ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
benim bir keresinde "tapu and kadastro" demişliğim vardır. valla kimse üstüme gelmesin, anca o kadar çevirebilmişim. yine de büyük bir alkışı hak ettiğimi düşünüyorum. varsa, çay da alırım.
mucize doktor
-
sabahtan beri izliyorum hala kutsi çıkmadı. bu nasıl doktorlar lan.
bedelliler olarak rütbemiz ne olacak
-
(bkz: genelkurmay başkanı)
öğlen 3'te normal gece 3'te korkutucu olan şey
-
telefonun çalması.
kendisine doğru bakınca dekoltesini düzelten kız
-
doğrusunu yapan kız.
lan ben erkek halimle bi kız bana bakınca; "lan acaba fermuar mı açık kaldı,
amnk acep yüzüme tükenmez kalem mi bulaştı, yoksa pantalonun ortası mı yırtık,
ölüyom mu lan acaba diye şüpheye düşüyom, o kız napsın.
not: tipsizlikten walking dead'de makyajsız oynarım evet.
marketler kırtasiye malzemesi satmasın
-
durumu olmayan vatandaşı daha rahat skin diye değil mi?
kırtasiyeler basit bir ürünü bile ne kadar farkla satıyor biliyoruz.
kıyafetleriyle dalga geçilince okulu bırakan çocuk
-
samsun'un tekkeköy ilçesinde bir barakada babaannesi ve dedesiyle yaşayan 9 yaşındaki çocuktur. arkadaşlarının kıyafetleriyle dalga geçmesi nedeniyle 1.5 aydır okula gitmiyormuş.link
kıyafette serbestlik getirenler şimdi daha mutlu olmuşlardır eminim. zamanında kendimizi yırttık; bu yanlış bir uygulamadır, sosyal farkı ortaya çıkarır, bari ilköğretimde uygulanmasın dedik ama dinletemedik.
edit1: 1- yardımda bulunabileceğimiz bir hesap numarası var mı diye çok sayıda mesaj geldi. şimdilik yok ama haberi yapan kişi/kurum veya samsun valiliği aracılığıyla o aileye ulaşmaya çalışacağım. sonuçtan sizleri haberdar edeceğim.
2- tek bir örnekle genelleme yapmak gibi bir amacım yok, parası olan var olmayan var. herkes çocuğuna okulda giyebileceği farklı elbiseler alamaz. bu tüm dünya ülkelerinde geçerli olan bir gerçektir ama bizim gibi az gelişmiş ülkelerde daha fazladır. birçok aile, çocuklarının "bugün ne giysem" telaşesine kapıldığını söylüyorlar, çevremde duyuyorum ben bunları. bu yüzden enazından ilkokul seviyesinde(bence lise de dahil) böyle bir uygulama faydadan çok zarar verir.
edit2: bakanlık olaya el atmış, gerekli talimatlar verilmiş. inşallah benzeri olaylar bir daha yaşanmaz ya da daha az yaşanır diyelim daha doğru olur!
zaman varken marmara'yı terk edin
memur olup sıradan bir hayatla geberip gitmek
-
dsıde çalışan bir mühendisseniz, köy köy dolaşıp gölet yapıyor, sulama sistemleriyle ilgileniyor olabilirsiniz.
ziraat bankasında uzman mühendisseniz, karış karış gezip tarıma kredi vermiş bir insan olabilirsiniz.
maden şirketinde memursanız, işçilerin hakkını alması konusunda destek vermiş, gerekli düzenlemeleri getirmiş, enerji komitelerinde görev almış olabilirsiniz.
devlet demiryollarında memursanız, dağ taş gezip anadolunun olmadık yerlerine bayramda seyranda gidip sorun çözen bir insan olabilirsiniz.
öğretmen olabilirsiniz, doktor olabilirsiniz, hakim savcı olabilirsiniz.
bu insanlar benim dedem, babam, anam, teyzem. hayatlarını insanlara faydalı olacak şeyler yapmaya çalışarak geçirdiler. vatana millete faydalı olmak için okumuşlardı. plazada yabancı bir firmanın temsilciğinde çalışmaktan daha az kazandırdığı doğrudur. ama güvenceleri, tatilleri, lojmanları, dostları, müdürü çekiştirdikleri iş arkadaşları, ve örgütleri vardı.
memur dediğimiz insanlar her ne kadar bugün devletin çürümüşlüğü içinde kalsalar da ülkeyi çekip çeviren çalışanlar ordusudur. onların emekleri bir devleti sosyal devlete dönüştüren şeydir. manevi olarak zengin bir hayattır. sosyal olarak güzel bir hayattır. sizi özel sektör gibi birbirine maaşını söylemediğin, yanında oturanla rekabet ettiğin bir dünyadan alır, aynı amaçlar için mücadele ettiğin ortağa çevirir. akşamları hobi edinecek çoluk çocukla oynayacak zaman bırakır.
kar için değil, insanlar için çalışırsınız. onurlu ve anlamlı bir yaşamdır.
ek:
“hiçbir zaman inandıramadım seni kahramansız bir dünyaya neden inandığıma. hiçbir zaman inandıramadım seni o kahramanları uyduran zavallı yazarların neden kahraman olmadıklarına. hiçbir zaman inandıramadım seni o dergilerde resimleri çıkanların bizden başka bir soydan olduğuna. hiçbir zaman inandıramadım seni sıradan bir hayata razı olman gerektiğine. hiçbir zaman inandıramadım seni, o sıradan hayatta benim de bir yerim olması gerektiğine.” orhan pamuk, kara kitap
hoşlanılan kızın kilim desenli apartmanda oturması
-
hançer yarasıdır, dom dom kurşunudur.
patron çocuklarının girişimcilik dersi vermesi
-
- girişimci olun, yenilikçi olun, korkmayın, deneyin, olmadı bir daha deneyin, ne olucak ulan?
+e para?sermaye?
- o sorun değil, babanızdan alın işte...
+anladım, teşekkür ederim, kaç para veriyoruz ders için?
- 100 usd adam başı,
+buyurun...