• özetle, insanlık gerçekten ne kadar gelişebilir ve bunu nasıl sınıflandırabiliriz (uygarlık türleri) sorusuna cevap arayanların kullandığı, ölçek.

    fizikist'de nergis cesur tarafından yayımlamış makaleye konu olmuştur:

    'uygarlık olarak kendi çapımızda önemli bir ilerleme kaydetmiş bulunuyoruz. ünlü teorik fizikçi michio kaku'ya göre de bilimin önümüzdeki 100 yıllık süreci yok olup olmayacağımızı belirleyecek. peki, şu anki medeniyet seviyemizde kalmaya devam edecek miyiz? yoksa ilerleyip yıldızlara doğru yol alacak mıyız?

    gelin dürüst olalım - yuvamız olan dünya adlı gezegendeki sorunlarımızın çoğuna doğrudan ya da dolaylı olarak biz sebep olsak da, öte yandan, bilimsel ve teknolojik açıdan gelişmeye de devam etmekteyiz. bu kesinlikle uygarlığımız için tutunabileceğimiz bir umuttur her zaman.

    peki tüm tahribat ve kaosa rağmen, heyecan ve ilham verici bilimsel keşiflerimizin zorluğunun üstesinden nasıl geliyoruz? çünkü teknolojik mükemmelliğe erişme çabamız, beraberinde ister istemez bir şekilde yıkım ve felaket senaryoları da getiriyor. hal böyleyken, hayal edilemez korkunçluklar ve muhteşem gelişmelerin birleşimi ile bu durumumuzu bir medeniyet olarak nasıl ölçebiliriz?

    bu soruyu cevaplamanın en kolay yollarından biri, teknolojik imkanlara karşı teknolojik yeteneklerimizi bilimsel olarak ölçmemizi sağlayacak bir ölçek oluşturmaktır. bu ölçümleri yapmanın yollarından biri de kardashev ölçeği’dir.

    bilim insanları, bir medeniyetin büyümesine ve daha gelişmiş hale gelmesine bağlı olarak nüfus artışı ve çeşitli makinelerin enerji gereksinimleri nedeniyle enerji taleplerinin hızla artacağını iddia ediyorlar. yani, bir medeniyetin ilerlemesini ölçmek için kardashev ölçeği, bir uygarlığın kullanabileceği enerji miktarına odaklanmaktadır. özellikle, medeniyet için mevcut olan güç miktarı, medeniyetin yayılabildiği alanlar (bir gezegen, galaksi veya bütün bir evren) ile bağlantılıdır.

    1964’te, kozmik sinyallerle dünya dışı akıllı yaşam arayan rus astrofizikçisi nicolai kardashev, bir kültüre ait uygarlık statüsünün genel olarak iki temel şey üzerinde durduğu fikrini ortaya attı: enerji ve teknoloji. bir medeniyetin teknik gelişiminin, uygarlığın kullanabileceği ve idare edebileceği enerjinin miktarına paralel olarak yürüdüğünü esas alıyordu. yani, bir toplumun üretebileceği enerji ne kadar fazla olursa, o kadar teknolojik açıdan gelişmiş olur (başlangıçta bu fikir, sadece iletişim için mevcut olan enerjiye bağlıydı, ancak o zamandan beri genişletilmiştir).

    başka bir deyişle, bu teoriye göre, bir kültürün gelişimi (en genel anlamıyla), enerjinin ve teknolojinin bir ürünüdür: teknoloji aracılığıyla, enerji elde edilir ve sosyal sistemler bu teknolojiye dayalı olduğu üzere, bir kültürün statüsü, kullanılan enerjinin miktarına dayalı olmaktadır.

    bu ölçeğin bir dizi farklı sınıflandırma seviyeleri vardır. her biri bir enerji tüketim seviyesine dayanır: tip ı (10^16 watt), tip ıı (10^26 watt) ve tip ııı (10^36 watt). diğer gök bilimciler, ölçeği tip ıv'e (10^46 watt) ve tip v'e kadar genişletmişlerdir (bu tür bir medeniyet için mevcut olan enerji, sadece evrenimizde değil, çoklu evrenlerde ve tüm zaman çizgilerinde mevcut olan enerjininkileriyle eşit olacaktır). bu eklemeler, uygarlıkların erişebileceği bilgi miktarı kadar enerji erişimini de göz önünde bulundurmaktadır. kısaca, son yıllarda bilim insanları, bu ölçeği varsayımsal uygarlıklara genişletmiş oldular: galaktik, galaksiler arası ve çok-kültürlü uygarlıklar.

