hesabın var mı? giriş yap

  • bağışıklık diye bir şey varsa sanırım ondan yok bende, bu yüzden diğer insanlara göre daha sık hastalanıyorum. annemi bile isyan ettirdim bu konuda. bir de öyle 3-5 gün içinde hafif de atlatamıyorum. ateşten yataklara düşüyorum, kendime gelmem uzun sürüyor. bu yüzden mi bilinmez hayatımı paylaştığım biri de yok. neyse efendim, yalnızlıktan bunaldığım bir dönemde köpeğim şanslı'yı evlat edindim. dünyanın en vurdumduymaz köpeği en basit şeyleri bile öğretemedim. evde kendi özerk bölgesi var ve kafasına göre takılıyor. ancak ne zaman hastalansam bi haller oluyor şanslı'ya. geceleri yaşıyor muyum diye kontrol etme amaçlı olsa gerek neredeyse her saat başı gelip yüzümü yalayarak uyandırıyor. başını okşuyorum kendi hayatına geri dönüyor. ta ki bir sonraki saate kadar. hayatın benim için de güzel olduğunu hissettiren böyle bir garip huyu var şanslı'nın.

  • daha önce yazılmış ama ben de şunu şuraya koymak istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=up0tis6jvse

    "aganigi naganigi" ikilemesini dilimize (dilimize derken günlük konuşma dilimize arkadaşlar, güzel türkçemize değil) sokmuştu bu reklam ilk çıktığında. ilginç şekilde; etrafımda kimsenin duymadığı, kullanmadığı, sözlükte de yazmayan ama kimsenin de ne anlama geldiğini anlamakta da hiçbir zorluk çekmediği bir ikilemeydi. o zamana kadar duyan bilen yoktu ama bu reklamda duyduktan sonra herkes neyi ifade ettiğini bir çırpıda anlamıştı. ve reklamdan sonra da bir süre de ağzımıza takılmıştı. muhtemelen kuru yemişin direkt mala gittiği(bkz: direk mala gider) bilgisini halk arasında yaygınlaştıran reklam budur. hatta daha da abartıyorum, bu reklamdan sonra artık bir daha fındığın reklamının yapılmasına ihtiyaç kalmamıştır çünkü fındık kolektif hafızanın derinliklerine direkt mala giden gıda olarak kazınmıştır. reklam sektörünün kendi çapında en büyük başarılarındandır.

  • eyy sabancı bırak bakkal gibi tuvaleti küçük elli büyük yüz yapsam mı diye düşünmeyi de her uçağa binişte bayan yanına düşsem diye iç geçiren türk genci için hem seni hem bizi güldürecek bi kampanyaya imza at. bayan yanına oturmak için verilsin 5 tl ve bu iş huzur içinde çözülsün.

  • 6. kez olimpiyata katılmak ne demek önce ona bir bakalım;
    (bkz: 2012 londra olimpiyatları)
    (bkz: 2008 pekin olimpiyatları)
    (bkz: 2004 atina olimpiyatları)
    (bkz: 2000 sidney olimpiyatları)
    (bkz: 1996 atlanta olimpiyatları)
    (bkz: 1992 barselona olimpiyatları)

    2012-1992=20 yıl eder. yani demem o ki bu adam -hani profesyonel olmayan- 20 yıldır dünyada bu dalın en iyi 20-30 sporcusundan birisi. yok efendim survivor'a gitmiş, dans yarışmasına katılmış. arkadaş devlet bu adama ne yatırım yaptı biliyor musunuz da şampiyonluk istiyorsunuz? yanlış biliyorsam düzeltin ama 2500 dolar maaş veriliyor bu adama hazırlansın diye. şimdi bu adam bizim gibi gidip aquapark havuzunda yüzmeyecek herhalde hazırlanmak için. adama olimpik havuz lazım. e sen bizim vergilerimizle yapılan havuzda çalışması için bu adamdan havuz kirası alıyorsan bu işte bir acayiplik var. şunu unutmayın olimpiyatlarda şampiyon olmak öyle kolay bir şey değil. ciddi yatırım gerekir, ciddi paralar harcanmalıdır. neyse nasıl olsa bir çoğunuz anlamayacak. gerçi anlamayacak güruhun da bir çoğu bu adam 92'de barcelona olimpiyatlarında yüzerken portakalda vitamindi.

  • yere düşen hesap makinesinin bozulup bozulmadığını anlamak için 2'yle 2'yi toplamak. 5 çıkarsa düştüğü için olcaktı heralde.

  • cogu isci ve memurdan kaliteli yasamak, memurlarin 5+7 zam aldigi yerde yaklasik %60 zam almaktir.

    keske doktor olacagima ezine peyniri olsaydim dedirtir.

  • "yolda yürüyen bir çift erkeğin konuştukları konunun ilginçliği, civarda yürüyen kız çiftlerinin kendilerine uzaklıkları ile ters, güzellikleri ile doğru orantılıdır"
    (24.08.2004, ankara)