hesabın var mı? giriş yap

  • bu hakimler de kendini iyice bir şey zannetmeye başladı.

    sizin borunuz sıradan vatandaşa ötüyor. o doktorun abisi akp ilçe başkanı olsa haritadan yer beğenecektin kendine.

  • yıllar sonra siyaset okullarında görevi kötüye kullanım dersi olarak okutulması ve gösterilmesi gereken konuşma.

    cumhurbaşkanı çıkmış "koalisyon olmasın haaa", "sakın haaa koalisyon kaos demek", "400 milletvekili istiyorum", "muhalefetin bir çakılı çivisi yok", "ssk'yı batıran adam biliyorsunuz" falan diyor.

    yazık bu yüce makama kimler layık görülüyor.

  • aslına bakarsanız, adam da o hareketi yapacağının farkında değil.

    ilk vurduğunda balona, normalde balonun uzaklaşması gerekirdi.

    balon dizine doğru gelince, röveşeta kaçınılmaz olmuş.

    bence balon suçlu.

    müzik ile daha bir güzel olmuş. buyrun!

    edit: imlâ

    edit 2: video bağlantısı ekleme.

  • boyle yazinca cok uydurma durdu da, hakkaten var boyle bir sey. izafiyet teorisinin garipliklerinden biri. barn and pole paradox diye geciyor ingilizcede.

    olay su: ahmet'in elinde 20 metrelik bir cubuk var, onunde de 10 metre uzunlugunda bir ahir var. ahirin iki ucunda acik birer kapi bulunuyor. ahmet cubugu yere paralel bir sekilde tutuyor, ahirin icinden kosarak gececek. ama isik hizinin yuzde doksani gibi bir hizla kosacak. faruk ahirin tepesinde oturuyor ve ahmet'i izliyor. simdi, izafiyet teorisine gore, ahmet (ve cubuk) isik hizinin yuzde doksani hizda ilerledigi icin, faruk cubugun uzunlugunu 20 metre degil, yaklasik 9 metre olarak goruyor (bkz: lorentz donusumleri). ahir da 10 metre uzunlukta olduguna gore, faruk'un bakis acisindan oyle bir an gelecek ki cubuk tamamen ahirin icine sigmis olacak. faruk isterse tam o anda ahirin iki kapisini birden kapatip cubugu icerde hapsedebilir.

    oysa ahmet'in bakis acisindan durum farkli. ahmet'e gore cubugun hizi sifir (cunku ahmet'le beraber hareket ediyor) ve uzunlugu 20 metre, ahir ise isik hizina yakin bir hizla kendisine yaklasiyor, ve uzunlugu 4,5 metre (lorentz donusumuyle kisalmis). yani cubugun herhangi bir anda ahira tamamen sigmasi mumkun degil.

    kim hakli? cubuk herhangi bir anda ahira sigdi mi sigmadi mi?

    problemi daha da belirgin kilmak icin sunu hayal edelim: faruk, cubugun tamamen ahirin icine girdigini gordugu anda iki kapiyi da bir anligina kapayip cubugu iceride hapsediyor, sonra kapilari hemen aciyor ki ahmet arka kapidan cikabilsin. yani faruk'a gore cubuk bir anligina ahirin icinde hapsoldu. ahmet'in acisindan olayin boyle gorunmesine imkan yok, cunku cubuk 20 metre, ahir ise 4,5 metre.

    problemin cozumu es zamanlilik denen mefhumda yatiyor. faruk, kendi bakis acisindan kapilari ayni anda kapatip cubugu bir anligina hapsetti, oysa ahmet'in bakis acisindan kapilar ayni anda kapanmiyor! cubuk daha arka kapiya varmadan arka kapi kapaniyor ve aciliyor, sonra cubugun onu o kapidan cikiyor, sonra cubugun arkasi (hala acik olan) on kapidan geciyor, ondan sonra on kapi kapaniyor ve aciliyor. boylece cubuk ahirin icinden problemsiz geciyor, ve hicbir anda ahirin icine tam olarak sigmiyor.

