hesabın var mı? giriş yap

  • köprü direk yukarıya bağlı, belediyenin konu ile alakası yok. ekrem başkana bağlamak isteyen cahiller çıkabilir, belirtmek istedim.

    allah sabır versin günlük karşıya geçenlere. çekilecek dert değil.

  • 45 çocuğa tecavüz edilirken sessizce başını yastığın altına gömenlerin ve tecavüzlere tepkisiz kalanların açtığı hastag.

  • 500 diyanet personeli için alanya'da 5 yıldızlı alan xafira deluxe resort hoteli'ni 5 günlüğüne kapatmışlar.

    https://twitter.com/…k33/status/1465695467598057475

    ekonomik çöküşün ortasında vergilerimizle şu anda açık büfe keyfi yapıyorlar. oradan dönüp millete porsiyonlarınızı küçültün, israftan kaçının, 2 kilo yerine 2 adet domates alın diyecekler yüzsüzce.

  • şirin ünal şey değil mi bu arada..
    evinde çalışan nadira kadirova'ya tecavüz edip öldürdüğü iddia edilen milletvekili değil miydi? yumurta yarışılrı falan.. rumeysa gümbürtüye gitme bak.. aman diyim

  • hem işlerin yürütülüp hem de yatılabildiğinin fark edilmesiyle iş verenlerin sinirlerini bozan gerçektir. çalışmak demek ömür kısaltacak streslere girmek zorunda olmak demek değildir. ofise ulaşımın ve ofiste bulunmanın yapılan işten bağımsız olarak ne kadar zaman ve enerji harcadığının farkına varacağına "evde boşa çıkan zamanı nasıl denetleyerek doldurabiliriz?" diye düşünen boomerların tez zamanda yaşlanıp emekli olması dileğiyle.

  • ciğer amk ciğer
    sadece 18 ay önce kuzu ciğerinin kilosu 15 liraydı. sürekli evde ciğer yapardık. yanında sumaklı soğan salatası ve acılı şalgam suyu ile beraber tam bir şölen olurdu bizim için. şimdi 47 tl. sadece 18 ay geçti yüzde 300 arttı.
    edit: evet arkadaşlar yüzde 200 arttı. hepinize tesekkur ederim.
    edit: 67 oldu.
    edit: 80 oldu namussuz.
    rrrawrrr'ın uyarısı ile gelen edit: 110 tl olmuş.

  • bir resim, sadece nesnelerin/figürlerin yan yana getirilmesi midir?

    hiç şüphesiz ki, nesnesiz bir dünya arzusuyla eserlerinde figürasyonu reddeden kazimir maleviç'in suprematist dehâsının doruk noktası olarak kabul edilen 1918 tarihli beyaz üzerine beyaz isimli tablo bu sorunun cevabıdır.

    nesneden, figürden ve hatta renkten arınmış; saf ruhun temsili olan tablo, sanat tarihindeki ilk monokrom olarak kabul edilir ve sanatçı, fiziksel dünyaya herhangi bir göndermeden yoksun olmasını amaçladığı bu sıra dışı kompozisyonla varlığı maddeden ayırarak özgür kıldığı eseri sonsuzluğa ulaştırır.

    iki beyaz kareyi üst üste bindiren sanatçı, 1915 tarihli siyah kare isimli tablosuyla zaten ulaştığı aşırılığın ötesine geçmeyi başarır. beyazın iki tonunu daha iyi ayırt etmemizi sağlayan ton farklılıkları dışında, siyah kareden farklı olarak, beyaz bir tuval üzerine yerleştirilen beyaz kare, üst kısımdan hafifçe sağa doğru eğilir ve bu asimetrik etkiyle saflığın bile kusurlu olduğunu kanıtlamaya çalışan sanatçı, metafizik resmin sınırlarını zorlar.

    üretken ve devrimci bir sanatçı olan maleviç, 1918'den itibaren giderek daha da radikalleşir, ancak figüratif olmayan sanatı, burjuva sanatı olarak kabul eden ve ülkenin toplumsal gerçeklerini yansıtan bir sanat anlayışını tercih eden stalinist hükümet, maleviç ve suprematizm'i kınar. sanatçı, baskı ve yasaklamalarla figüratif sanata geri çekilmeye zorlansa da sanatıyla ulaştığı boyut sayesinde, soyut sanatın en sembolik sanatçılarından biri olması önlenememiştir.

