hesabın var mı? giriş yap

  • vize istemeyen ve en erken kalkan uçak mısır uçağı olduğu için apar topar mısır uçağına binip ülkeden kaçmışlar ve mısır'dan da 3. bir ülkeye geçmişler. kendisinin vizesi var ama oğlunun yokmuş iddialara göre. yani gideceği ülkeler sınırlı.

    kırmızı bülteni yiyince göreceğiz bakalım ne bok yiyeceksiniz. telefonları ben almadım da diyemez çünkü hts kayıtları var. belki telefonları almasa, yaralılar telefon açacaktı ve erken müdahale ile o adam kurtulacaktı. bu nasıl bir vicdansızlıktır.

    en büyük acıları, üzüntüleri, hastalıkları, utançları yaşamadan ölmezsiniz inşallah ailecek.

    zorunlu edit : avukat ordusuyla, sosyal medyada haklarında yazılan olumsuz yazıların kaldırılması için 4 koldan ellerinden geleni yapıyorlar. ekşi sözlük yönetimi ile de iletişime geçtikleri, haklarındaki olumsuz yazılarını kaldırılmasını talep ettikleri iddiası var. yakında bu başlıktaki entryler silinmeye başlanmaz umarım.

  • benim için ethem sarısülük'ün vurulduğu andır. yaşlıca bir amca "vurdular adamı vurdular! gözlerimle gördüm! polis silahla vurdu adamı!" diye bağırarak güvenpark'ın içlerine doğru koşmaya başlamıştı.

    bir diğer ben de oradaydım vakası olarak çarşı'nın ankara'ya geldiği gün. direniş koromuz vardı, kuğuluya doğru giderken yanlarından geçmiştik. halk tv bürosunun önünden geçerken "helal olsun size!" diye bağırmaya başladılar. koro şefimiz "arkadaşlar bakın bu doğru bir pozedir." demişti ciddi ciddi.

    "artık herkesin anlatacak bir şeyi var." durumu hep.

    edit: "vurdular adamı!" diyen amcaya biz o gün inanmadık. yanlış gördü ya da anladı ya da sesleri yanlış yorumladı sandık çünkü polisin bir eylemciyi gözünü kırpmadan öldürmesi olası değildi. o gün bizim için en enteresan olay 50'li yaşlarında bir teyzenin genç bir polise "siz de bu vatanın evlatlarısınız, bu kadar saldırgan olmayın, içinizi karartmayın." diye seslendiğinde polisin el hareketi çekmesiydi. öyle polisin biri eylemci vuracak da diğerleri de bir olup bunu saklayacak, canlarımız gidecek, küçücük çocuğun ardından nefret söylemleri dönecek... bilemedik öyle bir yerde yaşadığımızı. amcaya su içirdik, söylediği gibi bir şeyin olamayacağını çünkü polisin de neticede emir kulu olduğunu savunduk. ağır saçmalamışız. amca da bizden umudu kesip yürüdü gitti.

  • --- spoiler ---

    bu bölümün sonunda ben şunu anladım arkadaş. ne kadar game of thrones izlesem, spn sevsem, himym takip etsem de türk dizileriyle büyümüşüm. mal mal jaime ile brienne'in beraber olması gerektiğini düşünürken buldum kendimi.

    "ay bak etini kesmesine de yardım etti zaten, yalan söyledi etti kızı da tecavüzcülerin elinden kurtardı. oooh geçen bölümde de beraber aynı küvetteydiler."

    benden adam olmaz lan dağılın. öyle bir geçer zaman ki izlemeye gidiyom ben.
    --- spoiler ---

  • efendim susturamıyoruz, sürekli konuşuyor. en güzeli de bu fikirleri savunmak zorunda olanlar var. beter olun, yalakalar sizi.

  • - hayattaki en büyük başarısızlıklarınızı, hatalarınızı düşünün.

    bütün gece gözümü kırpmadığımı bilirim.

  • nüfusu 32 kişi olan mikro ulus, muz cumhuriyeti.

    başkanı kevin baugh.

    burada ingilizce ve esperanto konuşuyorlarmış. kendi bayrakları, para birimleri ve pulları varmış. ''fantezi nitelikli'' devlet diye geçiyor. fantezi olsun diye devlet mi kurulur amk. ama bu isim gitmemiş, tutmaz bu.

    kamu personeli olarak mankenleri kullanıyorlarmış çünkü maliyeti düşükmüş, adam kendine egemenlik sahası, zaman dilimi, ölçü birimleri ilan etmiş, uzay araştırmalarına ciddi kaynak harcıyoruz diyor.

    akıllara türk sinemasından bir filmi getiriyor.

    ama bu mikrouluslar baya dikkatimi çekti. geçtiğimiz yıllarda gündeme gelen liberland'i biliyorduk da bunlardan bir hayli fazla varmış. biraz araştırayım.

  • baslik: boyum 138 cm yedek astsubay olur muyum

    1. var mi oyle bir durum beyler

    4. call of duty de sorun olmaz panpa

    6. hobbit ordusuna komutan olursun panpa

    10. mahallede su tabancasi kadrosuna bile almazlar amk