hesabın var mı? giriş yap

  • restaurant sahibi olupta vedat milor'a terso davranmak? üstelik çalışanının sanane lan diye ittirmesini savunmak? vay hımınıa dünya yürek yiyenlerle dolu.

  • ismi japonca olsa da, japonya kökenli olmayan bir zeka oyunları türüdür. ingiliz gazetelerinin zamanında boy boy vermesiyle dünya genelinde bir üne kavuşmuş ve birçok insan tarafından bilinir hale gelmiştir.

    japonya menşeli nikoli şirketi, bu oyun türünün japonya'daki isim haklarına sahiptir, zaten kendileri vermiştir bu oyuna ismini. bu yüzden japonya'daki japonya sudoku takımı seçmeleri "japanese sudoku championship" olarak değil, "japanese numberplace championship" olarak düzenlenir. sebebi de, takımı seçen kurumun nikoli'den farklı bir kurum olması. jpf

    oyunun kimin tarafından icat edildiği kesin olmamakla birlikte, mantık itibariyle kökeni latin karesine dayanır.

    sudoku'nun binlerce türevi vardır. türevden kasıt, sudoku kurallarına bağlı kalmak kaydıyla, yeni kuralların eklenmesiyle oluşan oyunlara verilen genel bir isim. bir çırpıda sayabileceğimiz ve birçok insan tarafından bilinen sudoku türleri/türevleri: killer sudoku, thermo sudoku, arrow sudoku, diagonal sudoku, irregular sudoku, palindrome sudoku, odd even sudoku, greater than sudoku vb
    sudoku - grandmaster puzzles

    dahası fazlasını nediri merak edenler, google'da "sudoku variations" şeklinde bir arama tarama faaliyeti içine girebilir.

    bir sudoku sorusu 4x4'ten nxn boyutlara kadar hazırlanabilir. burada n bir tam sayıdır ve sonsuza gittiği bilinmelidir.

    dünya zeka oyunları federasyonu, 2006 yılı ile birlikte, 1992'den bu yana düzenlediği dünya zeka oyunları şampiyonası'ndan ayrı olarak dünya sudoku şampiyonası yapma kararı almıştır ve o tarihten bu yana her sene dünya genelinde bu şekilde bir şampiyona düzenlenmektedir.
    dünya sudoku şampiyonası

    işin ilginç ve güzel tarafı, ilk dünya sudoku şampiyonasının şampiyonu bir hanımdır, o zamanki ismiyle çek cumhuriyeti'nden jana tylova.

    ayrıca geçtiğimiz yıllardan itibaren, dünya zeka oyunları federasyonu "online sudoku" yarışmaları da düzenlemeye başlamıştır ve sudoku gp olarak anılıyor kendisi. bu seneki yarışmalar için: online sudoku yarışmaları serisi

    akıl oyunları yayıncılık uzun yıllar sudoku isminde bir dergi çıkardı, dahası bu kurum, türk beyin takımı ve türk sudoku takımı nı seçen kurum. yurt genelinde yapılan yarışma ile en iyi dört içinde yer alanlar bu takımları oluşturuyor ve dünya şampiyonalarından ülkeyi temsil ediyorlar.

    sözün özü, sudoku eğlenceli bir aktivitedir, kuralları basittir, temel birkaç çözüm yöntemiyle neredeyse çoğu sudoku sorusu çözülebilir.

  • anasinin karninda 9 ay durup da hiz tumsegine gelindiginde kisilik bozuklugu gosterenlere inat ozellikle yapilmasi gereken eylemdir. gerekirse geri vitese takip heyecan yaratmak da bir alternatiftir. arabada yasli, hasta, bebek vs olabilir. ayrica o hiz tumseginin konma amaci yayaya yol da verilebiliyor olabilir. ama memlekette hiyar bol.

