ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yurtiçi kargo ile kız istemeye gitmek
-
kötü sonuçlar doğurur.
-hani beni istemeye gelecektiniz buğra?
+geldik ama evde bulamadık.
taksim burger king tuvaletinin şifrelenmesi
fethullah gülen'in çapulcu demeyin demesi
-
"ne türlü kahramanlıklar" kısmına takıldığım konuşma. lan galiba bizi suriye cephesine sürecekler.
dünyanın düz olduğunu iddia eden dayı
-
ortaçağda yaşasaydı kiliseden onur ödülü alacak ve maaş bağlanacak adamdı.
talkan katliamı
-
türklerin islamı benimsemesinde her daim şöyle bir bağ kurulmuştur, türklerin gök tanrı inancı ile islam'ın allah'ı benzerlik taşıyor diye.
tek tanrı inancı yani.
bu katliam ile görüyoruz ki mümkünatı yok, o dönem türklerinin tanrı'sı, bu gaddar tanrı, yani allah olsun.
islam öncesi türk hakanları, her yıl düzenli olarak kurultaylara çıkar, "kendilerine dava açılmasını beklerlerdi." töreye ya da herhangi bir kişiye karşı yanlış yapmışlar mı diye.
islam sonrasına bakıyoruz, o hakanlarımız gitmiş, yerlerine "sorgulanamaz hükümdarlar" gelmiş.
yok mu bu işte bir yanlış?
ricky gervais
-
ricky gervaise "oscarı o sunsaydı böyle yapmazdı diyenleri" ters köşe yapmış, my man:)
"ladbible'ın the mirror'dan aktardığına göre, londra’daki son gösterisinde oscar ödülleri hakkında konuşan gervais, "bunun benimle ne ilgisi var? insanlar ‘oscar’ı ricky gervais sunsaydı ne olurdu?’ demeye başladı. ben will smith’in eşinin saçıyla ilgili şaka yapmazdım. eşinin erkek arkadaşıyla ilgili yapardım” ifadelerini kullandı."
https://www.gazeteduvar.com.tr/…ardim-haber-1558731
bursa'daki magandaların serbest bırakılması
25 aralık 2020 ercüment ovalı'nın aşıyı bulması
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"hacca giden diyarbakırlı bir grup, şeytan taşlama esnasında hızını alamayıp şeytana molotof attı..."
hastası olunan sözler
-
basari hamilelik gibidir. herkes tebrik eder ama kac kere sikildiginizi kimse bilmez.
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
küçükken maddi sıkıntılar sebebiyle evden dışarıya iş yapıp üç beş kuruş kazanırdık, bütün aile akşam yemeğinden sonra oturup harıl harıl malı yetiştirmeye çalışırdık, vidalar ve başka parçaları birbirine geçirip ucunu somunla sıkıştırıyorduk sonra onlar bitince boyuna göre kolilere yerleştiriyorduk, bir akşam mallar bitti, babam kolileri apartmanın girişine taşıyacak, babamın bacağından siyatik vardı o yıllar, canı çok yanıyordu, merdivenlerde kolinin biri altından patladı, bütün vidalar şangır şungur merdivenlere saçıldı, canım babacığım o yorgunluk, stres ve çocuklarının, eşinin yapmasını hiçte yapmasını istemediği bişeyin verdiği çaresizlik ve üzgünlükle merdivenlerde kahrolmuştu, o an dünyanın en mutsuz insanıydım, babamın bu kadar üzülmesi, yüzündeki çaresizlik beni kahretmişti. babam üzülmesin diye o an ağlamamıştım ama hıçkıra hıçkıra ağlamak istemiştim.
o hallerin üstünden çokta uzun olmayan bir süre sonra babam kanserden vefat etti. şimdi çok şükür kendimize ait bir evimiz var, bu ay faturaları nasıl ödeyeceğiz diye strese girmiyoruz. akşamları yorgun argın işten gelip, bizi sevip, sarmalayan bir babamız yok, sonsuza kadar akşamları evde vida somunlayıp, 35 katlı bir apartmanda o kolileri ben taşısam keşke, gerçek garibanlık parasızlık mı babasızlık mı, elbette küçük bir çocuğun babasız kalması.