    uygarlık türleri
    tip 0: alt evren kültürü - bu medeniyet enerji ve ham maddelerini ahşap, kömür ve yağ gibi organik esaslı kaynaklardan çıkarır. böyle bir uygarlık tarafından kullanılan herhangi bir roket mutlaka kimyasal tahrik sistemine bağlı olacaktır. bu tür yolculuk fazlasıyla yavaş olacağından, bu düzeyde bir uygarlık (çoğunlukla) kendi gezegeniyle sınırlı kalacaktır.

    tip ı: gezegensel kültür - bu medeniyet, şu an dünya üzerinde bulunanlardan biraz daha gelişmiş olacaktır. gezegenlerindeki enerji çıktısının tümünü ustalıkla kullanabileceklerdir. bu medeniyet, bizden binlerce yıl daha gelişmiştir. böyle bir toplum, büyüyen nüfusunun enerji taleplerini karşılamak üzere yıldızının enerjisini toplayıp depolayıp kullanabilir. bu durum, bu statüye erişebilmemiz için mevcut enerji üretimimizi 100.000 kat artırmamız gerektiği anlamına geliyor. bununla birlikte, tüm dünya'nın enerjisini kullanabilmemiz, aynı zamanda tüm doğal güçleri kontrol edebileceğimiz anlamına gelecektir. öyle ki, insanlar volkanlar, hava durumu ve hatta depremleri kontrol edebilir (en azından fikir böyle). bu türden yeteneklerin elde edilebileceğine inanmak zor olsa da sonraki tiplerle karşılaştırıldığında bunlar basit ve ilkel seviyeler olarak kalıyor.

    tip ıı: yıldızlararası kültür - bu uygarlık, tüm yıldızların gücünü kullanabilir (sadece yıldız ışığını enerjiye dönüştürmekle kalmaz, yıldızın kontrolünü de yapabilir). bu senaryo için önerilen en popüler yöntem "dyson küresi"dir. bu cihaz, yıldızın her bir santimini kapsayacak ve enerji çıktısının çoğunu toplayıp bir gezegene daha sonra kullanım için depolama amaçlı aktarabilecektir. alternatif olarak, yıldızın füzyon gücü, bu medeniyet tarafından ihtiyaçlarını karşılamak için büyük ölçekli bir reaktör olarak kullanılabilir.
    peki bu kadar çok enerji ne demektir? bilinen hiçbir şey, böyle bir tip ıı medeniyetini yok edemez.

    farz edelim ki, insanlık bu statüye ulaşana kadar yeterince uzun süre hayatta kalabildi. günlerden bir gün, ay büyüklüğünde bir nesne (ne olduğu hayal gücünüze kalmış) güneş sistemimize girdi ve küçük mavi evimize doğru geliyor. bir tip ıı medeniyeti olarak ya oturduğumuz yerden o ‘şey’i buharlaştırıp esneyerek normal gündelik hayatımıza devam edeceğiz ya da gezegenimizi biraz yana kaydırıp geçip gitmesine izin vereceğiz. çok havalı, değil mi?

    bu uygarlık, star trek'teki gezegenler federasyonu'na benzeyebilir ya da mass effect evreninde, asari, salaryenler ve turianlar gibi insan türlerinin çoğunluğu gibi olabilir.

