hesabın var mı? giriş yap

  • nasa üç uzay mekiğini (atlantis, discovery ve endeavour) tanesini yaklaşık 29 milyon dolardan satışa çıkarmıştır. (bana en temizi endeavour gibi geldi).
    başta 42 milyon dolar istiyorken, sonradan fiyatı %30 indirimle 29 milyon dolara çekmiştir. (2. el piyasası durgun şu aralar)

    eh bu kadar yazdık, bütün özelliklerini yazalımda tam olsun:
    - yaklaşık 6 milyon kilometrede (86 kez uzaya çıkılmış)
    - merkezi kilit.
    - hidrolik direksiyon.
    - lpg taktırmaya uyumlu iç donanım.
    - klimalı.
    - dahili tuvaleti var.
    - hasarsız.
    - bilim adamından

  • diyet yapmak, estetizm ve magazin kulturun yukseli$i, kar$i taraftan obezitenin kitlesel bir problem olmasi ve yayginla$masi ile yeni turemeye ba$ladigini gordugum hatun tur ki$iler.
    bu hakki onlara $i$manlar, aslinda sadece $i$manlar da degil, zayif boyle ip gibi olmayanlar, herkes verdi. gotleri kakti bu tip hatunlarin...
    dikkat ediniz.
    etrafta her tarafi dokulen, bariz cirkin, son derece tahta hatunlarda bir afra tafra var dostlarim. ulan bakiyorum boyle bir katrin zeta cons havalari, liv teylirmi$casina bir salinmalar, bir haller. benim aklimdan kolundan tutup (kirmadan) bir kebapciya goturerek 2 lokma bir et yediresim geliyor bakarken... bunlar kaf daginin prensesleri.
    nedenk?
    zayif ya hanfendi ondan.
    giyiyorlar kolsuz badileri vesaire, zayifliklarini gosterecek $eyler, kemikleri sayiliyor, cildindeki bozukluklar bu yuzden vurgulanmi$, ustune kemikli bir burun, ama 45 kilo ya, cok guzel canim.
    hele hele toplu kadinlarin yaninda temelli bir halleri degişi$iyor. gune$ etrafinda donen gezegenin gune$e artistik yapmasi gibi... diyet muhabbeti duyulan her muhabbete atlama veya kacma, (ortasi yok) kendilerine "- kac kilosun?..." diye sorulmasini bekleme halleri... hissediyorum, eskiden guzel kiz guzel kizdi, kilo dedigin ayrica bir argumandi, bagimsizdi, $imdilerde sadece zayifligini guzellik sananlar turedi.
    ulan ufleyince kenara cekiliyorsun, asansorde yanimda, odundan siyrilmi$ kiymik gibi kaliyorsun... diyelim ki cok guzel olmu$un, istedigin oldu, sevgili buldun sevi$tin, nasil dol tutacan de cocugu nerenden cikaracan?

    zayifligin da bokunu cikardi kari milleti.
    bunu soylerim kisaca.
    kutle olarak degil, onun degi$tirdigi kultur olarak.

  • mardin savur'da 8 çocuklu bir ailenin 7. çocuğu olarak dünyaya gelmiş bilim adamı.

    küçükken milli takımda kaleci olmak istiyormuş, lisede takımda kaleciymiş ama sonradan milli takım hayalinden vazgeçmiş. bundan vazgeçse de türk milli takımı formasını giymekten vazgeçmemiş. bkz

    istanbul'da tıp okumuş. fakülteyi birincilikle bitirmiş. fakülte bitince savur'da gönüllü doktorluk yaparken, sağlık bakanı'nın mardin ziyaretinde kendisiyle tanışmış ve bu vesileyle savur'a tayin edilmiş. yani gönüllü doktorken, kadrolu doktor olmuş savur'da.

    tübitak bursu ile abd'ye gitmiş.

    abd'de günde 16-18 saat çalışıyormuş, şikayet edilmiş, yasalar bu kadar uzun çalışmaya izin vermiyor diye.

