hesabın var mı? giriş yap

  • ornek olarak:

    emirates havayollari hostesi yemek servisi yaparken gulumseyerek yaniniza gelip, kulak seviyesine egilerek yumusak bir ses tonuyla: "good evening sir. today we have grilled chicken with roasted vegetables or marinated beef in curry sauce with rice on the side. which one would you prefer?"

    thy hostesi, 5 karis suratla tepeden bakarak: "chicken or pasta". hele yolcu bi anlayamasin ne dedigini. "excuse me" falan diyene bagirarak "offff... chicken or pastaaaa"

    evet rezil amerikan havayollarindan ileride olabilirler. avrupa havayollariyla da bir cok anlamda yarisabilirler. fakat esas rekabet icinde olduklari asya ve ortadogu havayollarinin hosteslerinin ellerine su dokemezler malesef. yok maasti, yok yolcularin tutumuydu falan da adama ozru kabahatinden beter dedirten soylemlerdir. isin bu kardesim yapacaksin. guleryuzlu olmanin, nazik olmanin zor oldugu ortamda sen olacaksin. yonetimin hatasi tabi en basta. koy bakalim belli standartlar bu baglamda. uymayana da bas uyariyi, yaz siciline gor bakalim nooluyo.

  • devletimizin belli oranda alim garantisi vermesine ozellikle cok sevindim. otomobil ureticisine devlet alim garantisi vermek, 21. yy'in en buyuk kesif ve yenilikci fikirlerinden biri bence. artik baskanlarimiz rahatlikla passat ceker yanlarina.

  • padişah ibrahim'e, " deli " lâkabı 20. yüzyılda takılmıştır.
    osmanlı tarihçileri böyle bir şeyden bahsetmezler.
    muhtemelen sinirleri yıpranmış bir adamdır ama aklı başındadır. ve arada bir sara nöbetleri geçirdiği tahmin edilmektedir. cinci hocadan medet ummasının sebebi de budur. adam bir şekilde türlü ilaçlarla padişahın sancılarını dindirebiliyormuş.

    aslında bizim türk milletine bir aynadır bu padişah.

    müthiş bir hayvanseverdir. bizim millet " deli " der.

    çok duygusal bir adamdır. bizim millet " deli " der.

    cülusunda " ya rabb! benim gibi zayıf bir kulunu bu makama lâyık gördün... saltanatım boyunca ahâlîye merhametli davranıp bu devleti adalet ile yöneteceğime and içerim... " gibi cümleler kurmuştur ki bizim millete göre delinin önde gidenidir.

    annesi kösem sultan ve rüşvet yiyici saray ahâlisi padişahın kendilerine engel olduklarını görünce ona zamanla türlü baskılar yapmışlar ve nihayetinde annesi kösem sultan'ın izni ve şeyhülislamın da fetvası ile idam edilmiştir.

    kediler üşümesin diye onlar için sokaklara kedi köşkleri yaptıran bu adamın, kedilerin katledildiği günümüz türkiye'sinde " deli " lâkabı ile anılması sanırım onun için bir gururdur ancak.

    ruhu şâd olsun.

  • kanada'nın hamilton kentinde üniversite öğrencilerinin yaptığı sosyal deneyde öğrencilerden biri müslüman kıyafeti giymiş diğer öğrencinin otobüse binmesini rol icabı engellemeye çalışıyor. bir kaç yerde tekrarlanan deneyde her seferinde insanlar müslüman çocuğu savunuyor, hatta en sonunda birisi tacizci genci yumrukluyor. geçen hafta ottawa'da bir askerin müslüman bir fanatik tarafından öldürülmesinin ardından müslümanlara bakış açısında negatif bir değişim olmadığı gözleniyor. hatırlatalım hamilton öldürülen askerin memleketi ve düşük gelir seviyeli insanlardan oluşuyor. ırkçılık kanada'da bir kez daha barınamıyor.

    haber ve video

  • eskiden çok vardı bu tiplerden. çünkü her yerde sigara içilebiliyordu. adam memur, sabah akşam gişede çalışıyor mesela. biri bitiyor birini yakıyor oturduğu yerde. otobüse biniyor sigarasını yakıyor. eve geliyor sigara.

    şimdi evin içinde bile sigara içmek garipsenen bir davranış oldu. baya yol gittik aslında bu konuda doğulu komşularımıza göre.

  • o hayvanlar doğduktan 15 sene sonra anca yumurta bırakabiliyorlar. bilim insanları bunların yumurtalarını tespit edip koruma altına almak için uğraşıyorlar.

    niye?

    kaskafalı bir itperestin besleyip çoğalttığı itlerden biri yesin diye tabi.

  • -ufak tefek çiziklerden dolayı tamamen boyalıdır.
    meali : öyle taklalar attırdık öyle falsolar aldırdık ki anlatsam buradan aya köprü olur.
    bana emlak piyasası/emlakçı jargonu ile benzerlikleri var gibi de gelmektedir bu arada.
    (bkz: yeşillikler içinde)

  • gecen gun zincirlikuyu'da kapi onumde acilmasin diye dua ettim. kapi onumde acilmasin da sonradan yavas yavas, insan gibi bineyim, ayakta gideyim diye dua ettim, ama acildi... ben, evet ben hayatinda karincayi bile incitmemis yasar usta, hic gozumu kirpmadan butun gucumle yanimdaki kekolari iterek oturdum. yani oturmusum. o kadar hizli gelisti ki sonradan bi baktim oturuyorum.

    butun gucunuzu kullanarak yaninizdakileri ittirmek ne demek arkadas? valla isteyerek yapmadim ama kaburgalarim kiriliyordu aminim.

    gunde iki defa, cogunlukla yogun saatlerde kullaniyorum bunu. yemin ederim insanliktan ciktim iki senede.

  • vuku bulduğu takdirde

    türkiye'nin çalışan nüfusunun %90'ı gibi;
    08:00-18:00 mesaisinde çalışıyor ve
    06:15'de uyanıyor
    06:45'de servise biniyor
    07:40'da işte oluyor,
    18:15'de dönüş servisine biniyor,
    19:00'da evde oluyor
    ertesi gün de işe gidebilmek gereken akşam yemeği, bulaşık, yıkanma vs işlerden sonra sabah 06:15'de uyanabilmek için
    22:30'da yatıyorsanız

    kendinize ve sevdiklerinize günde 1 - 1,5 saat kalmasına yol açan durum, hal, vaziyet.

    ecnebilerin 150 sene önce ölümüne karşı çıktığı * * bu döngüye karşı çıkmak için örgütlenmeyen;
    örgütlenmeyi bırakın, buna karşı çıkmak aklına gelmeyen kişilerin, başka herhangi birşey için kendi başına örgütleneceğine ben inanmıyorum arkadaşım.

    arap baharıymış da, pikeykey'miş de, özgürlük isterlermiş de, ..

    hıı, anlatın anlatın, heyecanlı oluyor.

    ilave: o 1-1,5 saat de, çalışmanın erdeminin, burjuva ahlakının, zenginlik-yoksulluğun kader olduğunun, zenginken mutsuz; fakirken mutlu olunabileceğinin, işveren kısmısının da ne büyük dertleri olduğunun, kapitalizmin bakış açısının, işi olduğuna şükretmek gereğinin, işsizlik tehdidinin, işsizlik tehdidinin, işsizlik tehdidinin vs mütemadiyen beyinlere çakıldığı (taşı delen suyun gücü değil sürekliliğidir) dizileri izlemekle geçiyor.