hesabın var mı? giriş yap

  • bir gün kürt yolda yürüyormuş
    tartışan 2 çocuk görüp yanlarına yaklaşmış ve sormuş; "niye kavga ediyirsiniz çöcüklar?"

    çocuklar da "paralarımızı birleştirip tost aldık ama hangimizin ilk ısırığı alacağına karar veremiyoruz" demişler. kürtte kaş altından gülmüş, tostu çocukların elinden almış, ikiye bölmüş ve gülümseyerek birden arkasına dönüp kaçarak tostu eşşeğiyle birlikte yemiş.

  • sebebi komünizm değil, ovacık belediye başkanının muhteşem bir insan olmasıdır. dinden, ideolojiden, ırktan önce insan olmanın önemini göstermektedir.

  • saldırıyı yapan baş örtülü bir bayandır. ne acıdır ki 15 yıl önce bu baş örtülü bayanın hakları için mücadele eden insanlara da kelepçe takılıyordu. tartaklanıyordu.
    üniversite yıllarımda derme çatma barınaklarda başörtüsü çıkartılır veya peruk takılırdı. yağmurda çamurda içim sızlardı. okul girişlerinde isterlerse arabamda başörtülerini değiştirebileceklerini teklif ederdim. birçoğu reddetmezdi.
    benim gibi muhafazakar kesimden gelen ve sol kesimden birçok arkadaşım başörtüsü mücalesine destek oldular. fakat görüyorum ki üzerinden çok fazla yıl geçmeden mazlum, zalime dönüşmüş. kendisi gibi olmayanı yumruklayabiliyor. birazcık vicdan yahu....

  • türkiye bitmiş.
    lan lise mezunu bekçi maaşıyla doktor, mühendis, avukat, öğretmen maaşı aynı gibi.
    bu koşullarda kim eşşşek gibi çalışıp doktor, avukat, mühendis falan olmaya uğraşır ki?
    ha, bekçinin aldığı parada da gözümüz yok, belki anca yetiyordur da, maaş farklarında böyle saçmalık olmaz.
    bekçiye gerek var mı yok mu o da ayrı bir konu.

  • eğer zenginseniz itiraz edersiniz. eğer fakirseniz memnuniyetle karşılarsınız.

    aynı üniversite solcuları gibi, yokluk çekerken solcusunuz varlık sahibi olunca liberale dönüşürsünüz.

    bu bir çok ülke de, özellikle sosyal demokrat tandansı olan kuzey ülkelerinde uygulanan bir yöntemdir. ama orada alınan vergi çok yüksek olabildiği için öyle kiraya vererek bu verginin acısını kiracıdan çıkartamazsınız. bu yüzden yatırım olarak ev almak saçma olur. kiraya vermeniz de inanılmaz zordur. onun yerine devlet sosyal konut yapar.

    şimdi bizde problem ne? bizde çok fazla emlak zengini olduğu için piyasa sıkışıyor. 1000 evi 500 evi olan adamlar var. bunun gibi adamları elemek için yapılan adımlar bunlar. eğer yapmazsan zengin daha da çok ev sahibi olacak ve hiç bir zaman senin kiracılık ve kiralık ev derdin bitmeyecek. sürekli yeni inşaatlar yapılacak ama fiyatlar normal seviye de olamayacağı için hep zengin daha fazla emlak sahibi olacak. asıl ihtiyacı olanlar ev sahibi hiç bir zaman olamayacak.

    çevremden örnek vermem gerekirse, bizzat tanıdığım yakın bir arkadaşım tarikat şeyhi kızıyla evlendi. adamın tek başına istanbul arnavutköy'de (ilçe olan) tam 50 apartmanı var. apartman başına kaba hesapla 8 daire dersek bu adam elinde 400 dairelik stok sahibi. sadece 3 avukatı bu evlerin kira işleriyle uğraşsın diye çalıştırıyor.

    şimdi daha iyi anlaşılıyor mu?

    ekonomisi stabil ülkelerde neden bu uygulanıyor?

