hesabın var mı? giriş yap

  • iç savaşa değil, milli mücadeleye teşvik denir buna yazar arkadaş.

    yıldızlı not*:her kim ki türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş esaslarına ters düşecek birtakım işler içerisinde bulunsun, o kişi ve kişiler hakkında gereken cevap akıllardaki şekilde tezahür edecek...

  • efendim, işte bu hayvanların bayrak tutanlarından biri, yani bir efes pilsen sever yanına bir stella sever, bir samuel adams sever, bir youngling sever ve pilsner urquell sever ile birlikte bara gitmiş.

    stella'cı tabiatiyle barmenden stella istemiş, barmen vermiş, samuel adams'çı bir samuel istemiş, barmen vermiş, younglingçi, bir youngling yolla bakayım barmen derken, pilsner urquell'i seven arkadaş da pilsner urquell istemiş.

    efes pilsen sever hayvanoğluhayvan kıro da, bir bardak su istemiş efendim.

    tabi diğerleri şaşırmış, nasıl olur demişler, sen neden bira söylemedin?

    bizimkinin cevabı hazır tabi, "baktım kimse bira içmiyor, ben de içmiyim bari" demiş.

  • -orta ateşte tencereye dibini ıslatacak şekilde biraz yağ koyun
    -yeter mi diye düşünmeyin. yeter. çok yağlı olmasın
    -tencerenin dibini kaplayacak kadar mısır koyun
    -yeter mi diye düşünmeyin. yeter. taşıyor sonra
    -iyice kavurun. mısırların rengi önce beyaza sonra tekrar sarıya dönecek
    -yeter mi diye düşünmeyin. yetmez. ilk tane patlayana kadar kavurun. karıştırmaya devam
    -arzu ederseniz daha önceden hazırladığınız birer tutam tuz karabiber kekik pul biber karışımını ilk tane patladıktan sonra tencereye ekleyip karıştırıp kapağını kapatın
    -kapağı mısırların dışarı kaçmasına izin vermeyecek şekilde sürekli sağından solundan kaldırıp indirin. bunu içeride basınç oluşmaması için yapıyoruz. az basınç olmalı ki mısırlar patlayabilsin
    -sesler kesilip son mısırın da patladığını düşündüğünüzde altını kapatın. kapağı açın
    -birayla patlatın
    -yeter mi diye düşünmeyin. yetmez. ilk bira çok çabuk bitiyor. bir bira fazla alın.

    edit: kevimli semiğimi yemir (:

  • bu ufo'nun yer aldığı video hakkında "tübitak tarafından onaylanmış" demek doğru olmaz. tübitak ulusal gözlemevi söz konusu video hakkında yapılan ilk incelemelerde "cismin ne olduğunu" tanımlayamamıştır. bu da ufo demektir ve raporun sonuna ufo'nun uzaylı demek olmadığını açıklayan bir not eklemiştir.

    --- alıntı ---
    dolayısıyla bu tür şüpheli cisim görüntüleri için kullanılan "ufo" (tanımlanamayan uçan cisim) terimi bu görüntüler için de kullanılabilir. ama bu tanım görüntülerin dünya dışı bir cisim (uçan daire vb.) olduğu anlamına kesinlikle gelmez.
    --- alıntı ---

    raporun tamamı:
    http://www.siriusufo.org/tr/tubitak_rapor1.asp
    http://www.siriusufo.org/tr/tubitak_rapor2.asp

    kısacası tübitak ulusal gözlemevi bu görüntülerin uzaylı olmadığını belirtmiştir, ancak topluma yansıtanlar böyle yansıtmayacaklardır tabii.

    (not: aşağıdaki yazıyı iki kısımda okuyabilirsiniz. birisi milletin çektiği görüntülere bakan insanların yaptığı yanlış yorumlarla ilgilidir. diğeri ise "bir bilimadamı ufo görseydi ve elinde bir handy cam olsaydı yaklaşık olarak napardı?" sorusunu kısmen cevaplamaktadır.)

    ortak yanılgılar
    bu tip görüntüleri insanlar kendileri incelerken birkaç hataya düşer (ki bunlar sözlükte de görülüyor)

    --- arkada yıldız görünmemesi, kesinlikle o kamera/dedektör gökyüzüne çevirilmemiş demek değildir.
    bunun birkaç temel sebebi vardır.

