ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fırında yumurta
-
malzemeleri aynı malzemelerden yapılan omletle aynı bile olsa tadı farklı olan yumurta. aynı zaman çok basitçe yapılabilen ve inanılmaz lezzetli olan bir yumurta pişirme şekli.
malzemeler:
- kırmızı köz biber
- yeşil biber
- sarımsak
- mantar
- jambon, salam, sosis, kavurma, biftek artık aklınıza ne geliyorsa herhangi bir et (opsiyonel)
- mozzarella, beyaz peynir, kaşar vs keyfinize göre peynir
- türlü türlü baharat ve soslar
- yumurta
ben sulandırdığı için domates eklemeyi pek sevmiyorum fakat domates de çok yakışıyor, aynı şekilde soğan da yakışıyor fakat soğan kullancaksam menemen yapmayı tercih ederim.
fırını 180-200 dereceye ayarlayıp fırın ısınırken tüm sebzeleri küçük küçük doğradıktan sonra az biraz zeytinyağı ile ısıttığımız tavada hepsini hafifçe ölene kadar çeviriyoruz. sebzeleri iyice pişirmenize gerek yok zaten fırına girecekler. sebzeler dilediğimiz kıvama gelince hepsini toprak bir kaba veya derin olmayan bir borcama (borcamların kapakları bunun için ideal) alıyoruz. -eğer et istiyorsanız eklemeniz gereken yer burası, şarküteri ürünlerini pişirmeden kullanabilirsiniz direk biftek vs kullanılıcaksa önceden bir pişirme işlemi gerekebilir- rendelediğiniz veya küçük parçalara ayırdığınız peynirleri de malzemelerin üzerine serptikten sonra dilediğimiz baharatları atıyoruz. ben muskat, karabiber, pul biber, zerdeçal, yenibahar ve tuz atıp üzerlerine de heinz peppery habanero döküyorum. sonra malzemelerin miktarına göre yumurtaları kırıp önceden ısıtılmış fırına koyup pişmesi için 8-10 dakika bekliyorum.
eğer izmirde yaşıyorsanız veya dondurulmuş boyoza erişiminiz varsa yumurta ile beraber aynı fırına 2 de boyoz atarsanız bu lezzetli yumurtalı kahvaltının vereceği keyfi 3'e 5'e katlayabilirsiniz. boyoz da aynı yumurta gibi 8-10 dakika içinde pişmiş olur. yanına da ev yapımı limonata ile harika bir kahvaltı olabilir. sonuç olarak şu ve bu şekil güzel manzaralar elde ediyoruz.
15 dakikada ev yapımı limonata tarifi için (bkz: #61421442)
eser yenenler
-
dünyanın en antipatik adamı.
kurucu etkisi
-
populasyon genetiğinde, kurucu etkisi,daha geniş bir populasyon bireylerinin çok küçük bir kısmı ile yeni bir populasyon kurulduğunda meydana gelen, genetik çeşitlilikte bir kayıptır. ilk defa ernst mayr tarafından, 1952 yılında bütün yönleriyle özetlenmiştir.
genetik çeşitlilikte bir kaybın etkisi olarak, yeni populasyon, ata populasyondan hem genetik hem de fenotip olarak ayırt edici bir biçimde farklı olabilir. olağanüstü durumlarda kurucu etkisinin türleşmeye ve yeni türlerin sonraki evrimine sebep olacağı düşünülür.
kurucu etkisi
resimde de görüldüğü üzere, orjinal populasyon neredeyse eşit sayıda mavi ve kırmızı bireylere sahip. üç daha küçük kurucu populasyon, bir rengin baskın (kurucu etkisi) olduğunu gösteriyor.
4 bin tl maaş alan bir erkekle evlenmek
-
"ayda 10 bin giderim var, 4 bin ne ki, zengin erkek arayan kızlar eqlesin" şeklinde şekil yapmaya çalışanları göstermiş başlıktır.
4000 iyi paradır, istanbul'da yaşamıyorsanız.
anadolu'nun herhangi bir kentinde 4 sen, 2-3 de eşin alsa 6-7 yapar ki;
kötü diyeni uçan spagetti canavarı çarpar.
ilk kimin aklına geldiği merak edilen şeyler
-
(bkz: balkon)
arkadaş sen nasıl rahat düşkünü,açık hava sevdalısı bir adamdın ki balkonu buldun? hiç mi korkmadın bunun altına da destek falan koymadık ama yıkılır mı acaba diye? pencere neyine yetmedi aq?