    demek ki faruk'un referans cercevesinde es zamanli olarak gerceklesen iki olay (on ve arka kapilarin kapanmasi), ahmet'in referans cercevesinde farkli zamanlarda gerceklesiyor. buna da es zamanliligin izafiyeti (relativity of simultaneity) deniyor.

    sorumuza geri donersek, kim hakli? cubuk ahira sigdi mi sigmadi mi? cevap: ikisi de hakli. faruk'a gore sigdi, ahmet'e gore sigmadi. "mutlak anlamda" cubugun ahira sigip sigmadigini sormak anlamsiz. gozlemcilerden bagimsiz evrensel bir koordinat sistemi yok cunku, her gozlemcinin kendi koordinat sistemi var.

    boyleyken boyle dostlar. daha fazlasi icin: http://en.wikipedia.org/wiki/barn-pole_paradox

    edit: bilim ve teknik dergisinden konuyla ilgili bir yazi: http://evrenbilimi.blogcu.com/…ma-paradoksu/3287625

    edit: faruk kapilari kapattiktan sonra hic acmasa ne olur sorusu pek cok kisinin aklina gelmis. ilgili wikipedia maddesinde ve yukaridaki bilim ve teknik yazisinda anlatilmis, kisaca ozet geceyim: faruk'un referans cercevesinde, 9 metrelik cubuk 10 metrelik ahirin icine tamamen girer, faruk ahirin iki kapisini ayni anda kapatir, cubuk arka kapiya carpar ve durur. carpmadan sonra cubuk yeterince elastik bir malzemeden yapildiysa carpismanin gucunu absorbe edip duragan uzunlugu olan 20 metreye donmeye calisir, ahirin giris kapisina iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. ahmet'in referans cercevesinde, 20 metrelik cubuk 4,5 metrelik ahirin on kapisindan gecer, sonra arka kapi kapanir, sonra cubugun onu arka kapiya carpar ve durur, carpmanin etkisi cubugun arkasina yayilincaya kadar (maksimum isik hiziyla yayilabilir) cubugun arkasi hicbir sey olmamis gibi yoluna devam eder, cubuk buzuldukce buzulur ve arkasi (hala acik olan) on kapidan iceri girer, sonra on kapi kapanir. cubuk yeterince elastik ise carpismanin gucunu absorbe edip 20 metrelik duragan uzunluguna donmeye calisir, on kapiya iceriden dayanir ve iki kapi arasinda sikisip kalir. carpisma bittikten sonra hem faruk hem ahmet ayni seyi gorur: 10 metreye buzulmus ve iki kapi arasinda sikisip kalmis bir cubuk. tabii pratikte boyle bir carpismanin gucunu ne ahir kapisi ne de cubuk absorbe edebilir, muhtemelen ikisi de bin parcaya ayrilip tuz buz olur.

  • yerli malı diyorsunuz da bizim çocukluğumuz yerli malı haftaları ile geçti.

    türkiye'de bizim nesillerde, ister köyde olsun ister şehirde, yerli malının önemini bilmeden büyüyen bir tane çocuk bulamazsınız.

    bilin bakalım bu uygulamayı kim kaldırdı ? güya milli eğitimi ab seviyesine getireceklerdi.

    şimdi yırtınıyorlar yerli ve milli diye.

    israil protestosu başka konu ama bunu yerli malına bağlayacak en son kişi bunlar.

  • hiç başıma gelmeyen hede. ama burada yazılanları okudukça canım evli erkek çekmeye başladı. yakında karımdan ayrılırsam sebebi sensin sözlük.

  • 76 yaşında hayatını kaybeden bilim insanı.

    kendisiyle ilgili sözlükte dönen iğrenç esprilere daha fazla dayanamadım ve hakkında bilgilendirici bir yazı yazmak istedim.

    şimdi biliyorsunuz, stephen hawking'e genç yaşında als hastalığı tanısı koyuldu. ve kendisi bu yüzden tekerlekli sandalyeye mahkumdu ve hatta iletişim için özel bir elektronik cihaz aracılığıyla işlerini görüyordu. tam gün bakım altındaydı. als hastası insanlar genellikle tanı koyulduktan sonra 2-3 sene kadar yaşayabiliyor. s. hawking'e ise 21 yaşında als tanısı koyulmasına rağmen 76 yaşında vefat etti.

    peki ama nasıl olur bu?