  • -ev içinde bakmayın. ne kendinize eziyet edin, ne hayvana. ev içinde canlı bakılmaz, 4 duvar arasına sıkıştırıp psikolojik etki yaratmayan hayvanın üstünde. sonra ayda 1 sefer dışarı çıkarınca sudan çıkmış balığa dönüyor hayvan, neye uğradığını şaşırıyor, eve döndüğünde ise kapalı duvarlar arasında kalacağı için daha çok üzülüyor. benim gibi bahçeniz varsa alın, yoksa dediğim gibi kesinlikle önermiyorum.
    -vakit ayırmanız şart. evden sabah çıkıp akşam geliyorsanız ve hiç ilgilenmiyorsanız olmaz. köpekler kaç yaşına gelirse gelsin, küçük bir bebekten farkları olmuyor. özellikle golden, labrador gibi hassas köpekler çok kafaya takar, diğer cinsleri bilemeyeceğim. kedi gibi değillerdir asla, kedi kendi kendine yetebilen bir hayvan; köpek ise bakıma muhtaç, sevgiye muhtaç, sürekli ilgi-alaka istiyor.
    -oyuncak muamelesi yapmayın hayvana. dişi aldıysanız sakın hemen kısırlaştırmayın! en az 1 sefer, mümkünse 2 sefer annelik duygusunu tatsın, yoksa gerçekten hiç doğurmasana izin vermeden kısırlaştırırsanız köpek üzüntüden ölebilir bile.
    -hava olsun diye de köpek almayın sakın.
    -köpeği hep başının üstünden sevin, mümkünse boyun altından sevmeyin. boynunun altından sevmek, köpeğe ''lider sensin, ben senin köpeğinim'' demek. küçük yaşlarda sıkıntı olmaz ama hayvan yaşını almaya başladığı zaman kendini lider gibi görür ve yeri geldiğinde sahibine bile saldırabilir. egemenliği sizin kurmanız gerek, yoksa iş alırsınız başınıza, bi daha önüne geçemezsiniz.
    -sevin ama çok abartmayın. gereğinden fazla sevgi köpeği aşırı şımartır, her önüne gelene kuyruk sallamaya başlar, sokakta gezdirirken her gördüğü insanın ayakları üzerinde kendini yere serip şımarır. böyle olunca da hayvanda ciddiyetin c'si kalmaz maalesef.
    -komutları 3 ila 9 ay arasında öğretmeye başlayın. lakin bunu yaparken köpeği köleleştirmeyin, bazı yarışma programlarına çıkan köpekler gibi şebeğe dönmesin hayvan. belli başlı komutlar bilse yeter: otur, bekle, hayır!, koş!, getir! ve bir şirinlik olarak ''pati ver bakayım'' komutları yeterli olacaktır. bilhassa hayır komutunu öğretmeniz gerek, nerede nasıl davranacağını bilmesi açısından bu komut çok önemli. bunlar sabır isteyen şeyler, birkaç ayınızı alır en az. birden yapamadı diye şiddet uygulamayın sakın hayvana, bir bok başaramazsınız. 1 sefer öğrenince zaten adam akıllı, bir daha unutmaz hiç. ama tabi unutmaz derken... pratikte uygulayın hep gün ortasında falan.
    -1 yaşına kadar sadece mama ile besleyin derim ben, 1 yaşından sonra normal yemeklere (tabi her yemek değil) geçebilirsiniz, mama ile karışık yemek verebilirsiniz. hiçbir zararı yoktur, ama 1 yaşına kadar sadece mama kullanın.
    -kediniz varsa sıkıntı olmaz. bizde önceden kedi vardı, hala var. köpek ilk geldiği zaman sadece kıskançlık sendromuna girmişti biraz, beni sev diye saçma salak hareketler yapıyordu kedimiz. ama şu an çok çok mutlu ve huzurlular, yeri geldiğinde oyun oynuyorlar, yeri geldiğinde geceleri kuzu gibi yan yana uyuyorlar aynı yatakta. ama tabi kediniz çok çirkef ve aşırı dik başlıysa sıkıntı olur, bizimki çok uysal.

    benim söyleyeceklerim bunlar, aklıma geldikçe eklerim ileride. sormak isteyenlere de mesaj yoluyla yardımcı olabilirim.

