hesabın var mı? giriş yap

  • akp hukumeti'nin basbakan yardimcisi bulent arinc'in fikri.
    kendisine gore anayasa'daki değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri nitelikli çoğunluk ile degistirmek mümkün olmali.

    konsensus kelimesini duysa eli silahina giden bu ulkenin nitelikli çoğunluktan anladigi sey de, meclis'te 367 tane sandalye ve onlarin uzerinde oturanlardir.

    değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler arasinda ulkenin demokratik, laik bir hukuk devleti oldugu, insan haklarina saygili oldugu gibi temel ifadeler var.
    sayin arinc'a gore 367 tane el oyle isterse bunlari degistirmek mumkun.

    mesela yarin obur gun teror azarsa "bu insan haklari nanesi de cok ayak bagi oluyor" diyerek insan haklari kavrami tamamen anayasa'dan silinebilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.
    "bu zindiklar yuzunden hepimiz cehennemlik olucaz" diyerek islam'a aykiri kanun yapilmasi yasaklanabilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.
    "hukuk devleti de nedir ulan; hakliyi haksizi halkin sectigi meclis belirler" diyerek yargiclar savcilar dogrudan meclise baglanabilir.
    367 tane elin kalkmasi yeter.

    ki bu secim sisteminde, o 367 tane eli secmek icin, secmenlerin yalnizca %35'inin oy vermesi dahi yetecektir!

    "cogunlugun tahakkumu nasil kurgulanir" filmini rusya'da ortadogu'da vizyondayken goremediyseniz, gec kalmadiniz!
    trt ekranlarindan canli yayinlaniyor su siralarda.

  • oyunculuk nedir gösteren sahne, oyuncular bu sahne için özel hazırlanmışlar.
    bu sene taner birsel'i bir konferansta izledim ve birsel konferansta bu sahneyi çekmek için nasıl bir yöntem izlediğini anlattı. hatırladığım kadarıyla rollerinizden önce herhangi bir hazırlık yapıyor musunuz kabilinden soruydu yöneltilen ve cevabı bu sahneyi anlatıyordu.
    geceden çekim için mekanda bulunduklarını ve sahne hakkında bilgi aldıklarını aktarmıştı, ardından nasıl en iyi çekeriz diye düşündüğünü ve sabaha kadar bir şey yemediğini. dikkatinizi çekerse 4.45'te savcı (taner birsel) soruyor, senin oğlan var mıydı diye muhtara muhtar bir kaç dakikadır oğlunu anlatıyor olmasına rağmen. bunun tamamen doğal bir muhabbet olduğunu ve o soruyu da farkında olmadan sorduğunu anlatmıştı yanlış hatırlamıyorsam.
    velhasılı kelam, üzerinde oyuncularca çalışılan bir sahne, gelişi güzel çekilmişe benzese de öyle değil.

  • çok kalabalık bir ailenin, ailesine bakmak için okuyamayan oğlu olduğunu söylemişti taha. kıt imkanlarıyla, mutfağında onu en mutlu eden şeyi yaptı, yemek pişirdi. “insanların bir bardak su bile içmem dediği o mutfakta ben çok mutluydum” diyordu. hiç rahat vermediniz; eleştirdiniz, dalga geçtiniz. bugün enkazdan cansız bedeninin çıktığı haberini gördüm. tabi ki birçok kaybımız var ve hepsi üzücü. ancak soruyorum; değer miydi? küçümsemeye, dalga geçmeye değer miydi? hayat bu kadar kısayken onun çabalarını hor görmeye değer miydi?

  • ucuzunu almayın ne çıkacağı belli olmuyor. ailem almış yaklaşık bir litre. üzerinde leylak yazıyor ama bildiğin misk yağı kokuyor. kendimi günahsız hissediyorum şu an.

  • benim değil ama bi arkadaşımın yaptığı ise 5 kısılık japon kafilesini başlarında rehber olmadan kıbrısa tura gönderecekti.. gerizekalı andaval ucak biletini kesen kız ercan havalimanının ecn olan havalimanı kodunu erc diye kesiyor bilete bakmıyor ve garibim 5 tane japon bi başlarına erzincana gittiler.

    japonlarla iş yapanlar bilir ki bu insanlar cok fazla sorgulamazlar kendilerine soyleneni yaparlar.. bunları havalimanına bırakacak olan sofor dıs hatlara bırakıyor ama yocular iç hatlara gidip bi güzel erzincan a gittiler.

    kimse de dememiş ki aga bu nedir.

  • içimizde utanma arlanma duygusu olmayan bir arkadaşın tuvalette sıçışını herkese canlı şov şeklinde herkese izlettirmesi. izleyenlerin de sanat eserine bakıyor gibi "çok şekil sıçıyor", "şurdaki ovallikler vs" tarzında sürrealist yorumlar yapması.