  • ve yine yeniden ekşi sözlük ve şurekası yazarların ip'lerini savcılığa verirken konu yazarlara lütfedip de "bilader senin bir dava olayın var, bilgilendireyim dedim" mesajı atmaya bile tenezzül etmemişlerdir.

    sonra gezersiniz tv'lerde leoparın kuyruğu diye.

    aferin lan sizi özgürlük savaşçıları sizi

  • öğrenmek için kafayı yemeden önce umarım buraya bakarlar. zira kafe sahipleri sundukları oyunu asla anlatamaz.

    nasıl oynanır
    öncelikle malzemeleri anlatayım, 6 kişi oynadığınızı varsayalım, herkeste 6 tane kart ve 1'den 6'ya kadar numaraların yazılı olduğu şeylerden* olur. kartlar görüldüğü üzere her yoruma uyabilecek kadar absürt görsellerdir. oyunda bu noktada döner zaten. oyuna başlayan kişi elindeki kartlardan birini seçer ve diğer oyunculara göstermeden kartı tasvir eder (tasvir konusuna ve puanlamaya geleceğim) diğer oyuncular da elindeki kartlardan bu tasvire en uyumlu kartı yine kimseye göstermeden tasvir eden oyuncuya verir. tasvir eden oyuncu da tüm kartları topladıktan sonra yere açar ve herkes kartları görür. fakat herkes kendi kartı dışında hiçbir kartın sahibini bilmez. amaç da budur, tasvir edenin kartını bulmak. peki bunu nasıl yapıyoruz? en üstte söylediğim, üzerinde numaraların yazılı olduğu şeyleri kullanacağız. şimdi kartlar ortaya açıldı ve biz tasvir edenin kartının 3. sıradaki kart olduğunu düşünüyorsak 3 numaralı şeyi tasvir edene kimseye göstermeden vereceğiz. kimse kimsenin tahminini görmemeli, bunu açıklamaya gerek yok. tasvir eden tüm numaraları topladıktan sonra numaraları açar ve puanlamaya geçilir. puanlama aşağıda.

    şimdi örnek oyun kurgulayalım.
    ben tasvir edenim. elimdeki kart örneğin kuş görseli olsun. ben çıkıp "kanat çırpmak" "özgürlük" falan dersem kartlar ortaya açıldığında herkes benim kartımı rahatlıkla tahmin eder. haliyle bariz tasvirler, herkes doğru bildiği için tasvir edene puan kazandırmaz. aşırı kapalı ya da alakasız anlatımlar da diğer oyuncuların kartına tahminleri kaydırabilir bu sefer kimse bilemez yine puan kazanamam.

    ben tahmin edenim. tasvir eden bir şeyler söyledi. elimdeki kartlara bakıp diğer oyuncuların aklını çelebilecek, benim kartıma tahmin oynayabilecekleri şekilde bir kart koyup puan almam lazım. en alakalı kartımı seçip tasvir edene veriyorum.

    puanlama
    tasvir eden: herkes doğru bilirse veya kimse bilemezse 0 puan. aksi halde 3 puan.
    doğru tahmin etmek : 2 puan
    ortaya koyduğunuz karta tahmin koyulursa: her tahmin +2 puan

    *numaratörlere "şeyler" diyip durdum, çünkü her kafede numaratörler kaybolur. artık sizin oynadığınız yerde ne varsa onlarla oynarsınız.

  • bizim arkamızda her dediğimize inanan mal sürüsü var, korkun lan bizden demeye getirmişler. havuz medyası hem okuyucusu ile hemde cemaat ile taşak geçiyor. her ikisi de windows falan kullanıyordu dememişler ona da şükür.

    şu fıkraya benziyor, kıssadan hisse;

    bir gün hz. ali'nin taraftarlarının yoğun olduğu küfe'den, bir arap, devesiyle şam'a gelmiş. şam sokaklarında dolaşırken biri ona yanaşmış:
    - ver o dişi deveyi bana! demiş. tartışma büyümüş, küfe'den gelen adam, "bu deve benimdir, üstelik dişi değil, erkektir" diye itiraz etmişse de anlaşamamışlar. konu muaviye'ye yansımış.
    halk meydanda toplanmış... muaviye, küfe'den gelenle şam'da deveye sahip çıkan yerliyi dinledikten sonra, kararını açıklamış:
    - bu dişi deve şamlınındır!
    sonra toplananlara dönmüş ve sormuş:
    - ey cemaat, bu dişi deve kimindir?
    cemaat hep birlikte bağırmış:
    - şamlınındır!
    küfeli şaşkın bir vaziyette devesinin ardından bakakalırken, muaviye onu yanına çağırmış:
    - ey küfeli, dinle! sen de ben de biliyoruz ki, bu deve senindir ve dişi değil, erkektir. ama sen küfe'ye dönünce gördüklerini ali'ye anlat ve de ki: "ey ali, muaviye'nin, dişi deveyi erkekten ayırt edemeyen, o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! ayağını denk al!"
    edit:imla