hesabın var mı? giriş yap

  • ne güzel lan işte, adam zenginmiş zaten, iktidara gelir gelmez benim hiç param olmadı, futbolculuk yaptım güzel yaşayamadım hevesi yüzünden oğlanlara gemicikler, kızlara restaurant zincirleri ve evler, eşi hanımefendiye fırın ve hastane zincirleri almak için bir motivasyonu olmayacak.

  • extraterrestrial medeniyetlerle yapılan ilk barış görüşmelerinin resmidir.

    soldan sağa:
    barack obama
    87.5 milyon ışık yılı uzaktaki taxvnya_arabski uygarlığından bir temsilci
    yaklaşık 55 yıl önce taxvnya_arabski gemileri tarafından rize'deki bir köyden kaçırılan tayyip
    michelle obama

    tayyip'in yüz ifadesinden ne kadar şaşkın ve gezegenine dönmekten ne kadar mutlu olduğu görülmektedir.

  • gen diye bir şey var. kanıtlanmış.
    insanın geni var. kanıtlanmış.
    evrim ağacında en yakın maymunun da geni var. kanıtlanmış.
    insan ile maymunun genlerinin %98.7'si birbirine benziyor. kanıtlanmış.

    uzak bir dalda bulunan hıyarın ya da muzun da genleri var. kanıtlanmış.
    hıyarla ve muzla da genlerimizin %40-60 benzerliktr olduğu kanıtlanmış.

    sana daha neyi kanıtlayalım bre cahil? illa zaman makinası yapıp maymunların olmadığı, sıçanların ağaç kavuklarına tırmandıkları zamanı mı gösterelim? kuşların dinozorlardan geldiğini, illa 65 milyon yılı kısa film olarak zaman makinası aracılığıyla çekip mi gösterelim? 3 milyon yıl önce modern insana benzeyen bir canlı olmadığını kemiklere ve kafatasına inanmıyorsan nasıl kanıtlayabiliriz ? sen bize bir fikir ver, sana öyle kanıtlayalım.

    git zaman makinasını sen yap, sen bize göster güzel kardeşim. biraz da siz uğraşın, nasa'dan fazla bütçeni var. elinizde kılıçla şov yapacağınıza, fikirlerinizi somut şeylere dayandırın. bıktık size bunları tekrar tekrar anlatmaktan.

    çoğunuz 4,5 milyar yılı sayıyla yazamayacak adamlarsınız hala burada kanıt istiyorsunuz.
    git kendin araştır, science direct var. olmadı d & r'ın bilim köşesi var. al iki kitap oku. internet var, hödük hödük konuşacağına git iki şey oku.

    onlarca kitap, makale okuyan insanların emeğini noşa çıkarmak için elinizde bir kitapla etrafta dolaşmanızdan bıktık.

  • ikişer defa padişahlık yapanlar; ikinci murad, fatih sultan mehmet ve birinci mustafa'dır.

    ilk sekiz padişahtan sonraki 28 padişah yavuz sultan selim'den itibaren halife ünvanına sahip olmuştur ki abdülmecid efendi de son halifedir lâkin saltanata sahip olmamıştır.

    36 padişah olsa da kuşak sayısı 21'dir.*

    sadece 14 farklı isimde padişah var olmuştur:

    bir; orhan, ibrahim, abdülmecid ve abdülaziz

    iki; bâyezid, süleyman, mahmud ve abdülhamid

    üç; osman, selim ve ahmed

    dört; mustafa

    beş; murad

    altı; mehmed olarak son bulan bir isim silsilesi.

    padişahlardan yalnızca 16'sının lakabı yahut ünvanı vardır:

    osman ( gazi )
    orhan ( gazi )
    murad ( hüdavendigar )
    birinci bayezid ( yıldırım )
    birinci mehmed ( çelebi )
    ikinci mehmed ( fatih )
    birinci selim ( yavuz )
    birinci süleyman ( kanunî )
    ikinci selim ( sarı )
    üçüncü mehmed ( eğri fatihi )
    birinci mustafa ( deli )
    ikinci osman ( genç )
    dördüncü murad ( bağdat fatihi )
    dördüncü mehmed ( avcı )
    üçüncü selim ( halîm )
    ikinci mahmud ( adlî )

    diğer padişahlar sıra numaralarına göre isimlendirilir.

