hesabın var mı? giriş yap

  • kompleks bir prodüksiyona, özenle seçilmiş sayısız sample'a, şok edici derecede güçlü ve kararlı bir politik söyleme, ve o söylemin konu edindiği olaylara/mekanlara/zamanlara uyum sağlayan kaotik ses efektlerine sahip efsanevi public enemy albümü.

    yenilikçi prodüksiyon ekibi the bomb squad'ın koca bir albümlük sample malzemesini tek bir şarkıya sığdırması, ezilenlerin tepkisini tüm öfkesiyle dinleyiciye sunan chuck d'nin bilinçli sözleri, ona eşlik eden flava flav'in dinleyiciye rehberlik etmesi, terminator x'in scratch'leri, toplumun noksanlarına yapılan eleştiriler ve black steel in the hour of chaos isimli şaheserde görülebilecek storytelling yeteneği bu albümü komple bir rap albümü yapıyor. albüm bunun da ötesinde şu ana kadar yapılmış en kaliteli rap albümlerinden bir tanesi ve hip-hop kültürünün gelişimi söz konusu olduğunda rap tarihinin en çok önem teşkil eden kayıtlarından biri.

    işte böyle efsane olunuyor, işte böyle başyapıt yapılıyor..

  • başlık: beyler toprak genişletme planımı açıklıyorum.

    1. çok basit beyler italya ile hazırlık maçı ayarlıyoruz. ve otobüs kaldırıp 20.000 taraftar gidiyoruz maça. italya ile adam gibi maçımızı yaptıktan sonra dönüşte san marinoya uğrayıp orayı alıyoruz. 30 bin nüfusları var 15 bini karı kız çoluk çocuk yaşlı zaten 2 saatte alırız ülkeyi ve sonra yağmalıyoruz. üstünüde cebimizden tamamlayıp yunanistanı alıyoruz. sıkı pazarlık yaparsak para üstü ile romanyaya karılara bile gideriz.

    not: direk san marino ile maç ayarlayamayız adamların stadı 7 bin kişilik beyler.

  • msn rüzgarının estiği yıllar. whatsapp portakalda vitamin, facebook var mı emin değilim..
    hatırlarsınız; kanka kız msn'si var mı? sorusunun sorulduğu yıllar.

    oyun_bozan@hotmail.com adresiyle fırtınalar estiriyorum..
    serpil'le tanıştık. fransa'da yaşayan gurbetçi bir ailenin en büyük kızı.
    zalimguzel@hotmail.fr

    bütün gün serpil'le konuşuyorum. yatıyorum serpil, kalkıyorum serpil. 1 ay sonra o malum şarkı patladı..

    "zaaalim, oyunbozaan. sen de, bu büyü de yalan."

    ''yok artık!! böyle tesadüf mü olur?'' dedik ve aşık olduk.
    o zalim, ben oyunbozan..
    o fransa'da, ben türkiye'de..
    ancak her aşk gibi kısa sürdü ve ayrıldık..
    ----------------------

    yıllar geçti. biz büyüdük, msn tarih oldu.. bir gün serpil ekledi facebook'tan ve yine konuşmaya başladık..

    - biliyor musun? türkiye'ye her gelişimde seni aramak istedim ama bir türlü cesaret edemedim. beni unutmuş olmandan korktum..

    + seni unutmak mı? deli misin sen?
    aylarca yazmanı bekledim. fotoğrafına bakıp içtiğim günlerin sayısını ben bile bilmiyorum.
    ne unutması serpil? anahtarlığımda bile senin resmin vardı. eve girerken seni görüyordum, evden çıkarken seni..
    ne unutması??

    bir hafta sonra malum şarkı patladı..
    " eve senle dönüyorsam, evden senle çıkıyorsam, yine de doyamıyorsam, aşksın.."

    birkez daha başladık, hiç ayrılmamak üzere.
    ama nerdee?
    2 hafta geçmeden, savrulduk gittik yine..
    ------------------------

    aylar, yıllar geçti.. sayısız kez sarhoş, sayısız kez aşık oldum. aldattım, aldatıldım. terkettim, terkedildim..
    unuttum, unutuldum..

    bir gece serpil aradı. türkiye'ye gelmiş, çok özlemiş..

    - gitmeden görüşelim, mesela çarşamba akşamı.
    + çarşambaya çok var. ben de çok özledim. yarın akşam görüşelim mi?
    -bugünkü gibi yağmurlu olmazsa olabilir. haberleşiriz..

    yarın, tıpkı dün gibi yağmurluydu.. yine de buluştuk..

    sarıldım, sımsıkı sarıldım.. ilk kez, rüya gibi, yıllar sonra..
    sarıldık, yağmur durdu, ağladık..

    - artık yağmur yağmaz, sarıldım sana..
    + bırakma beni.

    2 hafta sonra malum şarkı patladı..
    " sana sarıldığım an, yağmur duracaktı.. "

    gel de yeniden aşık olma! ömrümün en güzel iki haftasını geçirdim. güldüm, sevdim, sevildim.. bir daha hiç bırakmamak üzere tuttum ellerinden..

    ancak yalnızca 2 hafta sürdü. önce gitti, sonra bitti.. her zamanki gibi..
    -----------------------

    dün yine aradı. haftaya türkiye'de olacakmış ve bu sefer beni almadan gitmeye hiç niyeti yokmuş..

    " gelir misin? " dedi, " hiç düşünmeden. " dedim..

    hazır olun. yeni albüm kapıda..

