hesabın var mı? giriş yap

  • kılıçdaroğlu ile çıkardım ki kirasını faturasını günü gününe öder, dert yaratmaz gibi.

    ince ile çıksam bu eve paso karı kız getirir, içer, dağıtır, bulaşıklara el sürmez gibi. “olm muharrem gel bir konuşalım şu evin durumunu” dediğimde de demagoji yapar, kafa bırakmaz gibi.

  • internetten alıp çok beğendiği bilgisayarı, annesinin işten çıkarılması sonucu iade etmek zorunda kalan genç arkadaşımız çaresizce, alınca çok beğendiğini yazdığı yorumu editleyerek içini dökmüş.

    ---------------------------------------------------------------------------------------------

    sonuç edit: genç arkadaşımız ve kardeşine birer adet laptop hediye edilmiş. görsel

    kanıt

    edit:
    herkese çok çok teşekkür ederim, kardeşimize ulaşılmış ve sevdiği bilgisayar hediye edilmiş. bir gencin yüzünü güldürmek için çabalayan herkes umarım hayatı boyunca bu şekilde güler..

    monster'a attığım mesaj ve cevapları

    kanıt

    zorunlu edit: artık mesaj atmayın iyi pr diye. vicdansız olmayın. ben çocuğu tanımam, monster notebook da umrumda değil iyi ürün olup olmaması. ben twitterda gördüm ve trendyola girip ürünü aratıp yorumu buldum ve doğruluğunu teyit ettim. empati yapın biraz. ben de ilk bilgisayarımı kebapçıda çalışarak 14 yaşında aldım, o anki mutluluğumu asla unutamam. beş dakikamızı alan entry ile bir çocuğu sevindirebildiysek ne mutlu bize. biraz insan olmaya çalışın, biraz.

    ---------------------------------------------------------------------------------------------

    görsel

    kanıt niteliğinde ürünün link aşağıdan yorumu görebilirsiniz.

    burada paylaşmamın sebebi, monster notebook veya trendyol bunu görüp bu güzel kardeşimize bilgisayarı hediye edip sevindirmesi. bizler de elimizden geldiğince duyuralım, umarım olur.

    --- spoiler ---
    ben çok sevdim bu bilgisayarı. kardeşim laptopa fatmagül ismini koydu .d çok memnunum gerçekten bir tane oynuyor ama bizde o tuşu kullanmamaya çalışıyoruz. ekran klavyesi var ordan tıklıyoruz boyut de tavsiye ederim başlata erişim kullanımı menüsünde.çok güzel bilgisayar. gezinme..komilik yapmak 2.5 yılda kazandığım parayla aldığım laptopu siparişimin 11. gününde annemin işten çıkarılması gerekmek gerçekten çok acıttı canımı. bunu niye anlatıyorum bir fikrimde yok ama çok dokundu kalbime. oyun oynarken bugün burda yorumumu düzenlemek çok kötü hissettirdi.saat sabah 7.30 oldu ve hala atamadım içimden. biraz abartıyorsam kusura bakm ayın. hiçbir arkadaşıma söyleyemedim bende buraya dökmek istedim içimi. nasılsa ismim gözükmüyor. bu arada duygu sömürüsüne sürüklendiğinde iyice muhabbet farkım ama idare edin .dd birde saf gibi kardeşimle sınava girmek için bilgisayarlarını kullanarak komşuya laptop aldık dedim. ne vardı dilimi tutsaymışım :) en kötüsüde bilgisayarını sadece sınav zamanı komşu bilgisayar bozulacak diye kardeşimi korkutuyormuş. bilgisayarıda windows xp nasıl bozulacaksa. bilgisayarını kullandığımız için para da almıyor ve o para almadıkça bizde bir gebe kalıyoruz. sürekli bi mahçupluk sürekli bir eziklik sürekli bir altta kalma. toparlamak gerekirse pandemi bittiğinde gece gündüz çalışıp bu bilgisayar alıp buraya tekrar yorum yapıcam. son son olarak 8gb rem olması çok iyi. çok hızlı laptop mutlaka alın. herkese iyi günler.
    --- spoiler ---

    bir yardım kuruluşunun kampanyası varmış, buraya bırakıyorum

  • buna inanan net aptaldır.

