hesabın var mı? giriş yap

  • herkes kötü diyor, adice diyor, çirkin diyor tamam ama beynine nasıl söz geçirebileceğini söyleyemiyor kimse. aksi de mümkün olmuyor işte kimi zaman. misal benim kira borcum 3 olmuş, ev sahibim gitmiyor aklımdan, gitmiyor amk. ne yapayım lan ne yapayım ben, manitayı mı terk edeyim, ne edeyim. konuşurken herkeste laf bol tabi.

  • abi şaka mısınız aaaa? şampiyon mu yaptı, avrupa'ya mı taşıdı bu çocuk takımı naptı? hahahahah

  • epa'ya göre doğada 6 farklı tipte bulunabilen silikat minerallerinin genel adıdır asbest. her ne kadar kimyasal yapıları farklı da olsa; tüm asbest tipleri benzer biçimde her biri birer iğneyi andıran uzun, ince, lifsi kristallerden meydana gelmektedir.

    asbest türlerinin tamamı kanser yapıcıdır. osha yönetmeliklerine göre havada serbest haldeki asbeste maruziyet üst limiti 8 saatlik süre boyunca 0.1 f/cc (santimetreküp başına 0.1 fiber) olarak belirlenmiş olmasına rağmen, esasında asbestin tıbben güvenli bir maruziyet üst limiti bulunmamaktadır. diğer bir deyişle asbestin hoş görülecek, makul bir değeri yoktur.

    birbirlerinden kolaylıkla ayrılarak havaya dahi karışabilmelerine rağmen tek başlarına oldukça sert yapıda olan asbest lifleri, vücut tarafından hiçbir şekilde bertaraf edilememektedir. hayatının herhangi bir döneminde kısa süreli dahi olsa asbeste maruz kalmış herhangi bir kimsenin, ömrünün geri kalan kısmında solunum problemleri ile karşılaşma riski oldukça yüksektir.

    asbest, solunum yoluyla maruz kalınması durumunda akciğer zarı kanseri*, asbestoz* ve akciğer kanseri* oluşumuna zemin hazırlar. deri ya da göz ile teması durumunda tahrişe sebep olur. cilt ile teması durumunda kana karışabilen asbest bu yolla karın zarı kanserine* de sebep olabilmektedir. asbest liflerini temas ettiği vücut dokusundan tamamıyla arındırmanın bir yolu yoktur. kısaca asbest maruziyeti geri döndürülemez, telafi ve tedavi edilemez.

    yüksek mukavemet, ısı yalıtımı, elektrik yalıtkanlığı, yanmazlık, esneklik, düşük maliyet gibi birçok mucizevi artısı olması sebebiyle geçmişte oldukça popüler bir yapı malzemesi olan, 1930 ila 1970 yılları arasında tüm dünyada yoğun miktarda kullanılmış olan, sıradışı avantajları sebebiyle inşaat sektörünün yanı sıra fren diskinden tost makinesine, buzdolabından aspiratöre kadar birçok ürünün imalatında tercih edilmiş olan asbeste günümüzde ne yazık ki hala birçok meslek grubu çalışanı maruz kalmaktadır. adao verilerine göre, amerika birleşik devletleri'nde görülen tüm meslek kaynaklı kanserlerin %54'ünün sorumlusu asbesttir.

    asbest maruziyetini minimuma indirmek amacıyla kullanılması elzem olan başlıca koruyucu ekipman respiratördür. kullan at maskelerin yanı sıra değiştirilebilir kartuş ve filtreli respiratör modelleri de bulunmaktadır. suratın tamamını ya da yarısını koruyan tekrar kullanılabilir respiratörler ile birlikte maruziyete uygun filtrenin de ayrıca seçilmesi ve satın alınması gerekmektedir. bir maskenin ya da respiratör filtresinin kişiyi asbestten koruyabilmesi için amerikan niosh standartlarına göre p100, yahut avrupa standartlarına göre p3 sınıfına ait olması gerekir. bir filtrenin bu iki sınıftan birinde olması, havada bulunan .3 mikrondan büyük herhangi bir zerrenin %99.95 ihtimalle filtre tarafından tutulacağı anlamına gelir. p2, p95 gibi daha düşük sınıflardaki maske ve filtreler asbest maruziyetine karşı koruma sağlayamaz. dolayısıyla, asbestten koruması amacıyla maske satın alırken p100, p3, fffp3 sınıflarından birine ait olup olmadıkları kontrol edilmelidir. kimi filtreler açık halde bulunup suya ve dış etkilere karşı korunmasız bırakılmış iken, kimi kartuşlu modeller filtreyi ıslanmaktan korumakta ve bu sayede daha uzun bir kullanım ömrü vadetmektedir. respiratörün, kullanım esnasında içeriye hiçbir yerden hava sızdırmaması gerekmektedir. bu sebeple doğru boyutta respiratör satın almak büyük önem arz etmektedir. respiratörün surata tam olup olmadığını anlamak için test kitleri mevcuttur. aynı kaygılardan ötürü, sakalları kesmeden respiratör kullanmak naifliktir, trajikomiktir.

