hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • -hangisi farklıdır? kalem-çilek-elma-muz?
    +tabiki çilek!
    -kızım bak 3 tanesi meyve bir tanesi alakasız bir nesne..
    +çilek!
    -gerizekalı..

  • bencil bir varlık beyanı. doğru ama o ve onun gibiler sümeyye'ye at alınsın diye, emine hanım mangoyu kurutup saklasın diye, tayyip hergün bıldırcın yesin diye vergi veriyor. bir köpeğin günlük ihtiyacı ile aksaray'ın 1 saatlik elektrik giderini mukayese edemeyen vicdansızlar utanmadan buraya bu fikrini yapabiliyor. vay be. bunlara da insan diyorlar.

  • evet, temel hak dediğin şey cumhurbaşkanının kendine üç saray yaptırıp on üç uçak alması falandır. devletin ne alakası var eğitimle öğrenciyle falan, manyak mısınız nesiniz?

  • marvel evreni'ndeki büyük uzaylı ırklarından bir tanesi. binlerce yıl önce skrull denen ırka mensup bireyler, kree ırkının yaşadığı gezegen olan hala'ya geldiler. tabi o zamanlar skrulllar pis savaşçı bir ırk değil, kendilerine ticaret yolları oluşturmaya çalışan, barış dolu bir ırktı. bunlar hala'ya gelince burada iki büyük ırk olduğunu gördüler, kree ve cotati. hangisine yardım edelim gelişsinler derken, bi' karar vardılar, iki ırktan çeşitli sayıda üye alıp, bunları ay'a getirdiler burada ellerine teknolojik donanım verip hadi bakalım beğeneceğimiz bi' şey yapın diyip gittiler. kree ırkı burada görkemli bir şehir yaptı, cotati ise güzel bi' bahçe yaptı. skrull'lar geri döndükten sonra yarışmayı cotati ırkının kazandığını söylediler, kree ırkı bunu çekemedi, skrull'lara ve cotati'lere saldırdı öldürdü, gemilerini alıp kendi gezegenlerine döndüler. burada geminin teknolojisini çözüp teknolojik atılımlar yaptılar, sömürgeci olup diğer gezegenlere yayıldılar. işte skrull'larla kree ırkının rekabeti buradan doğdu. birbirleriyle amansız bir savaşa girdiler. barışçıl skrull'lar bu yüzden savaşçı bir hale geldi.

    bu yüzyıllar süren savaş süresinde skrull'lar cosmic cube denen silahı geliştirdiler. kree ırkı da biz de bi' silah yapalım dedi, organik bi' süper bilgisayar olan supreme intelligence'ı yarattı. savaş sırasında dünyanın yakınlarına gelen kree ırkı buradaki insan türünün genetik potansiyelini farketti. (bkz: celestials)
    buradan insanları alıp üzerinde deneyler yaptılar, sonucunda inhumans denilen tür ortaya çıktı. kree ırkı dünyadan gitmeden, yer altına gömülü nöbetçi robotlar bıraktılar. çoooook uzun yıllar sonra, insanlık geliştikten falan sonra, bu robotlardan bi' tanesi fantastic four'la savaştı yenildi, robottan haber alan kree topluluğu hemen ronan the accuser adındaki cengaver savaşçıyı dünyaya yolladı. işte modern marvel karakterleriyle kree ırkının ilk karşılaşması bu şekilde oldu.

    sonraları kree-skrull war dünyaya da bulaştı. avengers falan çok uğraştı bu iki ırkla ama sonuçta savaş bitti.

    kree'ler mavi ve pembe tenli olmak üzere ikiye ayrılır, aynı insan gibi vücutları vardır. şu anda supreme intelligence tarafından yönetilmektedirler.

