hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: meybuz) annelerden gizli alınır, sokağın bilinmeyen köşelerinde itina ile tüketilir. evde fanta ya da kola ile yapılan buzlar bunun tadını vermezdi asla.

    (bkz: sulugöz) ekşi - acı güzelim sakız. surat buruşturması bonus.
    daha aklıma neler geliyor, paylaşıldıkça çoğalırmış güzellikler. ah çocukluk!

  • hah işte yine ben. şu yaşımda ruhban hayatı yaşıyorum. sabah okula gider akşam biter bitmez eve gelirim. yazın gidip arkadaşlarla buluşmak yerine balkonda oturur çay içerim. herhangi bir yerde yaşıtlarımla oturmak yerine yaşlıların konuşmasını dinlerim. peki memnun muyum? tabi ki hayır... ee mal ne diye öyle davranıyorsun derseniz (bkz: sosyal fobi)

  • üniversite okuyorsunuzdur. henüz ilk yılınız olduğundan annenizin-babanızın yanından ayrılalı çok olmamıştır. o zamanlar revaçta olan öğretmen hattını kullanıp; hergün anne-baba, gününe göre de nineyle konuşulmaktadır.
    aradan 2-3 ay geçmiştir, bayram yaklaşmıştır. eve gidilecektir.bilet ayrılır. ancak son anda bir iş çıkar ve 1 gün sonra yola çıkılır.
    yola çıktığınız gün babaanne ile molada telefonla konuşulur. nene sultan o kendine has konuşma tarzıyla:
    nene: oğlum nasılsın?
    neurosurgeon: sağol nenem benim, sen nasılsın..
    nene: eyyilik oğlum nedek işte, seni çok özledik ha!
    ns: aha yoldayım nenem, sabaha ordayım inşallah.
    nene: de bakalım, gel de acı(yöresel bir kullanım)(tat anlamındaki acı değil) kulaklarını yiyim senin.(ana-baba öğretmen olduğundan beni büyüten babaannemin çocukluğumdan beri beni sevme şekli. canım ninem)
    ns: tamam inşallah. dua et de kazasız belasız gelek.
    nene: tamam oğlum hade eyyi yolculuklar...
    ns: ellerinden, yanaklarından öptüm canım nenem..
    ertesi sabah memlekete varılır, baba arabayla terminalden alır ns'u. yolda gidilirken bir akraba ile karşılaşılır, baba ile enteresan bir konuşma, cenaze muhabbeti geçer aralarında... arabaya tekrar binilir. arabaya binilince ns sorar:
    - babam hayrolsun kim vefat etmiş?
    - sen sağol, ninen oğlum... başımız sağolsun...

    o an neye uğradığını şaşırır insan..
    dünya başını ezer geçer insanın...
    sonra olayın nasıl olduğu, nasıl gerçekleştiği sorulur, alınan cevap:

    -gece fenalaşmış aniden, sonra 'oğlum geldi mi'(beni kastederek) demiş. sabaha gelecek hayriye nine demişler. sonra da, son cümle olarak; la ilahe ilallah demiş..

    sevgili sözlük, aradan kaç yıl geçti, hala o çıkan işim yüzünden gecikmemi, nenemi göremeyip de sabah cenazesine yetişmemi kendime yediremiyorum. aklıma her gelişinde ağlamamak için kendimi zor tutuyorum, tıpkı şu anda olduğu gibi. ailemiz, büyüklerimiz gidince geri gelmiyo sözlük, kıymetini yaşarken bilmek lazım zannımca...

  • (o sırada balkanlarda)
    - türkiye'ye giden soğuk hava dalgası nedeniyle güneşli bir gün yaşayağıziski.

  • oynaşırken elimi sertçe ısıran köpeğin, canımın acıdığını fark ederek ısırdığı yeri yalaması ve gözlerimin içine melül melül bakıp kafasını avucuma koyması. ağzını yüzünü parçaladığımın iti.

  • "konuştuğun zaman sadece bildiklerini tekrar edersin ama dinlersen yeni şeyler öğrenebilirsin."

    demiş dalai lama. ne güzel demiş.

  • yillar once, bir otobus yolculugu sirasinda, sereflikochisar civarinda, arka koltuktaki ikilinin konusmasina kulak misafiri olunur:

    - o beyazligin uzerindekiler ne oyle, aa ne ilginc! (tuz golu uzerinde yuruyen insanlari kastediyor)
    + hani bakiyim, nerde? aaa cidden cok ilginc, ne ki onlar?
    - bilmem, penguen herhalde.
    + haa cidden ya. penguenler...ay ne sirinler!

    ben: omfg

  • özel isimle sözlük nicki alınmasının yasaklanması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.

    rahmetli fransız oyuncu marie trintignant hakkında bir şeyler okumak isteyenler, başlığı açtığında ekseriyetle saçma sapan bir sözlükçü ve 70 bin dolar hakkında yazılanları görecek.