ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kıvanç tatlıtuğ'un o kadar da yakışıklı olmaması
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"lunaparktan geliyorum. ne dolaplar dönüyor inanamazsınız. işin içinde çocuklar bile var."
komik lan.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: iran kedisi aldım yardımmmm beyleerrrrr
1-eve şeriat geldi amk kimse evde açık gezemiyo. misafir falanda hoşlanmıyo hiç. sürekli amerika aleyinde sloganlar atıyo :(
2-bende van kedisi aldım düşün halimizi gecenin 4 de zılgıtla uyanıyorum
3-bursa kedisi aldım her yerde miyavlıyor amk
akıllı saat kullanan 30 yaş üstü tip
-
adam gibi adamlardır.
z kuşağının her teknolojik gelişmeyi kendileri kullanır zannetmesi de kabak tadı veriyor. ulan o kullandığınız her teknolojiyi bulup, icad edip üretenler boomer dediğiniz 30 yaş üzeri adamlar zaten. siz anca sokakta tiktok dansı yapın.
kadıköy moda'da gerçekleşen covid-19 partisi
-
şu kalabalık istanbul'un yoksul, getto semtlerinden birinde toplanmış olsa muhtemelen moda sahilde tepinen videodaki bu embesil kitle etmedik laf bırakmayıp, cahillikten dem vuracaktı.
görüldüğü üzere gerizekalılığın semti yok. yani aşı bulundu, ilaç halloldu virüs mü bitti? lan ne salak insanlarsınız siz.
stanley kubrick
-
akira kurosawa'nın en iyi 100 film listesinde barry lyndon 73. sırada. (uyarı geldi, liste kronolojik. haliyle sıranın önemi yok.)
steven spielberg'e göre kubrick ve 2001 a space odyssey.
woody allen, 2001 a space odyssey'i ilk seyrettiğinde beğenmediğini, hatta hayal kırıklığına uğradığını, daha sonraki izlemelerinde ise fikrinin tamamen değiştiğini vurguluyor.
richard linklater, 2001 a space odyssey'in sinemaya adım atmasındaki etkisinden bahsediyor.
michael mann, dr. strangelove'ı görene kadar sinemaya ilgi duymuyormuş.
martin scorsese'nin ağzından kubrick ve 2001 a space odyssey.
federico fellini'nin en favori 10 filmi listesinde 2001 a space odyssey.
david lynch, kubrick'in kendisi için öneminden, kendisini nasıl cesaretlendirdiğinden ve favori kubrick filminin lolita olduğundan bahsediyor.
terry gilliam, spielberg ile kubrick'i kıyaslarken, spielberg'ün izleyiciye doğru olanın ve düşünmesi gerekenin ne olduğunu dikte etmeye çalıştığını, kubrick'in ise 2001 a space odyssey ile bunu izleyicinin inisiyatifine bıraktığından bahsediyor.
luis bunuel, my last breath adlı kitabında favori filmlerinden birinin paths of glory olduğundan söz ediyor.
takeshi kitano'nun top 10 listesinde iki kubrick filmi: 2001 a space odyssey ve a clockwork orange.
wes anderson, moonrise kingdom'dan sonra verdiği bir röportajda kubrick'ten favorilerimden biri şeklinde bahsediyor.
sidney lumet'in favorilerinden biri de 2001 a space odyssey.
spike lee, etkilendiği 87 filmi liste olarak paylaşmış. listede paths of glory, spartacus ve dr. strangelove gibi 3 kubrick filmi var.
david fincher da peçeteye not yazanlar kervanına katılmış. fakat onunkinde favori filmleri var, aralarında kubrick'in dr. strangelove'u göze çarpıyor.
lars von trier, kendisi için bir şeyler ifade eden film olarak barry lyndon'ı belirlemiş. yalnız trier'in ilk cümlesi çok ilginç: "barry lyndon'ı izlemek, çok leziz bir çorba içmek gibi"
alex proyas da 5 favori filmini açıklamış, dr. strangelove listede.
paul thomas anderson en sevdiği filmlerden bahsederken the killing, paths of glory ve spartacus gibi 3 kubrick filmini örnek gösteriyor ve adeta dostoyevski'ye selam çakıyor: "hepimiz kubrick'in çocuklarıyız."