    öncelikle als hastalığını biraz tanıyalım: als, bir motor sinir hastalığı olarak biliniyor ve bu hastalığın birden fazla çeşidi var. ayrıca yapılan araştırmalar doğrultusunda hastalığın çoğunlukla kalıtımla ilgisiz olduğu sonucuna varılmış. ciddi bir güç kaybının görüldüğü bu hastalığın altında şöyle bir sistem var: mesela bir hareket yapmak istiyoruz, bunun için kaslarımızın istemli olarak kasılması gerekir. kaslarımızı kasabilmek içinse motor sinir dediğimiz iki grup sinir görev yapar. hareket için beynimizin ilgili bölümden doğan uyarım 1. grup motor sinirler tarafından önce omuriliğe ulaştırılıyor. oradaki başka motor sinirler uyarılır. bu ikinci grup sinirlerde omurilikten çıkarak ilgili kasa gider ve hareket ettirmek istediğimiz kası hareket ettiririz. şimdi als tam olarak bu noktada devreye giriyor: bu kaslarımızı hareket ettirmek için motor sinirlerin ne kadar önemli olduğunu artık biliyoruz. işte bu motor sinirlerde bir harabiyet meydana gelirse kas kasma konusunda bozukluk, kısmi veya tamamen güç kaybı yaşanır. farklı çeşitleri de olan bu hastalık, başlangıcından itibaren 4-6, bazen de on-yirmi yıl yaşamasına müsade ediyor insanın.

    peki birçok insan birkaç sene, belki de 15-20 sene yaşayabilirken stephen hawking nasıl 21 yaşından 76 yaşına kadar bu hastalıkla yaşayabildi?

    bu konuyu sinirbilim doçenti ve pennsylvania üniversitesi’ndeki als merkezi’nin başhekimi leo mccluskey'in açıklamasıyla şöyle özetleyebiliriz: aslında stephen hawking için de doktorlar 25 yaşına kadar ömür biçmişti. bu hastalıkta yaşam beklentisi şu iki şeye bağlı: birincisi soluk alma kaslarını yöneten motor sinirler. buna bağlı olarak yaygın ölüm sebebi solunum yetmezliği oluyor. ikincisiyse yutma kaslarının bozulması sonucu ortaya çıkan yetersiz beslenme ve sıvı kaybı. bu iki durum als hastalığında görülmez ise, ortalamadan çok daha uzun bir süre yaşayabilir. yani bu imkansız bir durum değil. leo mccluskey, ayrıca hastalığının seyrinde görülen bu durum için muhtemel sebep olarak hawking'in beyninin motor dışı bölümlerinin korunduğu çok iyi bir örnek olarak açıklamış. demin saydığım yetersiz beslenme ve sıvı kaybı sıkıntıları yaşanmazsa kişi olduğundan da uzun yaşayabiliyormuş, tıpkı hawking gibi. ama hastalığın seyrinin bu şekilde ilerlemesi als hastaları arasında oldukça nadir görülüyormuş. yine de bu hastalıkla ilgili umut verici bir gelişme olarak sayılabilir.

    ne kadar pozitif, hayata bağlılığı olan ve de özel bakımlar eşliğinde bir hayata sahip olsa da bunların hawking'i 76 yaşına kadar yaşatmış olan sebepler olarak bunları da sayabilir miyiz? leo mccluskey bu durum için bir muamma diyor. yani bununla ilgili kesin bir araştırma sonucu yok. sonuç olarak hastalığın her kişide farklı bir seyri var ve bu yaşam süresini belirleyici faktör olabiliyor. hawking'de özel ve nadir bir süreçle bu yaşına kadar gelen bu şanslı insanlardan biri.

    - kaynak: https://www.e-psikiyatri.com/…e-als-hastaligi-61300

    - kaynak: https://www.als.org.tr/als-mnh-nedir-1

    - kaynak: https://www.scientificamerican.com/…en-hawking-als/

    - kaynak: https://evrimagaci.org/…r-yasina-kadar-nasil-yasadi

    edit: ayrıca g shark'a özel teşekkürlerimi buradan sunuyorum..