hesabın var mı? giriş yap

  • doğada bulunan uranyum %0,711 oranında u-235 içerir. geri kalanı u-238 izotopudur. nükleer yakıt yakıt olarak, ya da atom bombası yapımında kullanılan izotop u-235 izotopudur.

    santral için yakıt kullanmak amacıyla ya da bomba yapımı amacıyla doğal uranyum içerisinden bulunan u-235 izotopunun bu amaçlar için işe yaramayacak olan u-238 izotopundan ayrıştırılması gerekir. bu işleme uranyum zenginleştirmek denir. bu işlemin ardından doğal uranyumdan u-235 ayrılırken geriye içerisindeki u-235 miktarı çok daha düşük seviyelere düşmüş olan uranyum kalır. burada bahsedilen oran da %0,3 falan. bu geriye kalan uranyuma zayıflatılmış/seyreltilmiş uranyum (depleted uranium) denir.

    doğal uranyumdaki u-235 miktarı çok düşük olduğu için zenginleştirme işleminin bir sonucu olarak çok yüksek miktarda zayıflatılmış uranyum atık olarak oluşur.

    radyoaktivitesi normal uranyuma göre daha düşüktür çünkü u-235 oranı azalmıştır, zaten uranyum çok da radyoaktif bir madde değildir. zararlı etkisi de ağır metal olmasından kaynaklanır. yani oturup yiyecek olsanız radyasyon zehirlenmesinden değil kimyasal zehirlenmeden dolayı ölürsünüz.

    bu meretin kullanılmasının sebebi de çok yoğun ve sert olmasıdır. bu sebeple zırh delici olarak kullanılmaya çok müsaittir. ayrıca zırh olarak da kullanılmaya oldukça müsaittir, bu sebeple abd'nin kullandığı abramslar da uranyum zırh kullanırlar. ayrıca a-10 uçağı da top mermisi olarak bunu kullanır.

  • aile ve sosyal politikalar bakanlığı'nın yürüttüğü “türkiye'de aile yapısı araştırması”nda yapılan anketler sonucu ortaya çıkmış oranmış bu. evet ülkemizin yüzde 82 si alkol kullanmıyormuş.
    ben şahsen bu sonuçları okuduğumda anketi yapanların da alkol kullanan yüzde 18 içinde olduğunu düşündüm. yoksa bu sonuçlar ayık kafayla çıkarılacak sonuçlar değil gibi gözüküyor. maksadının ne olduğu açıkça belli kerameti kendinden menkul anketler.

  • annesi hastaymış adresi bulamamış ilacını alamamış.

    bu da hayırlı evlat olarak gelmiş ve başka kadınlara sizi s.kerim, senin kafanı koparırım, öyle televizyonda gördüklerinize benzemem gerçekten s.kerim hepinizi diye tehdit ediyor hem de sağa sola yumruk atıyor dağıtıyor ortalığı.

    tebrikler delikanlı. annene selamlarımızı ilet senin gibi bir yaratık yetiştirdiği için.

  • milletin yine 1-2 yerinden kendiyle özdeşleştirdiği kız. bende hiçbiri tutmadı aga iyi mi. amorti bile yok.
    başlı başına "kız" bile tutmuyor sen düşün.

    gelen mesajlar üzerine edit: nefes alıyorum evet, ayrıca kadın da değilim.
    olm seçim sandığına sokarsınız az sabredin amk.

  • jon snow ile ortak bir noktamızın olduğu dizi.

    ikimiz de hiçbir şey bilmiyoruz amk. ulan bu diziyi ben de izliyorum insanlar bu kadar çıkarımı nasıl yapıyor? hadi jon snow rol icabı hiçbir şey bilmiyor. ben niye bilmiyorum? sebebi neydi ki?

  • ben hiç panik yapmıyorum, kafam rahat. şu an keriz silkeleme yapılıyor bence. 1.5 dolar seviyelerinde birkaç gün dolaşıp tekrardan 150 dolar, ordan da 300 dolara kadar yolu var. grafik öyle görünüyor. grafik tasarım mezunuyum.

  • normalde suç işleyen, vergi kaçıran insanlar göz önünde gözükmez, olabildiğince gizli saklı yaşamaya çalışırlar. ancak bizim kaçakçımız da suçlumuz da ünlü olma fenomen olma peşinde. bu kafayla bu kadar parayı kazanacak legal veya illegal işi nasıl yapmış, nasıl başarılı olmuş hayret ediyorum ben yine de. şunu da merak etmiyor değilim bu kadın instagramda sağa sola para fırlatmasaydı acaba yine bugün olanlar olacak mıydı?

  • zengin bir kişi.
    tanım kısmını geçelim, şahsına yönelik eleştirilere gelelim.
    15 aylık bir çocuk babası olarak fena hırslandım kendisine.

    şimdi güzel kardeşim, bakıcılık, dadılık diye bir kurum var. bu kurum neden vardır, sana çocuğuna bakarken yardımcı olsun, daha da önemlisi sen işindeyken gücündeyken çocuğunla ilgilensin diye vardır.

    şimdi işin yok, gücün yok o anda. tatildesin. çocuğunla dilediğince beraber zaman geçirme fırsatın var. zaten çocuklu ailelerde tatil de bu işe yarar. kaçırdığın şeylere yeniden kavuş, çocuğunla daha bir zaman geçir diye.

    neyse, benim yazıdan anladığım hanife teyze çocuğunun çorbasını pişiriyor, hanife teyze çocuğunla geziyor, hanife teyze çocuğunla (tam süreyi dolduramasa da) saatlerce oyun oynuyor, sen de bikiniyle güneşleniyorsun. e neden yaptın o çocuğu o zaman? tatilde bile onunla vakit geçirmeyeceksen, onu hanife teyzeye "satacaksan", üstüne hanife teyzeyi de bunun için millete ilan ediyorsan, sen neden o çocuğun annesiyim diye dolaşıyorsun?

    bir de milleti "şekerim doğuruyor, doğuruyor bakmıyorlar. saldım bayıra mevlam kayıra diyorlar" diye eleştirirsin. senin bunu yapanlardan banka hesabın dışında neyin eksik? o çocukla tatilde bile hanife teyze ilgileniyorsa sen kimsin?

  • bu japon çiçek düzenleme sanatında buketler üst üste değerlendirilen üç düzey olarak tasarlanıp düzenlenir ve gönderilecek kişiye göre buket değişir. her buketin taşıdığı bir anlamı, bir mesajı vardır ve bu nedenle her buketin bir dinamiği bulunmaktadır: en altta bulunan çiçek veya yeşillikler buketin hitap ettiği kişinin geçmişini simgeler, buketin orta katı kişinin bu gününü, en üst kademesi de geleceğini simgeler. bu şekilde genç bir insana verilecek olan kişinin buketi üst kısımda yoğunlaşırken, hayatta daha tecrübeli olan kişilere hitab edecek (bkz: politically correct) aranjman da ağarlık alt düzeye verilir.

  • 'ey tokalaştıktan sonra "yanaktan da öpeyim mi acep" stresi yaşatan az samimi olduğumuz insanlar, ömrümüzü yediniz.'

  • sosyal yardımı acun yapıyor, adaleti müge anlı sağlıyor. devlet de bizim gibi televizyondan izliyor galiba bunları..