ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
"seni böyle görmekten utanıyorum."
üniversite ikinci sınıfta iken kız arkadaşımın bana çok fazla giysim olmadığı için söylediği sözdür. ne kadar geri zekalıymışım ki kendisiyle ilişkimi 3 yıl daha sürdürmüşüm.
şiirin kalitesizliğini ele veren unsurlar
-
umarsızca sözcüğünün olur olmaz yerde ve sıklıkla kullanılması bunların başlıcalarındandır.
diğerleri ise kısaca:
*marifetmiş gibi oksimoron ifadelere abanmak (zifiri aydınlık, kalabalık yalnızlık, sessiz çığlık vs.)
*sonsuza kadar uzayıp giden zincirleme şiir tamlamaları (sonbahar hüznüne tutsak umarsız bir kelebeğin kanadında çarpan yüreğimin vs. vs.)
*hep ayrılık teması içermesi (sen gittin ya, şimdi sen yoksun ya.. diye başlayıp depresifliğin dibini bulmak)
böyle gider.
twitter'in kullanılamaz hale gelmesi
-
hangi taga girersen gir tagla alakasız saçma sapan şeyler çıkıyor.
bot mudur nedir anlamadım ama yazı çöplüğüne dönüşmüş durumda
elon musk istifa
senden daha güzel'i ingilizce cover'layan çocuklar
-
sinan akçıl şarkılarından daha heyecanla dinledigim sevimli cover.
baba oluyorum sözlük
16 nisan 2015 ali ağaoğlu'nun dernek tatsızlığı
-
ali ağaoğlu haklıdır.
adam zengin amk. sikko bir daireye aşağı yukarı 1 milyon tl verdi diye kendini zengin sanan var. paran kadar konuş.
bak ben buraya param kadar yazıy
farah zeynep abdullah
-
boyle bir isimle (ve tabi ki tiple) cok rahat ürdün prensesi falan olabilirmis.
turuncu tik
sıcağı sıcağına
-
yamulmuyorsam rtük oluşumuna neden olan reality show programıdır.
aslında 1983 yılında radyo ve televizyon yüksek kurulu adı altında kurulan rtük, 1994 yılında radyo ve televizyon üst kurulu olarak isim değiştirmiş ve yetkileri genişletilmiş. tam olarak bu gereksiz program yüzünden genişletilmese de büyük etkisi olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. aslında bunları şimdi internette araştırma yaptıktan sonra öğrendim. çünkü ben de henüz şu an itibariyle bir video izlediğim için sıcağı sıcağına programının varlığını hatırladım. keşke de hatırlamasaymışım. ne iğrençmişsin sen arkadaş. canlı canlı, denizde şişmiş cesetleri çıkarmalar, etrafa saçılmış kanlar, kollar, cesetler, boğazı kesilmiş bebekler ve daha niceleri...
bu program yayınlanmaya başladığında ben daha 6,7 yaşlarındaydım. küçükken daktilo sesinin bana neden çirkin geldiğini, tualete neden koşarak gittiğimi, karanlıkta neden arkama bakmadan yürüyemediğimi şu anda farkettim. gerçi daktilo sesini hala sevmiyorum. o alevli logosunu, daktilo sesiyle beraber gelen donuk sesi aslında unutmuşum ama bilinçaltım hep bir yerde saklamış bu rezaleti. aklıma geldikçe hala ürperiyorum.
bir insanla ilişiği kesmek için yeter sebepler
-
aslında çok kolay hayatımdan insan çıkaramam ama şöyle oldu
çocukluk arkadaşım telefonla çok sık görüşürdük yalnızca yaz aylarında yan yana gelebilirdik. biraz patavatsızdı ama son zamanlarda iyice zıvanadan çıkmıştı.
genellikle bar çıkışı gecenin bir yarısı eve dönerken ( ya da normal bir saat eve giderken yolda köpek varsa ve etrafta kimse yoksa ) arar uykumu böler beni konuşmaya mecbur eder sonra " ben eve geldim. " deyip bir sağ ol bile demeden telefonu suratıma kapatırdı. bu bence bir insanla ilişkinizi kesmek için yeterli bir neden olabilir ama biz eski dostuz.
sürekli yalnızlıktan şikayet ediyordu ( hangimiz etmiyoruz ki ) bir gün yine aradı çok sinirliydi ve
- ya bi adam var yazıp duruyor. neyine güveniyor anlamıyorum ki. hadi sen olsan neyse de... ( burdan sonrasını pek dinlemedim. sen olsan derken ya kendini çok ciddiye aldı ya da beni çok hafife.) ( bu benim ondan biraz uzaklaşmama neden oldu.)
sonra birgün benim konuşmaya ihtiyacım oldu hep o beni esir alacak değil ya aradım. olanları anlattım ( o zaman hayatımda biri vardı benden annesine bahsetmişti annesi de ona " oğlum o boşanmış aile çocuğu onun aile kavramı olmaz." demişti ve bu beni çok üzmüştü. gerçekten çok üzüldüm yani. birine anlatmak istedim.) aldığım cevap
- hahahaha ay gerçekten öyle mi demiş ya aslında annenle babanın hiç evlenmediğini duysaydı.
( destek olmadığı gibi arkadan yaptıkları dedikoduları asılsız pis iftiralarını da ağzından kaçırmış oldu.)
resmen koyunda beslenen yılan. bence bu nedenler çok bile.
25 yaşına gelmiş hala baskılı tişört giyen insan
-
evdeyken giyebilir miyiz diye merak uyandırmıştır. muzaffer amca'dan cevap bekliyorum.
galatasaray'ın çıkardığı mide bulandırıcı tişört
-
midemi bulandırmamış t-shirttür.
beşiktaşlıyım ve osuruktan nem kapıyorsunuz. galatasaray'la konunun ne alakası var? balonu patlatmak için iğne görseli kullanılmış.
edit: gs store tasarımcısı
debe editi: ilk defa giriyorum, çok heyecanlıyım.
king of tokyo
-
mutant canavarların, robotların tokyo'nun tek hakimi olabilmek için birbirleriyle mücadele ettiği eğlenceli bir kutu oyunu. oyunda herkesin önünde seçtiği figür oluyor. her oyuncu kendi sırasında 6 zar atıyor. bu zarlar ekstra can verebilir, enerji verebilir, saldırı yapabilir veya puan olabilir. memnun kalana kadar en fazla 3 kez olacak şekilde zarları atıyorsunuz. çeşitli stratejiler sürdürülebiliyor. zara dayalı olmasına rağmen sayısının çok olması ve tekrar atılabilmesi güzel olmuş. enerji zarlarıyla alınabilen sayısız kart var ama oyun sanki kartlara yatırım yapmak için çok hızlı. öğrenmesi kolay, hızlı oynanan, çok kişiyle daha keyifli olan, kafa yormayan bir oyun.
https://boardgamegeek.com/…ardgame/70323/king-tokyo