ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran fıkralar
-
adamın biri ve danışmanı birgün konuşmaktadır.
adam sorar.
" söyle bakalım. ben mi daha büyüğüm yoksa turgut özal mı? "
" o nasıl soru efendim? tabiki siz daha büyüksünüz.
sayın özal halktan çok korkardı. siz ona göre çok daha cesursunuz. "
" peki söyle bakalım. süleyman demirel mi daha büyük yoksa ben mi? "
" tabi ki siz büyüksünüz haşmetlim. sayın demirel de askerden korkardı mesela. siz askerden de korkmuyorsunuz. "
" peki son bir soru. hz. ömer mi daha büyük yoksa ben mi? "
"tabi ki siz efendim."
"amma da abarttın haa. yalakalık yapıyosun şuan. doğruyu söyle kızmıycam"
" doğruyu söylüyorum efendim. hz. ömer de allahtan korkardı.
ama sizde allah korkusu da yok.
edit: pardon adam demişim.
burger king'in patates özeleştirisi
-
hem reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek adlarından söz ettirmeyi bilmişlerdir hem de "ama siz haklıydınız ve biz de patateslerimizi değiştirdik" diyerek samimiyet puanı toplamak istemişlerdir. reklamcılık başarısıdır.
netflix türkiye'nin sansür uygulamaya başlaması
-
ak parti'nin bulaşmadığı, zehirlemediği tek bir nitelikli şey var mı?
yok. özellikle muhafazakar çevrelerde yetişmiş, eğitimli kuşaklara seslenmek istiyorum;
arkadaşlar bu mankafalı eğitimsiz hırbolara allah rızası için artık destek vermeyelim.
hep beraber bir ortak yol bulabiliriz. üst kuşakların yaptıkları hataları birbirimize ödetmeyelim.
inançlarımıza saygılı, düşüncelerimize saygılı, sansürsüz bir toplumu hep beraber inşa edebiliriz.
allah rızası için lütfen. bu kabul edilebilir bir kafa değil.
kişinin yaşlandığını anladığı an
-
yürüyüş yapmayı spordan saydığınız âna tekabül eder.
imamoğlu'na istanbul için bir talep bırak
-
belediyenin yetkileri çerçevesinde şu sığınmacılar ve kaçaklar için neler yapabiliyorsa yapsın, ben istanbul'da bu suretleri görmek istemiyorum artık. ayrıca özellikle metro gibi ulaşım sistemleri dilenci, çalgıcı, mendilci gibi bayatlamış duygu simsarlarından arındırılmalı, bu konuda güvenlik birimlerini bayağı bir gevşek görüyorum.
ibb artık istanbul'un çehresini değiştirmeli, burayı bir orta doğu ülkesinin kalabalık bir şehri imajından kurtarıp, dünya'nın imrendiği bir avrupa şehri olduğunu tekrar hatırlatmalı.
akp'nin 7 milyar ağaç dikecek olması
-
malumun ilanı ama;
12 yılda 7 milyar ağaç...
yılda 583 milyon...
günde 1,6 milyon...
saatte 67 bin...
dakikada 1.110...
saniyede 18 ediyor.
bir adam tutsanız, günde 8 saat çalışacak. en iyi ihtimalle ortalaması 10 dakikada bir fidan, günde 48 ağaç dikecektir. günde 1,6 milyon fidan dikilebilmesi için bu adamdan 34 bin tane lazım. bunun haftasonunu, yıllık iznini, levazım personelini, alımını, satımını, kaynak yaratılmasını, bulunmasını, naklini, kararını, idaresini geçiyorum.
bu ülkede 34 bin kişi 12 yıldır tam zamanlı ağaç dikiyor olabilir mi?
olan biten
-
iyi parti genel başkanı meral akşener, 18 haziran pazartesi akşamı siz ekşi sözlük yazarlarının sorularını cevaplayacak. gözünüz sol frame'de olsun.
gelinine cumhurbaşkanlığında kadro açan kayınbaba
-
bi yukardaki cesur yüreği tebrik ediyorum,
iyi ki varsın.
edit:
tanım: yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe. tanımda olmadı ya neyse.
tık
yaya geçidinin türkler için anlamı
-
meskun mahallerde belediyelerin sanatsal çalışmaları. bu günlerde sarı çok popüler.
istanbul'un en dik yokuşları
-
(bkz: fulya)
yürürken micheal jackson'a döndüm artık. neredeyse 60 derecelik açıya ulaşıyorsunuz ve yine de düşmüyorsunuz.
adıyaman'da churchill sunumu yapan kahveci
-
bunun churchill olduğuna emin miyiz? bana daha çok stalin ya da hitler gibi geldi.
tanım: adıyamanlı bir simyacının soda, tuz ve limondan hazırladığı bir iksir.
arzum onan mehmet aslantuğ çifti
-
ya yemin ediyorum kafayı yemiş insanlar. ne magazin konusu oluyorlar ne bir skandalları var, görünene göre mutlu mesut yaşıyorlar işte.
ip gibi dizilmişler "sıkıcı çift ay çok sıkıcı" falan diye. ne yapsınlar amk siz sıkıcı bulmayın diye söyleyin bari? fileye paraşütsüz mü atlasınlar, ne bileyim ailece köpekbalığı kafesinde falan mı görmek istiyorsunuz? cidden insana yaranmak imkansız, hele ki sözlükte.
sevgilisiyle aynı gün ikea ve mango'ya giden erkek
-
ikea ile başlaması gerekmektedir.
keza mango'da her an mızıkçılık yapıp kendinizi dışarı atma şansınız vardır.
ancak ikea'da kapıyı bulup dışarı çıkabilmeniz için gereken yürüme süresi, minimum iki saattir.
(bkz: zayıflama merkezi olarak ikea)
gece sıçarken ses olsun diye terlikle yere vurmak
-
sevgili evinde gerçekleşmiş dünyanın en çaresiz mevzusu. şehrin uyuduğu saatlerde, tuvalette kitap sayfası çevirince bile sevgilinin uyandığı sessizlikte sıçmak zorunda kalan bünyenin, çaresizlikten terlikleri yere vurarak bok sesini örtbas etme çabası. adeta bir umuda yolculuk. büsbütün ayrıksı bir antoloji.