    1 ortada henüz uçan bir uçak yok, peşinen bu kadar net konuşmak şov yapmak demektir.
    2 henüz ambargolar kalkmadı ve uçağa motor yok, motor olmadan bu proje hayal olur. hayatında hiç motor üretmemiş bir ülkenin 5. nesil uçağa jet moturu yapacağına inanmak aptallıktır.

    biz de isteriz tabii ki ülkemizin her ürünün en iyisini yapmasını ama bu işler öyle kolay değil. gidin evinizde sevinin.

    her seçim öncesi bir savunma sanayi projeleri çıkıyor, milli uçak hangardan çıkıp bir kıçını başını oynatıp geri dönüyor, altay tankı 3 aya kalmaz seri üretime geçiyor falan filan. hala bunlara inanan varsa allah yardımcısı olsun.

  • kişilere parti ve parti başkanlarının ismi söylenmeden açık uçlu olarak hangi partiye oy vereceksiniz sorusu sorulduğunda seçmenlerin oy verecekleri partiler (kararsızlar dağıtıldıktan sonra)
    akp %29,1
    chp %27,2
    iyip %13,8
    hdp %9,8
    mhp %7,3
    deva %4,7
    gelecek %2,2
    saadet %1,6
    dp %1,1
    tip %1
    memleket %0,9
    diğer %1,3

    parti ve parti başkanlarının isimleri kişilere söylendikten sonra seçmenlerin oy verecekleri partiler (kararsızlar dağıtıldıktan sonra)
    akp %28,3
    chp %26,6
    iyip %14,1
    hdp %9,6
    mhp %7,1
    deva %5,8
    gelecek %2,7
    saadet %1,3
    dp %1,1
    tip %1
    memleket %1,3
    diğer %1,1

    2. turda hangi adaylara oy verirsiniz?
    meral akşener %54 / tayyip erdoğan %46
    kemal kılıçdaroğlu %54,2 / tayyip erdoğan %45,8
    ekrem imamoğlu %59,5 / tayyip erdoğan %40,5
    mansur yavaş %58,1 / tayyip erdoğan %41,9

    erken seçim yapılmalı mı?
    evet %58,7
    hayır %30,8
    kararsız %10,5

    yapılacak seçimde tayyip erdoğan'ın tekrar cumhurbaşkanı seçilmesini ister misiniz?
    evet %34,2
    hayır %54,9
    kararsız %10,9

    hükümeti/cumhurbaşkanını kaçak göçmen konusunda başarılı buluyor musunuz?
    evet %17,2
    hayır %75,9
    kararsız %6,9

    ekonominin yönetilmesi konusunda hükümeti/cumhurbaşkanını başarılı buluyor musunuz?
    evet %27,9
    hayır %65,1
    kararsız %7

    orman yangınlarıyla mücadele konusunda hükümeti/cumhurbaşkanını başarılı buluyor musunuz?
    evet %24,9
    hayır %62,3
    kararsız %12,8

    seçmenin oy verme davranışını en çok etkileyen faktörler
    partilerin ekonomi politikaları %77,5
    mülteci/kaçak göçe karşı partilerin politikaları %75,2
    partilerin hukuk ve demokrasi konularına bakışı/tutumu %66,3
    parti liderleri/adayları %64,2
    partilerin ideolojileri %64
    partilerin eğitim politikaları %63,1
    partilerin sağlık politikaları %54,2

    araştırma 2460 katılımcı ile 21-28 ağustos arasında yapılmıştır. katılımcılar son cumhurbaşkanlığı seçimine uyumlu olarak seçilmiştir.
    araştırma 26 il ve bağlı köy/mahallelerde, kent/kır dağılımına uygun şekilde, yaş/cinsiyet/eğitim/gelir kotalarına uyularak yapılmıştır.