    tip ııı: galaktik kültür - bir gezegenden kontrol altındaki bir yıldıza gidilmesi, uygarlığın tükenmesine karşı bağışıklık kazandıracak yeterli ‘harcanabilir’ enerjiyi barındırır. ancak bu tür, sonrasında enerji hakkında her türlü bilgiye sahip olup uygarlığını galaktik bir seviyeye taşıdığında tip ııı’e geçiş yapar ve ‘ana ırk’ haline dönüşür. bu medeniyet, bir galaksinin enerji çıktısını kullanabilir (bir tip ıı uygarlığının enerji üretiminin yaklaşık 10 milyar katı ve bizden yaklaşık 100.000 ila 1 milyon yıl arası daha gelişmiş). galaksiyi sömürgeleştirebilirler, yüzlerce milyon yıldızdan enerji çıkarabilirler, yıldızlararası uzayda gezinip sayısız gezegeni ele geçirebilirler.

    insanlar açısından böyle bir türe erişim, hem biyolojik hem de mekanik olarak yüz binlerce yıllık evrim demektir. yani bildiğimiz insan ırkından daha farklı bir ırka dönüşüm gerçekleşmiş olabilir. bunlar, siber (ya da sibernetik organizma, hem biyolojik hem de robotik olabilen canlılar) olabilir; yani, sıradan insanların torunları, günümüzde ileri derece gelişmiş toplumlar arasında bir alt tür olur. tamamen biyolojik olan insanlar, muhtemelen, sibernetik arkadaşları tarafından kusurlu, alt seviye ya da evrilmemiş olarak görülürler.

    bu aşamada, 'kendi kendini kopyalama' yeteneğine sahip robot kolonileri geliştirmiş oluruz; yıldız üstüne yıldız kolonize ederek galakside yayılırken nüfusumuzu milyonlarca artırabiliriz. bu varoluş, her birini kapsülleyerek ev gezegenine enerjiyi götüren büyük bir dyson küreleri ağı oluşturabilir. ancak galaksiye bu şekilde yayılmak küçük bir problemle karşı karşıya kalabilir: fizik yasaları - özellikle ışık hızı. yani, bir warp drive geliştirmedikçe veya solucan deliği ışınlanmasını hayata geçirmedikçe, ancak bu kadar ilerlemiş olurduk.

    bu uygarlık, borg'u andırıyor olabilir ya da yıldız savaşları'ndaki imparatorluğa benzeyebilir, belki de mass effect'ten reapers'a benzerlerdi.

    kardashev kendi ölçeklendirmesinde, çok fazla gelişmiş olacağından tip ııı’ün ötesini tanımlamamıştır. fakat daha sonra michio kaku, robert zubrin ve carl sagan gibi isimler tip ııı’ten sonrasını da tanımlamışlardır:

    tip ıv: evrensel kültür - bu uygarlık, evren’i kapsayan, galaksiler arası bir kültür olacaktır. trilyonlarca yıldızın gücünü komuta ederek evrende seyahat edebilirler. bu toplumlar, nihai ölümsüzlüğü elde etmek için, uzay-zaman yapısını değiştirme ya da entropinin kasıtlı olarak yavaşlatılması (ya da tersine dönmesi gibi) insanüstü özelliklere sahip olacaktır (veya bu medeniyetler, süper kütleli kara deliklerin olay ufku içinde yaşayabilir hale gelebilirler!). şu anki insanlık için, bu gibi şeyler ulaşabileceğimizin çok çok ötesinde görünüyor. bu seviyeye yalnızca star trek'in q continuum üyeleri ya da doctor who'nun gallifreyalıları gibi varlıklar tarafından erişilebilir.

    v. tip: çoklu kültür - bu medeniyet, kendi evrenini aşmış olacaktır. evren ölçeğini manipüle etme yeteneğine sahip olur (maddenin çeşitli biçimlerini, fizik ve uzay-zamanını içeren çoklu-boyutlar arasında atlama). böyle bir medeniyet, hayal edilemez güç ve yeteneklere a ev sahipliği yapabilir.

