ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tdk'nin hayat kadını tanımı
-
hırsını alamayıp aklından geçenleri ardı ardına sıralayan arkadaşların yapmış olduğu tanım.
lgbt'ye bulaşmış bu kupayı reddediyorum
-
ben de türklere yıllar önce kılıç zoruyla kanserli hücre gibi yayılan arap masalını reddediyorum.
alex de souza
-
efsane.
josef de souza'nın basın toplantısında, tipik bir spor muhabiri sorusu soruluyor;
"buraya gelmeden önce kiminle konuştunuz, kimler size bilgi verdi? şu an galatasaray'da oynayan alex telles veya fernandao ile konuştunuz mu?"
josef de souza ise şu cevabı veriyor; https://youtu.be/1xa5_c8hnxw?t=270
"ne alex telles ile, ne de fernandao ile konuştum. yalnızca alex de souza ile konuştum ve buraya gelişimde onun sözleri etkili oldu."
bir kulüpten hak etmediğiniz şekilde gönderilmiş olabilirsiniz. futbolu bırakmış olabilirsiniz. refere ettiğiniz yerden binlerce kilometre ötede olabilirsiniz. binlerce kilometre ötedeki ülkede birkaç kötü adam, arkanızdan atıp tutmuş olabilir.
yine de oraya gitmek isteyen biri, sırf sizin sözlerinize bakarak kariyer planı yapıyorsa ve daha önemlisi, size kötü anılar bırakan bir yere olan vefanızı koruyorsanız, yalnızca büyük bir oyuncu değil, büyük de bir adamsınız demektir.
teşekkürler kaptan.
insanın hep kendinde olmayanı istemesi
-
benim küçük bir kedim var. onu izliyorum bazen;
mama koyuyorum bayıla bayıla yiyor, sonra kendim için bi yiyecek hazırlıyorum hemen kafayı döndürüyor, koşa koşa yanıma geliyor, o yemeği de tadayım diye gözümün içine bakıyor, deliriyor resmen. maması falan tamamen yalan oluyor. aklı fikri benim yediğimde. daha mı güzel acaba diye merak mi ediyor nedir.
veya yerde peluş ayıcığı ile oynuyor, sonra bi top atıyorum halıya, o ayıcığı anında satıp topla oynamaya gidiyor, bazen karar veremiyor manyak oluyor, iki oyuncakla birden aynı anda oynuyor. bi süre sonra iki oyuncaktan birini tercih edip gerçekten istediğinin yanına gidiyor. daha çok sevdiği oyuncağı önünden aldığımda ise, diğerine; daha az istediğine geri dönüyor, ama o neşeli halinden eser yok.. oynuyor ama sanki mecbur, sanki zorunlu. ne kendini oynadığı oyuncağa verebiliyor ne de aklını benim önünden aldığım oyuncaktan kurtarabiliyor. ama o kedi, mutsuz olmuyor, düşünemiyor çünkü.
düşünüyorum da bazen küçücük bir kediden bizi farklı kılan ne var? hiçbir şey sanki..
mutsuzluk kader mi tercih mi? alternatifler azalmayacak bu belli, o zaman telkin şart.
football manager 2015
-
en kilit oyuncum mayıs ayında grip olarak şampiyonlar ligi macini kaciriyor, cok gercekci bu oyun.
grip tedavisi de 2 hafta ha sanki bana ebola oldu amk evladi.
uno tost ekmeğindeki inanılmaz mantık hatası
-
aslında rezalet ama tarihsiz rezalet başlığı istemediğim için rezalet diye anlatmak istemedim. çünkü bunun bir defaya mahsus bir hata olmadığını, gerçek bir mantıksızlık olduğunu çeşitli tarihlerde, tam üç farklı pakette gördüm!
bu pakette, ilk ve son dilimler dahil olmak üzere 21 dilim var. 10 defa tost yaptıktan sonra ne yapacağınızı bilemediğiniz 1 dilim ekmekle kalakalıyorsunuz.
evet bunu başka bir şekilde tüketmenin yolları var, ama bunu neden ben düşüneyim? uno düşünmeli!
uno'ya ilk ve son uyarımdır. eminim ki ayrıntılara dikkat eden tek tüketici ben değilim. iyi bilsinler ki bu konuda acilen adım atmazlarsa, sonuçları kaldıramayacakları kadar ağır olacak.
ebru gündeş'in 400 bin tl'lik kışlık alışverişi
nez'in sakın ha şarkısının yazarlardaki anısı
-
bu ok zehirli işte bunu atmayın artık ya