    avrasya anket kaynak
    23 derece

    kişilere parti ve parti başkanlarının ismi söylenerek sorulduğunda kararsızlar dağıtılmadan önceki anket sonucu
    akp %24,3
    chp %22,8
    iyip %12,1
    hdp %8,2
    mhp %6,1
    deva %5
    gelecek %2,3
    saadet %1,1
    dp %0,8
    tip %1,1
    memleket %1
    diğer %1
    kararsız %14,2

    edit:
    kişisel yorumum:
    çoğu anket şirketi kararsızların %75'e yakınının muhalefete yakın olduğunu söylüyor. seçim zamanı ekonomi düzelmezse bence de kararsızlar muhalefet partilerine oy atacaklar.
    14,2'lik kararsız oyun %25'ini cumhur ittifakına yazarsak 24,3+6,1+3,55=33,95
    kararsızların %75'i 10,65 puan ediyor bunun da %75'ini millet ittifakına yazarsak millet ittifakı %43,68 çıkıyor.
    seçimin olacağı güne ülkedeki sorunlar (özellikle ekonomi ve sığınmacı sorunu) çözülmeden gidersek bu tabloya göre millet ittifakı oy oranı %48'lere yaklaşıp mecliste 301 vekil sayısına (salt çoğunluğa) ulaşabiliyor. millet ittifakı oyu seçime kadar artmasa bile mevcut seçim sisteminde diğer muhalefet partilerinin bazılarının ittifaka katılmasıyla %50 oy oranına ulaşılabilir. cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ise gösterilecek adaya göre muhalefet oldukça avantajlı durumda.
    son olarak 128 milyar dolar nerede?

  • acun ılıcalı'nın bütün bunları (bekarlığa veda partisi, düğün, selfieler, hatta "ben şeyma'nın peşinden koştum" şeklinde açıklamalarını) kızı için yaptığı çok belli.
    o kız ilerde büyüyecek, annesi yüzünden okulda, sosyal hayatında geyik malzemesi olacak, basında çıkan haberleri okuyacak, eziklik hissedecek diye ilişkinin adını koyuyor. anneyi aklamaya çalışıyor.
    çünkü normal şartlarda acun ılıcalı'nın değil şeyma, bu yaştan sonra kimseyle evlenecek, bütün bu instagram/düğün/"mrs ılıcalı"/"bride :))" tırı vırılarını çekecek bi adam olduğunu zannetmiyorum.
    adam sadece "kız babası"
    ne kalbi, ne "a&ş"si, ne düğünü allaasen.

