hesabın var mı? giriş yap

  • babamın 4. golden sonra verdiği tepki;

    "ulan ingiltere'nin anadolu takımları ne güzel oynuyor öyle."

  • alkollü araç kullanamazsınız, araç kullanırken fazla hız yapamaz, telefona bakamaz yemek yiyemezsiniz. yasak bunlar, anladın mı yasak? yasak olmasının da bir sebebi var. adam gelmiş bir çok insanın başına gelebilir yazmış.

    kural tanımaz bir sığır değilsen bunlar başına gelmez, zorla mı alkol aldırıp direksiyon başına geçiriyorlar seni? alkollü araç kullanıp insanları öldürmek nasıl herkesin başına gelebilir lan? bu nasıl bir mantık?

    ayrıca sizler nasıl insanlarsınız ki bu tipi hala savunmaya çalışabiliyorsunuz? yok yazarın hayatı başka eserleri başkaymış, yok herkesin başına gelebilirmiş. alkollü araç kullandığı için insanları öldüren birisi ne kadar iğrenç ise bu durumu savunanlar da en az o kadar iğrenç.

    ek: şu ''hayatı başka eserleri başka'' kısmına biraz daha açıklık getirmek istiyorum çünkü hala bu düşünceyi savunmaya çalışanları görüyorum.

    sizin bu eserlerinden ayrı tutmaya çalıştığınız hayatını o eserlerden kazanıyor ya bu adam, nasıl ayıralım lan birbirinden? isterse dört duvar arasında olsun sen o eserlere pozitif destek verdikçe eser sahibi maddi kazanç elde edecek ve daha rahat bir hayatı olacak.

    hiç mi zorunuza gitmiyor bir katili finanse etmek? bu kadar aciz misiniz siz? bir kitaptan ya da diziden uzak kalamayacak kadar zavallı mısınız?

  • ww2'den sonra esas müttefik planı, almanya'yı tamamen kırsal bir ekonomi ve ona dayalı tarım sanayisi ile donatıp ilelebet kendine mahkum etmekti, marshall planı'yla türkiye'ye yaptıkları gibi.

    fakat sovyet tehdidi iyice baş gösterince avrupa'nın komünizme karşı en önemli savunma hattı olarak federal almanya görüldüğü için bu plandan vazgeçilmiş ve almanya'ya büyük iktisadî ve askerî destek verilmiştir ki, "alman ekonomik mucizesi" denilen şey tamamen bundan ibarettir aslında.

    kore'nin de japonya'nın da "ekonomik mucizeleri"nin altına bakarsanız, koskocaman bir amerika ve ingiltere gerçeğini görürsünüz. "üretim, istihdam, liyakat" geyiği aslında boş. amerika iyiliğini istiyorsa sonu iyi oluyor her şeyin. japonya 1905'te rusya'yı ingiltere desteğiyle yendi. aynı ingiltere rusya'yla birlikte osmanlıları parçalamaya çalışıyordu.

    işte "japonya başardı, biz niye başaramadık" geyiğinin de sonucu orada.

  • insan-doğa ilişkisini ruhun derinliklerine yerleşerek sorgulatan bir modern zaman başyapıtı. betonlaşan dünyada doğaya ve gökyüzüne ulaşmaya çalışan insanoğlunun çaresizliğini imgeleyen bir şaheser. ayrıca, bu müstesna eser sürrealist dışavurumcu yaklaşımla ruhani inançlara bariz göndermeler yaparken, led zeppelin'in stairway to heaven'ınına da selamı çakmaktadır.

    m.s. 2000'li yıllardan kalma bu eserin sahibi bilinmediğinden, bu esere yakışır bir şekilde "trabzon bilemedin rize'deki sürrealist merdiven' adı verilmiştir.