    osman gazi'den ikinci murad'a kadar ilk altı padişahın mezarları bursa'da, ondan sonrakilerin mezarları istanbul'dadır.
    lâkin vahdettin'in mezarı şam'da!

    en uzun ömürlü padişah, 78 yaşına kadar yaşayan orhan gazi, ikinci en uzun ömürlü padişah da 76 yaşına kadar yaşayan ikinci abdülhamid'dir.
    en genç ölen padişah ise 17 yaşında iken öldürülen genç osman'dır.

    en ihtiyar padişah 65 yaşında tahta çıkan beşinci mehmed reşad, en genç padişah ise 7 yaşında tahta çıkan dördüncü mehmed'dir.

    en uzun süre tahtta kalan padişah, 45 sene ile kanunî; en kısa süre tahtta kalan ise 93 gün ile beşinci murad'dır.

    ordunun başında sefere çıkmayan ilk padişah, acınası gâfil sarı selim'dir.
    hatta bu sefere çıkmayan padişahlardan bazılarına fetva ile gazi ünvanı verilmiştir ki rezaletin önde gidenidir.

    eceliyle ölmemiş padişahların sayısı sekizdir.
    murad hüdavendigar savaş meydanında şehit edilmiş, fatih ve ikinci bayezid zehirlenmiş ( kesin değil bu ), genç osman, üçüncü selim ve sultan abdülaziz öldürülmüş, sultan ibrahim ve dördüncü mustafa idam edilmişlerdir.

    yeri gelmişken, sen nasıl bir sürtükmüşsün kösem sultan.

    devlet içerisinde karışıklık çıkmasın diye yedi padişahın ölümü bir süre gizli tutulmuştur.
    çelebi mehmed'in ölümü 41 gün,
    ikinci murad'ın 16 gün,
    fatih'in 1 gün,
    yavuz'un 9 gün,
    kanunî'nin 48 gün,
    ikinci selim'in 7 gün
    ve üçüncü murad'ın 11 gün gizli tutulmuştur.

    en çok çocuğu olan padişah 100 - 130 arası sayı ile üçüncü murad'dır.

    cülus bahşişi geleneğine son veren padişah birinci abdülhamid'dir.

    halit ergenç gerçekten kanunî değil, bir aktördür.

    anthony quinn de hz. hamza değildir.

  • filmden sonra medya gerçekliğini bir süre hazmedemediğim film. öyle ki; dönen oyunları, bilinen gerçekler yaklaşık bir 30 yıl önce anlatılmaya başlanmış. ama biz hala nelerden söz ediyoruz. peh. filmin anakarakteri howard beale'ın öyle bir konuşmaları vardır ki alıp incelenesi, üstüne düşünülesi, kürsülerde tartışılasıdır. adam kapitalizm gerçeğini gözler önüne sererken, bir yandan aslında deliliğinin aslında bilinçlenmişlik ve farkındalık olduğunu gösterir bizlere.

    --- spoiler ---

    howard beale'ın tv seyircilerine pencerede abuk abuk bağırması söylemesi, sanırım bizim susurluktan sonra tencere-tava ile isyan edişimize benziyor. belki bu hönkürüş filmden kopyadır. kimbilir.

