ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
30lu yaşlar
-
belki de bir insanin hayatindaki en guzel yillardir.
-belli bir olgunluga erismissinizdir.
-is hayatinda belli bir tecrube kazandiginiz icin itilip kakilma ihtimaliniz dusuktur.
-artik insanlara "hayir" demeyi ogrenmissinizdir, sizden her istenen seyi yapmak zorunda olmadiginizi kavramissinizdir.
-bazi deneyimler yasadiginiz icin hayattan ne istediginizi az cok kavramissinizdir. onlu ve yirmili yaslarda yasanan arayislar buyuk olcude son bulmustur.
-yillardir calisiyor oldugunuzdan dolayi gelir duzeyiniz belli bir seviyeye gelmistir ve artik "fakir" degilsinizdir. istisnalar olsa da hayat standardiniz onlu ve yirmili yaslara gore daha iyidir.
-iliskileriniz daha oturaklidir. hayatinizda tutmak istediklerinizi tutar, hayatinizdan cikartmak istediklerinizi cikartirsiniz. onceki yaslardaki sosyal endiseler azalmistir.
-hayatin getirdigi belli bir umursamazlik oldugu icin "insanlar ne der" seklinde endiseleriniz minimal duzeye inmistir. hayatinizi nasil yasamak istiyorsaniz oyle yasarsiniz.
-ask hayatinda da yasadiginiz tecrubelerden dolayi ne istediginizi biliyorsunuzdur ve drama onceki yaslara gore daha eksiktir.
-deneme yanilmalar surecinden sonra hayatta aldiginiz zevkler daha rafine hale gelmistir.
-futbol, siyaset gibi konularda fanatikliginiz ortadan kalmistir veya buyuk olcude azalmistir. bunlari eskisi kadar umursamamaya baslarsiniz.
-sagliginiz henuz dususe gecmemistir ve hala enerjiniz devam etmektedir. zaten yukarida saydigim maddelerin cogu otuzlu yaslarin onlu ve yirmili yaslara gore olan avantajiydi ama bu madde otuzlularin kirkli, ellili ve atmislilara olan avantaji.
otuzlu yillar hayati toplumun degil de kendinizin istedigi gibi yasamak icin belki de en buyuk ve en son sanstir. sagliginizi, enerjinizi, gencliginizi tam anlamda kaybetmediginiz, ama ayni zamanda ne istediginizi bildiginiz, daha stabil bir hayata sahip oldugunuz, kariyerinizin ve para durumunuzun daha iyi oldugu yillardir. bundan iyisi ne olabilir ki? oregon olabilir ama onun yeri ayri.
not: tabi ki her sey gibi bunun da istisnalari olabilir. mesela bir insan otuzunda sagligini kaybetmis olabilir veya hayatinda isler tepetakla olmus olabilir. burada bahsettigim ortalamaya vurunca ortaya cikan genel sonuc.
mcdonald's'ta sipariş veremeyen maskesizin feryadı
-
fiziken var olan bir virüse inanmayıp, bedduanın gücüne inanmış bir arkadaş. kafalar çok enteresan.
le charme discret de la bourgeoisie
-
1972 yılı yapımı ispanyol yönetmen luis bunuel‘in oscar kazanan başyapıtı. burjuvazi ekseninde gelişen olayların karamizah tadında sürrealist bir bakış açısıyla yorumlandığı aşikardır. luis bunuel, burjuvazinin giz(em)li çekiciliği ismini kullanırken negatif bir yükleme değil olumlu bir başlık kullanıyor ve bu başlık altında kendi çiçeklerini sunmayı rahatlıkla başarabiliyor.
fatma nur çelik'e susup özgecan aslan'a patlamak
26 şubat 2013 barcelona real madrid maçı
-
bu maçta barcelona kalecisi pinto; hayrettin demirbaş penaltısı yedi.
bugün literatürde panenka penaltısı var, hayrettin demirbaş penaltısı yoksa bu bizim ayıbımızdır. nasıl panenka'nın kendine özgü bir penaltı atma stili varsa hayrettin'in de kendine özgü bir penaltı yeme şekli vardı.
