hesabın var mı? giriş yap

  • ilk zamanlar sms atıldığına bile inanmıyordum ben. sms oylaması diye, reytinge pek etki etmeyenleri eliyorlar diye düşünüyordum. bir poşete 25 kuruşu vermeyen insanlar hakikaten sms atıyorlar ya, gram akıl yok hacı.

  • avamlık, varoşluk, kalitesizlik, bayağılık içeren video.

    kargocunun tarafında olacağım hiç aklıma gelmezdi ama bu kezbanlık karşısında başka çarem yok.

  • bu konuda son 3 yıldır kendim için epey araştırma yaptım. araştırdığım şeyler anksiyeteyi/kaygıyı azaltacak ve ruh halini/ sağlığı olumlu etkileyecek şeylerin neler olduğuydu yani yaşam kalitemizi arttıracak olan şeyler. yazacaklarım benim kişisel görüşüm değil, hepsi hakkında yayınlanmış makaleler var. bazı kaynakları eklerim.

    1- ilk sırada kesinlikle uyku var. genel kabul günde 7-8 saat uyumak gerektiği yönünde. eğer sabah kalktığınızda uykunuz varsa, alarmla uyanıp zor kalkıyorsanız, uykunuzu açmak için kahveye ihtiyaç duyuyorsanız ya 8 saat uyumuyorsunuz ya da uykunuz kaliteli değil. bu da çalışmalara göre anksiyete ve depresyona sebep oluyor hatta yaşam ömrünü bile kısaltıyor, yaşam kalitenizi nasıl düşürmesin!
    (bkz: why we sleep)
    kitabin indirilebilir pdf'i
    (bkz: matthew walker)

    2- beslenme. gluteni ve rafine edilmiş şekeri, paketli ürünleri hayatınızdan çıkarmak, besin alerjinizi saptamak için eliminasyon diyeti yapıp sizi rahatsız eden, şişkinlik, gaz vs. yapan besinleri yememek yaşam kalitenizi inanılmaz arttıracak. bununla birlikte varsa kronik ağrılar ve kronik hastalıkların tedavisinde sizi olumlu yönde çok destekleyeceği için sağlığınıza büyük yatırım olacak. çıkardığınız besinlerin yerine bol sebze eklerseniz, her gün yeşillik, sülfürlü sebze, renkli sebze /meyve yerseniz enerjiniz çok artacak, varsa cilt problemleriniz, akne vs. düzelme sağlayacak.
    (bkz: terry wahls)
    videoda kaynak ve takip edebileceginiz hekim listesi var

    3- stres yönetimi. şehir hayatında yaşam, geçim derdi, destek almadan çocuk bakımı, eş ile ilişkide problemler, yalnızlık, trafik, sosyal destek bulamama, işsizlik ya da iş yerinde sorunlar vs. gibi çoğumuzun her gün yaşadığı, en sık gördüğümüz ve artık normalleştirdiğimiz sorunlar aslında stres olarak arka planda bize yük olmaya devam ediyor. bunları değiştirmek muhakkak yaşam kalitemizi arttıracak ama çoğu zaman değişim elimizde olmayabilir. bu durumda başımıza gelenlere değil, vereceğimiz tepkilere ve bize olan etkilerine odaklanmamız gerekiyor hem ruh hem beden sağlığımızı korumak için. stres yönetiminde en çok işe yarayan şey meditasyon.
    meditasyonun etkileri için kaynak video

    4- egzersiz yapmak. düzenli egzersiz/ yürüyüş/ koşu, yaşam kalitenizi birçok açıdan arttıracak. hem özgüveninizi arttırarak kendinizi daha çok sevmenizi sağlar hem de istikrarla devam ettirmeniz kendinize olan saygınızı pekiştirir. bedensel sağlığa olan etkileri uzun uzun saymakla bitmez. bir de endorfin, serotonin, dopamin salgılanmasını sağlayarak direkt olarak mutluluk ve huzur düzeyinizi arttırır, yaşam kalitenizi nasıl arttırmasın?
    (bkz: google)
    bedeninizle baglantida olup olmadiginizi anlamak için izleyebileceginiz video
    düzenli egzersiz yapmak için motivasyon sebepleri