    şimdi, yazının başından beri hepimizin aklında dolanan o soru geliyor: peki insanlık bu ölçeklerin şu an neresinde yer alıyor?

    insanlık şu an ne yazık ki bu ölçeklerin hiçbirinde yer almıyor. kabaca tip 0’ın biraz altında diyebiliriz. hala ölü hayvanları ve bitkileri enerji kaynağı olarak kullanmaktayız. hala enerji için doğanın eline bakıyoruz. tip ı’e ulaşmamız için michio kaku'ya göre 100-200 yıl geçmesi gerekiyor.

    halen tip ı'e bile ulaşamamış olmamız, hatta bir tip’e bile dahil olmamamız evet, biraz rahatsız edici. keza aynı şekilde, doğal afetlerle ya da kendi ellerimizle oluşan bir felaket sonucu kolaylıkla taş devri’ne geri dönebileceğimiz gerçeği de…

    peki, bunların hepsinden almamız gereken nihai ders nedir?

    tip 0 uygarlığının ötesine geçmek istiyorsak, ilk adım, küçük evimizi korumak, savaşları sonlandırmak ve bilimsel gelişmeleri ve keşifleri desteklemeye devam etmektir.'

    kaynak 1
    kaynak 2

    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
  • kardashev levels, kardaşev skalası, kardaşev ölçeği, kardashev ölçeği...

    işte bunların hepsi bir başlıkta: (bkz: kardaşev kademeleri)
  • (bkz: dyson küresi)
  • konu hakkında şuradaki videoda detaylı bilgi verdiğimiz, enerji seviyesi odaklı medeniyet gelişmişliği skalasıdır. henüz tip-1 medeniyet düzeyinde bile olmayışımız üzücü olsa da, doğru yolda ilerlediğimizi gösteren kanıtlar mevcuttur.
  • medeniyetin gelişmişlik seviyesini enerji üretimi ile hesaplayan ölçek. 1964 yılında nikolai kardashev tarafından geliştirilmiştir.
  • medeniyetleri - antrpolojik ya da sosyolojik anlamda değil astrobiyolojik anlamda - (bkz: dünya dışı yaşam) enerji tüketimlerine ve dolayısı ile teknolojik gelişmişliklerine göre sınıflayan bir teorik ölçektir. (bkz: teorik fizik)

    tip 1 medeniyetler kendi gezenlerindeki tüm enerji kaynaklarına tam anlamı ile hakim olmakla birlikte tüm gezegeni kontrol eden ve kendi sistemleri içersindeki diğer gezegenlere yerleşip yakın yıldızlara mekik gönderebilen düzeyde medeniyetlerdir.

    tip 2 medeniyetler kendi sistemlerindeki yıldızın/ların enerjisine hakim olabilen (bkz: dyson küresi) ve bu sayede tüm sistemdeki gezegenlerde mutlak hakimiyet sağlamış, galaksideki diğer sistemlerde koloniler kurmaya başlamış medeniyetlerdir.

    tip 3 medeniyetler tip iki medeniyetlerin sahip olduğu enerji kullanım ve kontrolü tüm galaksiye genişletmiş, karadelikleri ve galaksideki tüm yıldızları enerji kaynağı olarak kullanabilen galakside mutlak hakimiyet kurmuş medeniyetlerdir. örneğin star wars 'daki imparatorluk tip 3 olma çabasındaki bir medeniyettir (ancak tip 2'ye tip 3'e olduklarından daha yakınlar) ve her şey planlandığı gibi gitmiş olsa birkaç yüzyıl (belki bin) içinde gerçek bir tip 3 medeniyet olacaklardır.

    tip 4 medeniyet ise artık bilim kurgunun sınırlarını zorlayan bir seviyedir. galaksinin ötesine yayılmış, birden fazla galaksi ve galaksi kümesine hakim olmuş, evrenin derinliklerine ulaşma çabası olan varsayımsal medeniyetleri konu alır.

    herne kadar ölçek 4'de bitsede (teori o ya) bir 5. tip medeniyet kurgusu yapıla bilir. oda karanlık enerji ve karanlık madde gibi evrenin yapı taşı olan kuvvetleri ve büyük patlama gibi bizim evrenimizin toplam enerjinisin de ötesinde kuvvetlere hükmedebilen; eğer var ise çoklu evrenlere de hükmedebilen boyutlar arası medeniyetlerdir. böyle bir medeniyet var ise dahi onu tek bir kelimeden başka bir kavramla açıklamak biz 21. yy dünyalıları için beyhudedir, o da : tanrı

    biz 21. yy insancıkları ise bu skalada yaklaşık olarak 0.75 tip medeniyete tekabül ediyoruz. yani tip 0 olan karınca medeniyetine yaklaşık tip 2.5 olan star wars'daki cumhuriyet'e kıyasla daha yakınız.
  • dunya medeniyetinin 0.7'de bulundugu olcek.
  • rus astrofizikçi nikolai kardashev tarafından ortaya atılmıştır.