amerikan hukuk sisteminden soğumak
-
amerikan hukuk sistemi; izlediğim muvilerde olsun, dizilerde olsun öteden beri dikkatimi çekiyor. bu sistemde başta jüri sistemi olmak üzere anlayamadığım tonlarca şey var. mesela taraflar bazen mahkeme öncesi bir tartışma yapıyorlar aralarında, böyle kameralı kayıtlı... bu nedir çözemedim. iki avukat aralarında yemek yiyip 100 bin dolara olur bu iş diyorlar, ondan sonra hakimin karşısına çıkıp "biz anlaştık yoranır" diyorlar, olay bitiyor. yolda sokakta gezen garip garip adamlar var, numaradan insanlara çarpıyor, insanların kapılarını çalıp "doğalgazdan geliyoruz" falan diyorlar. ondan sonra da pat diye adamın kucağına bir belge atıp "you've been served" deyip kaçıyorlar. bu belgeyi alan da apışıp kalıyor, daha belgeyi veren adamın peşinden koşup yakalayanını görmüş değilim. gerçek bir terbiyesizlik örneği. insanın kucağına belge bırakıp kaçmak da nedir? yakışıyor mu delikanlıya? olgun bir davranış mu bu? bu sorular hep kafamı kurcalıyor.
işte amerikan hukuk sisteminden soğumak aslında böylesi bir karmaşık sürecin ürünü. ne kadar mahkemeli, jürili, hapishaneli film varsa izleye izleye amerikan hukuk sisteminden soğudum. abd'de yaşamıyorum ama hep bir gün başım abd hukuk sistemiyle belaya girecek ve benden en az bir buçuk, bilemedin iki milyon dolar kefalet isteyecekler gibi geliyor. beceriksiz avukatım ve bölge savcısının düşmanlığı yüzünden hapse girmek istemiyorum. suçu üstüme yıkmak isteyen polislerin eyalet hapishanesinde mutlaka tanıdıkları vardır ve benim gibi beyaz sıska çocuklara orada pek iyi davranmadıklarını herkes bilir. allahım sen beni hırsızla, uğursuzla terbiye etme yarabbim. bu konuyla ilgili belki bir gün texas eyalet hapishanesine düşersem lazım olur diye bir türkü besteledim. sözlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. tüm amerikalı kader mahkumlarına gitsin:
eyalet hapishanesinde volta atanda
zencisi, latini, nazisi banyoda karşıma çıkanda
yürek taş kesildi, titreme geldi o anda
ellerin kırılsın bölge savcısı
param olaydı iyi avukat tutaydım
jürideki asabi yaşlı kadına yoldaş olaydım
kodesimin demirlerine tırrrrrrrrr diye sürtülen kara cop olaydım
ellerin kırılsın bölge savcısı
solaryum dönüşü aynasızlar beni zenci sananda
arabadan indirip ağzıma ağzıma vuranda
olayı kameraya kaydetmesi gereken görgü tanığı uyuyanda
ellerin kırılsın bölge savcısı
şimdi texas mahpus damında namım söylenir
bir gün nazilerin, bir gün zencilerin elinde yürek dağlanır
sıla hasretinden gözler hep yaşlanır
ellerin kırılsın bölge savcısı, ahım var sende bölge savcısı
söz/müzik/düzenleme: gofret beyin history x
hazal kaya'nın tırnak yediğinin ortaya çıkması
-
(bkz: ananı sikim neden ya)
lazların ciddi ciddi türk olduklarına inanmaları
-
(bkz: zoruna mı ciddi)
kolanın mentos'la reaksiyonu
-
mentos'a gerek olmayan, kesmeşekerle de elde edilebilecek, kolanın içindeki suda çözülmüş karbondioksitin aniden açığa çıkması olayı. boşuna mentos'a para harcamayın. (bu kısmı mentos'a kapak olsun.)
ayrıca, diyet kola da gerekmez, soda da aynı işi görür, üstelik üstünüze başınıza sıçrarsa, yapış yapış olmazsınız. (burası da kolacılara kapak olsun.)
sekülarizm dünyayı savaşa sürüklüyor
-
müthiş tespittir.
islamın ilk ve en büyük 4 halifesinin 3'ünü yine müslümanlar öldürmüştür.
yani düşün, başka ülke ile savaş falan değil. islam devletinin en bilinen, en büyük ilk 4 halifesinden 3 tanesini yine kendileri öldürmüşler.
ama bugün kalkmışlar, laikliğe laf atıyorlar.
keşke laiklik falan olmasa da, haçlılar yeniden toplanıp, ortalığın anasını avradını sikse. rakka'ya atom bombasını gömerler. vallahi o zaman laiklik bile sizi kurtaramaz mercedes cemaatinin altın varaklı sayın kuklası.
debe editi1: (bkz: güvendik ilk-orta okulu yardım kampanyası)
debe editi2: (bkz: #50012306)
ara vermek
-
öğretmenlere ve ebeveynlere önerilen ılımlı bir ceza biçmidir. istenmeyen davranışı yapan çocuğun, davranışı yaptığı sırada içinde bulunduğu pekiştirici durumdan uzaklaştırııp kısa bir süre haz verici durumdan yoksun bir ortamda bekletilmesidir.
duyar duymaz ortamdan uzaklaşılması gereken sözler
-
(bkz: esnek çalışma saatleri)