    http://origin.komedi.com/…alist-merdiven_o_2766.jpg

    edit: link

  • kardeşi prenses, babası lord olan maraba. ama eşeklik bunda değil, obi van denen hıyarda. ulan zaten komşuymuşunuz. arada bi uğra, bi iki figür göster şu çocuğa. babasını daha el kadar yavruyken alıp yetiştirdiniz. işi kaptı iblis gibi oldu maşallah. bunu bıraktınız tozun toprağın arasında, oturdu bokuyla oynadı yirmisine kadar. e nooldu sonra ışın kılıcını gördu merteksandı, r2d2'dan kardeşinin hologramını buldu, bakıp 31 çekti. kazık kadar adam olduktan sonra da geçtiniz karşısına yok forcedu yok light sidedı yok dark sidedı bi saat kafa ütülediniz. bunun babası daha bıyıkları terlemeden galaksinin yarısını dolaştı. düdüklemedik kraliçe bırakmadı. bu garibimin taktınız kıçına r2d2yu, yolladınız 900 yaşındaki cücenin yanına . ağaç yaşken eğilir dememişler boşuna. 3 film bitti anca buldu kendini de adam oldu herif.

  • veysel şanlıejder adını alabilir. sanki lord of the rings'den fırlamış bir türk elf gibi. yakıştı. evet.

  • yer bursa. iki adli vaka. biri adam vuruyor, diğeri satırla doğruyor. iki magdur da yogun bakımda. ve iki fail de adlî kontrolle serbest. hürriyet linki

    halil sezai sadece dövmüş. satırla dograsa yada silahla vursa şu an dışarıdaydı. bu ülkedede yargıya güven oranının yüzde 10 bile olması cok fazla. twitter baskısı ve siyasi talimat ile hareket eden yargı erki artık erk olma işlevini yitirmiştir.

  • (ekim 2005, isimler ve mekanlar degistirilmistir)

    - anne, ayse'ye kirmizi cok yakisiyor.
    - hmm. ayse kim?
    - bi arkadasim.
    (ustune varmayalim)

    (aralik 2005)

    - anne ben asik oldum
    - kime asik oldun?
    - ayse'ye. ama soylemiycem. evlenme teklif edinceye kadar soylemiycem. sen de kimseye soyleme (yazma demedi ki)
    - tamam canim.

    (ocak 2006, oglanin asik oldugu kizla tanisilir. aileler tanisir. cocuklar arkadasliklarina devam ederler, ailecek gorusulur, ama esas oglan, her firsatta, nasil askimi belli etsem/etmesem, nasil evlenme teklif etsem derdiyle ugrasiyordur. esas oglanin gunu, ayse'nin ona olan davranislariyla sekilleniyor, kiz esas oglana ilgi gostermezse evde firtinalar kopuyor, kapilar carpiliyor, kiz esas oglanin bir dedigine gulumsuyorsa hayat pespembe oluyordur)

    25 nisan 2006

    esas oglan eve gelir... yuzunden dusen bir parca... aynen aktariyorum.

    - ne oldu oglum, okul nasil gecti?
    - hayatimin en kotu gununu yasadim. ayse, baskasiyla evlenicekmis.
    - aa nerden cikti simdi bu, oglum daha erken boyle seyleri dusunmek icin, o da farkinda degildir bu islerin daha.
    - yok, kararliymis, alp'e soyledi. hem de benim onumde.
    - ne dedi tam olarak?
    - alp, ayse'ye, esas oglan sana asik, seninle evlenmek istiyor, dedi, ayse de, ben firat'la evlenicem, dedi.
    - cok kesin konusmus ya.
    - kesin konustu anne. anneanneme, kardesime soyleme. babama aksam soyleriz.
    - tamam canim. ama bak, yine soyluyorum, evlenmek icin daha erken, baska asik olacak kizlar var dunyada, hem belki ayse sana asik olur, daha zaman var..
    - anne ne diyorsun, neredeyse 6 yasindayim artik. hic evlenmiycem ben...

    (gece uyuyamadi cocukcagiz. dolabin altinda fare var, eve hirsiz mi girdi diye bin bir turlu bahaneyle donup durdu yatakta. aslinda aklinda olan ilk hayal kirikligini gizlemeye calisti galiba. simdiden boyle basladiysak, ohooooo).