  • pamuk prenses, süpermen ve pinokyo yürüyüşe çıkmışlar...
    yürürlerken önlerine bir tabela çıkmış.

    " dünyanın en güzel kadını" yarışması...yazıyormuş üstünde.

    - bu yarışmaya katılıyorum, demiş pamuk prenses..
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen pamuk prenses'e sormuş
    süpermen ve pinokyo.
    - eeee, nasıl gitti?
    - birinci oldum, demiş pamuk prenses.

    yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    "dünyanın en güçlü adamı" yarışması...yazıyormuş üstünde.
    -bu yarışmaya katılıyorum, demiş süpermen.
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına dönen süpermen'e sormuş
    pinokyo ve pamuk prenses.
    - eeee, nasıl gitti?
    - şüpheniz mi vardı?, demiş süpermen.

    yürüyüşlerine devam ederken önlerine bir tabela daha çıkmış.
    "dünyanın en yalancı insanı" yarışması...yazıyormuş...
    -bu yarışmaya katılıyorum, demiş pinokyo.
    yarım saat sonra arkadaşlarının yanına gözyaşları içinde dönen pinokyo'ya sormuş süpermen ve pamuk prenses.
    - ne oldu?
    pinokyo sormuş bu defa " kim lan bu tayyip denen adam?!?

  • şimdi bu adamın yetenek sizsiniz performansını izledim.sahneye çıkıyor ve sorulan sorular üzerine diyor ki;babam doktor ben bilgisayar mühendisiyim ve ales notum 90-95 civarı birşey.herkes bu adamdan ve bazı aşırı hareketlerinden nefret ediyor yuhluyor.
    gelelim yeni gösterisine adam sahneye cıkıyor işsizim diyor tavuk dönerden bahsediyor babasının sümkürmesinden annesinin onu evlendirmeye çalışmasından dem vuruyor güldürüyor ve sevdiriyor da kendisini.
    şimdi iki gösteri arasında max.7sene geçmiştir bir bakıyorsun adam en az 500 kişi tarafından yuhlanmıs şimdi bir bakıyorsun ovv süper.gerçekten biz türk milleti olarak fakir edebiyatına bayılıyoruz ben de bayıldım çok güzel gösteriydi.

  • gri rengin deniz üzerinde gündüz en fazla beş kilometreden gözle görülebilmesi, gece de hiç görülememesi sebebiyle ortaya çıkan durum.

    eski dönemlere ait bir düşünce olarak çıkan bu akım günümüzdeki teknoloji seviyesine rağmen halen geçerliliğini korumaktadır. o yıllarda savaşların ve operasyonların daha yakın mesafelerde yapılıyor olması, radar teknolojisi yeni olması ve atış yapmak için düşmanın önce radar ile belirlenmesi sonra da atış menziline girmesinin gerekmesi sebebiyle savaş gemileri fark edilmemek için gri kamuflaja boyanıyordu. günümüze baktığımızda uydu ve radar sistemleri ile bırakın kilometreyi, neredeyse dünyanın öbür ucundan herhangi bir deniz aracını tespit edebiliyorsunuz ve ona müdahale etmek için artık görüş alanınıza girmesine gerek de yok. fakat buna rağmen yine de savaş gemilerinin çok büyük bir kısmı gri kamuflaj ile görev yapıyor.

    çünkü modern savaş gemilerinin elektronik muharebeler sebebiyle ya da çeşitli arızalarla muharebeleri eski usüle göre sürdürmek zorunda kalma ihtimali hala geçerli. aslında günümüz gemi sistemleri bvr mantığına göre işliyor ve normal şartlarda savaşlarda bir geminin gri kamuflajlı olduğu için gözükmeme gibi bir şansı pek olmuyor. fakat elektronik sistemlerin hata yapma ya da devre dışı kalma olasılığı olduğu için gemiler her zaman konvansiyonel yöntemleri kullanmaya hazır şekilde üretiliyor.

    karşılıklı çarpışmanın daha yoğun, teknolojinin daha az kullanıldığı zamanlarda herkes gökyüzünde kamuflaj olmak için uçaklarını soluk renge boyarken, düşmandan saklanacak kadar korkak değilim diyerek uçağını kırmızı renge boyayan red baron kırmızı renkli fokker dr 1 ile gökyüzünde her ne kadar nefis bir caydırıcılık sağlamış olsa da ne yazık ki günümüz normları böyle bir şeye izin vermemektedir. bu nedenle o çok övünülen ve deniz kuvvetlerinin medar-ı iftiharı olan gemiler, stealth özelliğine rağmen sanki saklanacakmış gibi gri kamuflajla üretilmek zorundadır.

    örneğin rusya denizlerdeki en güçlü gemisi olan petr velikiy muharebe kruvazörünü ya da moskva kruvazörünü her şarta hazır şekilde ürettiği için gri kamuflajla üretmiştir. caydırıcılık sağlamak için kırmızı ya da başka bir renkte göreve çıkarma şansı yoktur.

    ya da aynı şekilde amerika uss port royal kruvazörünü koyu mavi ya da başka bir renkte değil gri kamuflajla üretmiştir.

    savaş gemileri ne kadar güçlü ve caydırıcı olsa da birçoğu gri ve tonları kamuflajla üretilmek zorundadır.

  • bugün problemlerimi çözme politikamı belirleyen bir sözü vardı;

    -oğlum, bağırırsan duyarlar. konuşursan dinlerler.