hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • eğer kendilerine başvurmadan önce yaptığınız şey google'da hastalık belirtileri aramaksa; doktorlardır.
    biraz da haklılar tabi. nihayetinde doğru teşhisi kendimiz de koysak, tedavi için doktora ihtiyacımız var.

    bir defa böyle gittim ben, işte "efendim ben gelmeden biraz araştırdım, muhtemelen böyle böyle bir şeyler var" filan dedim. demez olaydım. hem iyi bir fırça yedim hem de doktor hanım benim koyduğum tanıyı boşa çıkarmak için elinden geleni yaptı. nihayetinde google haklı çıktı tabi.
    işte bu da haliyle doktorlarda komplekse neden oluyor.

  • bak dostum. bir isin yetkisini alan onun sorumlulugunu da alir.

    enkazi ben kendim kepceyle kazayim siz yetisemiyorsunuz deyince ne diyor olmaz diyor bu benim isim. o zaman yapacak. yapamiyorsa insanlari magdur etmeyecek.

    ben yemek dagitirim cadir dagitirim, esya dagitirim, su dagitirim deyince olmaz ben dagitirim diyorsa onu duzgun dagitacak.

    kime hesap soracagiz peki aksakliklardan dolayi cehape'ye mi kizalim.

    kapasitesi yoksa ki yok. biz yetisemiyoruz herkes basinin caresine baksin diyecek. 48 saat enkaza mudahale etmeyip edilmesine de izin vermiyorsa ne dememizi bekliyorsunuz.

  • stephen hawking, yuri milner ve mark zuckerberg'ün yönetiminde başlatılan yıldızlararası seyahat projesi. hedef, güneş sistemine en yakın olan ve 4.37 ışık-yılı uzaktaki alpha centauri yıldız sistemine robotlar göndermek. projenin hayata geçirilmesi ve robotların alpha centauri'ye doğru yola çıkması için yaklaşık 20 yıl sürecek bir çalışma gerekecek, robotların alpha centauri'ye varması da bir 20 yıl sürecek ve iphone büyüklüğündeki bu yüzlerce robotun veri toplayıp bizlere fotoğraf yollaması da yaklaşık 4* yıl sürecek. yani toplamda 44-45 yıl sonra sonuç elde edilecek bir proje starshot. projenin sunumunu hawking ile gerçekleştiren yuri milner 54 yaşında ve projenin sonuçlarını görebilmek için modern tıbba güvenmesi gerekecek. 54 yaşında, sonuçlarını ancak 100 yaşındayken görebileceği böyle bir projeye girişmesi de o insan için düşündürücü ilginç bir his olsa gerek.

    alpha centauri böyle bir görev için uygun bir seçenek zira bize en yakın yıldız sistemi. alpha centauri'de toplam üç yıldız bulunuyor: birbirinin çevresinde dönen güneş benzeri alpha centauri a ve alpha centauri b ve muhtemelen bu iki yıldızın çevresinde dönen proxima centauri. ayrıca son yıllarda elde edilen veriler alpha centauri b'nin etrafında dünya boyutlarında bir gezegenin dolanıyor olabileceğini gösteriyor.

    alpha centauri'ye doğru yola çıkacak probe'ların ışık hızının beşte biri bir hızla ilerleyeceği öngörülüyor ki bu şimdiye dek hiçbir insan yapımı nesnenin göremediği müthiş yüksek bir hız. bu hızın ne kadar yüksek olduğunu şu örnekle de anlayabiliriz: şu an dünyadan en uzak insan yapımı nesne yolculuğuna 5 eylül 1977'de çıkan voyager 1 ve mevcut hızı ile voyager 1'in alpha centauri'nin bulunduğu mesafe kadar yol kat etmesi için 70 bin yıl geçmesi gerekiyor. bu projede gönderilmesi düşünülen robotlar ise bu mesafeyi toplamda 20 yılda alacak; yani 20 yılda katedilmesi gereken yaklaşık 41 trilyon kilometre demektir bu. yüzlerce küçük robot göndermenin amacı ise maliyeti düşürmek ve başarı oranını yükseltmek. bir tane büyük bir robot yerine yüzlerce küçük robot gönderirseniz bu robotların kimilerinin başına kötü bir şey gelse bile geriye kalanlarla hala görev başarıya ulaştırılabilir. üstelik bugünkü teknolojik olanaklar, kamerasıyla, bilgisayarıyla ve elektrik güç sistemiyle toplamda bir gram ağırlığında bir probe yapabilmeyi mümkün kılabiliyor.