    --- spoiler ---

  • geçen ay karım iş arkadaşlarıyla kadıköyde bir restauranda yemek yiycek, akşam saat 7'de de ben gelip arabayla alıcam. neyse trafik mrafik derken geç kalıyorum. karıma da telefon ettim sen de yola doğru yürü ara sokaklarda uğraşmayalım diye. neyse saat 7 buçuğa yaklaşırken gelebildim. baktım hanım hızlı hızlı yürüyor noluyo diye bakarken baktım 3 kişilik it sürüsü bizim hanıma bakıp bakıp gülüyor bişeyler konuşuyo, en sonunda biri ıslık çaldı, birisi vay yavrum modunda laflar atıyo. nevrim döndü ne oluyo lan diye üstlerine koşarken bunlar kaçmaya başladı. 1.90 boyunda kaslı maslı adamım tırstılar büyük ihtimalle.

    şimdi soru şu ben orda olmasaydım ne olacaktı? bütün kadınların başına koruma mı dikicez başlarına bişey gelmesin diye. daha önce sözlükte defaatle söylemişimdir. bi müddet kadın hakları konusunda çalıştım. mağdurelerin ağzından öyle hikayeler duydum ki mesleği bırakma noktasına geldim. bazı geceler uykum kaçar hala. taciz tecavüz ayrı, şiddet ayrı. burnu kesilmiş üzerinde kızgın demir izi olan kadınlar. siz bunları tahayyül edebiliyo musunuz?

    hala gelmiş "hikaye, kezbanlar ilgi çekmek için yapiyur" diyen adamlar var yahu. ha şu var tecavüz iftirası atan kadın da çok gördüm. ama onların konuşmasından dahi ayırt edebiliyosunuz. tecavüze uğramış kadınların ses tonundan, olayı anlatırken girdikleri ruh halinden dahi anlayabiliyosunuz.

  • dunyanin en guzel yeri dense kesinlikle iddiali olmayacak hawaii adalarindan biri. ucakla ada sinirlarina girisle baslar buyulemeye insani, sonra havaalanindan cikarsin ve inanilmaz tatli bi esinti ve mis okyanus kokusu sana hosgeldin der. baslarsin adayi kesfe, dondugun her virajda seni “yok artik, burasi dunya olamaz” dedirten goruntuler karsilar. baslarsin fotografini cekmeye ama bi yerden sonra o guzelligi yansitamadigi icin fotograf isini birakir ve tamamen gozlerinle yasamaya baslarsin her ani. kanapaali, wahikuli, lahaina, wailuku, kihei, hana derken soklardan soklara girersin. ama ozellikle road to hana kisminda gozleri dahi kirpmamak gerekir. sanki bi an gozleri kapatirsan bi selaleyi ya da yesilin daha once dunyanin herhangi bir yerinde gormedigin bir tonunu kaciracakmissin gibi gelir. kesinlikle otelde kalinmamali. kiralayin buyuk bir van, gezin tozun ve uykunuzun geldigi yerde arabada uyuyun. ozellikle okyanus kiyisi tercih edin uyumak icin. gunes dogmadan uyandiginizda ufukta beliren renklere nutkunuz tutulacak! maui, seni cok ozleyecegim...

  • pandemi hastanesinde çalışan bir sağlık çalışanıyım ve istifa etmek istiyorum... neden mi?

    1. herkes söylüyor bende tekrar etmek istemiyorum ama 2 hafta oldu hala koruyucu ekipman yok. kendi imkanlarımla 2 kutu cerrahi maske 1 tane n95 maske bone ve siperlik alabildim. tek kullanımlık olması gereken çıkar at önlüğü ve maskeyi üstüme zimmetlediler 2 haftadır mecburen kullanıyorum.

    2. geçen cuma 38.5 ateş ve soğukkanlı şikayetlerim oldu test yaptırmak istedim sağlık çalışanına tarama yapma durumumuz yok dediler. corona mıyım bilmek istiyorum aileme ve hastalarıma karşı sorumluyum dedim, kendini corona virüsü kapmış farzet çift maske tak çalışmaya devam et dediler.

