hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    10k yılında teknoloji niye primitif diyenler olmuş. kitapta bunların açıklaması var ama filmde açıklama zahmetinde bulunmamışlar maalesef. açıklayıcı olacağını düşündüğüm hususlar:

    - geçmişte makine ve yapay zekaya karşı verilip zafer alınmış büyük bir savaş var (matrix'in tersi gibi düşünün) bu zaferden sonra “düşünen makinalar yapmak” yasaklanıyor. yani bilgisayar falan yok.

    - bilgisayarların yaptığı hesaplama işlemlerini yapması için “mentat” denen mutant zihinli insanlar yetiştiriliyor, bir nevi yapay seleksiyon ile bu tarz insanlar evriliyor. gözü arkaya kayıp akını çıkaran vezir kılıklı adamlar bu mentatlar.

    - gezegenden gezegene atlamak için o dev boru tünelini kullanıyorlar. ama uzay zamanı büküp oraya portalı açmak için gereken hesabı yapan bilgisayar yine yok. bu yokluğu gideren ise filmde “uzay loncası” diye geçen organizasyonun elindeki “navigator/seyrüsefer” denen, evrilip insanlığından çıkmış mutant yaratıklar. bu psişik garabetler (filmde görmüyoruz) yolu açmak için “baharat” ile kafayı bulmak zorundalar. kendileri kafa çekip alemlere giderken insanları da alemden aleme taşıyorlar.

    - hal böyle olunca tüm evren tek bir kaynağa bağımlı kalıyor. kaynak tekliği siyasette çoğulculuğu bitirip mevcut bir kaynağı elde tutanın muktedir olduğu emperyal ve feodal düzene geri dönüyor. serbest ticaretle burjuvazi getiremezsin ticaret baharata bağlı. yeni teknoloji icat etme motivasyonu yok çünkü yassak. merhaba galaktik ortaçağ.

    - vaktinde kalkan teknolojisi icat edilmiş. bu kalkanlar hızlı cisimleri durduruyor ama yavaş cisimler içeri girebiliyor. bu nedenle ateşli silahlar artık savaşlarda kullanılmaz hale geliyor ve kılıç hançer yeniden cephanelere geri dönüyor, yakın dövüş teknikleri savaşları domine ediyor.

    - lazer silahları kalkanlarla temas edince nükleer patlama gerçekleştiği için lazer silahları da rafa kalkıyor.

    işbu sebeplerden ötürü uzayda game of thrones izliyoruz.

    --- spoiler ---

  • bazı odalar vardır ki ne kadar toplansa da dağılmaları çok ama çok az zaman alır. genelde bu tip odalarda yatağın üzerinde giysiler, dolabın içinde kirliler, çalışma masasında boş tabak ve bardaklar, sandalye de ise bilimum spor eşyaları bulunur. işte bu tip odalar toplama üzerine dağılma özelliğine sahip olup, anne bu cebirde etkisiz eleman olabilmektedir.

  • --- spoiler ---

    05x14 yalın ve faraday benzerliğine de açıklık getirmiştir.

    eğer faraday annesinin sözünü dinleyip müzikten vazgeçmeseydi bütün bunlar yaşanmayacak ve faraday 2000'li yılların ikinci yarısında karşımıza yalın olarak çıkacaktı ve "bi bakmışın ben yokmuşum" diye çığıran bir insan olacaktı.

    --- spoiler ---

  • avac'in sitesine göre şu anda faz 3'de olan 4 tane hiv aşısı var.
    https://www.avac.org/vaccines/basics
    1-hvtn 702 or uhambo
    2 hpx2008/hvtn 705 or ımbokodo
    3-hvtn 706/hpx3002 or mosaico
    4- prepvacc

    bunlardan ilki(hvtn 702 or uhambo) 2020 şubat ayında başarısız olduğu açıklandı. fakat hala hasta takip işlemleri yapılmaktaymış.

    dördüncü aşı(prepvacc) ise faz 3'e covid-19 sebebiyle başlayamamış. bu bir aşı ve prep hapının birlikte kullanılmasından oluşan bir çalışma.

    sanırım şu anda en çok umut vaaden aşı "ımbokodo" aşısı. bu aşıya katılan 2,600 kişinin hepsi kadınmış ve bu sene tüm katılımcılar aşılanmış. bu aşı sadece afrika'da uygulanmakta ve arkasında johnson & johnson şirketi gibi bir dev de var. sonuçları 2023'de açıklanması bekleniyor.
    https://www.csrwire.com/…ne-with-the-imbokodo-study

