hesabın var mı? giriş yap

  • internetimizin geç bağlanması sonucu epey bir süre radyo dinlemek durumunda kaldım. kesinlikle dayanamadığım tek bir şarkıcı vardı o da oğuzhan koç ve hangi radyo istasyonunu açsam en geç 2 şarkı sonra o geliyordu ‘kendime sardımmm’ diyerek. tamam tiksinmek biraz abartı olabilir ama bana göre rahatsız edici bir sesi var. hani espirisine telefonda sesimizi değiştirmek için elimizle burnumuzu kapatırız sinir bozucu bir ses çıkar. işte tam öyle bir sesi var ve bu adam o sesle para kazanıyor. helal olsun.

  • uzun süre uğraşarak, benden habersizce, yanlış verilmiş bir karar sonrasında geçmek zorunda kaldığımız kotalı internet tarifesinden (yaklaşık 5 gün boyunca en az 6 saatlik telefon görüşmesi yapmak, onlarca yönetici ile uğraşmak zorunda kalmıştım) kurtulmanın sevinciyle yaşayan biri olarak konuşacağım bak şimdi. adı limitsiz, kendi kotalı tarifelerin internet tarifesi olarak satıldığı, "sınırsız görüşme" isimli cep telefonu abonelik paketlerinin 5000dakika konuşmayla sınırlı olduğu bir ülkeden sesleniyorum sana.

    insanları yağ kuyruklarında yaşattılar yıllarca, ekmek ve benzin kuyruklarında. kendileri yerken, bizi aç bırakıp rezil ettiler dağa taşa, kurda kuşa. sonra kepçeyle getirip kaşıkla bize vermeye başladılar, karnımız doydu sanıp güvenmeyi sürdürdük hepsine. sonra internet minternet derken teknolojiyle tanıştık, başta rezil, sonra düzgün, sonra da aptal uygulamalarla karşı karşıya kala kala internet kullanıcısı olduk. sonra da adil kullanım denen bok çıktı.

    uzağa gitme, sadece benden önce konuşanların yazı olarak bıraktıklarına bak biraz...

    şimdi anlıyor musun neden "adil kullanım" diye bir bok çıktığını sevgili sözlükçü arkadaşım. bak o zihniyet kendini gösterdi hemen. "aylık 50gb'lık ne yapıyorsunuz?" diye soruyor. "tanesi 800mb'tan kaç film eder" hesabı yapıyor. hem de bunu; tüm dünyanın bağlantı hızı konusunda gigabitlere taşınmış olduğu bir zaman aralığında soruyor. bu mantıktaki adamlar o mevkilerde oturduğu için adil kullanım diye bir halt var işte. "800mb'lık 5 film neyinize yetmiyor?" diyecek kadar salak tiplemelere yöneticilik koltuğu devredildiği için sen ve ben bu gerizekalı uygulamalara maruz kalıyoruz işte.

    ipsala'dan öteye geçirsen milletin kıçıyla güleceği bir düşünme algoritmasına sahip bu insanlar yüzünden "kota" diye bir bokla yüzyüzeyiz. adil kullanımmış, peh. en büyük adaletsizlik, senin gibi embesili oraya yetkili yapan yüzünden karşımızda bizim.

    hayata bir pringles kutusunun içinden bakarsanız, sadece basit bir yuvarlağa sığar her şey. onun dışında kalanları görme şansınız yoktur. iptv, htv, hdtv, voip, ultrahd vesaire gibi şeyler hep o çemberin, yuvarlağın veya dairenin dışında kalır pringles kutusuna kafanızı gömüp onun dışına bakamaz olduğunuzda. bir blu-ray film 25 veya 50gb boyunda oluyor, eğer merak ediyorsan sevgili embesil arkadaşım. hani şu "ne yapıyosunuz o kadar interneti, kapatsanıza musluğu" derken sorduğun miktar.

    hem zaten sana mı düştü benim ne indirip ne yüklediğimin çetelesini tutmak? düşün şimdi; sen bana gelip 18 koltuklu bir minibüs satıyorsun. ben günün birinde arkadaşlarımla toplanıp pikniğe gitmek için biniyorum, beni yolda durdurup "minibüse bu kadar insan binemezsiniz, siz minibüse bu kadar insanla binerseniz adil bir kullanım olmaz" diyorsun. sonra da benden sana insanmış gibi davranmamı bekliyorsun. var mı öyle tatava? senin o fındık kadar aklının üretebileceği üç beş fikir, olsa olsa bu kadar kokuşmuş olur işte. bu kadar leşsin, bu kadar embesilsin sen.

    50 gbyte neyimize yetmiyormuş... sttir git mal mısın nesin...

  • çanakkale savaşı süresince mustafa kemal ile liman von sanders arasında, savaşın gidişatı ve genel yönetimi bakımından esaslı görüş ayrılıkları olmuştur. von sanders - bir alman olarak, doğal biçimde kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmüş ve - ingilizleri mümkün olduğunca çanakkale'ye yığıp, dikkatlerini batı cephesinden uzaklaştırmaya, güçlerini bölmeye yönelik bir strateji izlemişken; mustafa kemal, hemen her koşulda düşmanı hızla ve temelli yok etmeyi ön plana almıştır.
    bunun en tipik bir örneği, ingilizlerin karaya çıkarma yaptıkları 25 nisan 1915 günü yaşananlardır. von sanders muhteşem (!) bir öngörü ile ingilizlerin saros körfezinden çıkarma yapacağını düşünüp, ona göre bir savunma planı yapmıştır. mustafa kemal ise ingilizlerin çıkarma yapacağı yeri mutlak bir doğrulukla öngörmüş ve tarihe o meşhur "süngü tak!" talimatını vererek geçtiği gün yaşanmıştır.
    son olarak, von sanders'in o sırada hala saros körfezi çevresinde dolaşıp durduğunu, oysa asıl ingiliz çıkarma birliklerinin çoktan çıkarmaya başladıklarını söylemekten ben utanıyorum da şu günlerde bile bir yerden kıvırıp, atatürk'e laf atacak adamlar utanmıyor diyerek işbu entryime son veriyorum.

