hesabın var mı? giriş yap

  • ---spoiler---

    madde 1- 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı gider vergisi kanunun 33 üncü maddesinde yer alan banka ve sigorta muameleleri vergisi nispetlerinin tespitine ilişkin 28/8/1998 tarihli ve 98/11591 sayılı bakanlar kurulu kararının eki kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    "e) kambiyo muamelelerinde satış tutarı üzerinden binde 1, aşağıda sayılan kambiyo muamelelerinde satış tutarı üzerinden sıfır;

    1) bankalar ile yetkili müeseselerin kendi aralarında veya birbirlerine yaptıkları kambiyo satışları,

    2) hazine ve maliye bakanlığına yapılan kambiyo satışları,

    3) döviz kredisinin ödenmesine yönelik olarak, döviz kredisi kullanılan ya da kullanımına aracılık eden banka tarafından kredi borçlusuna yapılan kambiyo satışları,"

    ---spoiler---

    yani üstte diyor ki; bankalara ve hazineye döviz alım satımlarında vergi yok, ama düz vatandaşsan vergini vereceksin. su veren itfaiyenin hortumu konulu panele hoşgeldiniz.

  • 14 ekim 2012 felix baumgartner'in uzaydan atlayışını verirken adamın ışık hızını geçmeye çalışacağı altyazısını verdikleri yetmezmiş gibi, atlayış tamamlandıktan sonra felix'in ışık hızını geçtiğini iddia etmişler. felix için dört dakika geçmesine rağmen bizim için dört yüz yıl geçtiği için bu bilgiyi internet denen tarih öncesi veri deposundan almış bulundum.

  • --- spoiler ---
    17.bölümde; metin'i gören emrah, elindeki tesisat borusunu açarak naber santino demiştir, bilindiği üzere godfather'daki santionun malafatı normalden çok büyüktür, santino'nun malafatı hakkındaki durum ise filmde değil, kitapta net olarak ifade edilmektedir.

    --- spoiler ---
    bu sahneyi kim yazdıysa, kendisine hürmet ve selam ediyorum, büyüksün reyiz!
    edit: twit attım, durgun onay, çağlar yurt'u işaret etti, çağlar da çok efendi çocukmuş, ben yazdım falan demedi.
    (bkz: durgun onay)
    (bkz: çağlar yurt)

  • gözleri dudaklarından önce konuşan birine ilk kez rastlıyorum.

    söyleyen de meriç filan değil, sokaktaki tinerci.

  • uzun ilişki sonrası, ayrılığın üzerinden uzun bir zaman geçmişken ansızın bir mesaj:

    - bu gece kardeşimi istemeye geldiler, sadece haber vermek istedim...

    meali: oysa ne hayallerimiz vardı, biz evlenecektik, onlar bizi takip edeceklerdi... ayrıldığımız günden beri yalnızım, kimseyi koyamadım yerine... attım gururumu bir kenara, sonrasında aklımda kalmasın diye son bir kez deniyorum şansımı, haydi gel, dönelim bu hatamızdan... seni hala çok seviyorum...

    - haber verdiğin için çok teşekkürler, mutlaka arayıp tebrik ederim...

    meali: kokunu duydum sanki adını görünce telefonda, yüreğimin atışı hızlandı, özlemim depreşti, ama korkularım canlandı... ayrıldığımız günden beri yalnızım, kimseyi koyamadım yerine... ama yok cesaretim yeniden denemeye, aynı şeyleri yaşayamam...
    aslında çok iyi aldım mesajını, ben akıllı olup, aptala yatıyorum, anlamamış gibi cevap veriyorum sana; oysa sen de bunu korkaklığımdan yaptığımı anlayacak kadar akıllısın, beni o kadar iyi tanıyorsun...
    beni o kadar iyi tanımış olmandan korkuyorum zaten galiba, hoşçakal...

  • öyle bir his ki sanki içimdeki tüm mutluluk hücrelerini ameliyatla almışlar. boş bir kabuk gibi kalakalmışım. azkabanda 100 yıl geçirmişim de içim kurumuş gibi. ya şu da olumlu güzel bir habermiş falan diye sevinesim, komik şeylere gülesim bile yok. komedi filmleri/dizileri bile komik gelmiyor.

    mut yetmezliğinden ölücem arkadaş bu kadar da mutsuz olunmaz ki.

  • bilgi olmadan fikir sahibi olmanın zararları altında incelenecek başlık.o yüzden affınıza sığınarak biraz uzun tutacağım.