  • tarihteki ilk imparatorluk / akkadlar

    akkad hanedanının iktidara gelmesiyle (mö 2335 - 2154), ön hanedanlar döneminin tümünü niteleyen şehir devleti boyutunun aşıldığına ve tarihte ilk imparatorluk olarak bilinen devre geçildiğine tanık oluruz. ancak bu faslın incelenmesini zorlaştıran faktör, başkent akkad'ın yerinin henüz belirlenmemiş olmasıdır. dolayısıyla bu konuda güneyde nippur, adab, umma ve girsu; doğuda diyala nehrinin vadisinde tutub ve eşnunna (bkz: tell asmar); daha kuzeyde ise gasur (bkz: yorgan tepe), yukarı habur'un kıyısında tell brak ve tell mozan, elam konfederasyonunda susa gibi merkezlerde ele geçen belgelere dayanan ve çevresel olarak niteleyebileceğimiz bir nokta-i nazar ile yetinmek durumunda kalırız. yine, bu döneme ait kral yazılarının da sayısı çok azdır; çünkü ekseriyeti sargon krallarının, kraliyetin tanrı enlil tarafından meşru olarak bahşedildiği dini merkez nippur'daki ekur'a adadığı, günümüze ulaşmamış heykellerin ve başka adaklık objelerin üzerine oyulmuştur. bu yazıtlardan geriye neyse ki ağırlıklı olarak eski babil döneminde (mö 19 - 17. yüzyıllar) nippur katipleri tarafından kil tabletler üzerine sabırla işlenmiş kopyaları kalmıştır. tarihi bilgiler edinme açısından güvenilir olmayan, ancak kraliyet propagandası açısından kıymeti harbiyesi pek bir ehemmiyet teşkil eden akad krallarının efsaneleri; birkaç yüzyıl sonrasına ait, mezkur hanedanın hükümdarları hakkında anekdotlar içeren edebi metinlerdir. bu efsaneler arasında hanedanın kurucusu hüviyetindeki sargon'un (mö 2335 - 2279) anadolu'daki bir seferinden ilham alınan savaş kralı öne çıkar. mevzubahis eser assur ve ninova kaynaklı kopyalarının yanı sıra, mısır'da firavun akhenaton'un (mö 1353 - 1335) başkenti el amarna'da bulunan tabletler ve hitit dilindeki bir kopyası sayesinde tanınır. hanedan ile ilgili gelişen ve yorumlanması zor olan sözde "tarihi kehanetler" konusunda da benzer şüpheler söz konusudur; kurban edilmiş hayvanların iç organlarının yorumlanmasına dayanarak öngörüde bulunmaya çalışan bu metinler, akkad krallarının saray entrikaları ve bazı savaşları konusunda bilgiler içerir. bereketli hilal'in dört bir tarafındaki yerel memurlar tarafından yazılmış tarihi açıdan güvenilir olan mektuplar ise örneğin; zagros dağlarında yaşayan ve bilahare imparatorluğun çöküşüne katkıda bulunacak olan guti halkı hakkında ilginç bilgilere sahiptir. sargon ile halefleri sayesinde mezopotamya'nın tamamı ilk defa bir sami hanedanının hakimiyeti altına girer ve bölgede adını başkentten alan ilk akkad dili konuşulur. akkadca, mö 2. ve 1. binyıllarda arapçanın ve ibranicenin uzak akrabaları olan babil ve assur dillerinin de türeyeceği temel diyalekti teşkil eder. ön hanedanlar döneminin tamamı boyunca bilhassa orta ve kuzey babil'de sami soyundan halkların var olduğu kanıtlanmıştır. özellikle babil'in güneyinde konuşulan sümer dili mö 3. binyıldan itibaren kaybolmaya başlayacak ancak ortaçağda latincenin rolüne benzer şekilde mezopotamya tarihinin tamamı boyunca kült ve kültür dili olarak varlığını sürdürecektir. akkad hanedanının kendini kabul ettirdiği bir buçuk yüzyıl toplamda hem ikonografik temsiller, hem idare, hem de kraliyet ideolojisi açısından "gelenekle kopuş dönemi" olarak da nitelenebilmektedir.

    akkad imparatorluğu'nun gücünün ardında askeri üstünlüğünün yattığına şüphe yoktur ve söz konusu faikiyeti yaratan (doğrudan kralın hizmetinde çalışan ve ok - yay ile savaş baltası kullanımında uzman olan askerlerden müteşekkil profesyonel bir ordu) ise sargon'dan başkası değildir. sargon'un zaferleri onuruna işlenen bir yazıtta şöyle yazmaktadır: "sargon, kral: enlil ona rakip vermedi, 5400 erkek her gün ekmeğini onun önünde yer". bu insanların imparatorun, hiyerarşik olarak düzenlenmiş sayısız taburdan oluşan ordusunun çekirdeğini teşkil ettiği sanılmaktadır. mezkur maaşlı birliklerin, ön hanedanlar devrinin lagaş kralı eannatum'a ait akbabalar steli'nde görüldüğü üzere kalkanlı ve uzun mızraklı çiftçilerden oluşan sümer falanksına karşı fazla zorlanmadığı aşikardır. keza sargon'un kral yazıtlarında daima askeri fetihler vurgulanır ve mezopotamya krallarının karakteristik faaliyetlerinden olan tapınak veya kanal inşasına çok az yer verilir. orduyu oluşturan profesyonel askerlere kısmen yenilgiye uğratılan halkların elinden alınan, kısmen de, hanedanın ikinci kralı maniştuşu'nun günümüzde louvre müzesi'nde bulunan dikilitaşında da görebileceğimiz üzere, piyasa fiyatına alınan araziler verilmiştir. söz konusu yazıtta orta babil'de kral tarafından bir dizi büyük aileden satın alınmış, toplam 3.500 hektarlık çeşitli arazilerden söz edilmektedir. bu sistem bazı açılardan, kral ile ordu arasındaki ilişkinin güçlendirilmesini amaçlayan feodal vassal sistemini andırır.