-----
bunların dışında favori filmlerinden, yönetmenlerinden hiç bahsetmeyenler, kubrick'in filmlerine dönem itibariyle denk gelmeyenler ve denk gelseler dahi kubrick'ten etkilendiğini söylemeye gerek duymayanlar da mutlaka vardır. onları bulabilmemiz mümkün değil.
bütün bunların ışığında, hemen herkesin @2 olup laf sokmaya çalıştığı şu ortamda birileri kubrick'i sevse ne, sevmese ne yahu? gerçi üşenmeyip yukarıdaki linkleri bulduğuma göre kendimle de çelişiyorum. he deyip geçmek lazım aslında.
ibb'nin taksi teklifinin reddedilmesi
-
ekrem başkan; sosyal medya, televizyon hatta reklam panolarında bu durumu halka anlatmalıdır. unutmayın ki 15000 olan oy farkı halkın iradesi göz önünde olunca 800000'e çıkmıştı. burada da halk bu durumu fark edince tabii ki bir tepki koyacaktır.
sevgilisi türbanlı diye boğazda mekana alınmamak
müziğin mp3 halini bedava zanneden zihniyet
-
mp3'ün müzik piyasasını öldürmediğini, aksine canlandırdığını düşünen zihniyettir.
aslında sanatçıların ticaretten pek anlamadığının ilk göstergesi 1990'lı yılların başlarında yaşanmıştı. başta orhan gencebay üzere birçok müzisyen, kravat takıp, takım elbise giyip koltukaltlarında klasörlerle özel radyolara savaş açtılar. oysa özel radyo televizyonlar sayesinde pazar büyüdü ve beylerin (çok özür dilerim ama) biti kanlandı. talk show'lar, özel programlar, diziler falan. özel radyo ve televizyonlara açılan aptalca savaşın bir benzeridir mp3'e açılan savaş. mp3 müzik pazarını büyütür ve sanatçıların doğrudan albüm gelirlerini azaltsa bile medya endüstrisinden aldıkları parayı artırır.
aslında gelişen teknolojinin kişilerin ekmeğini böleceği fikri yeni değildir. kökeni matbaa'ya karşı çıkan hattatlara, hezarfen ahmet çelebi'yi öldürmeye çalışan kayıkçılara, bir de metro yapılmasına karşı çıkan taksici dolmuşçulara kadar dayanır. "mevcut teknoloji ile nasıl para kazanırım" ın değil, "eskisi gibi nasıl para kazanırım" ın dışavurumudur.
ben 1 günde 10 cd'de alsam 10 yılda 1 cd'de alsam aynı fiyat tarifesini uygulayan ve bana herhangi bir sadakat veya saygı göstermeyen satıcıya ben neden karşılıksız sadakat göstereyim? hem pazarlama adına hiçbir girişimin olmasın, 50 sene önceki plak satış yöntemlerine aynen devam et, rafa cd'leri dizip manav gibi müşteri bekle, ondan sonra teknolojiye savaş aç. değirmenle kavga etmenin 2000 yılı versiyonu. (bkz: don quijote) daha önce radyoyla, televizyonla yapılan kavga şimdi de bilgisayarla yapılıyor.
bugün dünyanın en çok kopyalanan ürünleri microsoft ürünleridir ve ne ilginçtir ki dünyanın en zengin adamlarından biri bill gates'dir. biz kopyaladıkça adam zengin oluyor. çünkü dünyayı kendi ürününün bağımlısı yapıyor. o zengin olduğu için intikam duygusuyla kopyalamıyoruz. tam tersi biz kopyaladıkça adam zengin oluyor. yani beatles'ın mp3'ünü indirmeyen adam ertesi gün gidip beatles cd'simi alacaktır? tabii ki hayır. tam tersi mp3'ünü dinledikten sonra birçok albümün orijinal cd'sini aldığımı bilirim.