    kardashev ölçeğine göre; daha tip ı uygarlığa dahi tam anlamıyla erişememişken, post-truth bize tip ıı uygarlığın “bir yalandan ibaret” olduğunu ve ‘hakikatini’ şiddetle gözümüze sokmaya çalışıyor.
  • kardashev ölçeği 1964 yılında rus astrofizikçi nikolai kardashev tarafından geliştirilen ve uygarlıkların kullandıkları enerji seviyesine göre sınıflandırıldığı ölçektir. kardaşev ölçeği’nde kullanılan enerji seviyesine ve dolaylı olarak teknolojik gelişmişlik seviyesine göre sıralanan 7 tane uygarlık düzeyi vardır.

    tip 0: bu uygarlık düzeyinde uygarlık kendi gezegeninin enerjisini kullanabilse de tam potansiyele erişebilmiş değildir. biz şu an bu seviyede yer alıyoruz. dünya uygarlığı kardaşev ölçeği’ne göre yaklaşık 0,73 değerindedir. biz insanların 200 yıl içinde tip 1 düzeyine, birkaç bin yıl içinde tip 2’ye ve 100.000 ila 1 milyon yıl içerisinde de tip 3 düzeyine ulaşmamız öngörülüyor.

    tip 1: bu uygarlık seviyesinde ise uygarlık kendi gezegeninin enerjisini tam kapasitesiyle kontrol altına alıp kullanabilmektedir. dünyanın yavaş yavaş yaklaştığı bu düzeye insanlık ulaştığında ne olacak göreceğiz. öte yandan, bu hızla giderek artan enerji tüketimi yeni kaynaklar bulamamamız halinde insanlık medeniyetinin sonuna yol açabilir. o yüzden tip 1 en kritik seviyedir. bu düzeydeki uygarlık doğa olaylarını kontrol edebilir, doğadan tam anlamıyla faydalanabilir. ayrıca olası doğa felaketlerini önlemek konusunda da uzmanlaşmıştır.

    tip 2: yıldızlararası bir uygarlık olan tip 2, bir yıldızın yaydığı tüm enerjiyi kontrol altına alıp kullanabilen bir uygarlık düzeyidir. bu uygarlık aşaması devasa inşaatlara ve tam verimliliğe olanak tanıyan bir dizi teknolojik gelişmeyi varsaymaktadır. burada akla yıldızların enerjisini kontrol altına alabilecek devasa yapılar ve dyson küreleri geliyor. ayrıca bu medeniyet türünde astroitlerin ve kuyruklu yıldızların enerjileri kontrol edebilir. hatta gezegenlerin ve yıldızların yörüngesi bile bu aşamada kontrol edilebilir.

    tip 3: galaktik bir uygarlık olan tip 3 ise içinde bulunduğu tüm galaksinin enerjisini kontrol altına alıp kullanabilir. bilim kurgu filmlerinde çok rastladığımız galaksiyi kontrol altına alıp kolonileştiren, galaksinin içindeki yıldızların enerjisini tamamen kullanabilen medeniyet tam olarak bu seviyeye denk geliyor. ayrıca böyle bir medeniyet yapı taşı olarak gezegenleri kullanabilir. gezegenleri güneş sistemleri arasında transfer edebilir, güneş sistemlerini birleştirebilir, yıldızları birleştirebilir, süpernovaları emebilir ve hatta yeni yıldızlar yaratabilir.

    tip 4: evrensel bir uygarlık olan tip 4 tüm evrenin enerjisini kontrol altına alıp kullanabilir ve depolayabilir. bu süpergalaktik uygarlık tüm evrende dolaşabilir ve muhtemelen tüm galaksilerin enerjilerini kullanabilir. ayrıca bu uygarlık uzay-zamanı manipüle edebilir, entropi değişimini sağlayabilir yani kısacası bir evrende olabilecek her şeyi kontrol edebilir. bu kadar gelişmiş bir uygarlığın ölümsüzlük ve zamanda yolculuk gibi konuları da çoktan çözüme kavuşturmuş olması muhtemeldir.