  • polonya'dan almanya'ya geçtiğim sırada pasaport göstermek için bir ton sıra bekledikten sonra ilgili memura zorla pasaport göstermeye çalışmam, ikna olmayıp havalimanı polis şefliğine çıkmam ve avrupa ülkeleri arasında geçiş yaparken buna gerek olmadığını öğrendiğim sırada yaşadığım şeydir muhtemelen.
    bu kadar mı serbest dolaşmak avrupa'da ya, sanki suriye'den türkiye'ye geçiyorum.

  • hakkında bazı bilinmesi gerekenler:

    - çekim için bile olsa gittiği her mekanda hesap öder.
    - gurme olarak tanımlanmayı sevmez, kendisini gurman * olarak görür.
    - her fırsatta büyük fast food şirketleri ve gıda üreticilerinin ürünlerini eleştirir.
    - modernleşme adı altında mutfak kültürümüzün yavan hale getirilmesine karşıdır. gelenekten ve doğallıktan kopmadan gelişmeyi savunur.

    evet barbarvari bir şekilde yemek yediği oluyor arada ama ben alıştım.

  • oğlunu okutup, büyütüp, itü ye sokmuş annenin ben ayaklarını öperim. değil ona ezik demek telaffuzuna bile laf söylemek senin haddine mi? be şerefsiz!

  • öncelikle kızcağızın ailesinin başısağolsun, korkunç bir şekilde evlatlarını kaybetmişler.

    yeri gelmişken tüm genç kızlara seslenmek istiyorum, kulağınıza küpe olsun; asla ama asla sevgilinize, flörtünüze, hoşlandığınız çocuğa nude fotoğraflarınız yollamayın ve eğer ilişkiye girerseniz görüntünüzün alınmasına rıza göstermeyin.

    şimdi ilk kısım tamam da ilişki sırasında görüntü almayı bir insan niye kabul edilsin salak mıyız diyebilirsiniz. hayır, siz salak değilsiniz ama karşınızdaki adam şerefsiz olabilir! ben fantezi yapmayı istiyorum, hatıra kalsın istiyorum diyebilir daha da ileri gidip ben sapık mıyım bana güvenmiyor musun diye size duygusal şantaj yapmaya kalkabilir cevabınız hayır olsun.

    karşınızdaki insan size kezbansın, bak dediğimi yapmazsan seni terk ederim, bana başka kız mı yok gibi şeyler söyleyip sizi manipüle etmeye çalışabilir hatta üstü kapalı bir şekilde bildiğiniz bir kızın ona asılıp nude fotoğraflar gönderdiğini filan da söyleyebilir. cevabınız yine net olsun; hayır, gitmek istiyorsan gidersin.

    size değer veren, sizi seven bir adam zaten sizi böyle sıkıştırmaz. ayrıca o yolladığınız ya da birlikte çektiğiniz görüntüleri daha sonra başka sitelere satmayacağının, size o görüntülerle şantaj yapmayacağının ya da en basitinden sağa sola göstermeyeceğinin garantisi yok. bırakın giderse gitsin o kişi hatta gitsin daha iyi sonrasında sürekli diken üstünde yaşamaktan çok daha iyidir.

  • bıktık artık her uzun boylu kadının ayakları ile ilgili entry okumaktan. dünya tarihinde hiç kimsenin aklına gelmemiş bir benzetme ile en yaratıcı tespiti yapıştırıyorsunuz.

    fırıncı küreğiymiş...

    fizik kuralları gereği uzun boylu bir kadının küçük ayakları olamaz, hem at gibi kadın istiyoruz diyorsunuz hem de küçük ayak arıyorsunuz. insan oğlum bunlar insan, ayakta duracak, yürüyecek...