ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sedet kepenoğlu
-
16 ağustos 2012 sözlük baharı'ndan sonra yazarların sözlük sahibine sesleniş biçimi.
(bkz: uçmadan önceki son sözler)
insanı mutlu eden şarkılar
herkesle aram iyi olsun insanları
-
yeri geldiğinde ikiyüzlülük de yapabilecek insanlardır. herkesle arası iyidir ama dostları olmaz genelde.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
şehirlerarası otobüste cam kenarı diye aldığın koltuğun, iki cam arasındaki plastiğin olduğu yere denk gelmesi.
yabancılarda türkçenin fonetik algısı
aktroller uçurulsun kampanyası
-
bugun degilse ne zaman
fenerbahçe'nin ligden çekilmesi
-
digitürk üyeliklerini iptal ediyoruz ile birlikte sıkı ikili olan palavra iddia.
demet akalın'ın dansçılarını sahneden kovması
-
elin cahil, görgüsüzünün onca maddi gücü bulunca kendini bi dışkı sanması.
abdülkadir selvi vs yiğit bulut
-
- durun siz kalleşsiniz.
piston aşağı indi
-
gerizekalı şoförün bok yemesi.
ulan o şekilde sen kendini bir bok varmış gibi telaşla dışarı atmaya çalışırsan, bırak piston aşağı inmiş demeyi, abuzittin desen millet yine atlar aşağı.
hayata dair iç burkan detaylar
-
75-80 yaslarinda bir "dede"nin nişantaşı'nda kaldırımda şaşkınlıkla etrafa bakışı, ayaklarının dibinde 2 file portakal, biri patlamış ve kaldırıma saçılmış...bastonuyla portakalları kendine doğru yuvalarması, yanindan solaryum karası bir kadının hayret ve şaşkınlıkla, portakallardan birinin üstünden atlaması, hemen sonra portakal değip de pisletti mi acaba diye beyaz topuklu çizmelerine bakması ve hızla uzaklaşması... dedenin şaşkın yüzünün asılması, ve buna daha fazla dayanamayıp kırmızı ışıkta duran ve içinden olayların izlendiği dolmuşu terk etmek, dedeye doğru yürümek...
bir gün kadiköy - beşiktaş vapurunda bir evsizi göze kestirmek, uzaktan izlemek, elinde kocaman ağzına kadar dolu büyük boy bir çöp torbası olduğunu görmek, geminin kıç tarafına yöneldiginde martılara ekmek getirmiş olduğunu fark etmek, insanların ondan uzaklaşması, içeri girmesi, belki kaçması, korkması...sonra yanına gitmek, dönüp "sen de atmak ister misin?" demesi... koluna girmek...birlikte dakikalar geçirmek...onun bir seylerin "daha fazlasi" olduğunu idrak etmek...
kalamışta sokak aralarında akordeon çalan gencecik bir çocugun, 3-5 hafta üstüste aynı sokağa gelişi, apartmanlardan para atanlar oldukça, onların evlerinin altında daha uzunca kalarak boşnak veya rus ezgileri çalması, 1 hafta kadar sonra artık gelmediğini fark etmek...
5 yaşında bir çocugun kendinin 5 katı yaşında birine "ne güzel olurdu sen çocuk olsan" demesi...
karganın tekini çatıdaki su birikmiş olukta, gagasıyla çevirmek suretiyle, ekmeğin iki tarafını da ıslatırken yakalamak...