ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2 şubat 2018 gençlerbirliği kulübü duyurusu
-
http://genclerbirligi.org.tr/kamuoyuna-duyuru-6/
kamuoyuna duyuru
cumhuriyetle yaşıt kulübümüz, türk sporuna olan katkısı, türk sporuna kattığı değerlerle ve duruşuyla taraflı tarafsız kamuoyunca yıllardan bu yana centilmen sıfatı ile anılmıştır. bu hem taraftarımızın tribünde yarattığı aile ortamı hem de kulüp politikamız gereği bizim de onurla göğsümüzde taşıdığımız bir sıfat olmuştur. bu sebeple de ankara’da rakip takımları centilmence misafir etmiş, rakip takımlardan da gittiği deplasmanlarda aynı şekilde karşılık görmüş; o karşılığı göremese de centilmence mücadele ile sonuçlardan bağımsız olarak sahadan ayrılmıştır.
salı akşamı vodafone park’ta beşiktaş jk başkanı sayın fikret orman ve yönetim kurulu üyelerinin , başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimize göstermiş oldukları misafirperverlik ve nezaketleri için teşekkür ederiz. benzer bir misafirperverliği rakip teknik direktör tarafından yedek kulübemize bir hoş geldiniz ziyareti ya da farklı şekillerde göremesek de futbolcularımız ve teknik ekibimiz centilmence mücadeleden vazgeçmemiş , mücadelenin sonunda da kazananı kutlamıştır. aldıkları 3-1’lik galibiyetten dolayı rakibimizi tekrar kutlarız.
maç sonu rakip teknik direktörün yaptığı açıklamalar yaşça “büyüklük” sıfatının arkasına gizlenemeyecek kadar hatalı ve şaşırtıcıydı. ayrıca şenol güneş’e gelen her dostça uyarı ya da hatırlatmaya “büyüklük” sıfatıyla siper olanlara şunu da hatırlatmak isteriz;
22 eylül 2015 tarihinde oynanan gençlerbirliği – beşiktaş maçından sonra merhum onursal başkanımız ilhan cavcav’ın hakemle ilgili yorumunu kasteden şenol güneş’in , “cavcav hakemi görmüş mü ki… uzağı görebiliyor demek, iyi” cümlesi kendisinin de bu kavramlara olan bakış açısını gösteriyor.
maç sonunda sebebini bilmediğimiz bir şekilde “saygısız olduğumuzu söylediler, nasıl bir saygısızlığımız oldu bilmiyorum. ayakkabıları yoktu 10 çift ayakkabıyı biz verdik. bizi yenseler bizim ayakkabılarımızla yeneceklerdi” açıklaması ile “sözde” bir lütuf örneği sergilemesi ise kamuoyunun takdiridir. ancak biz hatırlatmak isteriz ki; saygı, “10 ayakkabı verilerek(!)” kazanılmayacak kadar önemli bir olgudur. ayrıca iddia edildiği gibi bir ayakkabı alışverişi olmamış, futbolcularımız sahaya kendi ayakkabıları ve malzemeleri ile çıkmıştır. ayakkabılar verilmiş olsa dahi; yapılan iyiliğin bu şekilde konuşulması, amiyane tabirle başa kakılması da bir o kadar söyleyeni küçülten söylemlerdir.
beşiktaş gibi saygın ve büyük bir camianın teknik direktörü olması bile şenol güneş’in son dönemdeki davranışlarını ve açıklamalarını örtme konusunda yeterli olamıyor.