    3. okullar tatil edildi 6 yaşındaki oğlumu bakacak kimsem olmadığı için 17 yaşındaki yeğenime bırakıp çıkıyorum. izin almam bir çözüm sunulmadan yasaklandı.

    soruyorum size bu koşullarda nasıl çalışmalıyız? oluşturdukları çaresizliğin farkındalar ve biz pes etmeye başlamadan onlar önümüzü kapattı. mecbur bırakılıp bu koşullarda çalışsamda süreç biter bitmez diplomamı yırtıp atacağım lanet olsun sisteminize...

    edit: öncelikle özelden destek mesajı atanlara canı gönülden teşekkür ediyorum.

    1. koruyucu ekipmanlar konusunu biraz açmak istiyorum malzemeler çok kısıtlı 2 haftadır sabırla ekipmanların gelmesini bekledik ama hala imza karşılığı günde 1 cerrahi maske veriliyor ve ısrarlarımız sonucu kullan at önlüğü 1 defalığına alabildik. acil servis ve klinikte tanı konulmuş hastalara müdahale edenler dışındakilere koruyucu ekipman verilmiyor ama hastanenin diğer bölümlerinde de hastaya temas ediyoruz etmeyede devam edeceğiz daha dün bile 2 gün boyunca tedavisiyle ilgilendiğim hasta corona pozitif çıktı pandemi kliniğine alındı halbuki hasta böbrek taşı düşürüyor risk taşımıyor gözüyle bakılıyordu. virüs yayılımı bukadar yaygınken kimin taşıyıcı kimin hasta olduğunu tespit etmek mümkün değildir buyüzden hastanede çalışan hastaya temes eden herkese koruyucu ekipman sağlanmalı. işten kaçmak gibi bir niyetim hiç olmadı yasal zorunluluktan ötürü değil işime karşı hissettiğim sorumluluktan dolayı zaten çalışıyorum ama çalışırken kendimi güvende hissetmek istiyorum.

    2. sağlık durumumu soranlara teşekkür ederim şuanda iyiyim, ateşim sadece 1 gün oldu belkide sıradan bir soğukalgınlığıydı yada coronayı böyle geçirdim bilemiyorum ama hastalık konusunda çok baskı var tek akciğer lobu olmayan sürekli öksüren ve ateşi yükselen iş arkadaşıma dahi rapor verilmedi gebe olan çalışma arkadaşımız göreve çağrıldı. tek istediğimiz insanca muamele fazlası değil .

    3. koruyucu ekipmanı hadi kendim birşekilde temin etsem hissettirdikleri değersizlik duygusunu içselleştirmeden aşmanın yolunu bulsamda çocuğumun bakımı konusu beni çaresizleğe iten en önemli etmen maalesef ve benimle aynı durumda olan birçok sağlık çalışanı var. eşimde özel sektörde sağlık çalışanı ve yayınlanan genelge bizi kapsamıyor kapsasa dahi yıllık izin kullan diyor senede 20 gün izin hakkımız var okulların açılıp açılmayacağı belli değil. özel kamu üniversite ayırımı yapılmaksızın ilk okul çağında çocuğu olan her aileden birine talebi doğrultusunda idari izin verilmeli. buna başka nasıl bir çözüm yolu bulurum inanın bilemiyorum.

    destek veren herkese teşekkür ediyorum.

    bu başlıklara da destek vermenizi rica ediyorum.

    (bkz: sağlık çalışanlarına ekipman sağlansın)

    (bkz: sağlık çalışanlarına covid-19 testi yapılsın)

  • rüzgar'ın etrafındaki arkadaşları ve peşinde koşan kızlar zaten onunla aynı karakterde olduğu için etkilenmeyecektir. hatta teselli bile edeceklerdir "mağdur" arkadaşlarını. çünkü bura türkiye, ne bekliyon.

  • hakkında tek bir tespit yapabileceğim harika dizi:

    sscb'yi gorbaçov yerine rte yönetiyor olsaydı ukrayna ve belarus haritadan silinmişti.

    bu kadar net söylüyorum. düşünün dizideki yöneticilerin cehaleti muazzam ama adamlarda ona rağmen liyakat sahibi insan ortama girince susup saygı gösterme davranışı mevcut. ya bizde?