*

  • 'hiçbir şey kaza ya da şans eseri olmaz'ı savunan felsefe.
  • freud'un ilkesine gore her davranisin bir nedeni vardir. hicbir davrani$ sebepsiz olarak meydana gelmez. yaptigimiz, du$undugumuz, hissettigimiz her$ey zihnimizin ve bilincalti ya$antilarimizin di$a vurumudur.

    aslında her$eye anne ve babanızın sebep oldugu da soyleyebilir...
  • bu goruse gore; yetistirilme tarziniz, cocukluk deneyimleriniz temelde karakter yapinizi ve kisisel egilimlerinizi belirler.
  • psikanalatik kuramda mucizelere, tesadüflere veya özgür iradeye yer yoktur.

    psişik determinizm ilkesine göre kişinin ruhsal yapısında gerçekleşen hiçbir şey rastlantısal değildir. dil sürçmesi, kekeleme, geç kalma, parafakslar da dahil olmak üzere her davranış tahmin edilebilir nedenlere bağlıdır.

    bu duygu, düşünce veya davranışların bize nedensiz ya da tesadüfen gerçekleşmiş gibi görünmesinin ana sebebi, bizim bunlara neden olan tetikleyicileri ile aralarındaki nedensel bağlantıyı kurmamızı engelleyen bilgi eksikliğimizdir ki bu bilgilerin çoğu bilinç dışımızdadır.
  • psişik determinizm çılgınca bir fikir gibi gelmektedir ama asıl çılgın olan özgür irade düşüncesidir. tamamen madde olan bir beyinden ve bu beyni etkileyen tamamen maddesel bir dünyadan bahsediyoruz. her şey madde.

    özgür irade nedir yahu?

    kadere inanıyor muyum? sanırım inanmak zorundayım. eğer o hesaplamayı yapacak zeka ve donanıma sahipseniz bundan 10 yıl sonra nerede olduğumu, ne yaptığımı, hangi tshirtü giydiğimi, hangi kelimeleri konuştuğumu, hatta o gün yiyeceklerimin kalorisini bile hesaplayabilirsiniz.
  • (bkz: psikanaliz)

    psişik determinizm ilkesine göre ruhsal yapıda gerçekleşen hiçbir şey nedensiz yada rastlantısal değildir. tüm zihinsel (ve fiziksel) davranışlar, kendisinden önceki nedenlerle belirlenmiştir ve kestirilmesi olası yollarla gerçekleşmektedir.
  • ruhsal yapıda meydana gelen her olayı bir neden sonuç ilişkisine dayandırarak rastlantısallığı tamamı ile dışlayan kavram. burada kendisini kopernik, newton gibi bilim insanlarıyla kıyaslayan ve psikanalizi bilim haline getirmeye çalışan freud'un büyük bir şekilde yanıldığını görebiliriz. zira psikanalizi bir fizik bir kimya gibi bilim haline getirip formüle etme çabası bir yüzyıl sonra kuramın yanlışlanamaz hale gelmesine neden olmuş, dolayısı ile kuram bilim çevrelerinde geçerliliğini büyük oranda kaybetmiştir. bilhassa farklı kültürlerde eodipus, elektra gibi komplekslere rastlanmaması kuramın evrensel bir bilim olmaktan çok yerel bir çevreyi- viktoryen ingilteresi- açıkladığını kanıtlar niteliktedir. bazen bir sürçme yalnızca bir sürçmedir, çocukta bir travma yaşansa bile hiçbir daim etkisi ortaya çıkmayabilir. dolayısıyla psişik determinizm her vakada uygulanabilir bir yasa olmaktan çıkar. çünkü rastlantıya yer vermez
  • "zihinsel yaşamımızdaki olayların öncekilerle ilintisiz ve rastgeleymiş gibi olmaları sadece görünüştedir. her unutma ya da yitirmeye olayla ilgili kişinin bir niyet veya isteğinin neden olduğu gösterilebilir. ister normal ister patolojik olsun, günlük hayatımızda her yaptığımız işin ve söylemimizin bir anlamı, bir geçmişi ve bir de geleceği vardır."
  • hiçbir şeyin tesadüf eseri olmadığını ve her şeyin çevresel özellikle ailesel faktörlere bağlanmasını savunan bir felsefi düşünce.

    sevme,sevilme,mutluluk,hüzün,ağlamak,depresyonneşe gibi duygu durumları carl gustav jung'a göre kollektif bilinç altından geliyor.
    her şeyi sadece psişik determinizm ile ele almamız sebep/sonuç ararken bizi yanıltabilir.

    örnek1 kadınların hipergami mitleri kollektiftir, fakat türü ve çeşidi aile faktörü ile belirlenebilir.
    örnek2 erkeklerin tek eşli olmamak adına biyolojiye yaslanmalarıda aslında erkek genlerinin tür çeşitlenmesi evresinde yani makro evriminde bir yerde takılı kalmış günümüz yapısına uygun olmadan gelişmiş olabilir ve bu sebeple uyumda sorun yaşıyor olabilirler,burada işte psişik determinizm devreye girebilir evrensel bilinç altında varolanı onarmada belkide ebeveynler faktöründen alınacak küçük bir rol model olay ile belirlenebilir.
    birbirinden bağımsız kültürlerdeki ebeveynler bir kaç konuda ciddi bir yanılgı içerisinde çocuk yetiştirdikleri için bugün hemen hemen tüm erkekler yalan söyleme ve birden fazla kadın tercihlerinde,kadınlar ise sürekli koruma kollanma ihtiyaçlarını tatmin etme doyumuna asla ulaşamıyorlar.
hesabın var mı? giriş yap