hesabın var mı? giriş yap

  • bir insanın sokağa çıkma, spor yapma gibi özgürlüklerini kısıtlamayı öneren bir yazarın olduğunu gördüğümüz başlık.

    şakaysa da gerçekse de komik değil.

  • gece gece yarmış videodur ahahahaha

    ibrahim ve arkadaşları trekking * yaparken ibrahim uçurumdan düşer ve olaylar gelişir. kaç metre olduğunu kestiremiyorum ama gerçekten ölmemiş olması mucize.
    link

    edit: link güncellendi

  • artık, şu vergilere birinin dur demesi gerektiğini gösteren, son kazık.

    hakikaten chp filan ne yapıyor? tüketici dernekleri ne yapıyor? bilen anlatsın yahu.

    bu kadar olmaz ki. gümrük girişi 100 bin tl olan bir otomobilin, satış fiyatı 312 bin tl. dünyanın neresinde böyle bir zulüm var, anlamıyorum. niye herkes söylenip duruyor ama hiçbir şey yapmıyor.

  • yeni yeni kendimize geliyoruz.
    malatya'da 10.katta evimizde ailem ile mutlu mesut oturuyorduk.
    2 oğlumla odadaydım.
    hanım çayı demlemiş onu getirecek mutfakta.
    derken müthiş bir sarsıntı başladı.
    ben daha önceleri 2 büyük deprem yaşamış biri olarak, sakin kalmaya çalıştım.
    ama çok şiddetliydi ve bitmiyordu.
    artık buraya kadarmış dedim ve 2 oğluma sıkıca sarıldım. hanım geldi normalde bu durumlarda çok paniktir ama oda çok sakindi. birbirimize sarıldık.
    bir türlü bitmiyordu.
    gözünüzü kapatın ve 45 saniye sayın ne demek istediğimi anlarsınız.
    derken yavaşça durduk. ama biz 45 sn daha ayrılamadık.
    burada hep deprem başlığı açılır ya ben de çok kızardım.
    inanın ilk aklıma hemen birilerine haber vermek geldi.
    sözlüğe girdim bilgi aradım ama çok il için başlık açılmıştı.
    yani nedendir bilinmez ama gerçekten bunu düşündüm.
    dışarısı çok soğuk.
    insanlar dışarıda.
    inanılmaz bir bilgi kirliliği var.
    arabası olanlar şanslı.
    giriş katta dükkanı olan esnaflar kapılarını açmış insanlara çay ikram ediyorlar ve dünya gözümde 5 dk güzelleşiyor.
    kimse kimseye siyasi görüşünü sormuyor.
    mezhepçilik yapmıyor.
    başı açık -kapalı demiyor.
    kürt -türk demiyor.
    alevi sünni camiye birlikte gidiyor.
    2 çocuğum var sözlük.
    bugün tekrar anladım ki hayat çok kısa.
    sevdiklerinize sıkıca sarılın.
    yarına çıkacağımızın garantisi yok.
    gerçekten her şey boşmuş.
    edit: sizler ne iyi insanlarsınız.
    mesajlara tek tek cevap yazmaya çalıştım ama yetişemiyorum.
    atla arabaya gel diyen mi dersin.
    yardım lazımsa yollayalım diyen mi dersin.
    3-4 kez mesaj atıp çocukları soran mı dersiniz.
    herkese teşekkür ederim.
    herkes iyi yavaş yavaş normale dönüyor.

  • (bkz: justinianus)
    çoğunuz yaş itibariyle tanımaz ama istanbul'un en iyi belediye başkanı justinianus'tur.hiçbir şey olmasa adamın ayasofya'yı yaptırması bile yeter.ah azizim ahh !

  • sığınmacıların beğenmediği ama çekip gitmediği,
    gurbetçilerin de beğendiği ama gelip yaşamadığı bir ülke olduk.

  • edit : söylediğim tekniği siz kendi sıralamanıza göre de yapabilirsiniz. yani önce yazıyı takip edip sonra takip etmeden de dinleyebilirsiniz.

    * ingilizce duyduklarını anlama konusunda çok zorlananlar kesinlikle listen a minute sayfasında mesai harcamalılar. site açıldığında karşınıza gelen sayfada alfabetik olarak kısa kısa güncel konulara yer verilmiş. böylelikle sizi sıkmayacak güncel konularla listeningde çok büyük yol kat etmiş olacaksınız.

    * ilk etapta kesinlikle netflix'te falan alt yazılı filmler/diziler izlemeyin. hocalar vs bunu nasıl oluyor da yeni başlayanlara önerebiliyor akıl alır gibi değil. ingilizceye maruz kalmamız gerekiyor elbette ama bu şekilde değil. bunu yapmak sizin özgüveninizi kıracak. orijinal dilde film dizi izleyecek olan kitle upper seviyesinin altında olmamalı aksi taktirde insanların şevki kırılıyor. öncelikli olarak basit ama ilgi alanınıza giren şeylerden dinlemeye başlamanızı tavsiye ediyorum. yukarıda önerdiğim site tam size göre. (alırım bir hayır duanızı) beginner kitle ısrarla ''family guy'' ya da youtube açıp joe biden dinlemeye kalkarsa hayal kırıklığına uğrar.

    * size verdiğim sitede çalışma tekniği şu şekilde ; ilk önce yazıyı takip etmeden dinleyin, sonra yazıyı takip ederek dinleyin daha sonra beraber okuyun (telaffuz yerleşsin). bunu her bir bölüm için en az üç tekrar olacak şekilde tekrarlayın. bu disiplinle çalıştıktan 10 bölüm sonra karşılığını almaya başlayacaksınız. ulan bana dm den allah senden razı olsun diye mesaj atacaksınız.

    kelime ezberleme işini ise gramer yapınızı oluşturduktan sonra sektör bazlı yapın. örneğin lojistik sektöründe çalışıyorsanız internette ''supply chain management'' ya da ''logistics management'' tarzı aramalar yapın. linkedin'de falan o alanda yazılar okuyun. lojistik sektöründe kullanılan dile kısa sürede hakim olmuş olacaksınız. birbirinden bağımsız, alakasız kelimler ezberlemeye kalkarsanız ikisinden bir tanesini mutlaka unutmuş olacaksınız. zaten karışık kelimeler ezberlemek insanı sıkar da.

    iş ya da hobi. önceliğinizi belirleyip o alanda ingilizceyi halledin. bundan sonra genel kültür havuzuna açılabilirsiniz. bu konuda en iyi kaynak bbc culture sayfasıdır. sinema, kitap, müzik, iklim üzerine çok güzel makaleler var. zaten bu sayfada her gün takılsanız ingilizce bilen çok iyi bir entelektüel olursunuz. bonus olarak da nat geo sayfasını bırakıyorum.

    sözlük önerim elbette cambridge dictionary olacak. çünkü kelimeyi yazdığınızda karşılığını örneklerle veriyor ki bu muhteşem bir olay.

  • 100 etmez. ama araplar ve ruslar piyasayı böyle yoğurdu. e real madridin de gücü var. istedikten sonra alır. aldıktan sonra da 2 ay içinde çıkartır parasını. benim paramla 60 mio eder. he cebinde kaç para var diye sorarsan, 6.5 liram var. ama yarın maaşlar yatıyor akıllı olun lan. adam olun.

  • ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)

    sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan erkek arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?

    işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?

    bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya.

  • bazı durumlarda riskli olabilecek seslenme şekilleridir.

    - köprüyü geçince inebilir miyiz dayı.

    (evet günün birinde dayak yiyeceğimi biliyorum)