hesabın var mı? giriş yap

  • neden oldugunu bilmiyorum ama bekliyorum bu filmi. güzel oldugu hissi var içimde sebepsiz.

    -müzeyyen
    +efendim?
    -hiç, adını söylemek hoşuma gidiyor.

  • devlet adamlığı nedir, nasıl devlet adamı olunur sorularının cevabıdır.

    ama öcalan yaptıklarının hesabını vermedi maalesef saygıdeğer ecevit. hatta seçim propagandası olarak mektubunu okudu muktedirler.
    sözde milliyetçi yardakçıları ''niye apo'nun sözünü dinlemiyorsunuz, onun dediği gibi akp'ye oy verin bre kürtler!'' diye hönkürdü.

    yani siz vefat ettikten sonra işler iyice çığrından çıktı. baya komik, sirk gibi bir ülke olduk yani.

    ruhunuz şad olsun, bu vesileyle sizin gibi değerli bir devlet adamını tekrar anmış olalım.

    ekleme editi:

    kendisi tüm dünyayı karşısına alarak milliyetçiliğin kitabını yazmıştır. tabii ki bedeli olmuştur. ambargolar, ekonomik krizler. akp'nin propagandası haline gelen yokluk günleri. ama ''dik dur eğilme'' gibi klişeleşmiş akp söylemi var ya... işte bu adam dik durmuştur.

    https://www.youtube.com/…ab_channel=kemalisthareket

    biz demirellerden, türkeşlerden milliyetçilik dersi almayız.
    sevgili kardeşlerim;
    biz milliyetçiliği; sokak duvarlarına değil,
    kıbrısın topraklarına,
    egenin deniz yataklarına yazmışız,
    biz milliyetçiliği batı anadolunun haşhaş tarlasına yazmışız...

    tekrar ruhun şad olsun güzel insan.

  • işten gelen ev arkadaşına "günün nasıl geçti" diye sorulmaz.

    bi kere sormuştum "sevgilin miyim lan ben" demişti. sonra bi aydınlanma falan,bu da bir antlaşma maddesi heralde diyerek olaysız dağılmıştım.

  • "bak beyim... sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? ama nasıl yakışmaz... ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. hıh... sen... büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi... sen mi büyüksün? hayır biz büyüğüz, biz! sen bizim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! gözümüzde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil; ne oğluma, ne de gelinime hiç bir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizleri. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?! dokunma artık aileme. dokunma bizlere. dokunma oğluma, gelinime... eğer onların kılına zarar gelirse, bu arada bora ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, bora, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile."

  • ülkedeki birlik duygusu.

    2000 yılbaşı bir dini güne denk geliyordu diye hatırlıyorum. işgüzar bir muhabir camiden çıkanlara yılbaşıyla ilgili sorular soruyordu. konuşanların hepsi yeni yılı kutlamış ve eğlenen insanlar hakkında son derece hoşgörülü sözler sarfetmişti. ülke ayrışmamıştı.

    bir başarı kazanıldığında ülkenin her kesimi sevinirdi. 2002 dünya kupasında kürt gençlerinin türk bayraklarıyla sokaklara fırlayıp nasıl coşkulu kutlama yaptıklarını hatırlarım. bir felakette herkes üzülürdü. depremin doğusu batısı yoktu. ülke ayrışmamıştı.

    insanlar ayrışmamıştı.

  • karakteri ile beğeni toplayan ve iyi anılan, an itibariyle fenerbahçe'den ayrılan 3 numara. ama insanlar duygusal yaklaştıkları konularda defoları görmezden gelmeye meyillidir ve datome de bunun istisnası değil ne yazık ki.

    entelektüel kişiliği, ülkemize olan merakı, sanata olan düşkünlüğü ile ciddi bir şekilde sevildi datome. ama geçtiğimiz 3 sezonda sahada gösterdiği performans bu sevginin karşılığını veremedi ne yazık ki. bunda kendi suçu yok, dizlerinden geçirdiği sakatlıklar kendisini de oyununu da bir hayli hırpaladı. özellikle eurobasket 2017'de dizinden sakatlandıktan sonra bir daha bildiğimiz gigi datome'yi izleyemez olduk. real madrid deplasmanında en kritik anda hatasını telafi etmek için jaycee carroll'e chasedown bloğu yapan ve en zor anda skor yükünü üstlenen datome gitti, yerine statik ve sıradan bir oyuncu geldi bu son 3 yılda. 2019'da obradovic'in verdiği kontratların en hatalılarından birisi de datome'ye verilen 3 yıllık kontrattı, 2 senedir performansı düşen, fizik olarak gerileyen, buna bağlı olarak eurobasket 2013'le tanıştığımız gigi datome'nin %20'si kadar performans gösterebilen, üstelik 32 yaşına gelen ve zirve dönemini geride bırakan bir oyuncuya euro kuru 6.4'ken 3 yıllık sözleşme vermek takım için ciddi bir prangaydı. her ne kadar uyumlu bir kişilik olsa da datome overpaid bir oyuncuya dönüşmüştü ve bir takım yapılanmasına en çok zarar veren oyuncu tipi overpaid oyuncu tipidir. (bkz: nicolas batum) (bkz: luol deng) (bkz: timofey mozgov) (bu konu benim için kişisel bir konu, lakers'ı da destekleyen bir birey olarak overpaid oyuncu gördüğüm zaman deliriyorum artık)

    basketbol özellikle 2010'lu yıllardan sonra verinin ve verimliliğin değerlendiği bir spor oldu. datome de maalesef şu son 3 yılda beklediğimiz verimi bir türlü veremeyen iyi niyetli bir oyuncuya dönüştü. sakatlıkları yüzünden son 3 sezonda ancak birkaç maçta alıştığımız datome'yi bize izletebildi. kendisinin takımın yapılanmaya ihtiyacı olduğu bu zor dönemde 2 yıllık garanti sözleşmesini bırakıp gitmesi bence cidden büyük bir jest. performansı eski düzeyde değilken, üstelik taraftar da kendisini çok seviyorken 2 sene daha keyfine bakabilirdi. fenerbahçe'ye oyuncu olarak ilk 2 sezonunda büyük hizmet etti, sözleşmesinden feragat ederek bence gene önemli bir harekette bulundu ve takımın önünün bir nebze olsun açılması konusunda yardımcı oldu. takım için uğraştığı 5 yıl için, gösterdiği performans için teşekkür ederim. şu son 3 yılda yetersiz kaldığı anları da bu jestiyle bence tamamen sildi. kesinlikle herkesin yapabileceği bir jest değil, şapka çıkarıyorum sadece.

    not: olimpia milano'ya gidecek diyorlar, bu kısım tamamen objektif görüşüm. eğer olimpia milano'ya giderse milano linas kleiza ve alessandro gentile'den bir ders almamış demektir. dizleri sıkıntılı oyuncunun sorunlarını kleiza'nın dizlerinden, yerli ve milli yıldız sorununu ise gentile'nin ukalalığından öğrenmeleri gerekiyordu. gene de datome'nin yolu açık olsun. tekrar tekrar belirtmekte fayda var, şu dar dönemde 33 yaşında düşüşteki bir oyuncunun 2 yıllık garanti sözleşmeyi bırakması çok büyük jest. hiç "entelektüel kişilik, italyan ressam" gibi romantikliklere gerek yok, şu bile çok büyük karakter ister. yolun açık olsun datome, her şey için teşekkürler.