    1) bina sayısı bizdeki gibi kontrolsüz artmasın, rant birilerine kalmasın

    2) emlağa yatırılan para ekonominin içine dönsün, daha fazla likit dönüşümde olsun

    senin ev aldıktan sonra başka bir eve ihtiyacın var mı? reelde yok. bu ihtiyacını karşılamışsın. buradan sonrası başkasını s.kmeye giriyor. hiç kimse emeklilik, garanti bilmem ne diye kafa ütülemesin. başka ülkelerde nasıl oluyor? çünkü orada adam ileriki dönemini düşünerek bireysel yatırım yapıyor. planlama yapıyor. bizde paşalar yattığımız yerden para gelsin diye sistemi su istimal ediyor.

    rant üzerinden ekonomik gelir elde etmek ancak ilkel toplumlarda olur. adam gibi bir ülke olabilmek için bu çok daha önce yapılması gereken doğru bir adımdır.

  • six feet under'ın finali.
    hani bir deyim vardır yaa.
    koltuğa çivilenmek.
    ben onu birebir yaşadım ilk izlediğimde.
    hareketsiz bir şekilde ekrana baktım.
    final bitti ben halen kımıldayamadım.
    bir hafta sonra tekrar izledim finali ve yine aynı şekilde koltuğuma çivilendim.
    gelmiş geçmiş en büyük ve en kaliteli dizi finali six feet under'ın finalidir

  • şivesinden ve yüzünün bir kısmından hangi ırka mensup olduğu besbelli.
    bu devirde kimseye güvenilmeyeceğinin örneği, tam da omurilikten vurmuş muhtemelen taksici felç kalmıştır.

  • detayları anlatalım bilmek isteyenler için...

    öncelikle burası alt kültürün yaşadığı bir semt, bahsi geçen apartman ucuz ve eski bir apartman.

    aile 6 kişilik bir aile, babaanne, baba, anne, 3 çocuk, çocukluklardan en küçüğü engelli konuşamıyor yürüyemiyor.

    bu ailenin tek geçim kaynağı baba, çöpçülük yapıyor sokakları filan süpürüyor parkları bahçeleri, kızı dünya akıllısı güzel, oğlan içine kapanık sessiz etliye sütlüye bulaşmaz, küçük çocuk yukarda yazdım.

    bu tarz apartmanlarda sürekli kavga olur zaten bu olayın işleniş şekli çocuklar gürültü yapıyor diye ama bahsi geçen adam önceden sabıkası olan daha önce de 3 kişiyi öldürdüğü söyleniyor. nasıl dışarı çıktığı belli değil.

    o kadar çok görgü tanığı var ki adam içeride ailesini katlettikten sonra çocuklar balkona kaçıyor, balkonda komşulara bağırıyorlar "ne olur bizi kurtarın bizi öldürecekler" diye komşular tamam polisi arıyoruz diyorlar bu olay olana kadar herkesin gözü önünde balkonda birbirine sarılmış iki kardeşi de öldürüyor, ardından adam hiçbir şey olmamış gibi kurşunu bittiği için evine gidiyor, engelli çocuk balkonda "anne, baba" diye figan ediyor ve bugün çocuk esirgeme kurumu bu çocuğu alıyor. adam ilk ifadesinde kurşunum yetmedi yoksa küçüğü de öldürecektim diyor.

    şimdi burda bazı terbiyesizler ahlaksızlar bu katili savunuyor haklı çıkarma çabasına giriyor ya önceki enrtyme de yazdım inşallah kendi ahlak seviyenizde insanlarla bir ömür boyu muhattap olup karşılaşırsınız. bu olay yüzünden bu aileyi sevsin sevmesin koca bir mahalle yasta. hiçbir kimse yok ki iyi olmuş diyebilen katili haklı bulan. böyle bir şeyde kendi bencil çıkarlarınız için katili haklı bulabiliyorsanız sizin gibi pisliklerden de her kötülük beklenir, kendi pisliğinizde boğulun.