    aşağıda 3m tarafından üretilen ve önerilen bazı respiratör modellerinin linkleri bulunmaktadır. moldex, honeywell north gibi diğer markalara ait modellere de bakılabilir. bunların bir kısmı türkiye'de iş güvenliği malzemesi satan firmalardan temin edilebilirken, bir kısmı yalnızca yurt dışından temin edilebilir durumdadır.

    3m 6000 serisi
    3m 7500 serisi
    3m 2091 respiratör filtresi
    3m 60921 respiratör kartuş/filtre
    3m 9332 kullan at tipi maske

    her kullanımdan sonra respiratörün durumunu kontrol etmek ve temizliğini yapmak gerekmektedir. temizlik işlemi titizlikle yürütülmelidir. öncelikle respiratör üzerindeki kartuş veya filtre çıkarılmalı, devamında respiratör 50 dereceyi geçmeyen temizlik solüsyonuna daldırılmalı, daha sonra çamaşır suyu eklenmiş suya daldırılarak dezenfekte edilmeli ve durulanarak kurumaya bırakılmalıdır. bu, 3m firmasının kendi web sitesinde önermiş olduğu temizlik prosedürüdür.

    bir filtre, artık rahat biçimde nefes almanıza engel olmaya başlamış ise o filtrenin ömrünü doldurduğundan emin olabilirsiniz. öte yandan, herhangi bir biçimde hasar görmüş bir filtreyi kullanmak asbest maruziyetine davetiye çıkarmaktır.

    asbestten tam anlamıyla sakınabilmek için yüzün tamamını kapatan bir respiratörün yanı sıra koruyucu giysi ve eldiven de kullanmak gerekir. asbest ile kontamine olan kıyafetlerden kurtulmadan evinize giremezsiniz. havada serbest halde bulunan asbest rüzgar ile olduğu kadar insanların kıyafetlerine tutunarak da taşınır. sözgelimi, asbestli ortamda çalışmak durumunda kalan bir kimse yeterli önlemi almadığı takdirde evde kendisini bekleyen ailesinin sağlığını da tehlikeye atar. hiçbir önlem almadan 6 ay boyunca asbeste maruz kalan bir işçinin ilkokula giden çocuğu, geleceğin akciğer hastalıkları adayıdır.

    eğer ölçümler gerçeği yansıtıyor ise ankara'da meydana gelen bu felaketten maske kullanarak, filtre sipariş ederek, camları kapatarak paçayı kurtaramazsınız. göz göre göre bu zehre maruz kalmak delilik, çocukları bu zehre maruz bırakmak caniliktir. ankara halkının bu akıl tutulmasınan bir an evvel sıyrılıp eyleme geçmesi gerekmektedir. ilgili kurumlar, bugünden itibaren her gün şehrin muhtelif yerlerinden numuneler almak, ölçümler yapmak ve kamuoyunu bilgilendirmek mecburiyetindedir. maltepe'deki sıfır noktasının etrafındaki dört kilometre çaplı alanda yaşayan insanlar bir an evvel tahliye edilmelidir ve bölge karantina altına alınmalıdır. ankara'da insanlık suçu işlenmiştir, sayısız insanın ciğerlerine hastalık tohumları ekilmiştir ve maruziyet hala devam etmektedir. sorumlulular yargılanmalıdır.

    kaynakça:
    https://www.cancer.gov/
    https://www.epa.gov/asbestos
    https://www.asbestos.com/
    https://mesowatch.com/
    https://www.mesothelioma.com/

  • bu ülkede on yıllarca sömürülen, günde 16 saat hayvanlar gibi çalışıtırıp 2 kuruş ekmeğe muhtaç edlien, sonrasında sırf patron istediği diye kapının önüne konan milyonlarca insan varken japonya ile karşılaştırılmasına oldukça güldüğüm beyanat. japonya'daki işçi özlük hakları ve hayat standartları türkiye'de olsa hiç kimse işini bırakmak istemez.

    edit: imlâ

  • evleniyorum diye paylaşım yapmış instagram hesabından. ben de "kimle evleniyosun kız :)" yazdım. engellenmişim eheheh.