    3. aşımız da mozaik denilen bir aşı ve imbokodo aşısı ile aynı metod ile geliştirilmiş. ancak bu aşı afrika'da değil orta asya, avrupa ve amerika gibi ülkelerde denenmekte. ve yine imbokodo aşısının tam tersine sadece erkeklerde özellikle geyler üzerinde denenmekte. bu aşının da 2023'de açıklanması bekleniyor.

    bu arada türk çiftin başında olduğu biontech şirketinin de preklinik bir çalışması varmış. aynı korona aşısında olduğu gibi mrna bazlı aşı. dileyen şuradan bakabilir; https://biontech.de/science/pipeline

    ********************************
    tedavi konusunda da çeşitli gelişmeler var. mesela bağışıklık sisteminin göremediği gizli hiv rezervuarlarını gizlendikleri yerden çıkaracak ve anti viral tedaviye cevap verecek şekilde onları hedefleyecek çalışmalar var.
    https://medicalxpress.com/news/2020-07-hiv.html

    benzer bir hiv rezervuarı çalışması da mevcut; https://medicalxpress.com/…l-immunotherapy-hiv.html
    bu çalışmada da car t hücreleri yeniden programlanıp, t hücrelerinin hiv'li hücreleri tanıyıp yok etmesini sağlıyor.

    yine sadece crispr teknolojisi ile değil ancak hem anti viral tedavi hem de crispr'ın birlikte kullanımından hiv'i yok edebilecek çalışmalar da mevcut.
    https://www.nature.com/…les/s41467-019-10366-y#sec2

    yine aynı makaleyi konu alan türkçe bir içerik için;
    https://bilimfili.com/…-genomdan-tamamen-temizlendi

  • üstteki yazar bahsetmiş, biz abd'de polise sesimizi yükseltsek belki silahla bizi yaralayacak insanlar gelmiş burada vatandaşı dövebiliyor?
    elin oğlu gelip kendi ülkemde bizi darpedebiliyor öyle mi?
    bitmişiz!

  • talebeysen, 3 sap ev arıyorsan..

    "ne güzel ya böyle gençler geliyorlar, bayılıyorum bu gençlere yaaa...."

    meeali: elimde bi ahır var, bodrum katı..aha da kakaladım bunlara..

  • dünyanın en iyisi olduğu bir konu var ki o da beklentilerin arttığı her zaman karşılaması. herhangi bir takımla ilk maçı mı ? kral yazar golü. eski takımına geri mi döndü ? ilk maçta 2 tane yazar. yenildiği maç sonrası rakip takıma, bir sonraki maç görüşürüz mü dedi ? o maç hattrick yapar maçı alır. bu konuda dünyada gelmiş geçmiş bir rakibi dahi yok ve bu onu çok özel kılıyor.

  • acılık katsayısı da denilebilir.
    resiniferatoxin kimyasal bileşiğinin scoville değeri milyarlarda bulunuyor. acı biberin ana maddesi capsaicin'den yüzlerce kat daha acıdır. saf resiniferatoxin vücuttaki trpv1 reseptörlerini uyaran en güçlü maddedir, yani insanların hissedebileceği maksimum acıyı hissettirir. kullanılması durumunda en kötü ihtimalle ölürsünüz ki olasılık çok yüksek, en iyi ihtimalle de aneljeziye sebep olup acı duyma yetinizi kaybedersiniz.

  • ortaokula giderken bi halil vardı, en yakın arkadaşım. herifin bırak konuşmasını, hayatını slow motion yaşıyor pezevenk. sınıfça erdek'e gittik denize. bu mal açılmış boğuluyor, biz sahilde bunu seyrediyoruz, bu dalgaların arasında kaybolup geldikçe bir şeyler söylüyor "beeeennnnnn" kısmını anlıyoruz da kalanını anlamıyoruz. "ben boğuluyom" diyormuş meğer, ulan imdat de bir şey de, panik yap, çırpın di mi? yok, herif ölürken bile mostrayı bozmuyor abi, yavaş yavaş ölüyor adam, ağır ağır, saçı bile bozulmadan ölüyor suyun içinde. allahtan hocalar gitti de kurtardı, ben olsam bırakırdım orda.