    tahta çıkışı konusunda kesin bilgilere sahip olmamak ile beraber hem daha geç dönemlere ait efsanelere hem de sümer kraliyet listesi'ne göre sargon, kiş kralı uzbaba'nın sarayında saki iken tahtı ele geçirmeyi başarmıştır. çağdaş yazıtlara göre mevzubahis kentin yeniden iskan edilmesinin akabinde (sargon'un torunu naram-sin döneminde) akkadlara karşı bir konfederasyona katılması ise ihanet eylemi olarak kabul edilmiş ve şehir şiddetli bir biçimde cezalandırılmıştır.
    akkad imparatorluğu'nun yükselme döneminde bir başka kadim sümer şehri olan adab da, muhtemelen tabi olduğu uruk kralı lugalzagesi'ye karşı çıkabilmek amacıyla sargon'u destekler görünmüştür. askeri girişimler önce babil'in güneyini hedef almış ve sargon'un yenilgiye uğrattığı lugalzagesi, zincirlenerek enlil'in nippur'daki tapınağının önünde sergilenmiştir. ardından sargon, gılgamış adlı epik şiirde de bahsedildiği üzere uruk şehrinin gurur kaynaklarından biri olan kent surlarını yok etmiş ve devamında ur, lagaş, umma gibi şehirler de sargon'un gazabından kurtulamayarak uruk ile benzer bir kaderi paylaşmışlardır. tüm bu fetihlerinin ardından sargon, sembolik bir hareket ile "kanla kirlenmiş ellerini" denizde (bkz: basra körfezi) yıkadığını ilan etmiştir. son olarak ise yerel kralların yerine güvendiği valiler atayacaktır. daha önce eşi benzeri görülmemiş bu davranış bir yandan akkad krallarının gücünü gösterirken, diğer yandan da güç uygulamadan bölgenin kontrol altında tutulmasının imkansızlığına işaret etmektedir. bu gelişmelerin akabinde sargon, fırat nehri'ni takip ederek suriye'de mari'ye kadar çıkacak ve ardından ebla'ya, lübnan'ın sedir ormanlarına ve toros'un gümüş renkli dağlarına ulaşacaktır. bu sayede yeni doğmakta olan imparatorluğun ihtiyaç duyduğu kaynakları sağlayacak tüm stratejik ticari rotaları kontrol altına alınmış olur.
    mö 3. binyılda babil'in en önemli istikrarsızlık unsurlarından biri olan elam konfederasyonu'na karşı da muhtelif zaferler elde eden sargon'un haleflerinin görevi, akkadların kontrolü altındaki toprakları muhafaza etmek ve dahi genişletmek olacaktır. sargon'un oğulları maniştuşu ve rimuş hem güneydeki şehirlerde, hem de elam konfederasyonu'ndan aldıkları yerlerde sürekli olarak isyanlar ile karşı karşıya kalacaklar ve mezkur alanları daha iyi kontrol edebilmek adına bölgede askeri üsler oluşturacaklardır. burada gerçekleşen ve tarihte "büyük isyan" olarak bilinen en önemli olay maniştuşu'nun oğlu naram-sin'in iktidarının ikinci yarısında gerçekleşir. babil'in belli başlı tüm merkezleri, akkad hakimiyetinden kurtulmak adına kiş ve uruk'un liderliğinde iki müttefik grubu oluşturmuş ancak bir yıl içerisinde gerçekleşen 9 askeri harekatın sonucunda naram-sin önderliğindeki akkadlar, isyancıların tüm liderlerini esir alarak ayaklanmalara son vermiştir. elde edilen zaferlerin ardından akkad halkı, sümer - akkad tanrılarına danıştıktan sonra naram - sin tanrı ilan etmiş ve onun onuruna akkad'da bir tapınak inşa etmiştir. kuzeye yapılan seferler ile birlikte akkadların hakimiyeti ebla'ya kadar uzanmış ve yazıtlara göre naram sin nagar'da kendisine bir saray inşa ettirmiştir. bu gelişme aynı zamanda akkadların, bulundukları coğrafyadaki uzun soluklu askeri hakimiyetine tanıklık etmektedir.