    tip 5: evrenlerarası bir uygarlık tahmin edebileceğiniz gibi birden fazla evrenin enerjisini kontrol edip kullanabilir. bu tarz bir uygarlığın olması için birden fazla evren olması gerekir yani paralel evrenlerin mevcut olması gerekir. böyle bir durumda ne olacağı açıkçası tam olarak öngörülemiyor; çünkü paralel evrenler konusunda henüz kesin bilgilere sahip değiliz.

    tip 6: tip 6 uygarlıkları zamanın ve mekanın dışına çıkabilir, yeni evrenler yaratabilir ya da mevcut evrenleri imha edebilir. bu evrenlerde istediklerini yapabilirler. zaman ve mekanın dışına çıkabildikleri için yeni boyutlar keşfedebilirler ya da yeni boyutlar oluşturabilirler. tıpkı tip 5’te olduğu gibi böyle bir durumda da ne olacağı açıkçası tam olarak öngörülemiyor.
  • contact filmini 2 kez izlemiş ve birçok uzay filmini bitirmiş,mühendislik lisans diplomalı, telsizci ve dünya dışı varlıkların olduğuna inanan birisi olduğum için birşeyler yazmak istiyorum.

    açıkçası ben kardashev ölçeğini çok da gerçek göremiyorum. diyeceksiniz ki sanki kardashev farklı tipte bir varlık-uygarlık gördü de öyle belirledi. bana sen mi belirleyeceksin bunu diyebilirsiniz. ben belirleyemem belki ama belirsizleştirebilirim.

    örneğin 5. ve 6. tiplere bir bakalım. 5. tip evrenlerin enerjisini kontrol edip kullanabiliyor. 6. tip için zaman ve mekan kavramı yok.
    peki şimdi bir de şunu düşünün, böyle bir güce sahip olsaydınız ne yapardınız?
    şimdi ben tek kişi için yazdım. fakat dünyadaki 7,6 milyar insanın sınırsız enerjiye, sınırsız güce sahip olduğunu düşünün. ne yaparlardı? işte bu yüzden belirli bir aşamadan sonra ileriye gidilebileceğine beni kimse inandıramaz. çünkü eğer bu evrende 5. ve 6. tip bir varlık olsa şimdiye kadar dünyamız sayısız kez yok olmuştu. çünkü bu istediğimiz, yada 5. ve 6. tipte olmasını ön gördüğümüz yetkiler bilişsel bir aklın çok ötesinde. karar mekanızması olmayan bir aklın-bir varlığın kontrol edebileceği büyüklükte bir iş. şimdi biraz da dışarıdan içeri doğru gidelim. çoklu evrenler teorisi ispatlanamadı. yani sadece şuanki yaşadığımız evren mevcut. büyük ihtimalle karadeliklerin aslında wormhole olduğu teorisi bile daha gerçekçi. yine şimdilik bilim olarak bildiğimiz tek şey tüm cisimlerin birbirinden uzaklaşmaya devam ettiği. ve bundan yaptığımız bir çıkarım ile evrenimizin bir merkezi olduğu, daha sonra buradaki bir patlama ile tüm kütlelerin birbirinden uzaklaşmaya başladığı, hala da hem uzaklaşıp hem de birşeylerin etrafında dönmeye devam ettiği. peki evrenimiz neyin etrafında dönüyor?

    sevgili kardashev yanlış anlamasın ama insanoğlu olarak fikirden başka birşey yaratamıyoruz. özür dilerim hayallerinizi yıktım evet. ama şöyle bir bakın; tüm dinlerin kitaplarında bile bir yada birkaç tanrının egemenliği anlatılırken, sizin tip 3,4,5,6 dediğiniz canlılar egemenlik kurmak istemiyorlar mı? evrende ne için yaşıyorlar bedava yemek için mi?
hesabın var mı? giriş yap