  • irak'ta 1,5 milyon insan ölür, bu katliamın en büyük ortaklarından biri de katillere üs sağlayan türkiye'dir, bu dinci sadece dergilerinde "dualarımız seninle ırak" demekle yetinir. şefi ise "abd askerlerinin sağ salim ülkelerine dönmesi için dua eder. (bkz: abd askerleri için dua ediyorum)

    lübnan israil tarafından yerle bir edilir, yüzlerce sivil insan katledilir, bu dinci "israil siyonizminin müslüman düşmanlığından" bahseder maklubesini yerken geğirikler eşliğinde. şefi ise katliamın sorumlularından olan ehud olmert tarafından "ortadoğu'da örnek lider" ilan edilir.

    filistin halkı katledilir, topraklarından sürülür, "ah mescid-i aksa gölgende bir namaz kılabilsem" temalı şiirler paylaşır facebook'tan bu yobaz; şefi ise israil pilotlarının konya'da eğitilmesine daha düne kadar olur vermiş, eli kanlı katilleri meclislerinde konuşturmuştur. (bkz: şimon peres)(bkz: ariel şaron) http://dunyadanceviri.files.wordpress.com/…aron.jpg

    işte bu güzide dincimiz beni hiç şaşırtmayan riyakarlığıyla irak'ta, lübnan'da, filistin'de arap halkını satan bir lidere taparken bir yandan hesaplaşmayı ahirete saklamayı salık verir tabanına ama nedense konu suriye olunca birden oldukça dünyevi talepler dile getirmeye başlar. türk ordusu suriye'ye girsin diye kampanyalar düzenler. gerekirse sınıra dayanır. (bkz: türkiye ordusu suriye'ye girsin)(bkz: suriye için sınırlara dayanıyoruz)

    dikkat edilirse ilk işgallerde duadan, namazdan başka zıkkım bilmeyen bu yobaza göre orada ölenler de insan oldukları için değil müslüman oldukları için değerlidir.

    sevdiği mücahitçikleri "suriye'yi alevi mezarlığı haline getireceğiz" derse "anladığınız dilden açıklama" der.
    canı mücahitçiklerinin türkiye ve katar tarafından fişteklendiği ortaya çıkarsa "esad'a karşı ne yapsalardı, oturup bekleseler miydi?" der.
    abd müdahalesini evla görür, nato'nun gözünün içine bakar.

    sonra açıp facebook'unu "tabii suriye'de petrol yok ya onun için müdahale etmiyorlar" diye döşenir.

  • temel, hac farizasını yerine getirmek üzere eşi fadime'yi de yanına katıp kabe'ye gitmiş.

    sıra şeytan taşlamaya gelince fadime kocaman taşları alıp iblise fırlatıyor. her seferinde daha büyük bir hınçla koca koca taşları alıyor, "kör gözüne şeytan" diyerek fırlattıkça fırlatıyor.

    elinde taş kalmayınca ayakabısına eğilip çıkarıyor.

    tam fırlatacakken temel yetişip kolundan tutuyor ve sinirli bir şekilde, "sen ne yapıyorsun?" diye soruyor.

    panikleyen fadime, "şeytan taşlıyorum ne yapacağım?" diyebiliyor ancak.

    aldığı cevaptan tatmin olmayan temel iyice hiddetleniyor: "ula manyak mısın kadın? sen bunun kim olduğunu biliyor musun?"

    fadime, "kim olacak şeytan iştee" deyince önce "ya sabır" çekiyor, sonra hafiften kulağına eğilip akıl vermeye başlıyor:

    "ula gözünü seveyim beni çıldırtma! taşladığın şeytan bir zamanlar allah'ın en sevgili meleğiymiş. yarın onların arası düzelir, biz kötü oluruz. sen her ihtimale karşı taşları ölçülü at!"

    ...................

    belki daha önce burada yazılmış bir fıkra olabilir ama çalıştığım kurumda 15 temmuz darbe girişimi sonrası fetöcü olduğu için khk ile atılan vatandaşların bir bir geri döndüğünü ve çalışmadığı döneme ait maaşları da faiziyle aldığını görünce (ki kendileri net fetöcüydü) bu fıkrayı bir anımsamak, anımsatmak istedim. hatta dur bununla ilgili bir de başlık açayım.

    (bkz: fetöcülerin memuriyetlerine bir bir geri dönmesi)