ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iç güvenlik paketi
-
kaç oyla kabul edildiğini merak ettiğim paket. tv'deki görüntülerde mecliste en fazla 100-150 milletvekili vardı.
kalan 400 tane kayıp milletvekilinin nerede olduğunu merak ediyorum. hadi akp vekillerinin canı cehenneme de, muhalefet vekvekilleri neredeler mesela? o atarla ayrılan emine ülker tarhan nerede? paylaşım rekorları kıran, akpyi titreten muharrem ince nerede? mustafa balbay nerede? neredesiniz ulan?
nerede o eski bayramcıların ortadan kaybolması
londra'ya göçtükten 48 saat sonra dönen yazılımcı
-
kesin mülakat için gidip işe alınmamıştır. başka açıklaması olamaz.
mesajlaşılan kadının 45 yaşında olduğunu öğrenmek
-
sosyal medya sağolsun, baya nazi bakışı hakim oldu artık insanlığa. 40 yaşını geçtin mi, öl; çirkin misin, öl; yeterince havalı değil misin, öl. ortalıklarda dolanıp göz zevkimizi bozma. yaş almak suç gibi görülür oldu, baya mobbinge uğruyor yaş alanlar. iş ortamlarında bile. tüm dünyada böyle de, bizde bi tık daha fazla sanki. herşeyi görsellikten ibaret sanan sığ ortadoğululuktan sanırım.
x ae a-12 musk
-
"elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler" konusunda çıtayı evereste çıkaran isim olmuştur.
isp müşterisi tripleri
-
müş. ben türkiye satranç şampiyonu samim internete bağlanamıyorum
chp'nin 13 yıllık akp iktidarını özetlediği video
-
tüyleri diken diken eden, ne türlü stres testlerinden geçtiğimizi hatırlatır;
https://www.youtube.com/watch?v=sc4aruxi_m4
https://twitter.com/…nchp/status/660143253014970368
içerik;
(bkz: 13 mayıs 2014 soma maden ocağı patlaması)
(bkz: madenciler güzel öldüler)
(bkz: 17 mayıs 2010 zonguldak grizu patlaması)
(bkz: yusuf yerkel)
(bkz: 31 mayıs 2013 taksim gezi parkı polis saldırısı)
(bkz: hrant dink)
(bkz: ergenekon operasyonu)
(bkz: 10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama)
(bkz: 20 temmuz 2015 suruç canlı bomba saldırısı)
(bkz: 28 aralık 2011 şırnak'taki köylülerin bombalanması)
(bkz: 11 mayıs 2013 reyhanlı bombalı saldırısı)
(bkz: 19 ekim 2011 çukurca çatışması)
(bkz: 5 eylül 2012 afyonkarahisar'daki patlama)
(bkz: 11 şubat 2015 özgecan aslan cinayeti)
(bkz: kadına şiddet abartılıyor)
(bkz: ak-saray)
(bkz: yarbay mehmet alkan)
(bkz: sırtta çuvalla cenaze taşımak)
(bkz: 11 haziran 2013 çağlayan adliyesi gözaltıları)
(bkz: dilek doğan)
(bkz: metin lokumcu)
(bkz: 10 yılda 10723 işçinin iş kazası sonucu ölmesi)
(bkz: 6 eylül 2014 mecidiyeköy asansör kazası)
(bkz: 28 ekim 2014 ermenek kömür ocağı kazası)
(bkz: madenci oğlunu yırtık ayakkabıyla uğurlayan baba)
(bkz: oğlum yüzme de bilmezdi suyun içinde ne yaptı)
(bkz: 23 ekim 2011 van depremi)
(bkz: 2015 ekonomik krizi)
(bkz: kıyıya vuran suriyeli göçmen çocuk cesedi)
(bkz: suriyeli mülteciler)
ve daha onlarca rezalet.
edit: (bkz: oy ve ötesi t3 gönüllüsü çağrısı)
(bkz: özet oy ve ötesi sandık müşahidi eğitimi)
mesai saatleri dışında ulaşılamayan çalışan
-
ücretli köle arayan dallamaların salladığı çalışan türüdür. yerden göğe haklıdır.
açık söyleyeyim, yukarıdaki üç soruyu bana biri iş görüşmesinde sorsa, kalkar giderim. her insan evladının da bu üç soruyu soracak kadar haysiyetten uzak bir işletmeyle karşılaştığında kalkıp gitmesi taraftarıyım. kimsenin size köle muamelesi yapmaya hakkı yok. üç kuruş maaşa çalıştırdığı adamı tapulu malı zanneden şerefsizler çalışacak adam bulamayınca akılları başlarına gelir diyeceğim ama o zaman da "işsizlik yok iş beğenmiyorlar" diye ağlamaya başlar bunlar. cehennemin dibine kadar yolları var. çalıştıracak adam bulamayıp topu atsınlar da meydan insanlığını kaybetmemişlere kalsın.
mercimek çorbası
-
babam, sabah işe gitmeden önce yapıyordu mercimek çorbasını. o gittikten sonra ben yavaştan hazırlanıyordum okula gitmek için. mavi önlüklü zamanlar...
tencereden bir kaseye doldurup içine ekmek doğruyordum biraz. sonra elimde tepsiyle annemin yanına gidiyordum. yatağında hasta hâlde yatıyordu. " hadi anne bunu yiyorsun bak! hepsini... " diyordum ve kendime de koyuyordum biraz. sabahları çorba içmeyi o vakitlerden beri severim.
hep besmele çekerek başlardı babam her işine, hâlâ öyle. " sen şifâ kat içine allah'ım " derdi gözleri dolardı annemin hâline. ben de öyle izlerdim ayağının dibinde ki çok iyi yemek yapıyorum artık ben de.
öğrendim ki şifâ bazen gerçekten bir kaşık mercimek çorbasında dahi saklı olabilirdi.
annem iyileşmişti artık. inanılmaz cömert bir kadındır. kapıya gelen dilencilere çorba, yemek vs. verirdi; yanında ekmek ve ayran. neredeyse her zaman yapardı bunu. ben de izlerdim.
gönüllü refakatçilik diye bir şey vardır duydunuz mu?
üç beş kez yapmışlığım vardır kimsesi olmayan amcaların yanında. hastaneler sürekli mercimek çorbası veriyor sanırım. " bunu içiyorsun, sonra ameliyat bile olmadan fırlayıp gidiyorsun burdan genco " derdim refakatçisi olduğum hastalara.
" inşallah " derlerdi hafif bir tebessümle...
ekim ayı yaklaştı artık ve soğudu istanbul.
sabahları çorbacıya gidin ara sıra. sokakta yanından öylece geçtiğiniz evsizlere çorba ısmarlayın.
güzel bir mercimek çorbası, pilav, salata, tavuk falan yapıp yoksul olduğunu bildiğiniz komşularınızı çağırın evinize yemeğe. yoksul değilse bile çağırın. verdikçe artar insanın malı mülkü.
ayrıca belki de kalbimizin şifası, birinin bizim sayemizde boğazından geçecek bir kaşık mercimek çorbasında gizlidir.
bunu düşünün.
" hiç kimseyle işim olmaz " diyorsanız kendinize yapın. sıkın limonu için iki kase.
rabb'im açlıkla sınamasın kimseyi.