    üniversite sınavından başlayacak olursak evet ilk 15 binde olmanız gerekiyor. belki kazançla alakalı doğru ama bu dilimde olabilmek için harcanan emeği görmezden gelmek doğru değil.

    5 yıllık eğitimlerinde bazı diş hekimliği fakültelerinde tıp fakültelerinden daha zor bir eğitim aldıklarını biliyorum.şu anda cerrahi bir bölümde asistan olmama rağmen gerektiğinde rest çekebildiğim nadir durumlar olabiliyor ki cerrahi nosyonunu, hiyerarşisini ve disiplinini bilenler ne demek istediğimi anlayacaklardır, diş hekimlğinde stajyer öğrenciyken hocaları bırak asistanların karşısında bile süt dökmüş kediye dönmezsen o sınıfı geçirtmiyorlar.

    tus gibi bir bela başımızdayken dus gibi bir bela da onların başında.hatta yılda iki kez değil bir kez yapılıyor artık. işin trajikomik tarafı uzmanlık eğitimi almak için sağlam bir torpile ihtiyaç duyulmasının önüne geçtiği için henüz daha yeni başlanan bu sınav bayram coşkusuyla karşılandı camiada.

    diş hijyenine halkın elit kesimi dahil büyük bir kısmının dikkat etmediği bir ülkede, mesleki açıdan karşılaştıkları güçlüklerden, bel, boyun ve tendon sorunlarından, hastanede yöneticilerinden, okulda hocalarından ve asistanlarından, özelde patronlarından ve her yerde hasta ve yakınlarından gördükleri mobingi uzun uzun anlatmaya gerek yok

    yaptıkları işin kıymetini anlatmak için diş ağrısına da gerek yok.diş eti problemlerinden tutun da her türlü ağız ve çene hastalıklarına kadar oldukça geniş bir yelpazeye hitap ediyor.teorik ve bilhassa pratik anlamda oldukça ağır bir meslek.

    kazançları da gelişmiş toplumlardaki oranlara bakılırsa düşük seviyede. nasıl bir trolleme içerisinde olursanız olun doktorlar, diş hekimleri, öğretmenler ve ağır işçiler türkiye'de normalde almaları gereken ücretin çok altında para kazanıyorlar.

    eğer eleştirecek bir maaş arıyorsanız kızılay'ı geçince az yukarıda sağda t.b.m.m. var.bir kardeşiniz olarak klavyenizi daha faydalı işler için çalıştırmanızı öneriyorum.

  • bir gun bir daha hic acilmamasina kitlenecek. böyle dügmük olacak. 5 cm ilerleyemicek kimse. herkes kornaya abanicak. oyle bir ses cikacak ki uzaydan duyulacak. komşu illerden yardima kosacaklar ama hicbir sekilde istanbula giris olamayacak. ınsanlar havayoluyla kurtarilacak. trafikte kalanlara helikopterden ekmek ve su atilacak.

  • seneler seneler önce, orkidin daha yeni yeni tv de cikmaya basladigi zamanlarda kuzenimin basina gelmis bir olay.
    kuzen bir arkadasinin evine gitmis, aksam tv seyrediyorlar ev ahalisiyle birlikte. orkid reklami cikmis, yeni kanatli orkid falan filan diye.
    bunun üzerine ev sahibi laz amca su tarihi cumleyi söylemistir.
    "bu .mina kodugum ne ise, simdi de ucmaya basladi."

  • karadenizli elemanımızı polis çevirir;

    p: hız limitini aştınız beyefendi. ehliyet, ruhsat alabilir miyim?
    k: ne ehliyetü hemşerüm bu araba çalintu. ehliyetüm falan da yok. gerçü pi torpidoya bakayum belki silahın altında vardür bişeyler.
    p: silah....
    k: yav bagajda ikü tene ceset varda.

    polis hemen ekip çağırır. amirine anlatır herşeyi. amir gelince bizimkisi hemen ehliyetini, ruhsatını çıkarır. torpido yu bagaj ı gösterir. hiçbir şey yok.

    amir polise sorar;

    a: o kadar şey dedin, ortalıkta hiçbir şey yok?

    ordan bizim eleman atlar.

    k: "şimdu bu size hız yaptu falan da demiştur."

  • gücünü halkın iradesinden, sandıktan aldığı içindir. sen bizim dinimizden değilsin ki bi' kere. nereden anlayacaksın?!