hesabın var mı? giriş yap

  • dünkü bölümünde şöyle bir sahnenin yaşandığı program:

    ivana ezgi'ye tarzsın/diılsın demeden önce nur yerlitaş'a döner;

    ivana: bu kokusu ne?

    nur yerlitaş: ne kokusu be manyak mı ne bu da aaa!

    ivana: bu ne koku ya? yıldız kokuuuu!

    ivana yıldız'ı böyle esprili vermek istedi de nurella ne zannedip panik oldu onu anlamadık.*

  • ana sınıfındaki veletlerle kumda oynarken..

    aynur(5) : çok güzel kumdan çorba yaptım yemelisin
    ben(-15) : ımmmh nefis olmuş bu ya harika ki bu hepsini yerim
    samet(6) : ben de koyun kestim kumdan çiğ köfte yaptım size hadi yiyin
    ben : e ben kırmızı et yiyemiyorum nasıl olacak ?
    samet : yaa dert ettiğin şeye bak yeşil koyundan yaptım ben onu..

    ulan.. hala gülüyorum.. bayağı yoğurdu birde oturup..

  • eski sevgilinin yeni sevgilisine gülümsemesi. bugün gördüm bunu. ama alelade bir gülümsemeden bahsetmiyorum.
    onu okuldan aldığım zamanki gibi gülümsemesi...
    işten güçten uzun bir süre görüşemedikten sonra buluştuğumuzdaki gibi gülümsemesi...
    ilk yurtdışı seyehatimden sonra beni havaalanında karşılarkenki gibi gülümsemesi...
    kar yağarken ellerini ellerimin arasına alıp ısıttığımdaki gibi gülümsemesi...
    kendi ellerimle yaptığım hediyeyi ona sunarkenki gibi gülümsemesi...
    öpüştükten sonraki gibi gülümsemesi...

  • bu amk cümlesini nedense hep zenginler kuruyor. sizce de bunda bir tuhaflık yok mu? yorum sizin…

    edit: gelen yüzlerce mesaja istinaden, burada beni ikna etme, düşüncemi çürütme ya da anti tez önermeye çalışmayın özelden mesajlar atarak. ne demişim entry sonunda: “yorum sizin”.

    ayrıca, madem parayla mutlu olunmaz, o zaman sabah erkenden kalkıp eşek gibi işe gitmeyin kardeşim, oturun mutlu mutlu evlerinizde beş parasız. ne de olsa parayla mutlu olunmuyordu dimi?

    para bir amaç değil, araçtır arkadaşlar. mutluluğa açılan en büyük kapıdır. o güzel güzel yiyip içtikleriniz ve paylaştıklarınız, gezdikleriniz ve de gördükleriniz, direksiyonundan yol fotosu çektiğiniz, starbucks vs diğer kahve ve de gold rakılarınız, meşelerde dinlendirilmiş keyif viskileriniz, vs. kısacası, huzur ve mutlu olmanıza vesile olacak her şey para ile satın alınıyorsa… e o zaman..?

    son olarak, acun üzerinden gidelim hadi! adam tadılabilecek neredeyse tüm dünyevi şeyleri tatmış, her yeri gezmiş, yaşı kaç olmasına rağmen (toplumda aslında sıradan biri yaptığında ayıplanacak) kızları yaşında kadınlarla takılan, jeti, yatı, katı, özel tv'si, ingiltere ve de iskoçya'da futbol kulübü vs olan bir adam kusura bakmayın da parayla mutlu olunmaz demesin!

    bana laf anlatmaya çalışmayın, yazın başlığın altına düşüncenizi, insanları ikna edin de beni favlayacaklarına sizi favlasınlar, kapiş..?

    ekstra edit: ve de sonun sonu olarak, parayla mutlu olunmuyor diyip de fakirliğe dönen bi zengin gösterdiğiniz gün ben de bu entry'imi düzeltip özür dileyeceğim! çünkü o güçten, istediğini kolayca elde edebilmekten ve o kadar maldan vaz geçmek hiçbir babayiğidin harcı değildir!

    saygılar…