    amerikan bilimler akademisine kabul edilen ilk amerikalı türk olmuş.

    soyadı olan sancar, hint dilindeki sankar kelimesiyle karıştığı için hint zannediliyormuş. bunu engellemek için "first american turkish member" şeklinde tanıtıyormuş kendini.

    vehbi koç ödülü'nü türk nobeliolarak gördüğünü ve abd'de böyle anlattığını söylüyor.

    vehbi koç ödülü ile aldığı 100 bin dolara, kendi de cebinden 100 bin dolar ekleyerek abd'de bir türk evi açacağını söylemiş. bu ev abd'ye yeni gelen türk öğrencilerin gelebileceği bir ev olacakmış.

    kürtçe bilmediği için mardin savur'daki hastalarla tercüman aracılığıyla anlaşıyormuş. okuma yazma bilmeyen kadınlar reçeteyi muska sanıyormuş. ancak yine de o günleri en mutlu günleri olarak görmekteymiş.

    çocuğu yokmuş, eşi de yine abd'de üniversitede çalışıyormuş.

    http://www.koc.com.tr/…documents/2007/haziran07.pdf

  • 4 vakit namaz kıldığım ortaokul yıllarımda içinde bulunduğum nesil. özellikle gider caminin kolonlarının dibinde otururdum. tesbih rezervinin %12,5' una hakimdim.

    ortada, elleri boş dayıları süzer, kolon dibindeki tesbihleri avuçladığım gibi fırlatırdım.

    çok keyifliydi lan.

  • bok yoluna ölmüşlerdir. umarım kamyonet sürücüsüne ölenlerin bariz salaklığından dolayı ceza verilmez. otobanda asfalt üzerine yatıp selfie çekilmek ne demek amk.

  • düşük maliyetli havayolu kavramını bize öğretebileceğini sanan gerizekalılar tarafından savunulan şirket.

    anlamadığınız şu güzel kardeşim, kimse neden düşük maliyetli havayolu politikası uyguluyorsun diye kızmıyor pegasus'a. kötü hizmet verdiği ve fiyat politikalarını kötüye kullandığı için kızıyor.

    1. ucuz hizmet almak kötü hizmet almak demek değildir. görece ucuz bilet satman, bazı gerizekalıların dediği ''lan bu paraya daha ne istiyorsun?'' deme hakkını ancak çerkeş otogarında verir sana, havalimanında değil. bak dünyadaki lowcostlara anlarsın ne demek istediğimi.

    2. low-cost'san eğer bir görelim 1 euroluk kampanyalar şöyle delikanlı gibi, 49 euro'dan başlayan fiyatlarla diyip 99 euro kaktırarak low cost olunmaz.

    3. çalışanlarını eğit. terbiye ver. çayıra salınmış gibi çalışmasınlar.

    4. çağrı merkezinden para almak ne lan değişik? uçağa giriş parası da isteyecek misin yakında?

    5. rötar yapma. yapacaksan sorumluluk al. yolcularını adam yerine koy, mağdur etme.

    6. bagaj kaybetme. evet kaybetme. 10 seyahatte 3 kez bagaj kaybetme.

    pegasus ucuz diye değil, kötü bir firma olduğu için eleştirilmektedir, ki en çok kullananlardan biri olarak kesinlikle katılıyorum.

  • bu zihniyet yüzünden hiçbir şey kaldırılmaz. ötv kalksa ödeyenler enayi mi? kyk borçları silinse ödeyenler enayi mi? ben ödediysem herkes ödeyecek kafasındalar.

    gümrük vergisi kalksa ben o kadar ödedim siz de ödeyeceksiniz der.

    ne yapalım şimdi biri ödedi diye bundan sonra yüzyıllar boyunca herkes ödeyecek mi?

    bırakın sizden sonra nesil rahat etsin. ben de ödedim kyk borcumu keşke kaldırsalar. ben de ötv ile araç aldım keşke kalksa ötv.