hesabın var mı? giriş yap

  • füzyona güvenli nükleer reaksiyon denmesinin sebebi, tepkimenin sürmesi için yakıt ilave edilmesi gerekliliğidir. yakıtı kestiğinizde tepkime biter. ateş yakmak gibi, odun atmazsanız ateş söner. yani füzyon, atom ekledikçe onları birleştirir ve atomların birleşiminden açığa büyük miktarda enerji çıkar. güneşte olan budur.

    fisyon ise atomları bölerek, parçalayarak işler ve yakıt eklemeye gerek yoktur zira etraftaki çoğu şey yakıttır. bir kaba koy, koyduğun kap yakıt olarak kullanılabilir. kabı aşar ve havaya saçılırsa, oksijen ve hidrojen atomlarını bölerek tepkimesine yine devam edebilir. bu yüzden bir fisyon reaksiyonu kontrolden çıkarsa yakıt sıkıntısı yaşamaz ve saçılan partiküller neyle karşılaşırsa karşılaşsın o atomu bölmeye çalışır. bu yüzden zincirleme bir reaksiyon oluşturur. fisyon reaktörlerinin, yani bugün bildiğimiz ve kullanılan nükleer santrallerin bu yüzden tehlikeli olduğu bilinir. yoksa ürettikleri enerji miktarı oldukça fazladır ve denizaltılar, uzay araçları gibi daha bir çok yerde kullanılır. (burada tehlike ve kirlilik konusunda bu parantezi açıp; fisyon santralleri, dünyada toplam olarak kullanılan kömürden ve fosil yakıtlardan daha fazla mı tehlikeli konusu tartışılabilir)

    füzyon reaktörleri gerçekten de insanlığı bir adım ileriye taşır. o meşhur kardashev ölçeği'ne göre biz daha tip 1 medeniyeti bile değiliz (yanlış hatırlamıyorsam 0.7 gibi bir rakam tespit etmişler insanlık için), işte bu enerji çözümü ile tip 1 medeniyetine oldukça yaklaşmış oluruz.

    yalnız bir yıl kadar önce çin, bu füzyon konusunda bir yerlere vardığını açıklamıştı. yani sadece abd değil bu konuda çalışmalar yapıp ilerleyen. umarım türkiye'de bu yarışa bir yerinden katılır. ama yok ya, biz en iyisi saray yapalım. neticede saray'ı gören yabancılar burası büyük devlet diyor.*

  • gördüğüm en huzurlu şehirdi. 80 ildeki insanın dilinde olan diğer insanlara gösterilmesi gereken "saygı" kavramı hala yaşıyordu bu memlekette. biz turist rehberleri bir şehri beğendirmek için şöyle anlatırız; "buranın esnafı siftah yaptıktan sonra komşusu siftah yapmadıysa ikinci müşterisini komşusuna gönderir." 81 ili defalarca kez gezdim ben. hiç unutmam komşusu siftah yapsın diye beni dükkanından çıkaran hataylı amcayı. diğer şehirler için bu anlatı sadece hikayedir.

    kutlarım seni insanoğlu; huzurun son kalesini de ele geçirdin. kanlı ölümü hatay'a da getirdin! umarım kendini çabuk toplarsın güzel şehir... acını yüreğimde hissediyorum.

    10 yıl sonra bugünlerde yine ve hala acını yüreğimde hissediyorum.

  • benim artık ne söyleyecek sözüm, ne yapılacak yorumum var. bundan sonra siyasi konulara kesinlikle bulaşmama kararı aldım kendi adıma.

    millet haburdan bayraklarla girerken, istanbulun göbeğinde pkk bayrakları asarken "çözüm süreci" diyen hükümet, "kandırıldık" diyen şehir yapılanmasına ve binbir tür bomba imalatı, istihbarata izin veren "valilere dokunmayın dedik" diyen hükümet, terör örgütüyle kol kola olan hdp ama suçlu gene chp.

    "bakara makara"yı chp li bir vekil yapsaydı, milyarlarca doların ses kayıtları chp li vekilin azından kayda alınmış olsaydı, "biz izin verdik çözüm olsun diye, kandırıldık" cümlesini chp kursaydı ne olurdu?

    arkadaş bu ülkenin insanı aklını kaçırmış. bu kadar basit ve net. yağmur yağsa, eşşek ossursa chp den biliniyor. chp çok mu ak pak, ot bok beni ilgilendirmiyor ayrıca, konu da bu değil zaten.

    benim derdim gözüyle gördüğünü, kulağıyla duyduğunu inkar edecek kadar "garip"leşmiş (sanırım en basit en saygılı tanım bu olur) bu toplumda benim söyleyecek bir sözümün kalmadığı.

    ben artık bu olan biteni anlayamıyorum. ben artık insanların bu geldikleri "bizim adamlar ne yapsa doğrudur"culuğu kaldıramıyorum. ben artık bu nefretle baş edemiyorum.

    son olarak üzülerek söylüyorum, çocukken istanbula taşındığımızda malatyadan bizi ziyarete gelecek dedem "ne getireyim sana" diye sorduğunda, toprağını kavonoza koy getir diyecek kadar, her milli bayramda ofisin önüne 5 e 8 bayrak asacak kadar zamanında milliyetçi olan ben, artık kendi insanımı sevmiyorum.

    --- spoiler ---
    chp milletvekili mehmet tüm, nusaybin’de şehit olan uzman çavuş aycan özdilli için dün düzenlenen cenaze töreninde, yanına gelen bir vatandaşın saldırısına uğradı. tüm’ün yanına yaklayan vatandaş, “teröre destek veriyorsunuz, senin bu törende ne işin var” diyerek tüm’e yumruk attı.
    --- spoiler ---

    kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/…mruklu-saldiri-40081122

  • üstte yürüyen, koşan komşu olmaması, uyuyabilmek!

    düzeltme: her zaman değil! martılar dışında yeşil papağanlar tam üstünüzde takılıyorlarsa wak wak wak ses eşliğinde ağaçkakan woody dans ediyor gibi bir gürültü gelebilir:)

  • 'ben hep 50 liralık dolduruyorum' diyen insanlara yönelik çok başarılı bir görsel bilgilendirme şöleni:

    ''ekonomi anlatıyorlar. ben size ekonomi anlatayım. 2002'de iktidara geldiğinde 50 lirayla bunu (30 litrelik yeşil bidon) dolduruyordun. 16 senenin sonunda bunu (8 litrelik kırmızı bidon) dolduruyorsun. al sana ekonomi.''

  • evet, kelimenin tam anlamıyla tüyleri diken diken eden, üzen, düşündüren kliptir. evet, zor işimiz zor!

    klip

    nasıl bir döneme denk geldik, değil mi?

  • ''modern dokunuşlarla yepyeni bir boyuta taşıyor'' yazısını okuduktan sonra kesinlikle 675 tl eder dediğim anahtarlık, dokunuşlar önemli çünkü.