    -- birincisi (ki bunun bir benzeri iddiası ay'a giden astronotların çektiği fotoğraflarda da vardır) fotoğrafı çekilen konunun, kullanılan optik cihazın odak uzaklığına göre "sonsuz" odak uzaklıkta olmaması ve net alan derinliğinin "sonsuz" ile ifade edilen kısmı çekmemesi durumunda, "sonsuz"da olan yıldızların odak dışı kalması, nokta ışık kaynağı oldukları için de görünmemesidir. kısacası ay'da duran bir astronotu çekmeye kalkışsanız (siz de ay'dayken) kamera sadece astronota odaklanacaktır ve sonsuzda kalan yıldızlar görünmeyecektir. ancak bu durum, kumburgaz görüntüleri için söz konusu olamaz, çünkü hem çekilen konu, hem de yıldızlar odak uzaklığı bakımından sonsuz'da kabul edilebilirler.

    -- peki neden o zmn yıldızlar kumburgaz görüntülerinde görünmüyor? bu da ikinci sebep ile ilgili. bu tip kameralar yıldız ışığını algılayabilecek kadar hassas değillerdir.
    -bunun ilk temel sebebi, söz konusu aletin merceğinin açıklığıdır.*
    -açıklık bir yana, bu tip kameralar düşük ışığa duyarlı çekim yapacak şekilde dedektörler ile donatılmamışlardır.** çünkü günlük kullanım için tasarlanmışlardır, dolayısıyla üzerlerinde bir soğutucu sistem bulunmaz. soğutucu sistem bulunmayınca da dedektöre az sayıda elektron toplanır, çok miktarda gürültü oluşur. sinyal/gürültü oranı düşük olur. (bkz: well depth)
    -diğer bir nedeniyse, söz konusu görüntülerin video görüntüleri olmasıdır. zaten başka formatta olması beklenemez diyebilirsiniz, ancak video çeken cihazların çalışmasını bir sürü fotoğrafı arka arkaya dizmek gibi düşünebilirsiniz. ve söz konusu fotoğraflar, çekildikleri anı* temsil etmeleri bakımından çok kısa süreli pozlardır. kısa süreli pozlanan görüntülerde ise normal olarak az ışık toplanır. (bkz: exposure) bu sebepten ötürü de genellikle eline handy cam alıp gökyüzüne çeviren, yıldız göremez.

    --- görüntünün üç boyutlu olmaması, fake olduğu anlamına gelmez. çünkü üç boyutlu çekim yapmanız için iki tane dedektöre ihtiyacınız vardır. bu dedektörlerin arasındaki uzaklık sabit tutulmalıdır, sonra çeşitli yazılımlara dedektörlerinizin aralarındaki uzaklığı söyleyerek işlemelerini söylemeniz gerekir. böylelikle elinizde üç boyutlu bir görüntü oluşur. ancak bu görüntüyü görmek için de yine iki boyutlu bir monitör kullanacağınız için bir anlamı olmaz. bu sefer de sizin üç boyutlu algılayabilmeniz için başka bir program bunları ikiye böler, siz de gözünüze özel bir gözlük takarsınız ki sağ gözünüze sağdaki kameranın görüntüsü, sol gözünüze soldaki kameranın görüntüsü gelsin. böylelikle görüntüyü üç boyutlu görürsünüz. bu duruma bakarak tek gözü olanlar üç boyutlu göremez diyebilirsiniz, ki doğru. bu yüzden tek dedektör kullandığınız takdirde her zaman iki boyutlu görüntü elde edersiniz. (bkz: paralaks) ayrıca 29 mart 2006 güneş tutulmasını tübitak ulusal gözlemevi 3 boyutlu olarak çekmiştir de. hatta üç boyutlu çeken kişi (bütün personel böyle önemli bir olayda görevlendirdiği için) tug'un aşçısıdır. (ya da güvenlik görevlisi tam hatırlamıyorum) ama sonuçta o üç boyutlu düzeneği kendisi hazırlamamıştır tabii. sadece tripodu güneşe doğrultmuştur. (ayrıca -sanırım- o üç boyutlu düzeneği hazırlayan kişi ile bu ufo olayının raporunu hazırlayan kişi aynı kişidir.) sonuç olarak üç boyutlu çekilmemiş görüntülere fake demek yanlıştır. o zaman kameramızı güneş'e çevirdiğimizde elde ettiğimiz görüntülerin fake olması gerekirdi.

    ufo çeken bilimadamı
    "iyi de ben tepede ilginç birşey gördüm bunu görüntülemek istiyorum her çektiğimde 'abi kötü çekmişsin bundan bi bok anlamayız' diyorlar. napıcaz?" diyorsanız eğer.

    -öncelikle kameranızı sabit yere koyun. kımıldamasın.
    -koyduğunuz yerden ufo'nun görüntüsünü çekerken sadece ufo'yu görüntü dahiline almayın. mümkünse bir bina, veya başka sabit bir cisim daha alın ve bu şekilde çekim yapmaya çalışın. o sabit cismin küçücük bir yeri görüntüye dahil olsa bile işe yarayacaktır.
    -zoom yapacağınız takdirde "digital zoom da yapayım kocaman olsun" demeyin. digital zoom ile yaptıgınız şeyin milyon kat detaylısını siz görüntüyü çektikten sonra bilgisayarda yapabilirler. ama optik zoom yapın. çünkü optik zoom sayısal değil fiziksel bir olaydır.