    projenin maliyetinin 5 ila 10 milyar dolar arasında olacağı öngörülüyor ve başlangıç olarak milner 100 milyon dolar yatırım yapmış durumda; geri kalanın uluslararası destek ve sponsorluklarla ihtiyaç oldukça 20 yıl içinde denkleştirileceği düşünülüyor. işin en maliyetli ve zorlu kısmının lazer sisteminin olacağı düşünülüyor. probe'lara itiş gücü, sahip oldukları kanatçıklara gönderilen lazerlerle verilecek ve bu lazer ışınları müthiş yoğunluklu çok yüksek güçlü olmak zorunda. bu kelebek probe'ları* ışık hızının beşte biri kadar bir hıza çıkarabilmek için lazerlerin ilk 2 dakika boyunca 100 gigawatt kadar enerji üretmesi gerekecek. bu, bir uzay aracının kalkışta ihtiyaç duyduğu güç civarında ve tipik bir nükleer santralin güç çıktısının yüz katı kadar bir güç demek oluyor. şu an dünyanın en güçlü lazeri japonya'da university of osaka'da bulunuyor ve geçen yıl yapılan testlerde 2 katrilyon watt civarında bir güç üretti fakat sadece saniyenin trilyonda biri kadar bir süre boyunca ve bu bir starshot probe'unun kanatçıklarının ihtiyaç duyacağının küçük bir kısmına tekabül ediyor ne yazık ki. kısacası, başta belirtildiği gibi bu projenin en zorlu kısmı muhtemelen ihtiyaç duyulan lazerleri üretmek olacak.

    bir diğer zorlayıcı faktör de probe'ların kanatçık ya da yelkenlerinin tasarım gereksinimiyle alakalı. belirtildiği gibi bu yelkenlere çok yüksek güçte lazer ışınları gönderilecek ve böylece bir probe çok yüksek hızlara çıkabilecek. bu kadar yüksek enerjili lazer ışınlarının yelkenlere zarar vermemesi gerekiyor ve bunun için de bu çok ince yelkenlerin lazer ışınını hiçbir şekilde emmemesi gerekiyor, yani gelen lazer ışınını yüzde yüze yakın bir oranla yansıtması gerekiyor. örneklemek gerekirse, eğer lazer ışının sahip olduğu enerjinin 100 binde biri kadar bir enerji miktarını bile absorbe ederse bir yelken, o yelken buharlaşır ve işe yaramamış olur. bu noktada iş büyük oranda malzeme bilimine* düşecek gibi ve lazer ışınını yüzde yüze yakın bir oranda yansıtacak bir yelken tasarlanması gerekecek.

    45 yıl sonra kimler hala yaşıyor olacak ya da proje gerçekleşecek mi şimdilik bilmiyoruz ama bu kadar uzun soluklu bir proje insanı yine de heyecanlandırıyor ve evet, ister istemez ölümü ve zaman karşısındaki çaresizliğimizi hatırlatıyor bana.

  • 51 km.

    gidiş dönüş toplam 102 km.

    muhtemelen anadolunun bağrından istanbul'a bakan adam bize "g e r i z e k a l ı s ı n ı z" diyordur.

    edit: en beğenilenlerimde yukarılara doğru yükseldikçe üzerime alınıyorum ama :( arkadaş en son honda activa motosikletlere baktım; ne kadar yakıyor, işe bununla gitsem kurtarır mıyım diye... yok anasını satayım! şuncacık motorla bile şirketin verdiği yol parasının iki katı benzin tüketiyor olurum ayda. o derece uzak yani...

    temmuz 2016 editi: hehe!! işyerim taşındı, artık 41+41= 82 km. şimdi, "20 km için mi seviniyon yarraam?" diyecekler olabilir; evet yarraam 20 km için seviniyom. çünkü eskiden 6'da çıkıp 8:30'da evde olurken, şimdi 5'te çıkıp 6:30'da evde oluyorum.

    ağustos 2016 editi: ben de taşındım; artık 21+21=42 km. ıs ıs ıs ıs.

    gördüğünüz gibi mesafe giderek kısalıyor! umarım ilerleyen zamanlarda işyerimle ortak bir noktada buluşup sonra ters yönde tekrar uzaklaşmaya başlamayız.

    nisan 2020 editi: çokça soran oluyor son durum nedir diye; 2020 mart itibariyle ankara'ya taşındım, ev ile iş arası mesafe 8 km, araba ile ulaşım 7 dakika, toplu taşıma ile 25 dakika :)

    ankara rocks biçassss!!!
    viva la başkent!!

    ocak 2022 editi: yine taşındım! 2021 ağustosta kavaklıdere’den çayyolu’na geçtik. mesafe 15 km’ye çıktı ama sürede kayda değer değişiklik yok. arabayla 15-20 dakika, toplu taşımayla yarım saat. ben niye sürekli taşınıyorum aq?

    ankara hala rocks biçalar!!!

  • tam da chp ve hdp zihniyetinin seçim beyannamelerini açıkladığı, chp'nin iyi bir rüzgar yakaladığı ve hatta koalisyonların gündeme geldiği bir dönemde başlaması ilginç operasyon. ha yok oranın adı uludere, yok bokdere diye tartışmak güzelse siz oradan devam edin ağalar.

  • tahmin edilebileceği gibi, "alevilik hz. ali'yi sevmekseee..." ön şartına bağlanmış iddia.

    alevilik hz. ali'yi sevmek değildir. kimseyi sevmek değildir. öyle düşünmek veya şöyle inanmak da değildir. bunların hepsidir, her biridir, hiç biridir. alevilik bir kimliktir. alevi olmayan herhangi bir kimsenin "ben de aleviyim" demesi de alevilerin... umurunda... evet umurunda değildir. "x y ise ben de aleviyim"e içkin aşağılamayı, tenezzül tavrını en iyi aleviler hisseder. rte'nin bu lafına alevilerin tav olmasını bekleyen sünni, geri zekâlıdır.

    (bkz: sen gelme ulan ayı)