hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • baukis'in ve filemon'un sonsuz aşkını simgeleyen ağaç.
    baukis ve filemon kıt kanaat yaşayan, ömürlerinin sonlarında, günümüz bergaması'nda tepenin üstünde bir köy evinde günlerini geçiren bir çift. tebdil-i kıyafet köye gelen zeus ve oğlu hermes gün boyu geceyi geçirip, karınlarını doyurabilecekleri bir yer arar dururlar. gün sonunda insanların kabalıklarından asabı bozulan zeus, tam vazgeçmek üzereyken tepenin üstündeki küçük evin kapısını çalar ve karşısına baukis ve filemon çıkar. kapısındaki dilenci kılığında duran bu iki davetsiz misafiri buyur eder bu yaşlı çift.
    baukis, masaya derhal en güzel beyaz örtüsünü örter ve sofrayı kurar. filemon ise gece boyu kayın kadehleri şarap ve stüle doldurur. bunu öyle içtenlikle yaparlar ki, memnuniyeti baukis'in ve filemon'un yüzünde görür zeus.
    akşam boyunca yer içerler. baukis, bir müddet sonra, konukları ne kadar yiyip içseler de, sütün bitmediğini, peynirin azalmadığını görür.
    gece çökünce, çift, misafirlerine kendi yataklarını da verir rahat etmeleri için.
    sabah vakti, zeus, çifti dışarı, evin önüne çağırır. diğer köylüleri açgözlü ve kaba tavırlarından ötürü cezalandırmak isteyen zeus, geceleyin köye çok büyük bir tayfun yollamıştır. köy tamamen su altında kalmış, baukis ve filemon'un evi ise sel sularının üstünde kalmış ve zarar görmemiştir. kendi izbe evlerinin yerinde de beyaz bir tapınak yükselmektedir artık.
    zeus, gerçek kimliğini açıklar ve karşılık beklemeksizin göstermiş oldukları misafirperverlik için bir dilekleri olup olmadığını sorar çifte. yaşamlarının sonundaki bu çiftin, dileyebilecekleri pek bir şey yoktur aslında. biraz da tanrı'dan korkarlar. zeus'un ısrarı ve hermes'in yüreklendirmesiyle, çift, birbirlerine bakarak aynı anda, aynı şeyi diler: "tapınağın koruyucusu olalım. birimiz diğerimizden fazla yaşamayalım. yalnız bırakmayalım birbirimizi."
    zeus, bu dileği kabul eder ve evden ayrılır.
    vakti gelince baukis ve filemon da dileklerine kavuşurlar. birbirlerine sarılmış, tapınağın önünde durdukları bir gün, gövdeleri bir, dalları ayrı, meşe ve ıhlamur ağacına dönüşürler ve tapınağın sonsuz bekçisi olurlar.

  • içeriğini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama ülkedeki enflasyonu sallamayan bir ücret politikasıyla hizmetini sürdürmesi övülmeye değer. darısı diğerlerinin başına.

  • kendi tarihini, kendi benliğini bir kenara bırakan ve başka bir milletin dini değerlerini ve hayat tarzını yücelten bir milletin evlatlarının, özendikleri milletin fertleri tarafından aşağılanması durumudur.

  • vallahi beter olsunlar zerre üzülüyorsam insan evladı değilim.
    kısaca örnek vereyim.
    adam 10 yıllık personel adam kalifiye eleman , adam demir çelik sektöründe çalışıyor aldığı maaş 14.500 tl -eline geçen net- müdürün yanına çıktı abi dedi 10 yıllık elemanım bu işi bu fabrikada öğrendim 14.500 tl maaşım var insan gibi mesai yapmıyoruz- adamin ek mesai dediği 8 saat yani günde 16 saat çalışıyor- tek istediğim zam dedi olmazsa ben gitmek istiyorum dedi. peki müdürün verdiği cevap ne ? işini ayarladıysan gidebilirsin ama tazminat isteme.

    ben o gün o odanın içindeydim adam bildiğin boynunu büktü çocuk gibi çıktı.arkadaş kalktı 3 gün sonra müdürün yanına gidip işten 7 gün sonra çıkacağını söyledi peki sonra ne oldu ?
    arkadaş 7 gün sonra kapıdan çıktı karşı fabrikaya 36 bin tl karşılığında anlaştı. adamın çalıştığı vardiya o gün çalışmadı 14.500 tl karşılığında o adamın yerine personel bulamadık. o adamı mumla arıyoruz.
    o adamın vardiyasini tamamlamak için diğer arkadaşları hayvan gibi mesai yaptı -ekstra 8 saat- işin sonunda iş kazası oldu dunya kadar da tazminat ödediler. beter olsunlar hiç üzülmüyorum. emekçinin yanındayım.

    edit: mumla ariyoruz
    edit2: sendika mevcut lakin öyle birşey ki az hakkını arayanı kapı önüne koymakta patrondan daha patroncu.

  • ilk madde ülkenin yönetim şeklinin cumhuriyet olduğunu.

    ikinci madde atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğu.

    üçüncü madde dilimiz, bayrağımız, başkentimiz, istiklal marşımız.

    dördüncü madde ise ilk üç maddenin değiştirelemeyeceği, değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceğini söyler.

    yukardaki anayasanın ilk üç maddesini korumak mı ? halkı savaşa davet etmek. neye karşı alerjiniz var cumhuriyete mi? dilimize mi? bayrağımıza mı? başkentimize mi? yoksa laik olmamıza mı ?

  • 18 kişilik kadroya bu 14 yabancının kaçının gireceği, ilk 11'de kaçının oynayacağı önemlidir. yine sınırlama olursa eskisinden pek farkı kalmaz.

    not: takımlar sahaya 11 yabancı ile çıkabilecekmiş. şimdi türk futbolcuları düşünsün..

    not2: bir spor yorumcusunun tweet'inde belirttiği gibi:
    "çoğu takım zaten futbola yabancı 11'lerle çıkıyordu sahaya. bu konuda bir değişiklik yok."

  • izmit korfez gecis koprusune verilmesi gereken isimdir.yillar sonra bile kopru isminin nereden geldigi merak edildiginde o dort harfli kelimenin bazi insanlar icin ne kadar da degerli olabilecegi anlasilacaktir.
    (bkz: onur)