoylara kundağı motorlu uçaksavar topçu sistemlerini de kattılar (zsu-23-4* ve 2s6*). bundaki etken, tank toplarının çeçen anti-tank timlerine karşı tamamen etkisiz olması ve yüksek atış süratine sahip uçaksavar toplarının düşman personeline karşı daha etkili olmasıydı. rusların geliştirdiği bir başka yöntem ise konvoyların güzergahlarındaki muhtemel noktalara pusu kurulmasıydı. yem olarak gelen zırhlı konvoya saldırmak üzere harekete geçen çeçen timleri, böylelikle tespit ve imha ediliyordu.

    savaşın ilk ayında çeçenler 62 rus tankını imha ettiler. ölümcül isabetlerin hemen hemen tamamı reaktif zırhla korunmayan bölgelere kaydedildi. çeçenistan'da kullanılan t-72 ve t-80 tankları, ağır zırhla kaplı ön bölgelerinden etkili isabet almadılar, buna karşın sürücü mahali, arka-üst ve arka-yan taraflar ile taretin üst kısmı en savunmasız bölgeler idi.

    şehir savaşında ve kapalı alanda roket kullanımında karşılaşılan sorunlar roketin yerinin kolaylıkla tespit edilebilmesi ve zehirli roket egsoz gazıdır. ayrıca fırlatmadan sonra yeni roketin doldurulması arasında geçen süre de önemli bir sorundur. çeçenler bu sorunu birden fazla roketçinin birbiri ardına atış yapması ile çözmüştür. gelecekte şehir savaşlarında ihtiyaç duyulacak anti-tank roketlerinin, düşük tespit edilebilirliğe sahip, birden fazla kullanılabilen ve çabuk doldurulabilen hafif ve kapalı alanlardan ateşlenebilen sistemler olması gerekmektedir.

  • rahmetli babam, bir gün akşamüstü eve gelmiş, arabayı park ediyormuş. tam o sırada, apartmandan çıkan komşumuz, babamı " gidiyor " sanıp, " abi, beni de .......... 'ye bırakır mısın ? " deyince. babam hiç bozuntuya vermeden, sanki yeni çıkıyormuş gibi yapıp, komşumuzu istediği yere bırakmış.

    bırak akbil için para almayı, komşuya " ben yeni geldim " diyemeyecek kadar nazik bir adamdı benim babam.

    vefat ettiği günün gecesi, onunla ilgili eşten dosttan bunun gibi onlarca anı duydum. onlarca kişinin babamı anlatırken, gözlerinin nasıl parladığını, " o'nun gibisi yoktu " deyip ağladıklarına şahit oldum. babam bu " mallık " ları yüzünden çok sevildi.

    trilyoner olsan ne yazar, önemli olan sen öldükten sonra, arkandan nasıl konuşulduğu. " bırak şu pezevengi " de denir " o'nun gibisi yoktu " da denir. ben, bizzat tanık olduğum için; babamın gibi cenazesi olamayacak kişiler için üzülüyorum. yazık çok yazık.

    zorunlu edit: başlığın orijinal hali " başkası için akbil basıp parasını almayan mal " şeklinde idi. aslında ben o " mal " kelimesine kızıp, bu entry'i yazmıştım. lüften entry'i okurken, orijinal başlığı göz önünde bulundurunuz.

    bana seneler sonra bu açıklamayı yapma gereği hissettiren ferrarisi olmayan adam'a, vita es morte'se ince görüşleri için minnetarım. ayrıca yaklaşık üç yıldır, mesajla başsağlığı dileyen, babam hakkında güzel yorumlar yazan herkese teşekkür ederim. etkilendiyseniz siz de güzel insansınız. tüm bu dualarınız, enerjiniz babama malûm olur inşallah.

  • tartismaya acik ama bu islerden hic anlamayan biri olarak su kadar soyleyeyim: bu islerden hic anlamiyorum. tesekkurler.

  • ill: yatalak hasta. kanser, verem, zatüre gibi. gerçek, maddi hastalık.
    sick: genel olarak bütün hastalar ve daha tam ill olmamış. öksürük, bulantı var ama daha düşmemiş. bi gözü toprağa bakmıyor.

  • quantum kimyası final sınavı öncesi tanık olunmuş diyalogdur.

    +bitirim öğrenci: hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz ekieğ ehueh
    - profesor: herhangi bir sorudan başlayabileceğinizi düşünmüyorum.

  • küçükken annemin dikkatini çekmek için salıncakta sallanırken kendimi yere atmıştım. annem görmeyince belki duyar diye avazım çıktığı kadar bağırmaya başlamıştım, duymayınca da kalkıp salıncağa geri binmiştim.