şenol güneş’in bursaspor’da, yani bir anadolu takımında iken “istanbul’un havası kirli” cümlesini kurduğu dönemki hisleri baki mi bilmiyoruz ancak kendisinin o ima ettiği havadan etkilendiği çok açık.
umuyoruz ki en kısa sürede bu durumdan çıkar ve yine herkesin sevdiği , saydığı şenol güneş olarak türk futboluna katkı vermeye devam eder.
gençlerbirliği spor kulübü
insanın en hastalıklı duygusu
-
kaygı. en kötüyü yaşamanın en kestirme yolu. kaygı duyarak iyi olabilecek, tat alınacak, huzur verecek her şeyi mahvedebilirsiniz.
couvade sendromu
-
bu sendrom amerikan erkeklerinin %80'inde görülüyormuş (an expectant father's guide kitabinin yalancisiyim). tarihte strobon ve marko polo bile gezdikleri yerlerde couvade ile ilgili gelenekleri gormusler.
mars'ta tanrıdan mesaj bulunması
-
zaytung benzeri bir sitenin haberi. sazan olmadan once okumak lazim.
bir cin tarafından çarpılmak için yapılacak şey
-
rakıyla karıştırmak.
madem odtü süper yapsın bir borla çalışan araba
28 şubat 2016 gaziantepspor galatasaray maçı
-
babam,galatasaray'la aramızda kaç puan fark oldu dedi..ağzımda lokma vardı elimle de gösteremedim aq.
not : bjk
bim'de satılan muhteşem ürünler
-
(bkz: dost yoğurt)
bim'den alışveriş yapmayı sevmediğim, huzursuz hissettiğim halde beni her daim bim'e çeken ürünlerden sadece biri. sadece bim'de satıldığını bilmiyordum. yani böyle kaliteli bir ürün migros'ta satılıyordur diye düşündüm ve migros reyon görevlisine sordum;
+dost yoğurt var mı?
- malesef efendim, pınar var, sütaş var, sek..
+ hiçbir zaman mı yoktu? yoksa kalmadı mı?
- bildiğim kadarıyla dost yoğurt satan tek bir yer var beyfendi.
+ bim diyorsun yani... sen nereden biliyorsun?
- aramızda kalsın ben de çok seviyorum.
+ vicdansız bunlar. kendilerine bağımlı hale getiriyorlar.
- ayranı da çok iyi abi. bir de bir peynir markası vardı neydi...
+ yeter duymak istemiyorum!
- ...
+şu yarım kiloluk yoğurt ne kadarmış?
- üzerinde yazıyor beyfendi.
+ oha. dost yoğurdun 1 kiloluğu fiyatında.
- üstelik dost kadar lezzetli de değil...
+ sus...noolur sus...
-...
edit: çok severek tüketsem de uzun zamandır almıyorum. bozulmayan, ekşimeyen yoğurt, yoğurt değildir. başka bişeydir. besin değerinin düşük olmasından değil, farklı katkı maddeleri ihtiva etmesinden çekindiğim için almıyorum.
imamoğlu'nun bir kadına izinsiz dokunması
-
kadına bak, 40 yıllık kan davalısı gibi bakıyor ekrem başkana. çocuğun markette çikolata istediğinde senin alamamana sebep olanlara da böyle bakarsın umarım.
paramparça şarkısındaki inanılmaz mantık hatası
-
ev telefonunun kullanıldığı dönemleri unutmuş yazar beyanı (bkz: kaç yaşındasın sen)
geceleri üst kattan gelen misket yuvarlanma sesi
-
eşittir: gecenin bir yarısı tüplü televizyondan duyulan "çatırt!" sesi.
vücut bütünlüğüne ilişkin kimlik bozukluğu
-
efendim #8627040 no'lu entry'de de bir miktar bahsedilmiş ancak ayrıntı vermeden şöylece üstünden geçelim. bu bozukluğa sahip bireyler, bedenlerindeki bazı bölümlerin kendilerine ait olmadığını, bütünlükleri dahilinde o bölüme yer olmadığını düşünmektedirler.
bunun en sık duyduğumuz örneği, sağda solda efsaneleri dolaşan bacağını aldıran adamdır. ve söz konusu adam, nip tuck isimli dizinin 3. sezon 7. bölümünde karşımıza çıkacaktır. ve doktorun etik yaklaşımının aslında hastayı durdurma konuunda ne derece yeterli olabildiğini de gösterecektir. hakiki hasta, kendi işini kendi yapıtor gördüğümüz kadarıyla.