  • biz muhabbet kuşumuzu almak için uzunca bir süre bekledik. zira, yumurtadan yeni cıkmış olsun istedik. aldığımızda tüyleri bile yeni yeni çıkıyordu. alıp eve getirdik ve resmen bir evlat gibi baktık. uçmayı bilmiyordu, yemleri kıramıyordu velhasıl baya uğraştık.

    uçmayı öğrendi, sabahları kahvaltı soframızı işgal etti hatta. yemek yerken görünce hemen atlayıp dudaklarımızı ısırırdı ağzınızdaki yemeği yemek için. velhasıl çook cana yakındı. pencereye sineklik taktırmıştık kafeste durmak istemiyordu çünkü.

    babannem bir gün çok daralmış, ona defalarca tembih ettiğimiz halde sinekliği açmış, güzelim hayvan çekip gitmişti. nasıl ağladığımızı unutamıyorum. babam akşam eve geldiğince çok üzüldü. babanneme kızdı haliyle. zira bu evde babamın şefkatini o kuştan başka kimse görememişti. hatta sinirden sinekliği söküp kırdı. (abartı gelebilir ama o acı çok başka inanın)

    her boktan işte olduğu gibi anneme söyleme işi de bana devredildi. '' sen bağrımı yaktın kızım benim. onun senden tek farkı, onu doğurmamış olmamdı.'' üzüldü baya ağladı. gece hiç uyuyamadık. erkek kardeşimi kendiyle konuşurken yakaladım. ''uyu uyu, belki rüyana gelir. hemen uyu'' yavrum benim nasılda üzülmüş.

    1 aylık muhabbet kuşu ne adam gibi uçabilir, diğer kuşlardan kaçabilir ne de kediye yem olmaktan kurtulabilirdi. gece hiç uyuyamadım, bir ara dalacak gibi oldum 10 - 15 dakika. rüya gördüm hemencecik. kuşumuz geri dönüyormuş-da ben kafese koyuyormuşum-da yoh yea...

    sabah pencereleri açıp evi havalandıracak gibi oldum.

    kafamın üstünde kanat çırpıyordu. çığlıklar atıp evi ayağa kaldırdım. hepsi başıma üşüştü.

    inanın bana gidişinden çok, gelişine ağladım. inanılmaz duygulandım. hiç bilmediği halde gece dışarda kalmış, sağ salim dönebilmiş. üstelik daha önce balkona hiç çıkarmadığımız için çevreyi de tanımıyordu. evin dışını bilmeden, daha evde konacak yer bulamayıp yere çakılan miniğimiz geri gelmişti. inanılacak şey değildi.

    kafamın tepesinde ötüyor hınzır şimdi :)

    not: yeniden bir sineklik alınıp takıldı.

    ekleme: sonrası için #58067255

  • bir türlü anlayamadığım durum.

    ilkokul 4'ü bitiren bir oğlum var, hem de iyi bir devlet okulunda okudu. tüm derslerinde başarılı da bir öğrenci.

    arkadaş 4 sene boyunca her dersi, ödevi el yazısı ile yazdırdılar. çocuk 10 yaşına geldi, hala doğru dürüst düz yazı yazamıyor.

    az biraz düz yazı gösterilse de hiç bir zaman herhangi bir derste bu tür yazımı kullanmadılar.

    bunun mantığı ne arkadaş?
    hangi kitap el yazısı ile yazılıyor?
    hangi internet sitesinde el yazısı kullanılıyor?

    lan düşünüyorum, düşünüyorum içinden çıkamıyorum.

    bizim dönemimizde el yazısı vardı ama sadece ayrı bir dersti. hokka ve çini mürekkebi ile güzel yazı yazmaya çalışırdık o kadar.

    şimdi oğlumun yazdıklarını ben bile okuyamıyorum.

    tüm dünya eğitim sistemini kolaylaştırmaya, sadeleştirmeye ve çocukların seveceği bir hale dönüştürmeye çalışırken bunun anlamı nedir?

    kafamda deli sorular.

  • üniversiteye anadolunun küçük bi köyünden gelmis bi adam var. hoslandigi da bi kiz. bigün arkadaslari yari gaza getirmek mahiyetli, yari ciddi bi sekilde bunu kenara çekerler. anlatirlar durumu:

    - olm sen gidip konusmazsan bu tip olaylar hiç baslamaz. gidecen tanisacan kizla, muhabbet kuracan.

    gazi almistir. kizi bigün takip eder arkasindan. bütün cesaretini topladigi sirada iyice yaklasir ve kizin sirtina pat pat diye dokunur. kiz nooluyo gibisinden buna döner ve bakar. ama gencimiz bu noktada heyecandan tikanir. aazindan tek kelime çikmaz. kiz

    - nooldu?

    diye sordugu sirada da..:

    - sevmek suç mu?

    diye patlar...