  • benim babam değildir. zira üniversiteyi kazan dedikten sonra düşündüğü şey bizi nasıl okutacağıydı. üç kuruş memur maaşıyla ne kendinin arabası oldu ne bize araba alabildi ama üçü aynı yıllarda 5 çocuğunu üniversitede okuttu, iş sahibi yaptı. canım babam, seni çok seviyoruz...

  • çok şükür avukat olmama rağmen böyle bir rahatsızlığım yok.

    edit: şu saate kadar onlarca "avukatsan bir şey sorabilir miyim" mesajı aldım. sözlükte böyle bir şeye ihtiyaç var orası belli de arkadaş hiç mi ironiden anlayan adam kalmadı. "lan yine söyledin" diyerek entry girerek eleştirenler olmuş. enteresan.

    meslek belirtme hastalığı üzerine yorum yapılsaymış keşke. bir mühendis olarak bu duruma çok şaşırıyorum. *

  • erciyes üniversitesinde yatmakta olan oğlum atlas lösemi, acil a rh+ trombosit kan ihtiyacımız var, 0505 492 17 36,

    debe edit: atlas'a kan verildi ve bir ünite kan da yine losemi başka bir çocuğa verildi, süpersin sözlük. 70 e yakın çakı gibi kan gönüllüsünüde listeme ekledim. losemi servisinde kan ihtiyacı olduğunda daha hızlı ihtiyaç karşılanacak inşallah. siz iyisinizde siyasiler kötü, varolun. konu kendini imha edebilir.

    *losev'i de hatırlatayım burdan açtırılmayan bir hastanesi var sözlük. üyede olabilirsin, bağışta yapabilirsin, etrafına hatırlatabilirsin. türkiyenin bu hastaneye ve losev'e ihtiyacı var. losev

    *buda var ekşi sözlük donör oluyor kampanyası

  • farklı bir detay yazayım ben de.
    1992 ye kadar sigara paketlerinin üzerinde fiyat etiketi olurdu. zam gelmiş olsa bile bandrol üzerinde yazan fiyat neyse o paradan satılmaya devam ederdi. bu da zamlı fiyata geçişi en az üç ay ertelemiş olurdu. ki bazı yerlerde bu neredeyse yeni zamma kadar bile devam ederdi. bakkalların ve küçük marketlerin vitrinlerinde eski fiyattan sigara bulunur levhaları vardı.
    daha da önemlisi bu yöntemle stokçuluk yapılamazdı.
    süleyman demirel bu sistemi değiştirdi.

  • birini öldürebilmek için, öldüreceğin kişinin yaşıyor olması gerekir.

    birine itibar suikastı yapabilmek için, ilgili kişinin itibarlı olması.

  • araba ba$inda hal ve hareketleri ile kar$i cinsten ayrilan suruculer. bazi mizansenler:

    1) siz arkasindasinizdir, daha 3 metre vardir sizin on tampona, e$$ek gibi basar duduge, yer ver diye. hemen iceri bakiniz. (sonuc :%93 kadin %6 maymun %1 ya$li bir amca)
    2) onunuzden donecektir, lakin ya zort diye doner arka lastigi kaldirima cikarir, ya cok gec kalir, geri cikmasi gerekir. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %91 kadin %7 lama %2 acemi erkek)
    3) bayirda durmak zorunda kalmi$tir. el freni tribi ile kalkacaktir, etrafta bir lastik ve balata kokusu, kirmizi bir duman. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %82 kadin %14 buffalo %4 acemi erkek)
    4) coktan ye$il yanmi$, orta $eritte bir polo hareket etmemi$tir. ayna ba$inda faaliyet vardir. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %99 kadin, %1 direksiyon ba$inda vefat etmi$ bir erkek)
    5) bir yerde durmu$ bir i$inizle ugra$iyorsunuzdur. yaninizda bir firkatein gececek kadar yer vardir. sert ve uzun bir korna ile irkilirsiniz. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %80 kadin, %15 polis, %4 acemi erkek, %1 nil timsahi)
    6) sol $eritte 40 km hizla bir clio gitmekte $eridi ortalamakta zorlanmaktadir. herkes bu arabanin sagindan ayar verir. icerdeki goruntu. (%91 kadin, %6 koala, %2 surucusuz otomobil prototipi, %1 erkek)
    7) bir araba geri manevra ile park edecektir. lakin icindeki bunye, direksiyonu hic hareket ettirmeden ileri geri yaparak daha uygun pozisyonun kendiliginden gelecegini ummaktadir. bu arada da aracin vites kutusu ve $anziman sisteminden aglama sesleri gelmektedir. suzun icerisini, suzun suzun tirsmayin sizi gormez. (sonuc: %99 kadin, %1 jefrey yunusu)

    verdigim oranlardan da anla$ilacagi gibi. (bkz: istisna)