    naram- sin, silahlarının ulaşamadığı yerlerde evliliğe dayalı ittifak politikaları uygulamış ve kızı taram-agade'yi, toros dağları boyunca ve ötesine uzanan hurri krallığı'nın başkenti urkeş'in hükümdarına gelin olarak vermiştir. ayrıca iran yaylasında yer alan markhaşi krallığı'nın bir prensesinin naram-sin'in oğlu şarkali-şarri'yle evlendiği ve ortak düşmanlara karşı beraber hareket etme konusunda adı belli olmayan bir elam kralıyla ittifak antlaşması yapıldığı da yine bilinenler arasındadır. bu dönemde akkad imparatorluğu'nun sınırları "aşağı denizden (bkz: basra körfezi) yukarı denize (bkz: akdeniz) dek" uzanmaktadır. ancak bölge hiçbir vakit tamamıyla barış içerisinde olmayacak ve nitekim şar-kalli-şarri döneminin ilk yarısında çöküş emareleri kendini göstermeye başlayacaktır. ahvalin bu şekilde hasıl olmasında hem istikrarsız iç politika, hem barbar halkların saldırıları hem de umma ile adab başta olmak üzere güneydeki bazı şehirlerin akkadların sosyal dokusuna nüfuz etmeleri başlıca rol oynamıştır. imparatorluğun sonlarında yaşanan anarşi döneminde ise sümer kraliyet listesi'nde belirtilen "kim kraldı ? kim değildi ?" cümlesi durumu özetler niteliktedir. nihayetinde akkad imparatorluğu gittikçe küçülecek ve ülkeyi 40 yıl daha yönetecek olan dudu (mö 2189 - 2169) ile şu-taral (mö 2168 - 2154) gibi son kralların döneminde yeniden, başladığı noktada olduğu gibi, eyalet boyutunda bir merkez olacaktır.

    sargon ile torunu naram-sin'in başarıları, mezopotamya'da kraliyetin ifade edilme biçimleri üzerinde uzun bir süre boyunca etkili olmuş ve onlardan sonra gelen hükümdarlar açısından bir referans noktası teşkil etmiştir. kraliyet propagandası akkad imparatorluğu döneminde büyük ilerlemeler kaydetmiş ve beynelmilel imparatorlukları gerekçelendiren ideolojik araçlar yine, bu zaman zarfı içerisinde inşa edilmiştir. sargon, kadim ön hanedanlar dönemi kiş şehri kralı unvanını akad kültürü içerisinde yeniden yorumlamış ve kendini sar kissatim yani "bütünün kralı" ilan etmiştir. bunun yanı sıra lugalzagesi'yi yenilgiye uğratmasının akabinde sıfatlarının arasına uruk şehrinin koruyucu tanrısı olan an'ın rahibi titrini de ekleyen sargon son olarak, yukarıda da bahsini geçirdiğimiz üzere, çocuklarının evlilikleri yoluyla kurduğu ittifaklar sayesinde hanedanını inanna / iştar ve ay tanrısı nanna / sin ile ilişkilendirmiştir.

    bütün bu gelişmeler, akkad krallarının sayısız yazıt bıraktığı nippur'daki tanrı enlil'in meşru hakimiyet beyanlarıyla bir arada ele alındığında akkadların sümerlerin elindeki güneyde egemenliklerini kabul ettirme amacı taşıdığı açıkça görülmektedir. asıl ideolojik kırılma ise naram-sin'in kendisine "(dünyanın) dört bir tarafının kralı" unvanını uygun görmesiyle ve "büyük isyan"da kazandığı zafer sonrasında adının başına, daha önce mezopotamya'da eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, tanrısal adlara özgü belgili tanımlık getirmesiyle gerçekleşir. naram-sin ikonografik düzeyde kendini, adını ondan alan ünlü stelinde devasa boyutta ve başında tanrılara özgü boynuzlu bir başlık ile tasvir ettirmiş, bu arada tanrılar da kişiselleştirilmiş yıldız sembollerine indirgenmiştir.

    konuya dair daha fazla bilgi edinmek isteyenlere leoard w.king'ten sümer ve akad tarihi, jean bottero ile samuel noah kramer'dan mezopotamya mitolojisi ve umberto eco'dan antik yakındoğu adlı eserleri tavsiye ediyorum.