    -görüntüyü çektiniz, bitti mi? yavaş yavaş zoom out yapın.
    -eğer çektiğiniz görüntülerde ufuk görünmüyorsa yavaş yavaş ufku da görüntülere dahil edin. böylelikle cismin ufuk yüksekliği yaklaşık olarak tespit edilir.
    -sonra gökyüzünde ay, güneş varsa yavaş yavaş kameranızı ona doğru yöneltin. bu sayede cismin doğu-batı-kuzey-guney konumu tespit edilir.
    -daha sonra bulunduğunuz noktadan hiç kımıldaman 360 derece etrafınızdaki herşeyi şöyle bir panoramik çekin. (yakınlarda aldatıcı ışık kaynağı, toz gaz duman şu bu var mı onu bilirsiniz, ayrıca bulunduğunuz yeri herkese ıspatlamak için yararlı olur)
    -çekiminiz bittikten sonra kameranızı kaptın ve ufo görüntülerine de dahil ettiğiniz sabit cisim ile kameranız arasındaki uzaklığı ölçün. görüntünün gökyüzünde kapladığı alanı, hareket ettiyse ne kadar hareket ettiğini yaklaşık olarak belirlemede yardımcı olabilir.

    artık görüntü işlemeye vereceğiniz adamdan ciddi hayır duaları alacaksınız demektir. (tamam bütün bunları yapmak çok ütopik oldu ama doğrusu bu) **

  • lafı uzatmadan bence bir filme konu olması gereken gerçek bir hikayeyle kıssadan hisse verecem:

    sene ben diyeyim 1942, siz deyin 43. ikinci dünya savaşı yılları. müttefikler libya, mısır ve suriye'den kaldırdıkları b24 bombardıman uçaklarıyla, nazilerin romanya'daki petrol rafinerilerini bombalamaya gidiyolar.

    saldırı sırasında birçok uçak düşürülüyor. bir kısmının izlenen rota gereği geri dönecek yakıtı yok. az bir kısmı mecbur tarafsız türkiye hava sahasına kaçıyor. bunlardan 3 tanesi ankara'ya inmeyi başarıyor, biri adapazarı'nda bir tarlaya sert iniş yapıyor.

    tarafsızlık ilkesi gereği uçaklara el koyup, 80 civarı mürettebatı enterne ediyoruz. o zamanki hükümetin girişimleriyle abd uçakları bize vermeyi ve ayrıca 5-6 adet abd'li mürettebatı da türk havacılarını eğitmek üzere görevlendirmeyi kabul ediyor.

    daha sonra bu abd'li mürettebat uçakları eğitim ayağına tamir ediyor, içinde yakıt olup hasarlı olan bir uçaktan, hasarsız olup fakat yakıtı biten bir uçağa aktarım yapıp diğer bir takım mürettebatla birlikte kıbrıs'a kaçıyorlar. bir b 10 kaldırıp kovalıyoruz, ama umutsuz vaka, yakalamasına imkan yok*daha sonra hükümetin girişimleriyle uçak türkiye'ye iade ediliyor.

    şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. kaçan pilotlardan biri, on yıllar sonra hatıratında türkiye'de enterne edildiği günleri şöyle anlatıyor:

    "hiçbir şeyleri yoktu, çok fakirlerdi. açlıktan hepimiz zayıflamıştık, kaçmaktan başka çare kalmamıştı. yiyececek olarak bulabildiğimiz çoğu şey berbattı. bunun tek istisnası, sıcak pide arası beyaz peynirdi."

    2. dünya savaşı yokluk yıllarında esirlerine beyaz peynir yediren türkiye'den, ekonominin anasını silkip, milleti peynir alamaz hale getirip, bir de üstüne utanmadan borazan militan yayın organlarından "aman ha yemeyin.. zararlı" şeklinde alçakça propaganda yapmaya kalkışan türkiye'ye...

    emeği geçenlerin kimler olduğunu hepiniz biliyorsunuz.

    edit: sıcak pide taşfırın ekmeği olacak, beyaz peynir de keçi tulumu. hikaye de tabii ki sözlüğün efsanelerinden olan anglachelm'e aitmiş. onun entrysi olduğunu unutmuşum, ama hikayenin kendisi unutulmayacak kadar iyi:

    https://seyler.eksisozluk.com/…cen-film-gibi-hikaye