17 penaltı yediği 28 kasım 1996 gençlerbirliği galatasaray maçında zirve yapan hayrettin demirbaş penaltısının özelliği şuydu; hayrettin, penaltıcı topa vurmadan önce bir tarafa ayakları üstünde hareket eder sonra diğer tarafa uçardı. böylelikle iki köşe birden boş kalmış olurdu. bir miktar diğer tarafa hareket ederken diğer tarafa uçmaya hazırlandığı için hareketlendiği tarafa atılan penaltıyı kurtarma şansı yoktu. ortada durmayıp bir tarafa hareketlendiği için diğer tarafa uçsa dahi köşenin yakınlarına dahi yetişme şansı yoktu. kabaca; penaltı atılırken olduğu yere otursa, penaltıyı kurtarma şansı daha fazlaydı.
pinto tam olarak hayrettin demirbaş penaltısı yemeyi başardı. bir tarafa gider gibi yapıp diğer tarafa atladı ve köşeye giden topa yetişemedi.
hayrettin, bir kuşağa neler ettin gör işte... bir yanda el clasico oynanırken nerelere gidiyoruz...
diğer mültecileri hor gören balkan mültecisi
-
balkan türklerini, arap bedevilerle karşılaştıran zihniyetine sokayım. açacağın başlığa da ayrıca sokayım.
5 temmuz 2022 sedat peker tweet'leri
-
mesut yılmaz'dan şantaj karşılığında para aldığını ve tüm süreçlerde mehmet cengiz'in arabuluculuk gerçekleştirdiğini beyan eden tweet serisi.
şantaj tutarı ise 5 milyon dolar...
çok daha önemli konu başlığı için; (bkz: laik cumhuriyeti ve kanunlarını hiçe sayıyoruz)
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
artık ilkokul 1. sınıf öğrencisi cimcime sabah annesinin yatağına gelir ve şehir dışında olan babasını sorar:
cimcime: anne, babam ne zaman gelecek?
anne: bugünü saymazsak dört gün sonra.
c: bugünü sayarsak beş gün.
a: evet.
c: bugünü saymıycam.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
on yıl falan önce, bir yaz vakti ailecek köydeyiz. o zamanlar babamın en sevdiği çocuğu olan tofaş marka 92 model doğanımızı alıp arkadaşlarla köyün üst taraflarında bir tepeye içmeye gidiyoruz. birkaç kişi daha katılıyor bize sonradan, kalabalığız, içip eğleniyoruz. tam sabahın dört buçuğunda araba yanmaya başlıyor alttan, muhtemelen kuru otlara atılan bir sigara yüzünden. hep birlikte güç bela söndürüyoruz arabayı, motordaki kablolar yanmış, kaporta falan kararmış. sabah altı gibi eve dönüyorum, ne işi varsa o saatte babam avluda karşılıyor beni, dikilmiş bahçenin ortasına, eller arkada bağlı, üstünde atleti, altında çizgili picamasıyla, benim yüzüm falan is içinde, üst baş rezil, kollarımda ufak yanıklar var ama o hiç bakmıyor bile yüzüme, "baba" diyorum, bi yalanlar falan kıvırıcam, fırsat vermeden "sus, içeri git" diyor gözlerini arabadan hiç ayırmadan, içeri giderken anneme sokuluyorum, "ne işi var ya bunun bu saatte ayakta" diye soruyorum, "ne bileyim oğlum, sabahın dört buçuğunda kalktı, içim yanıyor hanım dedi, bir daha da uyumadı, dikildi orda" diyor. ulan diyorum aşka bak, adam telepatik bir bağ kurmuş arabayla, saniyesinde hissediyor, orda yanan ben olsaydım umrunda olmazdı adamın yeminle, devam ederdi horul horul uykusuna ama arabanın lastiği bile inse kalkar sabah dörtte "nefesim kesiliyor hanım" diye.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"22 aralık sabahı şirince'den dönenler için ölü taklidi yapalım, sevinsinler bari gerizekalılar."
motorcuya çarpan ambulans
-
motorcuların trafik kurallarından muaf olmadıklarına dair güzel bir uygulamalı ders olmuş.
ibrahim bey gerçekten bekar mısın
-
inşallah aynı espriyi cb sözcüsü ibrahim kalın'a da yapmaz dediğim kötü şaka.
edit: vücut yapısından bahsediyorum, fesatlık yapmayın.
+ibrahim kalın mısın doğru söyle?
- efendim ben kalınım, muharrem ince
salonda gülüşmeler falan...
hayvan gibi kullanılırken tedavülden kalkan ürün
-
(bkz: cemaat)