    5- son sıraya yazdım ama kesinlikle en önemsizi değil, belki de en önemlilerinden; travmalar. çoğu çocuklukta yaşanan travmalar, biz unuttuk sansak da bilinçaltımızda bekleyerek uygun ortamda(bir hatırlatıcı olduğunda) ortaya çıkarlar. bazen fark edersiniz başkalarının sinirlenmeyeceği şeyler sizi çok sinirlendirir, tahammül düzeyiniz düşer. kendinizi kontrol etmekte zorlanırsınız, sinirli ve sabırsız biri olarak tanımlanırsınız. ya da bazen çok duygusuz hissedersiniz kendinizi, duygularınızı hissedip anlamaya uzaksınızdır. etrafınızda sizi anlayacak birinin ya da yardım isteyebileceğiniz birinin olmadığından şikayetçi olabilirsiniz ya da yardım istemekte zorlanırsınız. sürekli suçlandığınızı ya da sürekli haksızlığa uğradığınızı düşünüyor olabilirsiniz. işte bunların hepsi (ve daha fazlası )çok yaygın görülmekle birlikte travma belirtisidir ve ömür törpüsüdür aynı zamanda. yaşam kalitenizi çok düşürür, sürekli gergin ve huzursuz yaşadığınızı düşünün. bu travmaları anlamak, kendinize yakından bakıp, çocukluk hikayenizi çözmek ve kendinizi tanıyıp iç huzurunuzu oluşturmak, bu huzurun dışardaki etkenlerden etkilenmemesini sağlamak için en iyi yol psikoterapi almaktır. psikoterapi, yaşam kalitenizi bir değil, birkaç basamak arttırır. ancak herkes için ulaşılabilir olmayabiliyor. bu durumda biblioterapi de (kitap terapisi) işe yarar. kendinizi tanımanızı ve anlamanızı sağlayan çok sayıda kitap var.
    bazı kitapların pdf’lerini buradan bulabilirsiniz

    edit:
    6. takviyeleri de eklemeye karar verdim. bu konuda uyaran çok az hekim var. d vitamininiz düşükse (50-60’ın altında), tiroit fonksiyonlarınız bozulmaya başladıysa depresyona bile sebep olur, yaşam kalitenizi de düşürür. çok detaylı bir kan tahlili yaptırıp (doktorlara onaylatmak zor, ben laboratuvarda yaptırıyorum) vitamin- mineral eksiklerini belirlemek. özellikle gözden kaçabilen iyota idrarda baktırmak lazım. magnezyum, omega-3 herkesin kullanması lazım. kendisi psikiyatrist olan deniz şimşek’in çok güzel bir kitabı var, “birim”. o kitapta ideal değerleri öğrenebilirsiniz.
    (bkz: deniz şimşek)
    bu videoda kaynakları bulabilirsiniz

    7. bir de hayatınızdaki enerjinizi sömüren insanları, toksik ilişkileri hayatınızdan çıkarmak ciddi anlamda yaşam kalitenizi arttırır. bununla birlikte harvard üniversitesi’nin yaptığı ünlü araştırmadan öğrendiğimize göre insanın hayatta mutlu olmasını sağlayan şey, kurduğu yakın ilişkilerin kalitesi ve sağlıklı bağlar. kaliteli ilişkiler kurmak, sağlıklı ve yakın bağlar kurmak yaşam kalitenizi çok arttırır.
    toksik ilişkilerin yaşama etkisini anlamak için
    sağlıklı ve toksik ilişki ayrımını anlamak için

  • görünce şok oldum ama yüzü tamamen deforme olmuş bir kızın verdiği sağlıksız karar yüzünden değil, birine asitli saldırıda bulunan şahsın içeride olmak yerine dışarıda sırtara sırtara evlilik cüzdanı sallayabilmesi sebebiyle.
    berfin, kararı ve akıbeti için kendi konforlu fanusumdan yorum yapmayacağım, zira kendisiyle aynı memleketten, inanılmaz bir eğitimi & kariyeri olan yetişkin arkadaşıma kasabada yaşayan 24 yaşındaki kuzeni "londra'dan iş teklifi mi aldın? ama ben ewwwlendim sen bekarsın" diye hava atıyor ve arkadaşımın ailesi bu cahili ciddiye alıp üzülüyor, sıfır şaka. beyin avcıları tarafından kovalanan, 1 gün bile iş aramak zorunda kalmamış koskoca kadın bile bu duruma üzülen anamı nasıl teselli etsem kaygısı güderken, "ya kocalısın ya da bir hiç" kurallı orta çağ simülasyonunda yaşamak zorunda kalan yüzü yanmış bir kız hakkında ahkam kesmek, geçen aylarda aynaya "sadece yap", "kendine inan", "latteyi gtüne sok" yazılı pembe post-itler yapıştırıp milyonlarca işsiz, parasız, umutsuz genci istesen sen de havadan para ezebilirsin :d diye güya motive etmeye çalışan gerizekalı instagram fenomeninin durumuna düşmek olur. yüzüne asit atan saldırganla evlenen kız, karısı pideciye kaçınca canına kıyan genç, bakın bu kişiler ve olaylar, uzaktan yargı dağıtılacak, genellenecek şeyler değiller.
    haymana kütüklü redpillcilerin kadın düşmanlığını harlamak için yüzü deforme edilmiş bir genç kızın sağlıksız kararı üzerinden üfürdükleriyle vakit kaybetmek yerine, asitli saldırıda bulunan birinin nasıl sokakta gezebildiğini ve bu gibilere "reddedilirsen sorun yok, asit at gitsin:d" cesareti veren sistemi sorgulayıp geleceğimizden kaygılanmalıyız bence.

  • mümkünse arkamdan kimsenin söylemesini istemediğim cümle.. ben ki uyurken kapalı televizyonun çük kadar kırmızı ışığından rahatsız olan adamım, öteki tarafta onca florasan, spot ışığında siksen yatamam.. deliksiz uyusun cümlesi daha makbuldür.. çünkü yaşamında gün yüzü görmedi bu müstakbel rahmetli..