son bir soru : futbolcular ile hentbolcuların kazandıkları paralar arasındaki uçurumun nedeni nedir? eğer cevabınız "stadların büyük, kapalı spor salonların küçük" olması ise zaten anlaşamayız. ancak cevabınız "ürün bağımlılığı" ise ortak bir zemine yaklaşıyoruz demektir. bu ürün bağımlılığını yaratmanın en kolay yolu ise bedava kullanımdır. insanlar futbola para vererek değil mahallede bedavaya oynarak, televizyonda bedavaya seyrederek alıştı çünkü. tıpkı kopya microsoft ürünlerine bedavaya alıştığı gibi.
sözün kısası: birkaç sözlük yazarının fikriyle bu iş değişmez. daha geniş vizyonlu, global ve teknolojiyi kabullenen çözümler üretilmeli.
hal böyleyken böyle..
not : "filanca suser şarkı söylüyor, nefis de saz çalıyor. ondan iyi mi bileceksin" tarzı eleştiriler var. söylemek istediğim şey tam da budur. para kavgası sanatçıyı küçültür ve toplumdan uzaklaştırır. metallica mp3 ile mücadeleyi abarttığında bir toplantı çıkışında eski bir metallica hayranı "hey james, here is a dollar, sing me a song" diyerek suratına para fırlatmıştır. ne oldu şimdi? metallica mı kazandı?
34 ke 1615
-
sürücüsü az sonra ifşa olabilecek aracın plakasıdır. iz üzerindeyim...
1026571669 sahibinde'de mayıs 18'de açtığı ilan. bu olay sonrası silmiş. maalesef google cache'de görünmüyor. biraz daha bakınıyorum ne çıkar diye.
edit: aracın şasi numarasına kadar var görsellerde.
araç:
görsel
görsel
görsel
görsel
rapor:
görsel
görsel
görsel
görsel
edit 2: https://otorapor.com/arac/rapor sitesinden plaka ve şasi numarası üzerinden araç için alınan 4 rapora erişilebiliyor ancak ödeme talep ediliyor. bu raporda kişinin tüm bilgileri ortaya çıkacaktır. görsel
edit 3: rapor detayları aşağıda. rapor şubat 2022 tarihli. aracın şuanki sahibi alıcı hanesindeki olabilir.
görsel
edit 4: linke tıklayıp plakayı girince raporu görüntüleyebiliyorsunuz. test detaylarına bakınca arabanın anasını ağlattığı da görülüyor.
edit 5: sahibinden ilanında "beylikdüzü / barış mh." bilgisi verilmiş.
edit 6: (silindi)
kapanış notu: arabada asılı olan ve torpido üstünde paketinde duran kokularda da beşiktaş'taki bir fotoğraf stüdyosunun adı yazıyor. ya orada çalışıyor ya da düğün fotoğraflarını onlar çekmiş.* firma ile alakasını net olarak bilmediğim için açık açık yazmadım. meraklısı bakabilir tabii. ticaret sicil gazetesi vs. bir bakmışsınız şirkete ortak çıkmış, adı soyadı her şeyi elinizde.*
edit 7: görsel
edit 8: edit 6 ne olur ne olmaz denerek silindi. ilanda fotoğrafın önünde çekildiği binayı bulmuştum.
soyadı ba ile bitenlerin iyi futbolcu olması
-
(bkz: açacağın ba)
bim'in meyveli yoğurdundan böcek çıktı iddiası
-
zamanında benim aldığım patito'nun içinden elinde patates altında şalvarla mevsimlik ırgat çıkmıştı. bim olm orası şaşırmayın bu olaylara...